6 Aralık'03
Sayı: 2003 (10)


  Kızıl Bayrak'tan
  Genel "terör" edebiyatı ve temel ayrım noktaları
  Hak ve özgürlüklerimiz için mücadeleyi yükseltelim!
  Semiren burjuvazi, tüketilen insanlık!
  Terör örgütleri ve terör devletleri!
  İnsanca yaşamaya yeterli, vergiden muaf asgari ücret!
  Esenyurt İKE'ye keyfi jandarma baskını
  Kamuda tasfiye saldırısı ve KESK
  Genel kurulların aynasında sendikal hareket
  Direniş emperyalist zorbaları Irak'tan söküp atacaktır!
  İşgal güçlerine moral operasyonu!
  Sınıftan...
  Sermayenin saldırılarına karşı Almanya'da gençliğin mücadelesi büyüyor!
  KADEK'in feshi ve KONGRA-GEL oluşumu...
  Gürcistan: Kitle tepkisi düzenin potasına akıtıldı
  Emperyalist-siyonist zorbalar barışın önünde engeldir!
  AB: Militarizme bir adım daha
  Avrupa'da üniversiteli gençlik sokaklara iniyor!
  Bültenlerden...
  Partimiz 25. kuruluş yıldönümünde de yaşıyor, yaşayacak!..
  Kadın: Kapitalizmde köle!
  Cemal Keser'in anısına...
  Kısa polis tarihi
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Kamuda tasfiye saldırısı ve KESK

İşçi sınıfı ve emekçiler son birkaç yıldır tarihinin en kapsamlı saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. İşçi sınıfının onlarca yıllık kazanımları bu birkaç yıl içerisinde yokedildi. Bugün ise kamu emekçileri başta olmak üzere emekçi sınıfların tümü sermaye iktidarının yeni ve köklü bir saldırısıyla yüzyüze. Kuşkusuz yenilik saldırının niteliğinde değil kapsamındadır. Söz konusu olan, 12 Eylül darbesi ile önü düzlenen liberal saldırıların “kamu reformu” adı altında yeni bir mecraya sıçramasıdır. Kamu reformu, bugüne kadarki liberal saldırıların kapsamını aşan bir nitelik taşımaktadır. Denilebilir ki, kamu reformu, sermayenin emekçi sınıfların kazanımlarına yönelttiği son ve en güçlü vuruşudur. Saldırının kapsamı, hükümetin “17 yılda yapılamayanları birkaç yılda” yapacaklarına dair sermayeye verdicurren;i sözün hiç kuşku bırakmayacak biçimde yerine getirildiğini ortaya koymaktadır.

İşçi sınıfı ve emekçiler en güçsüz bulundukları dönemlerde saldırılarla karşı karşıya gelmektedirler. Kölelik yasası işçi sınıfı hareketinin en zayıf olduğu, işçi sendikalarının boylu boyunca sermayenin denetiminde bulunduğu bir dönemde gündeme geldi. Aynı şekilde kamuda tasfiye saldırısı da, sahte sendika yasasında olduğu gibi, kamu emekçileri hareketinin güçten düştüğü, hareketin bürokratik önderlik altında kötürümleştirildiği bir dönemde gündeme getirildi.

Kuşkusuz sermaye sınıfı bugüne kadar kamusal alanın tasfiyesinde önemli bir yol almıştır. Ne var ki, kapitalist sınıfın acil ihtiyaçları ve genel olarak emek hareketinin dibe vurmuş olması, bugüne kadar alınan yolun bin katını daha kısa bir sürede almayı bir zorunluluk haline getirmiştir. Fakat yine de sermayenin tasfiye saldırısında işinin kolay olmadığını söyleyebiliriz. Bu iyimser yaklaşımın gerisinde kuşkusuz ki katı gerçeklikler var. Bir yandan emekçi sınıflarda biriken öfkenin düzeyi, bir yandan da tasfiye saldırısının tüm emekçi kesimleri kapsıyor olması, kamu emekçileri cephesinden yükseltilecek bir mücadelenin toplumsal dayanaklarının oldukça güçlü olduğunu göstermektedir. Tüm zayıflığına rağmen bugün toplumun en örgütlü kesimi olmayı devam eden kamu emekçileri eğer kendi cephelerinden oynamaları gereken rolü oynayabiirlerse, gerilerinde geniş bir emekçi desteği bulacaklarına hiç şüphe yoktur. Sağlık emekçilerinin bir günlük iş bırakma eylemine, sağlık hakkından yararlanan emekçi kitlelerin gerek hastanelere gelmeyerek, gerekse de hastane bahçelerinde sağlık çalışanlarının eylemlerine katılarak destek vermeleri bu açıdan bir göstergedir.

KESK’in yeni eylem takvimi ve
etkin bir hazırlık çalışmasına duyulan ihtiyaç

KESK yeni eylem takvimini açıklamış bulunuyor. Buna göre 10 Aralık’ta viziteye çıkılacak ve 11 Aralık’ta da hizmet üretiminin durdurulması çağrısı yapılacak. Her iki günde de kitlesel bir biçimde alanlara çıkılacağı duyuruldu. Kuşkusuz bunları böyle açıklamak tek başına eylemlerin güvence altına alındığını göstermiyor. Kamu emekçilerinin bugünkü tablosu etkin bir ön hazırlık olmadan önümüzdeki eylemlerin başarıya ulaşamayacağının kanıtı durumundadır. Bugüne kadar KESK ve bağlı sendikaların yürütmüş oldukları çalışma, kamu emekçilerindeki güvensizlik tablosunu parçalayabilecek bir düzeyde değildir.

Kamu emekçilerinin sendikalara duyduğu güvensizlik ve bu güvensizlikten beslenen umutsuzluk, eğer etkin bir ön çalışma ile kırılamaz ise, önümüzdeki eylemlerin kamu emekçilerinin yeterli katılım ve desteğini alamayacağı açıktır. Kamu emekçileri hareketinin bugünkü durumunda asli bir sorumluluk taşıyan sendika bürokrasisinin, böyle bir yönelime girmeyeceği ve böyle bir niyet de taşımadığı açıktır.

Kamudaki tasfiye saldırısı bugün değil aylar öncesinden gündeme gelmiş olmasına rağmen sendikaların reformist önderlikleri, sahte sendika yasasında olduğu gibi, bir kez daha hareketi meclis gündemine tıkayan bir tutum içerisinde olmuşlardır. Eğer devrimci ve öncü kamu emekçileri cephesinden, mevcut tabloyu değiştirebilecek bir müdahale içerisine girilemez ve önümüzdeki eylem süreçleri bunun dayanağı haline getirilemezse, tasfiye saldırısının 4688 sayılı yasadan daha kolay hayata geçirileceği açıktır. KESK bürokratlarını eylemlerin devamının getirilmesi ve sonuç alana kadar devam ettirilmesi yönünde basınç altına almak herşeyden önce kitleleri bu yönde seferber etmekle mümkündür.

Önümüzdeki eylem sürecinin, şekillenmesine ve devamının getirilip getirilememesine bağlı olarak, kamu emekçileri hareketinde yeni bir dönem açılacaktır. Önümüzdeki süreç, ya kamu hareketindeki tükeniş sürecini hızlandıracak ve yasa saldırısının önünü düzleyecek, ya da kamu emekçileri hareketinde yeni bir yükselişin ve saldırılara karşı güçlü bir mücadele sürecinin dayanağı haline getirilecektir. Bunun hangi yönde gelişeceğini, tek başına olmasa bile, esas olarak devrimci kamu emekçilerinin sürece müdahalesinin düzeyi belirleyecektir. Aynı zamanda bu sürecin başarısının düzeyi, mücadelenin işçi sınıfı ve emekçi kitlelerle ve daha çok da kamu işçileri ile birleşmesinde belirleyici bir rol oynayacaktır.



KESK eylemleri...

Saldırı yasalarına hayır!

KESK üyeleri, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran, sağlık ve eğitim başta olmak üzere temel kamu hizmetlerinin özelleştirilmesini, piyasaya açılmasını hedefleyen “Kamu Yönetimi Temel Kanunu” ve 2004 bütçesine karşı 2-3 Aralık tarihleri arasında çeşitli eylemler düzenlediler. Eylemlerde 10-11 Aralık’ta işbırakma eylemlerine katılım ve halka destek çağrısı yapıldı.

2 Aralık...

Adana: KESK Adana Şubeler Platformu tarafından düzenlenen eylem İnönü Parkı’nda gerçekleşti. Basın açıklamasında AKP hükümetinin gündeme getirdiği kamu reformunun kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve kamu personelinin tasfiyesi anlamına geldiği belirtildi.

Eylemde “Kölelik yasasına hayır!”, “Sözleşmeli personel olmayacağız!”, “Hükümet yasanı al başına çal!” sloganları atıldı.

Malatya: KESK Malatya Şubeler Platformu tarafından düzenlenen eylemde bütçenin yoksulluk bütçesi olduğu vurgulanarak, “Hükümet bizi susturmak istedikçe sesimizi yükselteceğiz, haklarımızı elimizden almak istedikçe kararlılığımızı yükselteceğiz. Ferman hükümetinse alanlar, işyerleri bizim. Sefalet bütçesine, kamunun tasfiyesine karşı direnmeye, eylemler örgütlemeye devam edeceğiz” denildi. Açıklamanın ardından yarım saat süren bir oturma eylemi yapıldı.

İzmir: Dokuz Eylül Hastanesi’nde işyerini terketmeme eylemi sırasında basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Çıkarılmak istenen yasaların temel amacı, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesidir. Devletin başta sağlık ve eğitim olmak üzere tüm kamu hizmetlerinden elini çekmesi, bu alanları şirketlere terk etmesidir. Parası olan sağlık ve eğitim hizmetleri alacak, olmayan ise alamayacaktır. Kullandığınız sağlık karneleri geçersiz olacaktır” denildi.
Eyleme, sendikalaşma mücadelesi veren Güzel İzmir Temizlik şirketi işçileri de katıldılar.

Samsun: SSK Bölge Hastanesi bahçesinde gerçekleştirilen eylemde “Herkese nitelikli sağlık/eğitim hizmeti!”, “Rantiyeye değil sağlığa/eğitime bütçe!”, “Kamu Yönetimi Yasası’na hayır!” sloganları atıldı. KESK dönem sözcüsü yasa tasarısıyla ile ilgili açıklama yaptı, eylemlere halktan destek istedi.

3 Aralık...

Ankara: SES ve ATO üyesi sağlık emekçileri Numune Hastanesi’ni terketmediler.

İstanbul: SSK Okmeydanı Hastanesi’nde yapılan eylemde “İşsizliğe, yoksulluğa, özelleştirmeye ve savaşa hayır!” pankartı açıldı. Eyleme ESM ve Yapı Yol-Sen İstanbul şubeleri de destek verdiler.

Cerrahpaşa Hastanesi’nde SES Aksaray Şube Yöneticisi, 10-11 Aralık’ta yasaya ve 2004 Bütçesi’ne karşı iş bırakacaklarını duyurdu.

Bursa: Defterdarlık önünde toplanan kamu emekçileri oturma eylemi ve basın açıklaması yaptılar. Eyleme TÜMTİS ve TMMOB da destek verdi. Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı, işyerlerine sahip çıkacaklarını, bu yoldan asla geri dönmeyeceklerini vurguladı.