22 Eylül 2006 Sayı: 2006/37 (37)
  Kızıl Bayrak'tan
   Özgürlüğün yolu emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı birleşik devrimci mücadeleden geçer
  Diyarbakır halkı devlet terörüne boyun eğmedi
  Uzun soluklu bir mücadeleye hazırlanmalıyız
  Sendikacılar Miami'ye, askerler Lübnan'a!
  İMF-TÜSİAD patentli sosyal yıkım programlarına geçit vermeyelim!
"Laik Cumhuriyet" düzeninde tarikatlar cirit atıyor
"Meşru ve fiili mücadele" bir söz kalıbı olmaktan çıkarılmalıdır!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
 "Tarihin sonu"ndan "post demokrasi"ye... / Orta sayfa
  Ulucanlar katliamının 7. yılında; Direniş öğretmeye devam ediyor!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği açıldı!
  TMMOB mecliste görüşülen yasalara karşı yürüdü
  Siyonistler savaşı yeniden başlatma tehdidi savuruyor
  14. Bağlantısızlar Zirvesi Havana'da gerçekleşti
  Dünya'dan kısa kısa
  Büyük tekeller rekabetin faturasını işçilere kesiyor
  Diyarbakır katliamını lanetliyoruz! / Sosyalist Şoreşger
  Eylem ve etkinlik haberleri
  Bir-Kar Gençliği "Enternasyonal Gençlik Buluşması"na hazırlanıyor!
  Sermayeyi okullardan, emperyalizmi Ortadoğu'dan kovacağız!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Musa Anter Diyarbakır'da anıldı

20 Eylül 1992 yılında kontgerilla tarafından Diyarbakır'da Seyrantepe 36. Sokak'ta katledilen gazeteci-yazar Musa Anter, vurulduğu yerde düzenlenen bir törenle anıldı. Törene Anter'in dostları, halk ve meslektaşları katıldı.

Anma bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından konuşmalara geçildi. Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayip Temel, Anter'i katleden güçlerin yine işbaşında olduğunu ifade etti. 12 Eylül ile geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da gerçekleştirilen bombalı saldırıya değindi. Anter'in katillerinin halen “ortaya çıkarılmadığı”nı vurgulayan Temel, katillerinin belli olmasına rağmen, bugüne kadar inandırıcı bir açıklama yapılmadığını söyledi.

Daha sonra söz alan Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Ali Öncü ise barış ve kardeşlik temalarını öne çıkardı. Barışın tesisi için bir dönemin karanlık cinayetlerinin açığa çıkarılması gerektiğini, Anter'in tarihi aydınlatacak bir rol oynadığını ifade etti.

DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu Anter'i katledenlerin hala aramızda dolaştığını, bu güçlerin hala kan akıtmaya devam ettiklerini vurguladı. Anter'in çalışma arkadaşlarından Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler de bir konuşma yaptı.

Anmaya katılanlar Anter'in vurulduğu yere karanfil bıraktı. Anma sırasında, bugüne kadar katledilen Kürt basın çalışanlarının resimleri taşındı.

-------------------------------------------------------------------------------------

İHD cezaevlerindeki tecridi ve baskıları protesto etti

İHD, 16 Eylül günü Taksim tramvay durağında gerçekleştirdiği basın açıklaması ile, cezaevlerinde uygulanan tecrit ve izolasyon politikalarını, artan hak ihlallerini, Tekirdağ, Edirne, Amasya cezaevlerinde yaşanan baskıları protesto etti.

Saaat 13:00'te Taksim tramvay durağında toplanan kitle adına okunan açıklamada; Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden yapılan başvuruda, disiplin cezalarına karşı uygulanan görüş ve mektup yasağını protesto eden tutuklulara 7-8 Eylül tarihlerinde 20 kişinin saldırdığının bildirildiği ifade edildi. Saldırı sonucu yaralanan tutuklularda meydana gelen darp izlerinin cezaevi doktoru tarafından tespit edildiği halde tutukluların hastaneye gönderilmediği, hastaneye gitmelerinin engellenmesi üzerine tutukluların tepki gösterdiği, bunun üzerine cezaevi idaresinin havalandırma kapılarını kapatarak tutuklular arası iletişimi engellediği dile getirildi.

Edirne Cezaevi'nden gelen başvurularda da hak ihlallerinin yoğun olarak sürdürüldüğü belirtildi. Mektup ve görüş yasağı, gönderilen yayınların verilmemesi, sıcak ve soğuk suyun dahi verilmemesi dile getirildi. Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen genelgenin keyfi olarak uygulanmadığı, ortak alanlardan yararlanma saatinin kısıtlandığı, ortak alanların haftada sadece 2 saat kullanılabildiği, ziyaret esnasında ailelerin Kürtçe konuşmalarının engellendiği, Kürtçe konuşulduğunda görüşlerin engellendiği, Kürtçe yayınların hiçbir şekilde verilmediği söylendi.

Amasya E Tipi Cezaevi'nde bulunan hükümlü Hatice Yaman ile ilgili başvuruda, Yaman'ın protezli ayağının çürümekte olduğu, tedavisinin sağlanması için cezaevi idaresine başvurduğu, ameliyat olması gerektiği, ancak cezaevi idaresinin kayıtsız kaldığı ifade edildi. Ayrıca Hükümlü Esma Yaman'ın göğüs kanseri olduğu, ancak tedavisinin yapılmadığı dile getirildi.

Edirne Cezaevi'nden Ebubekir Bakır'ın yaptığı başvuruda ise, yeni TCK bahane edilerek Bakır'ın infazının bitmesine rağmen tahliye edilmediğini dile getirdiği vurgulandı.

Cezaevlerinde yaşanan tecridin, baskıların ve sorunların dile getirilmesinin ardından “Hak ihlalleri cezaevindeki tecrit işkencesinin bütün yoğunluğuyla devam ettiğini göstermektedir. Biz insan hakları savunucuları olarak cezaevlerindeki tecrit ve ihlallerin son bulmasını istiyoruz. Tecrit işkencesine son!” denildi.

Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde eşi bulunan bir tutsak yakınının yaşanan olayları anlatmasının ardından basın açıklaması sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

---------------------------------------------------------------------------------------

İngiliz öğretim üyesi 301. Madde'den tutuklandı!

Yeditepe Üniversitesi'nde İngilizce öğretmenliği yapan Michael Dickinson, geçtiğimiz hafta, Küresel BAK tarafından düzenlenen bir etkinlikte sergilenen ve Başbakan Erdoğan'ı, Bush'un madalya taktığı bir köpek olarak gösteren kolajı nedeniyle “devlet büyüklerine hakaret” suçlamasıyla tutuklandı.

Dickinson ilk olarak bir mitingde gözaltına alınması ile gündeme gelmişti. Emek Partisi'nin Kadıköy'de düzenlediği İsrail karşıtı mitinge kendi hazırladığı BM ve İsrail karşıtı dövizler ile gelen Dickinson, burada polisler tarafından tartaklanarak gözaltına alınmış, Emniyet sonrasında yaptığı açıklamayla Dickinson'u,“linç edilmekten kurtarmak için” gözaltına aldığını belirtmişti. Dickinson, daha sonra olayla ilgili yaptığı açıklamada, kendini gözaltına alanları İsrail sempatizanı bir grup sandığını ifade etmişti.

Savaş karşıtı ve muhalif kimliği ile tanınan Dickinson'ın çeşitli savaş karşıtı kolaj çalışmaları Küresel BAK'ın 11 Mart'ta Kadıköy rıhtımında kurduğu barış çadırında sergilenmişti. Serginin açılışında Tayyip Erdoğan'ı Bush'un köpeği olarak gösteren kolajı gören sivil polisler, etkinliği düzenleyen BAK üyesi Erhan Kara'yı gözaltına aldılar. Kara hakkında “Başbakan'a görevinden dolayı gıyabında hakaret” suçundan 3 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Olayın sorumlusunun kendisi olduğunu söyleyerek savcılığa başvuran Dickinson hakkında da soruşturma başlatıldı.

12 Eylül günü Erhan Kara'nın Kadıköy Adliyesi'ndeki duruşmasına giden Dickinson, Adliye'de suçlamanın gerekçesi olan afişi açarak uygulamayı protesto etti. Bunun üzerine gözaltına alınan Dickinson, nöbetçi mahkeme tarafından TCK'nın 301. Maddesi'ne dayanılarak, “devlet büyüklerine hakaret” ten tutuklandı ve Ümraniye Cezaevi'ne gönderildi.

------------------------------------------------------------------------------------

Avukatlar Behiç Aşçı'ya destek için yürüdü

Geçtiğimiz hafta Ankara Adalet Sarayı önünde toplanan avukatlar, tecrit uygulamalarını protesto etmek ve Ölüm Orucu'nun 164. günündeki Behiç Aşçı'ya destek olmak için Adalet Bakanlığı'na yürüdü.

“Meslektaşıma, müvekkillerime ve mesleğime sahip çıkıyorum!” pankartı arkasında toplanan yaklaşık 100 avukat, cübbeleri ve taşıdıkları dövizler ile Adalet Sarayı'ndan Adalet Bakanlığı'na doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş başlangıcında bir konuşma yapan ÇHD Genel Sekreteri Selçuk Kozağaçlı tecrite karşı bugüne kadar yürütülen mücadeleden bahsetti ve Behiç Aşçı'nın eylemliyle ilgili olarak, “İyi bir avukatın, seyirci bırakıldığı kötü muamele karşısında yapması gereken her şeyi yaptı Avukat Behiç Aşçı. Ama başarılı olamadı. ‘Yapacak bir şey kalmadı' diyebilirdi. Onurlu davrandı, diyemedi. Şimdi yapılabilecek son şeyi deniyor.”dedi.

Konuşmanın ardından yürüyüşe geçen kitlenin önü polis barikatı ile kesildi. “Avukat cübbesi giyen ve kendilerini avukat olarak tanımlayan kişiler, yaptığınız yasalara aykırıdır” anonsları ile dağılmaya çağrılan Avukatlar, “Behiç Aşçı savunmanın sesi” ve “Behiç Aşçı onurumuzdur sloganları” ile karşılık verdiler. Daha sonra polis barikatına yüklenen avukatlar ve çevik kuvvet polisi arasında uzun süre arbede yaşandı. Polis barikatını aşmak için verilen mücadele sırasında kitle adına Ankara Baro'su ile görüşmeye gidildi.

Kolluk güçleri bir süre sonra barikatı açtı ve kitle sloganlar eşliğinde Adalet Bakanlığı önüne dek yürüdü. Adalet bakanlığı önünde Tecrite Karşı Dayanışma Komitesi adına bir basın açıklaması okundu. Açıklama'da cezaevlerinin bugün işkence ve kötü muamele merkezleri haline geldiğinden, tecrit ve tretman yolu ile mahkûmların kişiliklerinin parçalanmaya çalışıldığından bahsedildi ve tecritin her koşulda işkence olduğu söylendi.

Açıklamanın ardından avukatlardan oluşan bir heyet “Cezaevlerindeki sorunu çözün! Meslektaşımızın sesine kulak verin! Tecriti durdurun” taleplerini iletmek için Adalet Bakanlığı müsteşarı Osman Bölükbaşı ile görüşmeye gitti. Görüşmenin ardından eylem sona erdi.

--------------------------------------------------------------------------------------

Sefaköy İşçi Kültür Evi'nde film gösterimi

16 Eylül Cumartesi günü Sefaköy İKE'de “V for Vendetta” filminin gösterimini gerçekleştirdik. Film gösterimin ardından işçilerden birinin “filmin değerlendirmesini yapalım arkadaşlar, ne anlatıyordu bu film” demesi üzerine tartışma başladı. Düşüncelerin kitleler tarafından benimsenmesi, kitleselleşen düşüncenin güç yarattığı, baskıcı rejimlere karşı devrimin önemi… Filme dair söylenen bu cümleler yine filmin karelerinden verilen örnekler eşliğinde ifade edildi. Filmde televizyonun egemenler tarafından nasıl kullanıldığını anlatan bölüm hakkında yapılan yorumlarda ise emekçilerin yoğun olarak izlediği televizyonda izlenmeye değer ve geliştirici programlar yayınlanmadığı dile getirildi. İşçi Kültür Evleri olarak bizler de sınıfın devrimci sanatını ve kültürünü yaratmaya çalıştığımızı anlattık.

Sefaköy İşçi Kültür Evi

----------------------------------------------------------------------------

Atılım gazetesi'ne 15 gün yayın durdurma cezası

Atılım gazetesine “Gaye Operasyonu” ile ilgili haberleri gerekçe gösterilerek 15 gün yayın durdurma cezası verildi.

Emniyet Müdürlüğü'nün “Gaye Operasyonu” adını verdiği bir operasyon çerçevesinde çok sayıda devrimci gözaltına alınmış ve sonrasında tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Atılım gazetesi, 15 Eylül günü, Genel Yayın Yönetmeni ve Genel Yayın Koordinatörü'nün de gözaltına alındığı operasyon hakkındaki yayınları nedeniyle 15 günlük yayın durdurma cezasına çarptırıldı.

14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni TMY'nin 6. maddesine dayanarak verdiği kararda gerekçe olarak, Atılım gazetesi'nin 124. sayısında yeralan ve “Gaye Operasyonu” ile ilgili olan çeşitli ifadeler gösterildi.

--------------------------------------------------------------------------------------

Atılım'a 15 günlük kapatma kararı protesto edildi

Atılım Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve çalışanları, sosyalist basına yönelik saldırıları protesto etmek amacıyla 16 Eylül günü İHD'de bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Atılım Yazı İşleri Müdürü Ahmet Yaman'ın yaptığı açıklamada şunlar söylendi:

“İstanbul Valisi Güler'in ‘gaye operasyonu' denilen yalan ve sahtekarlık senaryosu hakkında basını yanıltma, kandırma hakkı varsa, gazetemizin de bu konuda gerçekleri kamuoyuna açıklama hakkı vardır. Egemenlerin terör operasyonları adı altında bu ülkenin tanınmış sosyalist gazetecilerini, devrimci sosyalist düzen muhalifi insanlarını gözaltına alıp tutukladığını göstermeye hakkı vardır. Bu operasyonun Lübnan tezkeresinin geçirildiği günlerde ABD emperyalizmiyle ilişkileri derinleştirmek için yapıldığını ifşa etme hakkı vardır. Bu hakkı, editörlerimizi tutuklayarak engelleyemediğiniz gibi, yayın durdurma kararınızla da engelleyemeyeceksiniz... İlker Başbuğ'ların, Yaşar Büyükanıt'ların, ‘özgürlük, demokrasi, insan hakları' kavramlarına savaş açtığı, egemenlerin baskıcı politikalarını onaylamayanları ‘silahsız terörist' ilan ettiği; AKP hükümetinin yeni terör yasalarıyla demokratik hakları gaspettiği bir dönemde hepimizin ihtiyacı, baskılara karşı dayanışmadır. Sosyalist basın susturulamaz!, Atılım susmadı, susmayacak!”

Açıklamanın ardından Evrensel gazetesi, yazar Çerkez Çelik, Hareket Dergisi ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay da birer konuşma yaptı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

-------------------------------------------------------------------------------------

İzmir: “Baskılar, tutuklamalar bizleri yıldıramaz!”

Atılım okurlarına yönelik gözaltı ve tutuklama terörü yapılan ortak eylemle protesto edildi. 16 Eylül günü Kemeraltı girişinde yapılan açıklamada, “Saldırı toplumsal muhalefet güçlerine yönelik açık bir gözaltı ve tehdittir. Devrimci güçleri ve sosyalist basını susturma amacıyla yapılan Atılım operasyonu aynı zamanda düzenin hukuk tanımazlığını da bir kez daha göstermiştir... Bu operasyon yeni TMY ile muhalifleri etkisizleştirme ‘gaye'sinin dışa vurumudur” denildi.

Alınteri, BDSP, DHP, DTP, Devrimci Hareket, ESP, EHP, EGE 78'liler, HÖC, SDP, Partizan, İşçi Mücadelesi, Kurtuluş Partisi, Kaldıraç, Köz bileşenlerinin imzasının bulunduğu “Baskılar, tutuklamalar bizleri yıldıramaz!” pankartının açıldığı eylem boyunca “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Komplolar sökmedi, sökmeyecek!”, “Devlet terörüne karşı mücadeleye!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Sosyalist basın susturulamaz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir