Ankete katılanların en çok yakındıkları noktalar:
terfi olanaklarının sınırlı olması ve ücret düşüklüğü
Emeğin mağduru: Kadın
Gözde Akgüngör
(Cumhuriyet, 27 Aralık 00)
İstanbul, Ankara, İzmir ve Adanada yaşayan 15-49 yaş arasındaki kadınlarla yapılan görüşmelerden oluşan anket, Türkiyede çalışan kentli kadının panoramasını ortaya çıkardı.
Çalışan kentli kadınların yüzde 9unun sendikanın anlamını, yüzde 26sının ise sendikanın çalışana faydası olup olmadığını bilmediği ortaya çıktı.
İşgücü istatistiklerinde temizlik, yemek pişirme, çocuk doğurma, çocukların ve ailenin diğer bireylerinin bakımı gibi faaliyetlerin, genellikle iktisadi faaliyet tanımı dışında bırakılması, kadınların üretim sürecine katkısının, gerçekleşenin çok altında yansıtılmasına neden oluyor. Bu da, kadınların her zaman ulusal ve evrensel gelişmenin bir parçası olmalarına karşın, sosyal konumuyla ezildiklerini ve sömürüldüklerini gösteriyor.
Başbakanlık araştırması
Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Kadının İstihdamının Geliştirilmesi (KİG) projesi kapsamında Kentlerde Kadınların İş Yaşamına Katılım Sorunlarının Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Boyutları konulu bir araştırma yapıldı. Araştırmanın ekseninde yer alan anketler İstanbul, Ankara, İzmir ve Adanada yaşayan 15-49 yaş arasındaki kadınlarla yapılan görüşmelerden oluşuyor.
Araştırma, söz konusu kadınların yüzde 18inin halen çalıştığını, yüzde 10unun iş aradığını, yüzde 59unun da iş aramadığını belirledi. Ankete göre işgücüne katılımın en yüksek olduğu kent yüzde 50 ile Adana.
Ancak kadınlarda ücretsiz olarak veya ara sıra ve yarım gün gibi düzensiz çalışma biçimlerinin varlığı, iş aramakta karşılaşılan zorluklar ve uygun iş bulamayıp iş aramadan vazgeçilmesi, iş bulma kurumuna başvurmaksızın genelde tanıdık ve akraba aracılığı ile iş arama, kadının çalışmasına toplumsal onayın azlığı ve benzeri faktörlerin etkisiyle kadın işsiz sayısı tam olarak saptanamıyor.
Öte yandan Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) 3. dönem (temmuz-eylül) hane halkı işgücü anketi, kentlerde erkek işsizlik oranının yüzde 6.9, kadınlarda yüzde 12.5 olduğunu ortaya koyuyor.
İş yaşamına ilk adım
Çalışmaya 15 ve daha küçük yaşta başlayan kadın oranı yüzde 24. Bu oran İzmirde yüzde 36, Ankarada ise yüzde 7 olarak belirlendi. 18 yaşın altında çalışmaya başlayan kadınlar ise toplamın yüzde 43ünü oluşturuyor.
Anketten kadınların çok sık iş değiştirme eğiliminde olmadığı sonucu da çıkıyor. Araştırma kapsamında bulunan, yaşamının belli bir döneminde çalışmış kadınların yüzde 38i hiç iş değiştirmemiş. Ankarada iş değiştirmemiş olanların oranının en yüksek olması devlet memuru oranının yüksekliğiyle açıklanıyor. Sosyo-ekonomik konum ve eğitim düzeyi yükseldikçe değiştirilen iş sayısı yükseliyor.
Amirler erkek
Kadınların yüzde 35i kadın-erkek dengeli işyerlerinde, yüzde 37si kadınların çoğunlukta olduğu yerlerde çalışmış. Eğitim düzeyi ve sosyo-ekonomik düzey arttıkça, ortalama yüzde 71 olan erkek amir oranının arttığına da dikkat çekiliyor. Amirin cinsiyeti sorulduğunda fark etmeyeceğini söyleyenler yüzde 61 ile çoğunlukta. Ancak kadın amir tercih edenler, eğitimsizlerde yüzde 40 iken, lise üstü eğitimlilerde yüzde 8 olarak ortaya konmuş.
Verdikleri yanıtlarla ankete katılanlar, en çok terfi olanaklarının kısıtlı olması ve ücret düşüklüğü nedeniyle memnun olmadıklarını belirtmiş. Bunun dışında memnuniyetsizlik doğuran etkenler çalışma koşulları, sosyal olanaklar ve çalışma saatleri olarak sıralanıyor.
Sendika da ne?
Kadınların yüzde 54ü son çalıştıkları işyerinde sigortalı değilken, bu oran Adanada yüzde 65 olarak göze çarpıyor. Yaş gruplarına göre bir değerlendirme yapıldığında, 15-19 yaş grubunda sigortalı oranının ortalamanın altında çıktığı biliniyor. Eğitim düzeyine göre yapılan değerlendirme ise, eğitimsizlerin yüzde 69unun sigortasız çalıştığını ortaya koyuyor. Sigortalı olma oranının da yüzde 60 ile, lise mezunlarında en yüksek olduğu belirlenmiş.
İlk kez iş arayanlarda son okuduğu eğitim kurumunu bitireli 10 yıldan fazla olanların oranı yüzde 48. Kadınların yüzde 6sı eğitiminin tamamlanmasının ardından 1-3 ay sonra, yüzde 7si 4-8 ay sonra, yüzde 3ü 9-12 ay sonra, yüzde 12si de 1-2 yıl sonra iş yaşamına katılıyor.
Çalışma süresi
Anketten çıkan sonuca göre kadınların pek azı haftada 5 gün ve 40 saat çalışıyor. Kadınların yüzde 46sı 45 saatten fazla, yüzde 10u ise 30 saatten az çalışıyor.
Kadınların yüzde 76sı haftada 5 gün çalışmak istiyor. Haftada 6 gün çalışmaya razı olan kesimin ağırlıklı olarak düşük eğitimli, bekâr ve genç yaş grubundan olduğu belirtiliyor. Saat olarak sorulduğunda haftada 40 saatin üzerinde çalışmaya razı olma oranının yüzde 29 olduğu görülüyor.
İş arayan kadınların yüzde 33ü bir yıldan fazla bir zamandır iş aradığını söylemiş. Bu kesimin yüzde 47si eğitimsiz. Bir aydan az zamandır iş arayanlarsa toplamın yüzde 13ünü oluşturuyor.
8 Mart bilinciyle sürece yüklenelim!..
Ben petro-kimya sektöründe çalışan bir işçiyim. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, ben de çalıştığım fabrikada, sosyalizm için bir mücadele çağrısı anlamına gelen bugünün kadın ve erkek işçilere anlamını anlatmak için propaganda faaliyeti yürütüyorum.
Şimdiden çalışma tezgahlarımızın başında, çay paydoslarında ve yemek aralarında kısa sohbet ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Bu vesile ile hem günü propaganda ediyor, hem de işyerinde, bir fabrika çalışmasının ön ayaklarını oluşturma çabasında oluyoruz. Kuşkusuz fabrika çalışmamızın hedefinde yeni 8 Martlar yaratmanın kendisi var. Tabii ki bu günü yaratmak proleter bir bilinçten yoksun işçilerin, bir proleter bilinçle mücadeleye katılmasını sağlamaktan geçer. Ama bu da sürekli, özverili ve kararlı bir çaba gerektirir.
Fabrikalardaki tüm öncü ve ileri işçiler olarak, bir mücadele günü olan 8 Mart bilinci ve F tipi ölüm hücrelerinde 125. gündür süren onurlu Ölüm Orucu direnişinin çoşkusuyla, burjuvazinin işçi ve emekçilere dayattığı sefalet koşullarına karşı direnelim, sürece tüm gücümüzle yüklenelim ve kazanalım.
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Bir petro-kimya işçisi/Esenyurt
|