03 Mayıs'03
Sayı: 17 (107)


  Kızıl Bayrak'tan
  İşçi sınıfı kazanılmadan 1 Mayıslar kazanılamaz!
  İstanbul'da 1 Mayıs...
  Ankara'da 1 Mayıs...
  Ankara'da 1 Mayıs'a yoğun gençlik katılımı...
  Türkiye'de 1 Mayıs...
  İzmir'de 1 Mayıs...
  1 Mayıs eylemlerinden...
  Irak halkının direnişi işgalcilerin planlarını bozacak!
  Irak'ta yeni bir Vietnam sendromu korkusu
  Kölelik yasası TBMM Genel Kurulu'na geliyor...
  Özelleştirme yağmasına karşı topyekûn mücadeleye!
  1 Mayıs dünya ölçüsünde yaygın ve kitlesel gösterilerle kutlandı
  Almanya'da 1 Mayıs...
  Dünyada 1 Mayıs...
  Depreme değil çürümüş düzene isyan!
  Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan...
  1 Mayıs çalışmalarından...
  1 Mayıs çalışmalarından...
  1 Mayıs çalışmalarından...
  İsviçre'de Ekim Gençliği kampı...
  Devrim davasının yenilmez neferi Hatice Yürekli'yi andık...
  İmparatorluğun şeytani dehası: Irak yeniden ayağa kalkacak mı?
  Bıji 1 Gulan!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Kölelik yasası TBMM Genel Kurulu’na geliyor...

Ortak mücadele hattı örülmelidir!

Kölelik yasasında son gelişmeler

İş güvencesini ortadan kaldıran, esnek çalışmayı yasal hale getiren, kıdem tazminatını gaspeden, taşeron işçi çalıştırmayı yaygınlaştıran kölelik yasası 28 Nisan’da Meclis Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu’nda bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. TBMM Genel Kurulu’nda “temel yasa” kapsamında görüşülmesi planlanan tasarıda bir takım değişiklikler yapıldı. Toplantıda hükümet, işveren ve işçi temsilcilerini biraraya getiren “Üçlü Danışma Kurulu” oluşturma kararı alındı.

“Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi” başlıklı 22. madde metinden çıkarıldı. Tasarıya fazla çalışma süresinin yılda 270 saatten fazla olamayacağı hükmü eklendi. Haftalık ortalama çalışma süresinin fazla çalışmalar dahil 48 saati aşamayacağı hükmü metinden çıkarıldı. Tasarıda değişikliğe gidilen bazı cezalar ise şöyle: İş müfettişlerinin görevini engelleyen kimselere verilen 500 milyar liralık ceza 1 milyara; geceleri 7.5 saatten fazla işçi, 18 yaşından küçükleri çalıştıran, doğum öncesi ve sonrası kadınları çalıştıran veya ücretsiz izin vermeyenlerin cezası 1 milyardan 500 milyona; 16 yaşından küçükleri ağır ve tehlikeli işlerde çalıştıranların cezası 1 milyardan 500 milyona; toplu işten çıkarma hükümlerine aykırı davranıp işçi çıkaran işerenlere her işçi için verilen ceza 300 milyon liradan 100 milyon liraya indirildi.

AKP verdiği bir önerge ile tasarının temel yasa olarak görüşülmesini gündeme getirdi. AKP hükümeti birkaç hafta önce değiştirdiği iç tüzük gereğince kölelik yasasını “Danışma Kurulu”nda uzlaşma sağlanamazsa dahi temel yasa olarak görüşebilecek. Böylece tasarının daha önce mecliste kabul edilen ilk 13 maddesi tekrar görüşülmeden aynen kabul edilecek. Söz konusu maddeler alt işveren, işyerinin veya bir bölümünün devri, işçinin ödünç verilmesi, sürekli ve süreksiz iş, belirli, belirsiz süreli iş, emsal işçi, kısmi süreli ve tam süreli iş sözleşmesini düzenleyen maddelerden oluşuyor. Bu maddelerle çalışma yaşamının esnekleşmesi, işyerinin devri ile TİS’lerin geçersiz olması, işçi kiralama, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma vb. uygulamalar yasal hale eliyor.

Kölelik yasasını “temel yasa” olarak bir günde meclisten geçirmek isteyen AKP hükümetinin bu planı Anayasa Mahkemesi’nin iç tüzüğün 91. maddesini iptal etmesi ile şimdilik boşa düştü. 91. maddenin iptali ile tasarı mecliste maddeler halinde görüşülebilecek.

Sermaye partisi AKP’nin işçi düşmanlığı

Kölelik yasası TÜSİAD, TİSK, TOBB gibi sermaye örgütlerinin baskısı sonucu yeniden meclis gündemine gelmiş bulunuyor. Milyonlarca işçiyi düşük ücretle kölelik koşullarında çalışmaya, binlerce işçiyi ise işsizliğe mahkum eden yasa tasarısı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu, “Bundan sonra en kısa zamanda yeni İş Yasası’nı Meclis’ten geçireceğiz. Hükümet ve bakanlık olarak kararlılığımız budur. Bunu da bir tarih, takvim vermeden en kısa zamanda diye ifade etmek istiyorum” diyerek, yasanın çıkması konusunda ne kadar kararlı olduklarını vurgulamış oluyor.

İşten atılmalarla kölelik koşullarında çalışmayı yasalaştıracak olan yeni iş yasa tasarısını ise işçilerle dalga geçercesine şöyle tanımlıyor: “İşçi kendisine daha fazla sosyal zaman ayırma fırsatı, işsizler de en azından kısmi işlerde çalışma fırsatı bulacak”. Başesgioğlu, “devletin böylelikle işsizliğin önlenmesi açısından büyük bir enstrümana sahip olacağını” söylüyor.

CHP’nin yasaya göstermelik muhalefeti

Türk-İş genel başkanlığı yaptığı dönemlerde işçi sınıfını defalarca arkasından hançerleyen, ihanetinin karşılığında ise bir başka sermaye partisi CHP’den milletvekili seçilen Bayram Meral ise yasa Meclis Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu’nda görüşülürken sözde muhalefet ediyor. Bugüne kadar 12 Eylül faşist darbesinin sendikalardaki uzantısı olma misyonunu layıkıyla yerine getiren, işçi sınıfının mücadelesini sermayenin çıkarları doğrultusunda denetim altında tutan kendisi değilmiş gibi, tasarı ile 12 Eylül hukukunun bile cesaret edemediği düzenlemeler getirildiğini, işçilere kölelik koşullarının dayatıldığını söylüyor. Dün Türk-İş genel başkanı iken yaptığı ihanetlerine bugün CHP milletvekili olarak tüm hızıyla devam ediyor. B. Meral gibileri için yasanın sınıfa neler kaybettirdiğini hiçbir anlamı ve önemi yok. Onlar için bu türden şovlar olsa olsa yarın öbür gün alanlarda “görüntüyü kurtarmaya” yönelik cila işlevi görecektir.

Ortak mücadele için taban
örgütlülükleri yaratılmalıdır

Dün yasa tasarısı hazırlanırken “Bilim Kurulu”na temsilci gönderen konfederasyonlar bugün de tasarı mecliste görüşüleceği sırada “Danışma Kurulu”na temsilci göndermekle meşguller. Ne konfederasyonların ne de düzen solcusu CHP’nin kölelik yasasına karşı mücadele etmek gibi bir niyeti var. Aksine işçi sınıfının geniş kesimlerinin yasadan haberdar olmaması için ellerinden geleni yapmakta, içi boş bir iş güvencesi yasa tasarısı tartışması ile sınıfın gündemini çarpıtmaya, bilincini bulandırmaya çalışmaktadırlar.

Hükümet 1475 sayılı iş yasasında yapılacak değişikliklerle iş güvencesi yasasını eş zamanlı olarak meclisten geçirmek niyetinde. Sendika ağaları da hükümetin bu göstermelik çabasının bir parçası olmakta ve tüm güçleriyle iş güvencesi yasasının çıkması için yüklenmektedirler. Böylece bu hainler, normal şartlarda iş güvencesi sağlamadığı gibi kölelik yasasının yasalaşması ile de tümden işlevsizleşecek olan sahte bir “iş güvencesi” yasasını kazanım olarak sunmaya çalışacaklar.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken DİSK’in aldığı tutum ise çok daha ilginç. DİSK mecliste yasalaşmayı bekleyen yeni iş yasa tasarısı ile uyumlu hale getirilmek istenen 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin birlikte ele alınmasını talep ediyor. Sermaye işçi sınıfına ağır bir tokat atarken, DİSK öbür yanağını da çevirerek yardımcı olmaya çalışıyor.

Kölelik yasası işçi sınıfının yılları bulan mücadelesi ile elde ettiği kazanımları gaspederken örgütlülüğüne de ağır bir darbe vuruyor. Oturdukları sıcak koltuklarında milyonlarca işçinin mücadelesini, geleceğini, emeğini ve umutlarını sermayeye satan bu işbirlikçi hainler ise günü geldiğinde efendileri tarafından ödüllendirilmeyi bekliyor.

İşçileri esnek çalışma koşullarında köleliğe mahkum eden 1475 sayılı yeni iş yasasında yapılacak değişikliklerle kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıracak, çalışma yaşamını esnekleştirecek olan kamu personel rejimi yasası hemen hemen benzer içerikte saldırılardır. Ancak bugün kamu sendikaları da, işçi sendikaları da yasaların içeriği hakkında işçi ve emekçileri bilgilendirmekten ve bilinçlendirmekten özenle uzak duruyorlar. Mevcut durumda öncü konumda sayılabilecek az sayıda işçi ve emekçi ve sendika yönetimleri dışında yasaların içeriği geniş kesimler tarafından henüz bilinmiyor. Bu durum sınıf bilinçli işçi ve emekçilere önemli ve ertelenemez görevler yüklüyor.

Yasalar hakkında işyerlerindeki işçi ve emekçileri bilgilendirecek ve ortak mücadeleyi alttan doğru örecek taban örgütlülüklerini yaratmak sınıf bilinçli tüm işçi ve emekçilerin sorumluluğudur. Ortak saldırılara karşı ortak mücadeleyi örgütlemenin zemini bugün fazlasıyla mevcuttur. Ancak bu irade ve kararlılığı gösterecek gücün harekete geçmesiyle bu ihtiyaç karşılanabilir.