02 Kasım '02
Sayı: 43 (83)


  Kızıl Bayrak'tan
  Çakalların uluması boşunadır!
  Faşist saldırılar çalışmamızı ve mücadelemizi engelleyemez!
  Cumhuriyetin 79. yıldönümü, düzenin istikrar beklentisi ve seçimler
  ABD emperyalizmi Irak'a saldırı kararı için BM'yi sıkıştırıyor
  Emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı sınıf savaşını yükseltelim!
  Emperyalist savaş karşıtı eylemler...
  ABD'de büyük savaş karşıtı hareket
  Çeçenistan, Rus gericiliği ve ikiyüzlülük
  Sosyal yıkıma karşı BDSP saflarında örgütlenelim!
  BDSP çalışmalarından...
  Emperyalist savaş ve güncel görevler
  BDSP çalışmalarından...
  Perinçek'ten inciler...
  El Salvador'da özelleştirmelere karşı kitlesel protestolar
  Bir kez daha KADEK ve Güney üzerine...
  İşçi Kültür Evi Bülteni'nden...
  Selam olsun Partimizin 4. kuruluş yıldönümüne!
  Alman devletinin kirli savaş tarihinde önemli bir sayfa
  İşkence yaygın ve sistematik olarak sürüyor!
  Küçükarmutlu katliamı 1. yılında...
  Pendik İKE'den "Kadın sağlığı" konulu panel
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Çakalların uluması boşunadır!

Seçime ilişkin tablo netleştikçe şimdiye kadar farklı maskelerle halkı kandırmaya soyunmuş bir takım düzen partileri de gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Bir kısmı kazanmak için binbir takla atıp yalan üstüne yalan atarken, bir kısmı da yıpranan imajını eskisiyle değiştirme yoluna gidiyor.

Bunların başında hiç kuşkusuz MHP geliyor. Üçbuçuk yıldır işçi ve emekçileri yıkıma sürükleyen, yüzlerce devrimciyi katleden, ülkeyi emperyalist köleliğe mahkum eden 57. hükümetin bu eli kanlı ortağı faşist parti, bu icraatlarının ardından hızla gözden düştü, oy tabanını kaybetti. Barajı aşıp aşamayacağı bile tartışılır hale geldi.

İki aydır süren seçim atmosferinde umduğunu bulamayan, eskisi kadar medyanın desteğini de alamayan MHP meydanları dolduramamanın verdiği saldırganlıkla şimdi ilerici ve devrimci güçlere yönelik saldırılarını artırarak aslına rücu ediyor. Böylece sömürücü sermayeye en iyi bildiği biçimde hizmet etmeye hazır olduğu mesajları veriyor. Efendileri ise bu icraatlarına göz yumarak, destek verip sırtlarını sıvazlayarak işlerine yardımcı oluyorlar. Ne de olsa sermayenin mecliste olduğu kadar sokakta da bu eli kanlı itlere her zaman ihtiyacı olacak.

31 Ağustos günü ÖDP seçim çalışması yapan Sinan Kayış’ı katleden bu caniler bizzat İstanbul Emniyet Müdürü tarafından korunmaya alındılar. İtlerin iplerini elinde tutan efendiler, olayın siyasi bir yönü olmadığı beyanatlarında bulunarak tepkileri yatıştırmaya çalıştılar. Bu faşist güruh tam da devletin bu sağlam güvencesine yaslanarak son iki haftadır saldırılarını artırdı. Çoğu bilinçli olarak basına yansıtılmayan bu saldırılarda onlarca insanı yaraladılar. Seçim konvoylarına, seçim bürolarına, seçim çalışması yapan ilerici ve devrimci çevrelere saldırarak kanlı dişlerini gösterdiler. Nerdeyse hiçbir failinin yakalanmaması bu saldırıların bizzat devlet tarafından desteklendiğinin açık bir kanıtıdır. Bir diğer kanıt ise, saldırganların devrimci ve ilerici insanların değil saldırıya uğrayanların göz altıa alınıp koğuşturmaya uğramasıdır.

Fakat bu somut olaylar olmasa da durum yeterince açıktır. Dışarda savaşa, içerde yıkıma devam edebilmesi için sermaye iktidarının yalanlara, yalancı partilere olduğu kadar eli kanlı resmi ve sivil tetikçilere olan ihtiyacı sürmektedir. Sermaye için kurşun sıkan kirli ve kanlı eller de bunun bilinciyle hareket etmektedir. Borç batağı büyüdükçe büyüyor. Sefalet içinde yaşam mücadelesi veren milyonlara hergün yenileri ekleniyor. İşşizler ordusu daha da kalabalıklaşıyor, ücretler düştükçe düşüyor. Kan parası için ülkeyi emperyalist savaş arabasına bağlayan sermaye iktidarının ise bu ülkede yaşayan emekçilere sunabileceği hiçbir şey yok. Hal böyle olunca düzen ve düzen partilerinden umudunu yitirmiş emekçi yığınlardan yükselecek bir “sosyal patlama” korkusu, sermaye iktidarına yalandan v terörden başka bir seçenek bırakmıyor. Yalanlarla oyalayamadığını faşist terörle sindirmeye, geriletmeye çalışıyor. Böylece bu kanlı sermaye tetikçileri sokaklarda ellerini kollarını sallayarak saldırılarını gerçekleştiriyorlar.

MHP’nin son saldırıları sermaye devletinin on yıllardır uyguladığı bu planın bir parçasıdır. Biz bu kirli ilişkiyi daha MHP’nin kuruluş aşamasında ABD’nin, Koçlar’ın, Sabancılar’ın el altından verdikleri desteklerden biliyoruz. Biz bu kanlı yüzü, ‘80 öncesinde insanlık dışı katliamlardan; Maraşlar’dan, Sivaslar’dan, Çorumlar’dan, Bahçelievler’den tanıyoruz. Önlerine atılan bir parça kemik uğruna aydınları, bilim insanlarını, emekçileri, hedef olarak gösterilen herkesi katlettiklerini yazıyor tarih. Kürt halkının özgürlük mücadelesini bastırmak için özel olarak görevlendirilen timlerde rol alan Çatlılar’dan, Kırcılar’dan tanıyoruz onları.

Nasıl ki sermaye, bir önceki seçimlerde medyasını ve satılık kalemşörlerini kullanarak “değişen, çağdaşlaşan bir MHP” imajı pompalayarak bu eli kanlı güruhu güçlendirip meclise taşıdıysa, şimdi de barajı aşamaması durumunda ve “sosyal patlama” korkusu nedeniyle, bu canileri eski rollerini daha güçlü yapmaları için hazırlıyor. Faşist MHP için ve MHP içinde ise değişen hiçbir şey yok; ha konakta hizmetçi, ha kapıya bağlanmış it! Yeterki efendileri hedef göstersin. Dün özel hedef Kürt halkıydı, bugün sokaktaki devrimci, yarın greve çıkacak işçi! Yani, bir parça kemik karşılığında her türlü kanlı ve kirli hizmete hazır bir MHP’dir değişmeyen.

Seçimlerle çözüm bulunamayacak siyasal istikrarsızlık tablosu, derinleşen iktisadi kriz ve milyonların düzenden umudunu yitirip devrimci bir arayışa girmesi korkusu, sermaye iktidarını her olası durum karşısında bütün olanaklarını seferber ederek hazırlıklarını yapmaya zorluyor. Bu düzenin sınırları içinde ve orta ve hatta uzun vadede çok yönlü krizin kazasız belasız atlatılması şansı yok. Üstelik dışarda bir savaş olasılığı, içerde de çok yönlü ve güçlü bir terör aygıtını da hazır bulundurmayı ve yeri geldiğinde insafsızca kullanmayı gerektiriyor. Sermaye iktidarı için tek ve zorunlu yol, tüm faturayı emekçilerin sırtına yüklemektir. Bu ise ancak sınıf ve kitle hareketinin kontrol altında tutulmasıyla mümkün. İşte MHP’nin yeniden ısındırıldığı rol, bir kez daha, kitle hareketini terörize etmek, ilerici ve devrimci gü&ccedi;leri engellemektir. Son saldırılar yalnızca bunun bir işareti ve küçük çaplı ilk adımlarıdır. Mevcut koşullar ve gidişat bu kanlı icraatların devamının gelceğini gösteriyor.

Faşizmin sınıf ve kitle hareketinin yılgınlığa, çaresizliğe düştüğü koşullarda güçlendiğini, tam da bu amaç için devreye sokulduğunu biliyoruz. Ve yine sermayenin bu korku ve terör imparatorluğunun, aydılanan emekçi yığın karşısında yenilmeye mahkum olduğunuda biliyoruz. Son 60 yıllık tarih, faşizmin yenilgi örnekleriyle doludur. Kitleleri mücadeleden uzaklaştırmak, yıldırmak amacıyla yürürlüğe konulan her türden teröre karşı en etkili silah, emekçi yığınların düzenden kopma eğilimlerini güçlendiren bir mücadele içinde kazanılıp düzenin karşısına dikilmesidir. Önümüzdeki süreçte giderek şiddetlenecek çatışmalara bu bilinçle hızla hazırlanmalıyız.

Elbette, bu zorlu göreve hazırlık süreci içinde karşımıza çıkan, kan döken bu sermaye beslemelerine hak ettikleri yanıtı verdik, vereceğiz. Bedel ödemekten de bedel ödetmekten de çekinmeyeceğiz. Ancak bu görev ve sorumluluğumuz bizi asla asli görevlerimizi yapmaktan alıkoymamalıdır. Faşizmi sınıfın devrimci gücüyle dize getirecek, proleter bir devrimle ezeceğiz.



Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’ndan açıklama ve çağrı:

Faşizme karşı omuz omuza!

BDSP’nin seçimler üzerinden yürüttüğü devrimci siyasal çalışma bütün hızıyla sürüyor. Düzen partilerinin yalanlarının karşısına sınıfın devrimci programıyla dikilen BDSP, işçi ve emekçilere gerçek kurtuluşun devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmeke olduğunu her türlü araçla anlatmaya çalışıyor. Elbette ki bu devrimci çalışma düzen güçlerinin öfke ve tepksini fazlasıyla çekiyor. Daha birkaç gün önce Anakara’da BDSP çalışmalarını yürüten arkadaşlarımız polis tarafından gözaltına alındı ve ikisi tutuklandı. Gözaltı ve tutuklama terörüyle devrimci çalışmamızı kesintiye uğratamayacağının bilincinde olan düzen güçleri bu kez Esenyurt’ta sivil faşist maskeleriyle karşımıza çıkmış bulunuyorlar.

31 Ekim 2002 tarihinde Esenyurt’ta BDSP’nin seçim çalışmalarını yürüten arkadaşlarımıza MHP binasından çıkan sivil faşistlerce silahlı saldırıda bulunuldu. Silahlı faşistler, saat 09:30 sularında BDSP’nin afişlerini yapan arkadaşlarımıza kalabalık bir güruh halinde saldırdılar. MHP’li faşistlerin planlı silahlı saldırısında arkadaşlarımızdan Murat Elverişli bacağından kurşunla yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Yine arkadaşlarımızdan Yılmaz Yak jandarma tarafından ifadesinin alınacağı gerekçesiyle gözaltına alındı.

Bu olay, sermayenin ilerici devrimci güçlere karşı sivil faşist çeteleri yeniden bilinçli bir şekilde kullanmaya başladığının son kanıtıdır. Bundan önce DEHAP’ın ve TKP’nin seçim çalışmalarını yürütenlere aynı çeteler tarafından saldırılmış, insanlar dövülmüş, arabalar kurşunlanarak tahrip edilmişti.

Bu saldırılar bizim için asla şaşırtıcı değildir. İşçi ve emekçileri yalan vaadlerle denetim altında tutamayacağını anlayan sermaye iktidarı, ilerici ve devrimci siyasal faaliyeti engellemek için resmi ve sivil faşist çeteleri bir kez daha etkin bir şekilde devreye sokmaktadır. Bu saldırılar gün geçtikçe artmaktadır.

Bütün işçi ve emekçilere, ilerici ve devrimci güçlere sesleniyoruz; ilerici, devrimci güçlere yöneltilmiş bu saldırlar karşısında sessiz kalmayalım! Baskı ve teröre, sivil faşist saldırılara karşı omuz omuza verelim!

Çağrımız somuttur. BDSP olarak 2 Kasım 2002 Cumartesi günü saat 13:30’da Esenyurt’ta Cumhuriyet Meydanı’nda düzenleyeceğimiz mitinge verilecek kitlesel destek aynı zamanda faşist saldırılara güçlü bir yanıt olacaktır. Tüm ilerici, devrimci güçleri, “Faşizme karşı omuz omuza!” diyen bütün işçi ve emekçileri bu konuda duyarlı olmaya, mitinge gereken desteği örgütlemeye davet ediyoruz.

BDSP
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
Müslüm Turfan
İstanbul 3. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı
N. Şafak Özdoğan
İstanbul 1. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı
Mustafa Akkaya
Ankara Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı
Özden Demirel
Adana Bağımsız Sosyalist Milletvekili Adayı