22 Eylül 2006 Sayı: 2006/37 (37)
  Kızıl Bayrak'tan
   Özgürlüğün yolu emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı birleşik devrimci mücadeleden geçer
  Diyarbakır halkı devlet terörüne boyun eğmedi
  Uzun soluklu bir mücadeleye hazırlanmalıyız
  Sendikacılar Miami'ye, askerler Lübnan'a!
  İMF-TÜSİAD patentli sosyal yıkım programlarına geçit vermeyelim!
"Laik Cumhuriyet" düzeninde tarikatlar cirit atıyor
"Meşru ve fiili mücadele" bir söz kalıbı olmaktan çıkarılmalıdır!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
 "Tarihin sonu"ndan "post demokrasi"ye... / Orta sayfa
  Ulucanlar katliamının 7. yılında; Direniş öğretmeye devam ediyor!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği açıldı!
  TMMOB mecliste görüşülen yasalara karşı yürüdü
  Siyonistler savaşı yeniden başlatma tehdidi savuruyor
  14. Bağlantısızlar Zirvesi Havana'da gerçekleşti
  Dünya'dan kısa kısa
  Büyük tekeller rekabetin faturasını işçilere kesiyor
  Diyarbakır katliamını lanetliyoruz! / Sosyalist Şoreşger
  Eylem ve etkinlik haberleri
  Bir-Kar Gençliği "Enternasyonal Gençlik Buluşması"na hazırlanıyor!
  Sermayeyi okullardan, emperyalizmi Ortadoğu'dan kovacağız!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

TMMOB mecliste görüşülen yasalara karşı yürüdü!

TMMOB 19 Eylül günü olağanüstü toplanan TBMM'ye yürüyüş gerçekleştirerek “Mesleki Yeterlilik Kurumu Yasa Tasarısı” ile “Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Yasada Değişiklik Yapacak Yasa Tasarısı”nın TBMM gündeminden çıkarılmasını istedi.

TMMOB Genel Merkez Binası önünde toplanan yaklaşık 150 kişi, buradan TBMM önüne yürüdü. Açıklamayı TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı yaptı. Oda başkanlarının da katıldığı basın açıklamasında “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, bugün açılacak Meclisin gündeminde yer alan, AB uyum yasaları çerçevesinde temel yasalar başlığı altında görüşülecek olan ‘Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu tasarısı' ile ‘4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun'da yapılması düşünülen değişiklik tasarısı'nın Meclis gündeminden düşürülmesini istemektedir” denildi.

“Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”na ilişkin olarak; “Bu tasarı, hukuksal, bilimsel, teknik ve her türlü maddi temelden yoksundur”, “Bu tasarı yasalaştığında, ‘denetimsiz hizmet sunumu'nun önü açılacaktır. ‘Ülkemize denetimsiz yabancı girişi', ülkemiz mühendislik ve mimarlık hizmetini kamu çıkarından uzak bir noktaya getirecektir” ifadelerine yer verildi.

Basın açıklamasının ardından TMMOB adına Yönetim Kurulu Üyesi Alaeddin Aras ve Genel Sekreter Vekili Hakan Genç söz konusu yasa tasarılarıyla ilgili görüşlerini belirten dilekçeleri meclis grup başkanvekilliklerine verdiler.

--------------------------------------------------------------------------------------

TMMOB 14 Ekim'de Ankara'da!

TMMOB, yaptığı açıklama ile, ülke varlıklarının özel sermaye istismarından kurtarılması, bütün çalışanlara grevli-toplu özleşmeli sendikalaşma hakkının tanınması, kadına yönelik şiddet ve cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi, kıyı ve orman yağmasına karşı çıkmak için 14 Ekim'de Ankara'da miting düzenleyeceğini duyurdu.

TMMOB yönetimi, kapitalizmin ve emperyalizmin askeri, ekonomik, politik ve kültürel tüm örgütlerinden bağımsız, “Bir Başka Dünya, Bir Başka Türkiye, Bir Başka Yaşam Mümkün” sloganıyla tüm mühendis, mimar ve şehir plancılarını 14 Ekim'de Ankara'ya çağırdı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı'nın basın açıklaması şöyle:

“Bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları 14 Ekim 2006'da Ankara'da, TMMOB mitinginde buluşuyor.

Ülkemizin tüm varlıkları özel sermaye istismarından kurtarılarak, toplumsal gönencimizin arttırılmasına yönelik ulusal, bölgesel ve kentsel düzeyde planlı ve kamusal bir ekonomi politikası esas alınarak, kamusal kaynaklara dayalı ve istihdamı arttırıcı sanayileşme ve kalkınma hedefine yönelik, özelleştirmelerin durdurulması, özelleştirilen halka ait varlıkların kamulaştırılması ve kamu kuruluşlarının yeniden güçlendirilmesi için,

Son yıllarda özellikle dışa bağımlılığın arttığı enerji sektöründe, nükleer enerji santralleri ve benzer maceralardan vazgeçilmesi ve ulusal kaynaklara dayalı, planlı bir politika izlenmesi için,

Hizmet Ticareti Genel Anlaşması ile neredeyse bütün geleneksel kamu hizmeti alanlarının piyasalaştırılarak yabancı sermayenin istilasına açılmasına karşı çıkmak için,

Eğitimde öğrencileri müşteri olarak gören zihniyetin egemen olmasını sağlamaya yönelik girişimlere ve eğitim hizmetlerini bütünüyle bir pazar haline getirme çalışmalarına karşı durmak için,

Bütün çalışanlara grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkının tanınması için,

Tutuklu ve hükümlülerin tecridine dayalı hücre (F) tipi cezaevi uygulamalarına son verilmesi, cezaevlerinde insani yaşam koşullarının hâkim kılınması için,

(...)

Ülkemizdeki ve dünyadaki emek güçleriyle dayanışma içinde, bağımsızlıkçı, eşitlik ve özgürlükçü bir Türkiye ve Dünya için,

14 Ekim 2006 günü Ankara'da buluşuyoruz!

Kapitalizmin ve emperyalizmin askeri, ekonomik, politik ve kültürel tüm örgütlerinden bağımsız, “Bir Başka Dünya, Bir Başka Türkiye, Bir Başka Yaşam Mümkün”dür.

Mehmet Soğancı

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı”

---------------------------------------------------------------------------------------

İÜ'de çadır yeniden kuruldu

19 Eylül günü Öğrenci Kolektifleri, İstanbul Üniversitesi'nde okuldan atmaları protesto etmek amacıyla okulun önüne çadır açmıştı. Kolluk güçleri çadıra saldırarak sökmüştü. Bugün yeniden biraraya gelen 10 öğrenci, çadırlarını yeniden kurdu.

Çeşitli eylemlere katıldıkları gerekçesiyle okuldan atılan 10 öğrenci, üniversitenin Beyazıt'taki yerleşkesinin ana binası önünde toplandı. Kaldırılan çadırlarını yeniden kuran öğrenciler adına yapılan açıklamada, cezalar geri alınıncaya kadar protestoların devam edeceği bildirildi. Öğrenciler çadıra ve çevresine “Atmak yetmez, asın bizi!'', “Soruşturmalar, cezalar geri çekilsin!'' yazılı dövizler astı.

---------------------------------------------------------------------------------------

İstanbul Üniversitesi rektörlüğü cezalara sahip çıktı!

İstanbul Üniversitesi'nde Mesut Parlak'ın rektör seçilmesi ile birlikte soruşturmalarda ve disiplin cezalarında büyük bir artış olmuştur. Seçildikten sonraki ilk röportajında, “üniversitede siyaseti bitirmek”ten ve üniversitenin-eğitimin ticarileştirilmesinden pervasızca bahseden Rektör Parlak, çok geçmeden bu konudaki icraatlarına başlamıştır. Birçok öğrencinin okuldan atılmasının yanısıra, yemekhane dahil birçok kurum özelleştirme kapsamına alınmış, yaz okulları paralılaştırılmaya çalışılmıştır. Bu saldırılara karşı mücadele eden öğrencilere 800'den fazla soruşturma açılmış ve soruşturma karşıtı yapılan eylemler de soruşturmanın nedeni haline getirilerek adeta bir kısır döngü yaratılmıştır.

Son olarak, 2'si geçen yılın sonunda olmak üzere 11 öğrenci, yemekhanenin özelleştirilmesine karşı yapılan eylem gerekçe gösterilerek okuldan atılmıştı. Sözkonusu yemekhane protestosu sırasında çevik kuvvet polisleri öğrencilere yine rektörlüğün izniyle üniversitenin önünde vahşice saldırmış ve birçok öğrenciyi yaralamıştır.

Rektörlüğün bu pervasız tutumuna karşı öğrenciler çeşitli şekillerde mücadelelerini sürdürüyorlar. Öğrenci Kolektifleri'nden öğrencilerin geçtiğimiz günlerde üniversitenin önünde çadır kurması ve bu çadıra karşı gerçekleşen polis saldırısı burjuva medyada da çeşitli şekillerde yansımasını buldu. Böylece soruşturmalar bir şekilde gündeme girmiş oldu. İÜ Rektörlüğü geri adım atmak yerine, bu tutumuna son derece pervasızca sahip çıktığını açıkladı.

Öğrencilere adeta savaş açan rektörlük atılmalar ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, atılan öğrencilerin yalnızca işledikleri söylenen “suç”tan değil, onun dışında da birçok muhalif eyleme katılmış olmalarından dolayı bu cezaya çarptırıldıklarını belirtti. “Üniversitemizin muhtelif alanlarında, değişik tarihlerde izinsiz afiş asmak, bu afişleri toplamak isteyen güvenlik görevlilerine hakaret ve tehditte bulunmak, darp etmek, üniversitemiz öğrencisi olmayan kişilerle birlikte güvenlik görevlilerine kimlik kontrolü ve üst araması yaptırmadan zorla birimlere girmeye çalışmak, kapı kırmak gibi eylemlere katılmaları” şeklinde ifade edilen gerekçeler, kararın hukuksal değil siyasi bir karar olduğunu göstermektedir. Gerekçe olarak gösterilenler, en temel demokratik taleplerin kullanımı ve anti demokratik uygulamalara karşı gösterilen direnişin nasıl “suç” olarak algılandığını kanıtlamaktadır.

Devrimci faaliyeti bitirmeye and içmiş bu sermaye uşakları ne soruşturmalarla, ne cezalarla, ne okuldan atmalarla, ne de baskılarla üniversitelerden devrimci siyaseti silemeyeceklerdir. Çünkü geleceği kazanmaya and içmiş genç komünistler olarak sermaye uşaklarının kabusu olan “suç”ları işlemeye devam edeceğiz.

İÜ'den bir Ekim Gençliği okuru