22 Kasım'03
Sayı: 2003 (09)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist, siyonist ve gerici terör ittifakına göğüs gerelim, Ortadoğu halkları ile dayanışmayı yükseltelim!
  "Terör" demagojisine prim vermeyelim, saldırılara karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Talabani Türkiyeli işbirlikçilere moral vermeye geldi...
  Direnişi kırmak için yeni taktikler!
  Kanlı sicillerinin üstünü örtemeyecekler!
  Irak halkının direnişten başka yolu, ABD'nin kaçıştan başka çıkışı yok!
  Londra'da yüzbinler savaşa ve savaş çetesine karşı yürüdüler...
  Türk-İş Genel Kurulu üzerine
  Sınıf hareketinden...
  BEKO taşeron kıskacında!
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/6
  Dünden bugüne geleneksel sol hareket
  Sefalet ücretini kabul etmeyelim!
  Annan Planı: Kimin için ve nasıl bir çözüm?
  İlaç tekellerine yeni imkan: İlaçlara reklam
  Kapitalizm ve "sokak çocukları"
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Dominik Cumhuriyet: Genel grev ve devlet terörü
  Ya barbarlık içinde yok oluş ya sosyalizm!
  İstenmeyen Yankee'ler
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Bush İngiltere’de “Katil Bush!”, “Bush’u durdurun!” şiarları ile karşılandı...

Londra’da yüzbinler savaşa ve
savaş çetesine karşı yürüdüler...

ABD Başkanı George Bush 18 Kasım günü üç gün sürecek olan İngiltere gezisine başladı. Irak’a emperyalist müdahale öncesinde Avrupa genelinde gerçekleşen kitlesel gösterilere sahne olan İngiltere’ye düzenlenen bu ziyaretin nedeni, Irak’ta gün geçtikçe daha çok aleyhine işleyen durumu kontrol altına almak ve bölgede varolan anti-emperyalist güçleri bastırmak olarak özetlenebilir.

Ünlü Amerikalı mizahçı ve sinema sanatçısı Michael Moore, geçen hafta Londra’da yeni kitabını tanıtırken, “Yüzbinlerce Britanyalı’nın ona karşı sokağa dökülmesini çok arzuluyorum” demişti. Savaş karşıtı oluşumlar Moore’un bu çağrısını beklemeden Bush ziyareti öncesinden “Stop Bush“ adı altında kitlesel gösteri hazırlığına girişmiş ve Londra sokaklarını üzerinde “şehre bir katil geliyor” veya “Şuck Bush“ yazılı afişlerle süslemişti.

Bush’u tarihin gördüğü en tehlikeli insanlık düşmanı olarak tanıtan savaş karşıtlarının çalışmalarının başarısı 20 Kasım’da gerçekleştirilen görkemli gösteriyle görüldü. Eylemi organize edenler gösteriye 200 yüz bin kişinin katıldığını açıkladılar, polis ise aynı sayıyı 100 bin olarak verdi. Bu, en az 100 bin kişinin, fakat muhtemelen 200 yüzbin kişinin savaş çetesinin elebaşısına karşı sokağa döküldüğünün göstergesidir.

Gösteri öncesi alınan yoğun güvenlik önlemleri burjuvazinin kitlelerin tepkisinden ne kadar korktuğunu göstermek bakımından gerçekten dikkate değerdi. Londra tarihinde ilk defa bu kadar kapsamlı güvenlik önlemlerine tanıklık etti. Ağır silahlı yaklaşık 250 Amerikalı ajan ve 5 bin İngiliz polisi Bush’un güvenliğini sağlamak için seferber edilidi. Kaba hesaplamalara göre üç günlük ziyaret için alınan güvenlik önlemlerinin maliyeti tam 5 milyon İngiliz sterlini tutarında.

ABD’nin Bush’un bulunduğu bölgede geçen tüm metro hatlarının iki gün süreyle iptal edilmesi, ABD’den gelecek olan keskin nişancılara diplomat statüsü tanınması, Bush’un ziyareti boyunca ikamet edeceği Buckingham Sarayı pencere ve kapılarının değiştirilmesi ve duvarlarının güçlendirilmesi isteği vb. her ne kadar İngiliz yönetimi tarafından reddedilse de, İngiltere’deki resmi ziyaretlerde gelenek haline gelmiş olan Queen Elizabeth II. ile fayton gezisi yapması iptal edilmesi bile içlerine sinmiş olan korkunun açık bir göstergesidir. Buna karşın savaş karşıtları ve diğer muhalif örgütlenmeler çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürmeye devam ettiler ve beklenen görkemli protestolarını başarıyla gerçekleştirdiler.

Britanya halkları da iradelerine rağmen istemedikleri bir emperyalist savaşa sürüklenmiş ve bunun faturasını ödemekle yükümlü kılınmıştır. Son kamuoyu araştırmalarına göre Britanyalılar’ın yalnızca beşte biri hükümetlerinin savaş lehine takındıkları tutumu destekliyor. Toplumun geri kalan %80’lik kesimi ise savaşa karşı çıkıyor. Yine bir başka kamuoyu yoklamasına göre, İngiliz halkının %60’ı Bush’un politikalarını dünya barışı için en büyük tehdit olarak görüyor. %40’a yakını ise onu “aptal” buluyor.