09 Kasım '02
Sayı: 44 (84)


  Kızıl Bayrak'tan
  3 Kasım seçimleri
  Şimdi sıra AKP hükümetinde...
  3 Kasım seçimleri, AKP ve emperyalistlerin beklentileri
  Yıkımın sahnedeki sorumlularının yıkımı
  Felsefesi serbest piyasacı, programı İMF'ci...
  Yeni hükümete eski program!
  İstanbul'da 6 Kasım eylemleri...
  Ankara'da 6 Kasım eylemleri...
  6 Kasım eylemlerinden...
  Emperyalist savaş karşıtı eylemlerden...
  Günü kazanarak geleceğe hazırlanıyoruz!
  Esenyurt BDSP çalışması...
  Anadolu Yakası BDSP çalışması...
  Sefaköy ve İkitelli BDSP çalışması...
  Adana BDSP çalışması...
  Dikmen BDSP çalışması...
  Hüseyingazi BDSP çalışması...
  Mamak BDSP çalışması...
  Seçim sonuçları üzerine...
  Komünistler ve ulusal kurtuluş mücadeleleri
  Petrol devleri sabırsız
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Hüseyingazi BDSP çalışması...

İşçi ve emekçilerin güvenini kazandık,
yarınları da kazanacağız!

Seçimlere bir hafta kala seçim çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Hemen her akşam aralarında daha önce ziyaret ettiğimiz evlerin de olduğu emekçi evlerine giderek bildirilerimizden verdik. Platformumuzu ve adayımızı tanıtarak düzen partilerinin gerçek yüzünü teşhir ettik. Çay içmeye davet edildiğimiz bazı evlerde, Siteler’de çalışan işçilerin, seçimden çok karşı karşıya kaldıkları işsizlik sorunu ile ilgilendiklerini gördük. Bu da bizim geleceğe dönük çalışmamızda hangi sorunları temel alacağımızı göstermiş oldu.

Bütün haftayı yoğun bir çalışma temposu ile geçirdikten sonra, Cuma günü Ekin Mahallesi pazarında bir etkinlik gerçekleştirdik. Fakat Cuma günü pazara gittiğimizde yaklaşık 20 kişilik bir esnaf grubu ile bunun yarısı kadar emekçinin alışverişe gelmiş olduğunu gördük. Bunun üzerine etkinliği gerçekleştirmekten vazgeçtik.

Bunun üzerine daha önce planlayıp da gidemediğimiz uzak bir mahalleye gitmeye karar verdik. Yol boyunca hem yoldan geçenlere, hem de evlerin kapısını çalarak burada oturanlara bildirimizden verdik, kısa sohbetler gerçekleştirdik. Kapısını çaldığımız bir emekçi ev kadınının “Geliyorlar, kağıtlarından verip gidiyorlar. Böyle sizin gibi konuşacak yüzleri yok” demesi son derece anlamlıydı.

Seçim çalışmamız bizlere emekçilerle bağ kurmanın, onların içine girmenin aslında zor olmadığını, bunun için harcanan emeğin bir karşılığı olduğunu gösterdi. Çalışma yöntemlerimizin kuru ajitasyona daralmaması noktasında bizi uyardı. Böylece bir kez daha komünistlerin iradesinin, enerjisinin ve müdahalesinin nasıl etkili olduğunu anladık.

Cumartesi günü seçim çalışmasının son günüydü ve biz de diğer bölgelerden gelen arkadaşlarımız gibi merkezi dağıtım için Ulus’a indik. Buradan Kızılay’a kadar bildirilerimizi dağıttık ve son kez afişleme yaptık. Ardından pazar etkinliğine katılmak üzere Tuzluçayır’a çıktık. Etkinliğin ardından propaganda yasağının dolduğu saatlerde adayımızın da katılımıyla afişleme yaptık. Böylece seçim çalışmamızı noktalamış olduk.

Yoğun bir çalışma dönemini bitirmiştik, hepimizde bu sebeple bir hüzün vardı. Ancak hüznümüz, gazetemizi okurken önümüzdeki dönemde emperyalist savaşa karşı yoğunlaşacak çalışmamız dolayısıyla yerini yeni bir coşkuya bıraktı.

Seçim günü sabahın erken saatlerinde buluşarak bölgedeki okullara dağıldık. Buralarda oy pusulalarını kontrol ettikten sonra, oy kullanmaya gelen emekçi dostlarla kısa sohbetler gerçekleştirdik. İşine sakallı ya da eski giysilerle giden işçilerin oy kullanmaya en temiz giysileriyle geldiklerini gördük. Bu veri, geleceğin sosyalist toplumunda işçi sınıfının kendi iktidarına doğrudan katılımının aslında bir ütopya olmadığını ukala “aydın”lara göstermesi açısından anlamlıydı.

Akşam olup da sandıklar açılmaya başladığında biz de sandıktan sandığa koşarak sonuçları almaya başladık. Bize verilen oyların neredeyse tamamının oy pusulalarıyla birlikte atıldığını görmek bir parça canımızı sıktıysa da işçilerin bize verdiği oyların bilinçli bir destek ve tercih olması moralimizi düzeltti. Bizim tecrübesizliğimizin sonucu bu sorun, sandık görevlilerinin her içeri gelenin eline sormadan oy pusulasını tutuşturmasıyla daha da büyümüştü. Buna rağmen bize atılan geçersiz oyları da saydığımızda oldukça olumlu bir tablo ile karşılaştık. Hüseyingazi’deki okullarda adayımıza 200’den fazlası geçersiz olmak üzere yaklaşık 300 oy çıkmıştı. Üstelik feodal bağlardan dolayı CHP’nin hayli güçlü olduğu bir bölge olmasına rağmen, çalışmamızın yoğunlaştığı birsokaktan yaklaşık 30 oy almıştık. İşte geleceğe dönük çalışmamızın ateşleyicisi bu olmalıydı; Hüseyingazili emekçilerin bize yönelik güveni.

Sayım işleminin bitmesinin ardından sonuçları değerlendirmek için büroda toplandık. Hepimizin yüzünde haklı bir gururun saklanamayan tebessümü vardı. Televizyondan genel seçimleri izlemek için kahveye gittiğimizde, moralleri bozulmuş olan CHP’lilerin de orada oturduklarını gördük. Bir taraftan bira içmekte olan bu asalak takımı adayımıza ve bize yönelik tacizlerde bulunmaya başladılar. Bizi oyları bölmekle suçlayan bu yalancı kahramanlara hakettikleri cevabı verdik. Tartışmayı devam ettirmeye çalıştılarsa da, biz, bu sarhoş takımının anladığı dilden konuşmayı tercih etmedik. Onları rezil yaşamları ve sarhoş hezeyanlarıyla baş başa bıraktık. Onların bu kudurmuş halleri bizim neşemizi daha da arttırmıştı. Semtteki etkimizin gücü dostlarımızın olduğu kadar düşmanlarımızın da dikkatini çekmişti.

Şimdi yeni bir döneme giriyoruz. Emperyalist savaşı durdurmak için kitleleri seferber etme zor görevinin omuzlarımızda olduğu bu dönemde, seçim çalışmamızdan kazandığımız birikimi en iyi şekilde değerlendirerek sermaye düzeninin karşısına dikileceğiz.

BDSP çalışanları/Hüseyingazi