06 Ekim 2006 Sayı: 2006/39 (39)
  Kızıl Bayrak'tan
   Düzen ordusunun dizginleri ele almaya
yönelik çıkışları
  Türkiye'nin gerçek anayasası ya da
kontrgerilla devleti gerçeği!
  Egemenlerin utanç verici Amerikancılık
yarışı
  Erdoğan'ın ABD ziyaretinden yansıyanlar
  PKK'nin yeni ateşkes süreci ve ötesi
Üniversitelerde sertleşen süreç ve
büyüyen tepki
Kadın emeğinin istihdama katılımı
çalışmaları ve kapitalist düzen gerçeği
Yasaların dili ve
sendikaların tututumu/ Yüksel Akkaya
Darbe şakşakçıları vazife başında!
 Gelişen saldırıları göğüslemek için
Devrimci birleşik mücadelenin artan
önemi / Orta sayfa
  Ulucanlar anmalarından
  Emekli-Sen Kartal Şube Başkanı Emir
Babakuş'la 7 Ekim mitingi üzerine
konuştuk
  Ders din kültürü ve ahlak bilgisi... Konu
Kneipp kürü!
  Türkiye Sosyal Forumu
etkinliklerinden
  Genel-İş Sendikası işyeri temsilcisi Göker
Şahin ile sınıf hareketinin durumu ve İstanbul İşçi Kurultayı’nı konuştuk
  Gürcistan: NATO-Rusya çekişme arenası
  Ortadoğu'da savaş cephesini genişletme
tehditleri!
  Meksika'da öğretmenlerin grevi sürüyor
  Brezilyaída başkanlık seçimleri ikinci
tura kaldı.
  Sorgulanan Doğu
  ESP ile dayanışma eylemlerinden
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Meksika'da öğretmenlerin grevi sürüyor

Latin Amerika ülkelerinden Meksika'da da toplumsal hareket güçleniyor. Zapatista egemenliğindeki güney eyaleti Chiapas, hileli seçimlerin ardından yüzbinlerin eyleminin bir türü durulmadığı başkent Mexico City ve Oaxaca'da öğretmenlerin aylardır kararlılıkla süren grevi...

Bu eylemlerin en önemlisi kuşkusuz öğretmelerin grevidir. Ulusal öğretmenler sendikası tarafından sürdürülen grev altıncı ayına girerken, sendikanın Oaxaca'da örgütlü Section 22 şubesinden bir kez daha “greve devam” kararı çıktı. Şube Başkanı Enrique Rueda Pacheco, Vali Ulises Ruiz Ortiz'in görevden alınması yönündeki talepleri kabul edilmediği takdirde grevin kitlesel ve birleşik bir şekilde devam edeceğini ve ancak bu amaca ulaşıldıktan sonra yeni bir öğretim yılının başlayacağını açıkladı.

Sendika, halka dönük baskıların durdurulması, halka saldıranların cezalandırılması ve politik tutsakların koşulsuz olarak derhal serbest bırakılması yönündeki taleplerinin de arkasında duruyor.

Siyasi talepli grevi kararlılıkla sürdüren öğretmenler sendikası, Oaxaca Halk Meclisi'nin (APPO) kurulmasına da öncülük etti. APPO, eyalet yönetimini tanımadığını açıklayarak kendi yerel iktidarını ilan etti. APPO tarafından gerçekleştirilen toplantıda konuşan öğretmenler sendikası şube başkanı Pacheco, Oaxaca Halk Meclisi'ni oluşturdukları diğer örgütlerle birlikte direnişi sürdüreceklerini, parçalı değil tek bir cephe olduklarını söyledi.

Halk Meclisi'nin attığı bu adım, hem Meksika rejimi, hem de hileli seçimle başkanlık koltuğuna oturan Calderon'un destekçisi Washington'daki savaş çetesinin dikkatlerinin Oaxaca eyaletine çevrilmesine neden oldu. Zira emekçilerin hakim rejime rağmen inisiyatif kullanması, her durumda sermaye ve yardakçılarının huzurunu kaçırır. Nitekim hükümet yanlılarının kurduğu “şok birlikleri”nin provokatif saldırılara girişmesi, federal polisin ve ordunun da bu durumdan istifade ederek kente saldırmasından endişe ediliyor.

Buna karşın hükümetin kolluk kuvvetlerini harekete geçirerek bir saldırı başlatmasını bekleyen Halk Meclisi ise barikatları güçlendiriyor. Meclis, herhangi bir askeri saldırının 14 bin okulda ve eyaletin diğer bölgelerinde direnişle karşılaşacağını açıklarken, öğretmenler, eyalete dönük askeri müdahalelere karşı olduklarını ve askerlerin kışlalarına dönmesini istediklerini bildirdi. Halk Meclisi'ne ait radyonun ise gelişmeleri sıcağı sıcağına aktardığı, barikatların güçlendirilmesi ve saldırıya hazır olunması çağrısında bulunduğu bildiriliyor.

APPO benzeri halk örgütlerinin ülkenin diğer bölgelerinde de belirmeye başladığını bildiren haberler, emekçilerin fiilen süren direnişlerden öğrenerek egemenlere karşı mücadeleyi güçlendirebildiğini göstermektedir.

Oaxaca'daki direniş, ülkenin diğer bölgelerindeki işçi ve emekçilerden hak ettiği desteği alabilirse eğer, Meksika'da toplumsal muhalefetin yeni bir evreye sıçrama olasılığı yüksek olacaktır.

-----------------------------------------------------------------------------------

Kapitalizmin metropollerinde göçmenler barınma hakkından bile yoksun

“Seçilmiş göç” adı altında uygulanan ırkçı yasa ile Fransa'daki göçmenler, artık polis zoru ile sınırdışı ediliyor. Göçmenlerin barınma, eğitim ve çalışma haklarının kaba bir şekilde gasp edilmesi anlamına gelen bu uygulamaya karşı verilen mücadele de devam ediyor.

Sözü edilen hoyratça proje ile çocukları eğitim gören oturumsuz aileler de sınırdışı ediliyor. Yasanın hayata geçmesinin ardından çok sayıda çocuklu aile tutuklanarak sınırdışı merkezlerine götürüldü, oradan da ülkelerine gönderildi. Okullarda “oturum izni” olmayan çok sayıda öğrenci de polis marifetiyle okuldan çıkarıldı.

Bu arada ırkçı gömen yasa karşıtı eylemler de sürüyor. Bu çerçevede Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan son gösteriye yirmi bin civarında kişinin katıldığı bildirildi.

Fransız rejiminin göçmen politikalarının sert bir dille protesto edildiği gösteride sık sık “Sefalet eken öfke biçer!”, “Buradayım ve hiçbir yere gitmeyeceğim!” şeklinde sloganlar atıldı. Fransa Komünist Partisi, Devrimci Komünistler Ligi, Sosyalist Parti, Paris Belediyesi yetkilileri ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de eyleme katılarak destek verdi.

Yürüyüşe, kaçak göçmenler, insanca yaşmaya uygun olmayan evlerde kalanlar ve demokratik kitle örgütleri de katıldı. Gösteride kaçak göçmenlere oturum izni, evsizlere ev göçmenlerin eğitimden yararlanabilmesi taleplerinde bulunuldu. Paris'in Denfert-Rochereau meydanında bir araya gelen binlerce kişi “Herkese bir konut, kâğıt (oturum izni), bir okul!” pankartının ardından yürüdü.

Kapitalizmin metropollerinden Fransa'da, diğerlerinde olduğu gibi dev boyutlara ulaşmış bir sermeye birikim var. Bu ülke nükleer silahlar geliştiriyor; uzay çalışmaları yapıyor; işgalci ordularını finanse ediyor. Ancak bu ülkede göçmenlerin halen insan gibi barınacakları bir konutları yok. Dahası, ırkçı zihniyete prim veren Fransız burjuvazisi hizmetindeki gerici rejim, artık göçmenlerin varlığına bile tahammül etmek istemiyor. Bundan dolayı giderek saldırganlaşmaktadır.

---------------------------------------------------------------------------------

Bolivya hareketleniyor…

Sağın karşı devrimci girişimlerine karşı hazırlık!

Bolivya'da toplumsal mücadelenin başını çeken, ayaklanmalara önderlik eden El Alto'daki COB, COR gibi sendikalarla mahalle meclisleri federasyonu FEJUVE; Evo Morales başkanlığındaki yönetimin politikalarını ürkek ve yetersiz bulduğu için Sosyalizme Doğru Hareket'i (MAS) eleştiriyor. Buna karşın MAS yönetiminin doğalgaz kamulaştırması ve kısmi toprak reformu gibi adımları, Bolivya burjuvazisinin sert muhalefetiyle karşılanıyor.

Kuralsız sömürü ve yağmaya alışık olan Bolivya burjuvazisi, paralı tetikçileri faşist örgütlenmeler aracılığıyla tezgahladığı provokasyonlarına, gelinen aşamada askeri darbe söylentilerini de eklemiş bulunuyor. Toprak reformuna karşı paramiliter şebekelerini harekete geçiren yağmacı takımı, petrol ve gaz zengini dört eyalette, ABD emperyalizmi destekli bir “ayrılma” politikası izliyor. Ayrılma tehdidinin başını çeken Santa Cruz'da faşist örgütlenmeler, son dönemde sol sendika ve örgüt bürolarına yönelik saldırıları yoğunlaştırmıştır.

Kurucu Meclis'te veto yetkileri bulunan faşist partiler de, Evo Morales reformlara devam ederse Meclis'ten ayrılmakla tehdit ediyor.

Latin Amerika ülkelerindeki diğer ordular gibi Bolivya ordusunun da CİA yönlendirmesiyle işlediği ağır suçlar var. Bu yönüyle sicili fazlasıyla kabarık. Ancak darbe söylentileri üzerine açıklama yapan Bolivya Genelkurmay Başkan, ordunun darbe hazırlığında olduğu iddialarının asılsız olduğunu söyledi.

Doğalgaz alanları kamulaştırıldığında ordudan yardım alınmış, uluslararası tekellerin olası baltalama girişimine karşı askeri birlikler sözkonusu alanlarda bir süre denetim sağlamıştır. Öte yandan Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi için Havana'ya gittiğinde Morales'e üst düzey askeri yetkililer de eşlik etmişti. Morales yönetimi ordunun desteğini alma yönünde çaba harcıyor. Ancak daha önce CİA ile ortak icraatlar yürüten bu ordunun niteliğinde bir değişiklik söz konusu değil.

MAS yönetiminin de orduya yaslandığı söylenemez. Nitekim son gelişmeler üzerine hükümet, köylülerin ilerici süreci savunmak için silahlanması gerektiği yönünde bir çağrı yayınladı. Gereklerinin yerine getirilmesi kaydıyla bu çağrı, MAS'ın da sert geçmesi muhtemel olan çatışmalara hazırlanmaya karar verdiğine işaret ediyor.

Bu arada Morales'in başkanlığa gelmesini sağlayan toplumsal muhalefetin lokomotifi olan El Alto merkezli sendika ve örgütler de, sürece müdahil olacaklarını açıkladılar. Sol muhalefetin başını çeken COB Sendikası, Morales'in politikalarını güvenilmez bulduklarını, ancak sağın karşı devrimci girişimlerine karşı da savaşacaklarını duyurdu.

Tüm veriler, Bolivya'nın sert sınıf çatışmalarının öngünlerinde olduğuna işaret ediyor.