22 Eylül 2006 Sayı: 2006/37 (37)
  Kızıl Bayrak'tan
   Özgürlüğün yolu emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı birleşik devrimci mücadeleden geçer
  Diyarbakır halkı devlet terörüne boyun eğmedi
  Uzun soluklu bir mücadeleye hazırlanmalıyız
  Sendikacılar Miami'ye, askerler Lübnan'a!
  İMF-TÜSİAD patentli sosyal yıkım programlarına geçit vermeyelim!
"Laik Cumhuriyet" düzeninde tarikatlar cirit atıyor
"Meşru ve fiili mücadele" bir söz kalıbı olmaktan çıkarılmalıdır!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
 "Tarihin sonu"ndan "post demokrasi"ye... / Orta sayfa
  Ulucanlar katliamının 7. yılında; Direniş öğretmeye devam ediyor!
  Tersane İşçileri Birliği Derneği açıldı!
  TMMOB mecliste görüşülen yasalara karşı yürüdü
  Siyonistler savaşı yeniden başlatma tehdidi savuruyor
  14. Bağlantısızlar Zirvesi Havana'da gerçekleşti
  Dünya'dan kısa kısa
  Büyük tekeller rekabetin faturasını işçilere kesiyor
  Diyarbakır katliamını lanetliyoruz! / Sosyalist Şoreşger
  Eylem ve etkinlik haberleri
  Bir-Kar Gençliği "Enternasyonal Gençlik Buluşması"na hazırlanıyor!
  Sermayeyi okullardan, emperyalizmi Ortadoğu'dan kovacağız!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Çocuk sömürüsü sosyalist düzende son bulacak...

Sermaye devletinin okulları sermaye sınıfına ucuz işçi hazırlıyor

Okulların yine binbir sorunla açılacağı günün arifesinde basında dikkat çekici bir haber yer aldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işbirliğiyle, çocuk işçiliğini önlemek amacıyla, Türkiye'de ilk kez pilot uygulama olarak Adana'nın Karataş ilçesinde uygulamaya konulan proje kapsamında, okula gönderilmek üzere, pamuk tarlalarında çalıştırılan 2 bin 114 çocuk toplanmıştı. Ancak bu sayı bu döneme ait değil, projenin başladığı 15 Haziran ‘05 tarihinden bugüne kadarki toplam sayıydı. Anadolu Ajansı'na açıklama yapan Proje Koordinatörü Selim Can, bu sezon 55 çocuğu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu, 60 çocuğu da yakın çevre okullarına yeni kaydettiklerini belirttikten sonra, projenin bu yıl sonunda sona ereceğini söylüyordu.

Yani MEB, İLO destekli bir proje uyguluyor; projeye de “çocuk işçiliği önlemek” gibi oldukça iddialı bir isim seçiyor, ancak önleye önleye 2 bin 114 çocuğun işçiliğini önlüyor… O da artık ne kadar önlemekse. Pamuk tarlalarında çalışan işçi aileleri, tarlalara toplu göç yaptıkları için çocuklarını birlikte getirmek zorundalar. Çocuğun ailesiyle birlikte tarlada yaşaması ille de işçilik yaptığı anlamına gelmiyor. Onca genç işsiz dururken ilköğretim çağındaki çocuklara kimse yevmiye ödemez. Kuşkusuz o tarlalarda çocuklara yaptırılan işler de vardır ama, çocuk işçilik asıl kentlerde, fabrika ve atölyelerde yaygındır. Ve bunu herkes gibi MEB de, İLO da bilir. Ama atölyelerde çalışan çocukları toplayıp okula kazandırmak, onların okul masraflarını karşılamak gibi bir sorunları yoktur.

Bunu yapamazlar, çünkü bunu yapmak sistemin temelleriyle oynamak anlamına gelir. Kapitalistler çocuk emeği sömürüsüne ihtiyaç duyduğu sürece, ve çocuğunun çalışmasına izin vermek zorunda olan açlık sınırının da altında yaşam sürdürmeye çalışan bunca aile bulunduğu sürece, sistem içinde hiçbir kişi ve kurum çocuk işçiliğini önleyemez. Kaldı ki, söz konusu olan MEB gibi sisteme uygun insan tipi yetiştirmekle yükümlü bir kurum olduğunda, önlemeyi düşünmesi ve istemesi de beklenemez. O, sömürülmeye, ezilmeye, horlanmaya, aşağılanmaya, hatta dövülmeye-sövülmeye ses çıkarmadan katlanacak çocuklar ve çocuklarının sömürülmesine yine ses çıkarmadan razı olacak ana-babalar yetiştirmek üzere işletilen bir çarkıdır kapitalist sistemin. Hayır, MEB'in misyonu çocuk işçiliği önlemek değil, tam tersine, sayısını artırmaktır.

Her yıl MEB'e bağlı okulların elediği, dışladığı, ittiği, uzaklaştırdığı, cezalandırdığı çocuklardan binlercesi fabrikaların, atölyelerin yolunu tutmaktadır. Ya da aynı anlama gelmek üzere, “madem okumayacaksın bari bir meslek öğren” denilerek, ailelerinin eliyle bir atölyeye, tamirhaneye, bir esnaf dükkanına teslim edilmektedir. Kapitalistin canına minnet. Hem yok pahasına, hem de canını çıkarana kadar çalıştıracaktır. Çocuk işçiliğin yoğun olarak kullanıldığı fabrika ve atölyelerde hak-hukuk yoktur. Saat yoktur. İnsanlık yoktur. Buralarda bir tek vahşi kapitalizm kol gezer. Körpe bedenler sınırı belirsiz saatler boyunca, artık bitkinlikten iş göremez hale gelinceye kadar çalıştırılır. Ondan, yetişkin bir işçinin çıkardığı kadar, hatta daha fazla iş beklenir. Ancak verilen ücret yetişkin işçinin aldığının yarısını bile bulmaz ve ücretler genellikle zamanında ödenmez.

MEB okula çocuk kazandırmış!.. Göstermelik proje yüzünden okula kazandırdığı 2 bin 114 çocuğun yüz mislini her yıl sanayiye kazandırıyor, önemli olan bu. Fakat büyük sanayi için bu da yeterli değil. Onlar MEB'den sadece çocukları değil, asıl olarak gençleri yetişmiş işgücü olarak sanayiye kazandırmasını istiyorlar. Bunun için de önce okula kazanmak ve tabii sanayinin ihtiyacı olan alanlarda meslek liseleri açmak gerekiyor.

İlk elemelerde dökülenler ise atölyelerin yolunu tutarlar. Ya da sokakların... Sistemin çocuk işçi ihtiyacını karşılamak üzere. Onların çoğu, çoktan alışmıştır zaten çalışmaya. Ayakkabı boyayarak, su-mendil satarak çıkarmışlardır okul harçlıklarını. İlk elemeleri geçenlerse, başka nedenlerle kovulmazlarsa eğer, meslek liselerine yönlendirileceklerdir. Onlar için en “akılcı” seçim budur. Özel okulların, dersanelerin öğrencileriyle yarışacakları üniversite rallisini kazanmayı hayal bile etmemeleri gerekir. Boşa zaman kaybı olacaktır bu. MEB'in okullarının işçi ve emekçi çocuklarına yaptıkları, özetle bundan ibarettir. Bu arada, bu kısacık öğrenim sürecini değerlendirerek beyinleri de yıkanmaktadır tabii, fakat işin bu yanı ayrıca irdelenmelidir.

Çocuk işçiliğin önlenmesi, ona ihtiyaç duyan, işçi ve emekçi çocuklarını çalışmaya zorlayan, hatta zorla çalıştıran kapitalist sistemden beklenebilecek bir şey değildir. MEB'in sözkonusu reklam projesi, bu gerçeğe örtü işlevi bile göremez. Çocuk emeğinin sömürülmesini ortadan kaldırmanın yolu, onu sömüren sistemin ortadan kaldırılmasıdır. Kapitalist sömürü sistemi yok edilmeden, işçi ve emekçi çocuklarının (ana-babalarıyla birlikte) sömürülmesi engellenemez.

Çocuklarımızın, gündüzlerinde sömürülme, gecelerinde aç yatma korkusu duymadan büyüyebilecekleri bir tek düzen vardır; sosyalizm. İşçi ve emekçi çocuklarının sömürülmesi, işçi sınıfının diktatörlüğü tarafından engellenebilecektir.

-------------------------------------------------------------------------------------

Sultançiftliği'nde “ücretsiz servis” talebiyle eylem

Sultançiftliği 50. Yıl Mahallesi'nde bulunan Melahat Öztoprak İlköğretim Okulu'nda yaşanan sorunlar bir türlü bitmiyor. Yeni eğitim ve öğretim yılına yine sorunlarla giren öğrenciler ve veliler tepkilerini 18 Eylül günü yaptıkları eylemle ortaya koydular.

Okul tadilat gördüğü için, öğrenciler başka bir semtte geçici olarak öğrenim görüyorlar. Bu durum ulaşım sorununu da beraberinde getirdi. Servis ücretlerini ödeyemeyeceklerini ifade eden Melahat Öztoprak İlköğretim Okulu öğrenci ve velileri 11 Eylül günü yine “ücretsiz servis” talebiyle okulun önündeki caddeyi trafiğe kapatmışlardı. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün “servis sağlayacağız” sözüne inanarak eylemlerini bitiren öğrenci ve veliler, 4 bin 700 öğrenci için 2 belediye otobüsü verildiğini görünce tepkilerini bir kez daha yolu trafiğe kapatarak gösterdiler.

Sultançiftliği'nde ağırlıklı olarak emekçiler oturuyor. Emekçiler, servis sorunu karşısında, öğrenci başına 170 milyon fiyat verilmesi üzerine biraraya gelmeye başladılar. Okuldaki Eğitim-Sen temsilcisi ile de toplantı yapan emekçiler, sendika yönetinin de katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdiler. 20 kişilik bir komite oluşturdular. Komite ücretsiz servis, servislerde görevli bulundurulması, öğretmenlerin değiştirilmemesi ve katkı parası alınmaması taleplerini içeren bir metin hazırladı. İl ve ilçe Milli Eğitim müdürlüklerine iletilen metinde okulların açıldığı güne kadar talepleri karşılanmazsa güvenlikleri için çocukların okula gönderilmeyeceği ve eylem yapılacağı belirtildi.

Ücretsiz servis sorunu çözülmeyen, üstelik kendilerine yalan söylenen öğrenci ve velilerden oluşan yaklaşık 200 kişi, sabah erken saatlerde TEM Otoyolu Gaziosmanpaşa mevkiinde toplandı. Sloganlarla eyleme geçen öğrenci ve veliler TEM yolunu trafiğe kapattılar. Yaklaşık 10 dakika süren yol kapatma eyleminin ardından, otoyol kenarında beklemeye başlayan veliler, Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Hacıoğlu'nun yanlarına gelerek daha fazla otobüs sözü vermesi üzerine eylemlerine son verdiler.

Melahat Öztoprak İlköğretim Okulu'nda öğretmen, veli ve öğrencilerin ortak talepler etrafında birlikte mücadele etmesi olumlu bir örnek. Böylesi bir örgütlülük sayesinde okula daha fazla ücretsiz belediye otobüsü tahsis edeceğini duyuran İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün verdiği sözleri tutmasını sağlayacak olan da yine ortak mücadelenin kendisi olacaktır.