25 Ocak '03
Sayı: 04 (94)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaş karşıtı mücadelenin güncel sorunları ve görevlerimiz
  Kapalı kapılar ardında hazırlıklar ve pazarlıklar kesintisiz sürüyor!
  Savaş karşıtı eylemlerden...
  TÜSİAD resmi politikayı açıkladı: Savaşa katılmamız gerek!
  Barışın güvencesi saraylar değil, sokaklardır!
  Ankara BES 1 No'lu Şube Başkanı Fikret Aslan'la savaş üzerine konuştuk...
  Dünya halkları savaşa ve saldırganlığa karşı ayakta!
  Savaşa karşı omuz omuza!
  Amerikancı medya savaş kışkırtıcılığına devam ediyor!
  AK Parti düzenin pislikleini aklamaya devam ediyor!
  Ciddiyetsizliğin son perdesi/5
  Özelleştirme emperyalizmin dünyayı köleleştirme planlarının bir parçasıdır
  Onurlu bir yaşam için mücadele saflarına!
  Tekstil-konfeksiyon işçilerinin durumu...
  Küçük-burjuva devrimciliği ve sınıf çalışması
  Emperyalist savaş ve emperyalist çıkarlar
  Sorular, sorular...
  İÜ'de bir dönemin ardından...
  İKE etkinliklerinden...
  M. Suphiler'in ruhuyla emperyalist savaşa karşı mücadele...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İ.Ü’de bir dönemin ardından...

Geçmişi aşıp geleceği kucaklayacağız!

İstanbul Üniversitesi’nde bir dönemi geride bıraktık. Bu dönem üniversitemizde yürüttüğümüz çalışmaların genel bir değerlendirmesini yapmaya çalışacağız. Geçtiğimiz yıl YÖK yasa tasarısı üzerinden çeşitli çalışmalar yapmış ve bu çalışmaları örgütsel ve eylemsel süreçlere taşımıştık. Bu yılki çalışmamızı, benzer bir tarzda, yakında tüm yıkıcı sonuçları ile ortaya çıkacak olan “emperyalist savaş” sorununu merkeze alarak başlattık.

Seçimler ve çalışmanın başlangıcı

Çalışmalarımızı seçim döneminin yarattığı politizasyonu değerlendirerek bir üst seviyeye taşımaya çalıştık. Yaygın bir propaganda-ajitasyon faaliyetiyle çalışmalarımıza başladık. Her gün yüzlerce bildiri ve afiş faaliyeti yürüterek, seçim dönemi politik platformumuzu üniversitemize taşıdık. Çalışma okulun yeni açılmış olması ve çeşitli nedenlerle istediğimiz düzeyde yoğunlaşamamamız nedeni ile örgütsel bir forma kavuşamadı.

Seçim dönemini savaş ve paralı eğitim sorunlarını işlediğimiz bir dönem olarak kurgulamıştık. Bu bakışla “savaş ve paralı eğitim” sorununu birlikte işlemeye çalıştık. “Emperyalist savaş” üzerinden öreceğimiz çalışmaların başlangıç noktasını bu dönemki çalışmalarımız oluşturdu.

Savaş karşıtı kitle çalışması

Ülkemizde önemli bir gündem olmasına ve bir dizi siyaset tarafından dergi sayfalarında popüler teşhirlere konu edilmesine rağmen savaş sorunu, dönemin başında politik gençlik grupları tarafından ciddi bir propaganda çalışmasına konu edilmedi. Bunda siyasetlerin gençliğin güncel ve acil gündemlerini belirlemedeki yetersizliği temel etken oldu.

Biz genç komünistler ise seçim döneminde başlattığımız emperyalist savaş karşıtı ajitasyonu süreklileştirerek ve çeşitlendirerek devam ettirdik. Yüzlerce afiş, binlerce bildiri, duvar gazeteleri, resim sergileri ve astığımız emperyalist savaş karşıtı pankartlar bu dönem kullandığımız en yaygın araçlar arasında yer aldı. Yanı sıra kitle çalışmamızı insanlarla birebir diyalog kurabilecek araçlarla zenginleştirmeye çalıştık. Yüzlerce anket yaptık ve imza topladık. Sınırlı sayıda insanla örülen bu açık kitle çalışması ile üniversitede yüzlerce insanla birebir konuşma ve savaşı tartışma olanağı bulduk. Bağımsız insanlarla beraber örülen bu çalışma, politik gençlik grupları tarafından ilgi ile karşılanmadı. Bu, çalışmanın alan üzerinde yarattığı etki düzeyi ile ilgili bir sorun değildi. Politik gençlik gruplaının soruna bakışındaki kusurlu algılayıştan kaynaklanmaktaydı.

Sınırlı sayıda insanın katılımı ile örülmesine karşın emperyalist savaş karşıtı bir bülten çıkarttık ve bir platform oluşturduk. Tüm kantinlerde, yemekhanede, amfilerde bülteni, imza metinlerimizi ve anketlerimizi insanlara ulaştırdık.

Savaş sorununu işlerken kendimizi hiçbir noktada geri bir platformdan ifade etmedik, şiarlarımızı hümanist bir “savaş” karşıtlığı ile sınırlamadık. Çalışmayı, birçok “devrimci” ve reformist gençlik grubundan farklı olarak, “emperyalizm ve emperyalist savaş karşıtı” şiarlarla örmeye özen gösterdik. Çalışmamız, diğer gençlik gruplarının “Emperyalist savaş karşıtı çalışmaya bağımsız insanlar gelmez” olarak ifade ettikleri anlayışa anlamlı bir yanıt oldu. Bu tarz yaklaşımların gençlik örgütlerinin yaşadığı güvensizlikten kaynaklı olduğunu açığa çıkardı.

Çalışmanın eksik kalan yönleri

Çalışmayı iç içe geçmiş ve birbirini besleyen süreçler olarak ele almış, ajitasyon, örgütsel form, bir dizi yerel eylem ve etkinlikler örmeyi hedeflemiştik. Alan üzerinde çok çeşitli araçlar kullanmasına, yaygın bir ajitasyon faaliyeti örmesine ve kendini bir platform haline getirmesine karşın, çalışmanın yine de bir çok eksiği bulunmaktadır.

Araçlardaki çeşitliliğe karşın çalışmanın kendini yeni araçlarla geliştirmesinde yetersiz kalışı temel sorunlarımızdan biri oldu. Bu çalışmanın zaman zaman kesintiye uğramasına yol açtı. Kitle çalışması üzerine yaptığımız bir değerlendirme yazısında ifade ettiğimiz gibi, çalışmanın kendini sürekli, yeni ve etkili araçlarla üretememesi ve bu anlamı ile sürekliliğini yeterince sağlayamaması, kitleye güven veren bir çalışmanın oluşmasını belli ölçülerde engelledi.

Bunun dışında örülen kitle çalışmasının kurumsallaşmak ve birimleşmek yönünde eksiklikleri bulunmaktaydı. Çalışma bir dizi insana ulaşmasına ve çevresine toplamasına karşın istenilen düzeyde bir birimleşme (amfi ve fakülteler düzeyinde) yaşayamadı. Bu nedenle de çalışmaya katılan insanların katılımının süreklileşmesi yeterince sağlanamadı. Bir kitle çalışması, tüm katılımcıları kapsayacak şekilde genişlediği ve kurumsallaştığı ölçüde gelişecek ve yetkinleşecektir.

Çalışmanın belki de en önemli eksikliği, imkanları yaratılmış olmasına karşın, çeşitli eylem ve etkinlikler örmede yaşadığı sınırlılıktı. Bu ise belirttiğimiz sorunları doğurmuş oldu. İnsanları ancak hareketli süreçler etkinleştirecektir. Bunlar yapılamadığı koşullarda ise bildiri dağıtıp, anket yapmak bağımsız insanlar cephesinden cazip bir hale gelmemektedir.

Geçmiş dönemin eksiklerini aşarak
geleceğe yürümeliyiz!

Tüm eksiklerine karşın üniversitede savaş karşıtı en etkin kitle çalışmasını ördüğümüzü söyleyebiliriz. Çalışma gelecek dönemde eksiklerinden arınarak ve güçlenerek sürecektir. Özellikle son iki yıldır ördüğümüz kitle çalışması şunu net olarak gösterdi: Öğrenci gençliğin genel ve politik kitlesini ne kadar çok araçla, ne kadar iddalı bir şekilde kuşatabilirsek çalışma da o ölçüde anlamlı ve kalıcı sonuçlar doğurmaktadır. Birikimlerimiz bundan sonraki sürecin güvencesi olacaktır.

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi



İstanbul Üniversitesi’nde
son bir haftalık çalışmalardan...

İstanbul Üniversitesi’nde okullar kapanmadan önce bir haftalık yoğun bir çalışma ördük. Haftanın başından itibaren sürekli gazete ve kitap satış masası açtık. Masa diğer çevrelerden ve bağımsız öğrencilerden oldukça ilgi gördü. Onlarca gazete ve birçok kitap sattık. Özellikle Türkiye devriminin programı öğrenciler cephesinden oldukça ilgi gördü.

Masanın dışında yine Ekim Gençliği olarak bir duvar gazetesi yaptık. Savaşa dair resim ve fotoğraflardan oluşan duvar gazetemiz de oldukça ilgi gördü. Çarşamba gününden itibaren ise Lenin’in ölüm yıl dönümü nedeni ile “Proleter devrim bayrağını ellerimizden düşürmeyeceğimize and içiyoruz” şiarlı ve onlarca Lenin fotoğrafından oluşan bir resim sergisi düzenledik. Bunlar dışında yaygın bir Ekim Gençliği ve Kızıl Bayrak afişlemesi yaptık.

Ekim Gençliği olarak 26 Ocak’taki eyleme çağrı afişi yaparak çalışmalarımızı sonlandırdık.

Üniversitelerin final haftasına girmesine karşın genç komünistler olarak çalışmalarımızı aralıksız olarak sürdürmekteyiz. Tatil döneminde ise “Emperyalist savaş” karşıtı şiarlarımız emekçi semtlerinden yankılanmaya devam edecek.

İstanbul Üniversitesi/Ekim Gençliği