ABDyi ziyaret eden Abbas Bushtan destek yerine nasihat aldı...
Yol haritası aldatmacasıyla
Filistin halkı teslim alınamayacak!
Ortadoğu barışını tesis edeceği iddia edilen yol haritası emperyalist odakların yanı sıra bölgedeki gerici rejimlerin de yakın ilgisine mazhar oluyor. Bu yaygın ilginin temel nedeni, Bush-Şaron tarafından hazırlanan, Abbasla ekibi tarafından hararetle desteklenen bu plan sayesinde Filistin direnişinin tasfiye olacağı beklentisidir. Zira Filistinin işgali üzerinden yarım yüz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen kırılamayan bir direnişle karşı karşıya bulunmak söz konusu gerici güçleri rahatsız ediyor.
Haydutbaşı Bush başta olmak üzere Washingtondaki savaş kundakçısı ekip yol haritasına özel bir ilgi gösteriyor. Abbas ile Şaron yönetimlerini yakın takibe alan ekip, sürecin aksamadan devam etmesini sağlamaya çalışıyor. Kısa süre önce Ortadoğuya peşpeşe ziyaretler gerçekleştiren Amerikan yönetimi, önce Mahmut Abbası, ardından Ariel Şaronu Washingtona çağırdı. Ortadoğu barışının ülkeleri yıkan, halkları katleden politikaları temel alan bir savaş çetesinden beklenmesi, bu beklentiyi taşıyanlar açısından tam bir trajedidir. Bağımsız Filistin devleti gibi vaatlerde bulunan Abbas kabinesi Filistin halkını da aynı trajik beklenti içine çekmeye çalışıyor. Siyonistleri akıl almaz vahşi katliamlarından, ABD emperyalizmini de bu katliamcı yönetime tam destek verip finanse etmesinden tanıyan Filistin halkı, harcanan çabalra rağmen henüz böyle bir beklenti içine girmiş değil.
Abbasın umudu ABDnin
İsraile baskı yapması
Washington ziyareti sırasında Bushla görüşen Abbas, ABD yönetiminden neler beklediğini sıraladı. Yol haritasının tam olarak uygulanmasını Bush yönetimine bağlayan Abbas, Filistinli mahkumların serbest bırakılması için Bushun İsraile baskı yapmasını, yeni yerleşim yerleriyle bölgeler arasındaki duvar inşaatlarını durdurması için İsrail yönetimini ikna etmesini istedi. Yol haritasını tam uygulama konusunda İsrailin baştan beri isteksiz davrandığını, bu sürecin bir sonuca varabilmesi için İsrailin cesur adımlar atmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Abbas, bu adımların ancak ABDnin baskısı ile atılabileceğini savundu. Amerikan yönetiminin beklenen desteği vermemesi durumunda sürecin zora gireceği konusunda Bushu uyaran Abbas, aksi halde, Filistinin tamamına öfke hakim olur. Ben ve hükümetim çokzor durumda kalırız diyerek taşıdığı kaygıları dile getirdi. Buna rağmen ABDnin barışın sağlanması için olağanüstü bir çaba gösterdiğini iddia eden Abbas, hem bu çabalardan dolayı, hem de ABDnin Filistin yönetimine yaptığı 20 milyon dolarlık yardım için Busha teşekkür etti. Ortadoğu halklarının katili, bölgenin yağmacısı Amerikan emperyalizmi, Abbasın sözleriyl barışın sağlanması için yoğun çaba harcayan ülke mertebesine yükseltildi.
Abbasa nasihat: Sen önce Filistin
terörünün kökünü kazı
ABD emperyalizmine dizdiği methiyelere, İsrailin iknası için Bushtan dilendiklerine karşılık Abbasa ne verildi? Öncelikle Filistin hükümetini övgü dolu sözlerle pohpohlayan Bushun, Abbasa dönük şu sözleri bu konuda yeteri kadar fikir veriyor. Size açıkça söylüyorum, Filistindeki terörün kökünü kazımazsanız daha önemli konulara geçemeyiz! Ancak Bushun küstahlığı bununla da sınırlı değil. Filistinli mahkumların salıverilmesi talebine ilişkin Bush, İsrailden teröristlerin salıverilmesini isteyemem diye karşılık vererek, Filistin halkının direnişine duyduğu kini kusmuş, direnişin ezilmesi görevini bizzat Mahmut Abbasa biçmiştir.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powellin açıklaması ise, yol haritasıyla ilgili beklentilerin boşluğunu teyit eder cinsten. Yol haritasında 2005 yılında bağımsız Filistin devletinin kurulması öngörülüyor. İşte Powell bu öngörünün gerçekleşmeyeceğini itiraf ediyor. Powell, Filistin Devletinin 2005e kadar kurulması hedefinin gerçekleştirilmesinin hala mümkün ama güç olduğunu söyledi. Bu durumda Filistin devletinin kurulması vaadi belirsizleşiyor ki, Filistin halkına çözüm diye sunulan yol haritasının temel iddiası Filistin devletinin kurulacağıdır. Elbette emperyalist haydutların el attığı sorunların çözülmek bir yana tam bir kangrene dönüştüğü, onmilyonlarca insanın bu kanlı çözümlere kurban gittiği 20. yüzyıl boyunca yaşaan deneyimlerden bilinmektedir. Şimdi ise, Filistin halkına vadedilen devletin kuruluşu bile belirsiz bir tarihe atılarak, daha işin başında sahtekarlık itiraf ediliyor.
Siyonistlerden göstermelik adımlar
Abbasın ardından Washingtona giden Şaronun ABD ziyareti öncesinde İsrail hükümeti tarafından cesur adımlar atılacağına dair açıklamalar yapıldı. Atılacağı iddia edilen adımlar; 540 Filistinli mahkumun serbest bırakılması, Batı Şeriadaki üç askeri barikatın kaldırılması, iki kentin denetiminin Filistinlilere verilmesi. Bu konudaki ayrıntılar İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz ile Filistin Güvenlik şefi Muhammed Dahlan arasında yapılacak görüşme sonrasında açıklanacakmış. Bu arada serbest bırakılacak mahkumları belirleyen İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet, örgüt üyelerinde, İsraillilerin ölümü ya da yaralanmasına sebebiyet veren bir eyleme katılmış olmama şartı arıyor. Filistin yönetiminin talebi ise, binlerce mahkumun herhangi bir koşul öne sürülmeden salıverilmesi.
Atılacağı iddia edilen söz konusu adımların ne kadar cesur olduğu bir yana, bu adımlar atılsa bile, İsrailin Filistin halkı üzerinde estirdiği terörün bir nebze hafifletilmesinden öte bir anlam taşımıyor. Filistin halkının temel sorunları bir yana, siyonistler yeni Yahudi yerleşimleri kuruyor, Filistini açık hapishaneye çeviren güvenlik çiti diye adlandırılan duvarı örmeye devam ediyor. Örneğine rastlanmayan bu vahşi uygulamadan vazgeçmeye niyetli olmadığını her fırsatta gösteren İsrail yönetimi, duvarın örülmesini protesto edenlere kurşun sıkarak bilinen tutumunu sürdürüyor. Aralarında 30 İsrailli ile Uluslararası Dayanışma Hareketinden (ISM) 50 yabancının bulunduğu 300 gösterici duvar inşaatının devam ettiği Batı Şerianın Anin köyü yakınlarında çitin iki tarafında toplandı. Köylülerin toprakarına gidebilmeleri için yapılan, ancak sürekli kapalı tutulan kapıyı sökmeye çalışan eylemcilere göz yaşartıcı bomba atan İsrail askerleri, ardından ateş açarak 5 yabancı eylemciyi yaraladı. İsrail devletinin gerçek yüzünü gösteren bu ve benzer saldırıların, cesur adımların atılacağına dair açıklamaların yapıldığı günlere denk düşmesi siyonistlerin gerçek niyetlerini bir kez daha gözler &oul;nüne serdi.
Filistin halkının en azılı düşmanları Bush-Şaron katillerinin destek verdiği bir plandan barış çıkmayacağı aşikar. Filistin halkı şimdilik süreci izliyor. İşgale karşı direnen örgütler de ateşkes ilan ederek benzer bir tutum içine girdiler. Ancak bu izleme sürecinin ne kadar süreceği belli değil. Yol haritasının da bir aldatmacadan başka bir şey ifade etmediği tüm çıplaklığı ile ortaya çıkınca, direnişin yeniden yükselmesini hiçbir güç engelleyemeyecektir. Bu direniş, tutarlı bir anti-siyonist, anti-emperyalist önderliği bağrından çıkardığında, Filistin halkı gerçek özgürlüğe her zamankinden daha yakın olacaktır.
|