21 Kasım'03
Sayı: 2003 (09)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist, siyonist ve gerici terör ittifakına göğüs gerelim, Ortadoğu halkları ile dayanışmayı yükseltelim!
  "Terör" demagojisine prim vermeyelim, saldırılara karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Talabani Türkiyeli işbirlikçilere moral vermeye geldi...
  Direnişi kırmak için yeni taktikler!
  Kanlı sicillerinin üstünü örtemeyecekler!
  Irak halkının direnişten başka yolu, ABD'nin kaçıştan başka çıkışı yok!
  Londra'da yüzbinler savaşa ve savaş çetesine karşı yürüdüler...
  Türk-İş Genel Kurulu üzerine
  Sınıf hareketinden...
  BEKO taşeron kıskacında!
  Dünya, Türkiye ve sol hareket/6
  Dünden bugüne geleneksel sol hareket
  Sefalet ücretini kabul etmeyelim!
  Annan Planı: Kimin için ve nasıl bir çözüm?
  İlaç tekellerine yeni imkan: İlaçlara reklam
  Kapitalizm ve "sokak çocukları"
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Dominik Cumhuriyet: Genel grev ve devlet terörü
  Ya barbarlık içinde yok oluş ya sosyalizm!
  İstenmeyen Yankee'ler
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Emperyalist işgalciler zor durumda...

Direnişi kırmak için yeni taktikler!

Emperyalist güçler Kasım ayının ilk yarısında en ağır kayıplarını verdiler. Bu sürede dört ABD helikopteri düşürüldü, uçaklarda bulunan askerlerin 40’ı öldü. Nasıriye kentinde ise, İtalyan askerlerini hedef alan saldırıda 19 İtalyan askeri öldürüldü. Saldırı İtalya’yı sarsmakla kalmadı, bölgeye asker göndermeyi planlayan ülkelerin de kararlarını gözden geçirmesine neden oldu.

Direnişin ulaştığı düzey emperyalist haydutları yeni taktikler aramaya zorluyor. İşgalci güçler, bir yandan Irak halkı üzerindeki terörü arttırıp, direnişin yoğun olduğu bölgelerde halkın üzerine bomba yağdırırken, öte yandan yönetimin Iraklılara devri için çalışmalara başlanacağı, seçim ve anayasa için takvim belirleneceği yönünde açıklamalar yapıyorlar. Bu saldırı ve vaatler aynı amacı güdüyor; Irak halkının direnişini kırmak.

Emperyalist ve gerici güçlerin ortak kaygısı

CİA’nın Bağdat’taki istasyon şefi tarafından hazırlanan bir raporda, Iraklı direnişçilerin 50 bin kişilik bir ordu oluşturduğu belirtiliyor ve direnişin halk içinde giderek daha çok destek bulduğu vurgulanıyor. Direnişçilerin sayısı tam bilinmese de, yapılan eylemler emperyalist işgal karşıtı mücadelenin derinlere kök salmaya başladığını gösteriyor. CİA raporunu inceleyen başka bir ABD’li istihbarat yetkilisi şunları söylüyor: “Direniş yaygın, güçlü ve daha da güçleniyor. Raporda; rotamızda hızlı bir değişiklik yapmamamız halinde kontrolü kaybedeceğimiz açıkça ifade edilmiş”. Aynı yetkilinin itiraf ettiği bir diğer gerçek de, binlerce direnişçinin iddia edildiği gibi Baas partili olmadığıdır.

Başta ABD olmak üzere tüm emperyalist güç odakları ile gerici yardakçılarını en çok endişelendiren sorun, nüfusun yüzde 60’ını oluşturan Şiiler’in de Sünnilerle birleşerek ABD işgaline karşı ayaklanma başlatma olasılığıdır. Bu olasılığın gerçeğe dönüşmesi işgalcilerin sonu demek olacağı için, ABD’nin Irak halklarını birbirine düşürmek için her türlü kirli yöntemi kullanacağı açıktır.

Dünyanın küstah jandarması ABD’nin Irak’ta bozguna uğraması diğer emperyalist güç odaklarının da temel endişesidir. Bunu önleyebilmek için Bush’la savaş çetesine akıl veriyorlar. Zira onlar da biliyor ki, ABD’nin yenilgisi emperyalist/kapitalist barbarlık düzenin hanesine yazılacaktır. Bu güç odakları hem ABD’nin sıkışmasından faydalanıp yağmadan pay almaya çalışıyorlar, hem de yaklaşan bozgunu önlemek için uğraşıyorlar.

U dönüşü mü, yeni taktikler mi?

Direnişin seyri, emperyalist işgal güçlerinin verdiği kayıpların katlanarak artmasına yol açıyor. Bu arada Irak’ta altyapı sorunlarını bile çözemeyen, kaosu derinleştiren işgal yönetimi ile Iraklı kuklalarından oluşan Geçici Konsey, Beyaz Saray’daki haydutların beklentisine karşılık veremiyor. Sömürge valisi Bremer yönetimindeki işgalciler “istikrarı” sağlamak bir yana, icraatlarıyla ülkeyi bir cehenneme çeviriyorlar. Sömürge valisi emrindeki Geçici Hükümet Konseyi (GHK) ise, baştan beri Irak halkının nazarında gayri-meşru olduğu için bir işe yaraması pek mümkün değil. Zaten GHK’da toplanan uşak takımının derdi Irak halkları değil, kendi sefil çıkarlarıdır. Bu sorunlara Amerika’da da güçlenen savaş karşıtı hareketi, savaş çetesinin bir yıl sonra yapılacak seçimleri kaybetme riskini de eklemek gerek. Bdurum Bush yönetimini yeni taktikler geliştirmeye zorluyor.

Bu taktiklerin bir boyutu işgal ordusunun yıkım ve katliamlarına daha da ağırlık vermesidir. Musul’da iki helikopter ile 17 askerini kaybeden ABD ordusunun buna “Sarmaşık Kasırgası II” adı verilen saldırılarla karşılık vermesi bunun ilk göstergesidir. Bu saldırıda gece boyunca bombardıman sürdü, sabah ise ABD askerleri tank ve zırhlı araçlarla Tikrit’te gösteri yaparak halka gözdağı vermeye çalıştı. 7 saat süren baskınlarda 450 ev arandı ve çok sayıda Iraklı tutuklandı. Bazı yerleşim yerlerini dikenli tellerle çeviren Amerikan askerleri, Vietnam’da da “stratejik köy” diye adlandırılan yerleri aynı şekilde dikenli tellerle çevirmişlerdi. Bu uygulama ile bölge halkı üstü açık bir toplama kampında yaşamaya zorlanıyor.

Taktiğin ikinci kısmını, Bush’un “U dönüşü” ya da “Dünyanın dediğine gelmek” şeklinde değerlendirilen kimi adımlar atılacağına dair yapılan açıklamalar oluşturuyor. Bütün vatandaşların eşit olduğu bir anayasa, bağımsız bir adalet sistemi oluşturmak, en kısa sürede seçimlere gitmek, Iraklılar’ın kendilerini yönetmesinin önünü açmak vb... Avrupa Komisyonu’nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Javier Solana ise, bir açıklama yaparak, ABD’nin Irak’ta daha da zor duruma düşmemek için askerlerinin kontrolünü uluslararası güce devretmeye hazır olduğunu söyledi.

İşgalcileri bu açıklamaları yapmaya zorlayan Irak halklarının iradesine duyduğu saygı değil elbette. Bunun temel nedeni işgal karşıtı direnişin ulaştığı düzeydir. Emperyalist işgalciler muhtemelen bu konuda kimi göstermelik adımlar da atacaklardır. Ancak bu adımları Irak halkının kendini yönetmesi şeklinde sunmak, halkla alay etmekten başka bir anlam taşımıyor. Zira gündeme getirilen yeni taktikler ABD egemenliğinin Irak’ta –ileride bölgenin tümünde- tam tesisini sağlamak içindir. Zaten haydutbaşı Bush’un açıklaması da bu yönde. ABD güçlerinin Irak’tan alelacele çekilmeyeceğini belirten Bush, Irak’ın terörle mücadelede yeni cephe olduğu konusundaki görüşlerinin devam ettiğini ifade ediyor, “Direnişi ortadan kaldırana kadar bu ülkeden çıkmayacağız” diyor.

Direnişe daha güçlü bir destek!

Direnişin bugünkü kapsamı bile Amerikan emperyalizmini ciddi bir çıkmaza sürüklemiş bulunuyor. Dahası, dünya jandarmasının dünyanın yeniden paylaşımı için başlattığı vahşi saldırının Irak’ın ötesine geçmesini de şimdilik engelledi. Buna rağmen direniş henüz başlangıç aşamasında sayılır, işgalci zorbaların Ortadoğu’dan sökülüp atılması için yeterli değildir. Direnişin hem Irak içinden, hem de bölge çapındaki dinamiklerle güçlendirilmeye ihtiyacı vardır.

Filistin halkının siyonist yıkım ve katliamlara, Irak halkının emperyalist işgale karşı yükselttikleri direnişler desteklenmeyi fazlasıyla hak ediyor. Bu direnişlerin akibeti bölge ve dünya halklarını da çok yakından ilgilendiriyor. Zira insanlığı sonu belirsiz felaketlere sürükleyen emperyalist paylaşım savaşına karşı halihazırdaki temel mevzilerdir bunlar. Nasıl ki, tüm gerici güç odakları, aralarındaki tüm çelişkilere karşın, direnen halkların zaferini engellemek için ortak hareket ediyorlarsa; dünya işçi-emekçileri ile emperyalizme, kapitalizme ve siyonizme karşı olan tüm güçlerin de giderek büyüyen bir dayanışma içinde olmaları bir zorunluluktur.