9 Mart 2007 Sayı: 2007/09(09)

  Kızıl Bayrak'tan
   Kuşatmayı yarmak için devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim!
  Irkçı-şoven histeriye karşı işçilerin birliği,
halkların kardeşliği!
  Kamu TİS’leri hükümetin ve sendika
ağalarının seçim taktiklerinin gölgesi altında
Darbeci Evren’in yeni çıkışının anlamı
Türkiye’de ve dünyada metal işçilerinin
ücretlerinin satın alma gücü - Yüksel Akkaya
Ticari Eğitime Karşı Gençlik koordinasyonu’nun 4. toplantısı…
 Ekim Gençliği’nin 100. sayı etkinliği...
  “Geleceğimiz hakkında söz söylemek
bizim için acil bir ihtiyaç!..”
  13-14 Nisan “GATS, AB Uyum Sürecinde Meslekler Nereye? Sempozyumu...”
  İşçi sınıfının kurtuluşunun kadınların da kurtuluşu olduğunu gören, bunun için
çarpan bir yürek…
  Kadınlar emperyalizme, şovenizme, sömürüye ve ezilmeye karşı alanlardaydı!
  8 Mart etkinliklerinden.
  8 Mart faaliyetlerinden...
  Grev tüm Airbus işletmelerinde!
  Dünyadan kısa kısa...
  ÖSS’ye karşı mücadeleye!
  Özgürlük ve gelecek mücadeleyle
kazanılır!
  Devrimci yurtsever gençlik, durumu görev ve sorumlulukları
  Etkinliklerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Ekim Gençliği’nin 100. sayı etkinliği...

Ekim Gençliği’nin 100. sayısı çerçevesinde yürüttüğümüz çalışmamızı güçlü bir etkinlikle taçlandırdık. 3 Mart günü Öteki Tiyatro salonunda gerçekleşen etkinliğimiz başarılı bir düzey yakaladı. İçerik olarak güçlü geçen etkinliğimiz, katılım bakımından da belli bir ilgiye konu oldu. Etkinlik sona erdiğinde katılımcılarda coşku ve memnuniyet gözleniyordu.

Program, kısa bir konuşmanın ardından, mücadelede yitirilenler anısına saygı duruşu ile başladı. Bu esnada sahnede, sinevizyon yöntemi ile Kızıl Bayrak’ımız dalgalandı.

Saygı duruşunun ardından bir yoldaşımız “Dünyanın bütün dillerini konuşuyoruz!” şiarlı kampanyamızı anlatan güçlü bir açılış konuşması yaptı. “Ya barbarlık ya sosyalizm” isimli kısa sinevizyon gössteriminin ardından BDSP temsilcisi konuşma yaptı. Konuşmasında genel olarak siyasal sürece değindi, devrimci yayın faaliyetinin önemini vurguladı. Bir yoldaşımız Ümit yoldaşın kaleme aldığı ve Ekim Gençliği’nin 100 sayılık geçmişinin zenginlikleri arasında yeralan yazılarından “Tek Renk Kızıl”ı okudu. Başarılı biçimde okunan metin duygusal anlar yaşattı.

Mamak İşçi Kültür Evleri’nin hazırladığı “Kukla” isimli sokak tiyatrosu gösterildi. Öğrenci gençliğin sorunlarına ve genel siyasal sürece politik bir bütünsellik içinde eleştirel bir yaklaşım sunan oyun izleyiciler tarafından başarılı bulundu. Tiyatronun ardından yine Ümit yoldaşın kaleminden “Başka Bir Ülke Bulamazsın” isimli yazı okundu. Güçlü bir alkış alan bu yazıdan sonra gençlik hareketinin tarihinden veriler sunan ve hareketin güncel sorunlarını işleyen “En Güzel Yüz Metreyi Koşanların Öyküsü” isimli sinevizyon gösterildi. Konuyla ilişkili olarak Ekim Gençliği’nin misyonu üzerine bir konuşma gerçekleştirildi.

Aranın ardından “Gençlik İçinde Devrimci Yayın Faaliyeti” başlıklı sunum gerçekleştirildi. Anlamlı bir hazırlığa konu edilen akıcı sunum, konuyu somut güncel noktalara bağlayarak belli başlıklara değindi. Etkinlik programı dahilinde serbest kürsü bölümü gerçekleştirildi. Bu bölümde anlamlı konuşmalar gerçekleştirildi.

İlk olarak konuşan bir annemiz, etkinliği çok anlamlı bulduğunu, bu kadar beğeneceğini düşünmediğini ifade etti. Özellikle sinevizyonlarda gösterilen karelerin bir dönem yaşanan gerçekleri aktarması açısından son derece başarılı olduğunu ifade etti. Sonrasında konuşan bir yoldaşımız, Ekim Gençliği’nin faaliyetinin bugünkü kuşaklarca çok bilinmeyen ve hatırlanmayan süreçlerine dair deneyim aktarımında bulunduğunu, yakalanan başarının kökenlerine değinen güçlü bir konuşma yaptı. Bir okurumuzun 100. sayısında böylesi anlamlı bir etkinlik gerçekleştiren Ekim Gençliği’nin 200. ya da 300. sayılarının beklenen güzel günleri somut olarak müjdeleyen sayılar olması temennisinde bulundu.

Bu bölümle birlikte salondaki tek yönlülük olumlu bir şekilde kırılmış, etkinliğin etki düzeyi arttırılmış oldu.

Grup Günyüzü farklı coğrafya ve dillerden ezgileri ile bir müzik ziyafeti sundu. Balkanlardan Lübnan’a kadar bütün coğrafyaların mücadele ve dostluk duygularını yansıtan ezgiler ilgi ile dinlendi. Dinleti halaylarla sona erdi.

Dinletiden sonra kapanış konuşmasını yapmak üzere bir yoldaşımız kürsüye çıktı. Etkinliğe sağlanan anlamlı katılım, bunun ötesinde etkinlikte ortaya konan zengin içerik, coşkulu ve devrimci atmosferin sağladığı birliktelik, dönemsel olarak öne çıkarılan şiar ve politika ekseninde sağlanan etkinin anlamına değindi. Komünistlerin genel ideolojik platformunun güçlülüğü somut tarihsel örnekleri ile gerekçelendirilip örneklendirildi. Güncel bir örnek olarak 8 Mart sürecine değinildi. 4 Mart eylemine çağrıda bulunuldu. İçine girdiğimiz siyasal sürecin önemine değinildi, baharı kazanmak için mücadele çağrısı yapıldı.

Etkinlik Enternasyonal’in ardından sona erdi.

Etkinliğe yaklaşık 80 kişi katıldı. Etkinliğimize Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği ve Eğitim Fakültesi Öğrenci Topluluğu Gazetesi tarafından destek mesajları sunuldu.

Ankara Ekim Gençliği


YTÜ’de yeni bir yolsuzluk!

Üniversitelerde yaşanan yolsuzluklara bir yenisi daha eklendi. YTÜ’de sahte reçeteler ve öğrencilerin sağlık karneleriyle, üniversitedeki yetkili kişilerin belirli eczanelerle anlaşarak yaptığı yolsuzluğun boyutlarının 5 milyon YTL’yi bulduğu belirtiliyor.

YTÜ’deki ilaç yolsuzluğunda üç ayrı yöntem kullanılmış. Yolsuzluk, öğrenciler adına sahte reçete düzenlenerek yapıldığı gibi üniversiteden sağlık karnesi almayan öğrencilerin adına karne çıkartılıp, bu karneler üzerinden ilaç alımı gerçekleştirilerek de yapılmış. Yolsuzlukta çalışanların reçeteleri de kullanılmış. Özellikle yüksek fiyatlı ilaçlar yazılmış. Çalışanların durumu farketmemesi için genellikle sağlık kurulu raporuyla ilaç alan kişiler seçilmiş. Sağlık kurulu raporu olmayan hastalar ilaç ücretinin yüzde 20’sini ödemek zorunda oldukları için bu yöntemin sadece raporlu çalışanlara uygulandığı belirtiliyor.

Yönetim kameralarla, özel güvenlik şirketiyle öğrenciler üzerinde kurmak istediği tahakküme öyle yoğunlaşmış ki, olup bitenleri görmekte aciz kalıyor. Belki de görmemeyi tercih ediyor. Ama aynı yönetim muhalif öğrencileri en ufak adımlarına kadar takip edip, isimlerini ezbere biliyor. Düşüncelerini ifade ettiklerinde de soruşturmalarla, cezalarla seslerini kesmeye çalışıyor.

Bu yolsuzluk YTÜ tarihinde ilk değil, son da olmayacaktır. İki sene önce yine bir memur zimmetine trilyonlar geçirerek yurtdışına kaçmıştı. Bunu dile getiren öğrencilere verilen yanıt soruşturmalar olmuştu.

Ekim Gençliği/YTÜ


YTÜ yönetimi soruşturmada sınır tanımıyor!

Geçtiğimiz dönem üniversitelerdeki muhalefeti sindirmek amacıyla ülke genelinde üniversitelerde yaşanan soruşturma sürecinden YTÜ de payına düşeni almıştı. Rektörlük-polis işbirliğiyle yürütülen soruşturmalar ile birlikte üniversiteler bizzat devlet eliyle birer soruşturma makinasına döndürülmüştü. Süreç karşısında örülen soruşturma karşıtı mücadelede diğer yerel ve genel gündemlerle örülen süreçler de tekrar soruşturmalara konu olmuştu.

Bu süreçte muhalif unsurları okul dışarısına çıkararak rahat bir nefes alabileceğini düşünen YTÜ yönetimi, karşısına dikilen soruşturma karşıtı “kapı dışı” mücadele ve yemekhane boykotu süreciyle birlikte muhalefeti bastırmanın o kadar da kolay olmadığını tekrar görmüş oldu.

Her daim elindeki soruşturma sopasını devreye sokan YTÜ yönetimi dönem dönem kantarın topuzunu kaçırarak “akıl“ ve “mizah sınırları“nı iyiden iyiye aşabilmiştir. Yemekhane zammına karşı futbol maçı izleyen, akordiyon çalan, solcu olduğu tesbit edilen, NTV’ye basın açıklaması niteliğinde röportaj veren “potansiyel suçlu” öğrencileri “hak ettikleri” soruşturmalar ile karşılayan YTÜ yönetimi bu zincire bir yeni halka daha ekledi.

Geçtiğimiz dönem “Yükseköğretim Kurumu’ndan çıkarılma cezası” alarak okuldan atılan bir arkadaşımız, mahkeme kararıyla okula geri döner dönmez, öğrenci olmadığı ayları içeren bir şekilde 16 adet “suç”u kapsayan soruşturma süreciyle karşılaştı. Belirtilen tarihler için isnat edilen fiilleri, oturma eylemine katılmak, yemekhane zammına karşı basın açıklamalarına katılmak, içeriye izinsiz yemek sokmak, cezalı olduğu halde okul içerisine girmek vb. “Resmen” öğrenci olmayan arkadaşımız için YTÜ yönetimi, kendi hukukunu da bir kenara iterek yönetmeliği geriye doğru işletmeye çalışmaktadır.

Dönen çarka çomak sokan unsurların tekrardan okul içersine girmesi YTÜ yönetimini oldukça rahatsız etmiş gözüküyor. Ancak mevcut statüko içerisinde YTÜ adı gündeme bol bol soruşturmalarla, anti-demokratik uygulamalarla (onlar olmazsa dolandırıcılık ve yolsuzluk haberleriyle) gelmeye devam edecektir.

YTÜ Ekim Gençliği


KTÜ’de Toplumcu Mühendislik çalışması

İkinci dönemde KTÜ’de toplumcu mühendislik ve mimarlık çalışmasına devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta “Rüya bitti” kampanyası çerçevesinde mühendislik ve mimarlık fakültelerinde yoğun bir faaliyet yürüttük. Kuşlamalar yaptık, panolar hazırladık. Hafta içi de hazırladığımız materyallerin “Rüya bitti!/Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Öğrencileri” yazarak öğrencilerde soru işareti oluşturmaya çalıştık. Diğer taraftan gazetemizin yaygın satışını gerçekleştirdik. Şimdilik çalışmamız ajitasyon ve propaganda şeklinde sürüyor.

Çalışmayı şehir merkezine taşımakta bazı zorluklar yaşıyoruz. Şehrin gerici olmasından kaynaklı henüz yerelleşemedik. Odalarla ilişki kurmaya çalıştık ancak anlamlı bir sonuç alamadık.

Üniversitede oluşturacağımız komisyonla daha etkin bir şekilde toplumcu mühendislik ve mimarlık çalışmamıza kilitleneceğiz.

Trabzon Toplumcu Mühendislik ve Mimarlık Öğrencileri


İzmir’de Genç-Sen forumu

İzmir’de 3 Mart’ta Genç- Sen forumu gerçekleştirildi. Sendika gerekçelendirilmesi ile başlayan forum, gençlik hareketi tarihi ile ilgili yapılan sinevizyon gösterimi ile devam etti.

DİSK yöneticisinin ve Fransa’daki sendika denetimini aktaran bir öğrencinin sunumundan sonra serbest kürsüye geçildi. Verilen müzik dinletisinin ardından serbest kürsüden konuşmalar devam etti.

Yaklaşık 40 kişinin kürsüyü kullandığı forumda bir öğrencinin “DİSK’in neden bir öğrenci sendikası kurmaya çalıştığı” sorusu dışında sendika fikrini olumlayan konuşmalar yapıldı.

Foruma yaklaşık 150 kişi katıldı.

Ekim Gençliği/İzmir