ARSIVANA SAYFA
 
24 Şubat '01
SAYI: 08
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Siyasal istikrarsızlığın ekonomik temeli
Ölümcül krizin sıklaşan nöbetleri
"Devlet krizi"nin dibinde çürümüş ekonomik düzen vardır
ABD saldırganlığının gerisinde sertleşen emperyalist rekabet var!
Bağdat'a emperyalist saldırı
"Tütün reformu" yasalaşıyor!
Kocaeli'nde 18 Mart'ta işçi mitingi var!
Kurtköy Canbaztepe'de gecekondu arzisi üzerine kirli rant hesapları
Diyarbakır erken kararıyor
İTÜ'de boykot var!
Katliamların hesabını sormak için Ulucanlar davasına katılalım!
Yeni zindan genelgesi de devrimci tutsakların direnişi ile parçalanacak!
Dünyada güncel durum/2
Toplumsal hayatın tüm alanlarında kadın-erkek eşitliği!
Kadınlar politikaya çekilmeksizin, yığınlar politikaya katılamaz /V.İ.Lenin
Bir eğitim emekçisiyle 8 Mart üzerine...
Emeğin mağduru: Kadın
Direnişçilerin kaleminden
Avrupa'da meydanlar yeniden ısınıyor
Avrupa'daki Türkiyeli ve Kürdistanlı ilerici-devrimci güçlerin ortak açıklama ve çağrısı
Direnişçilerin kaleminden
Basında Nazım Hikmet tartışması
Kapitalizm ve bilimsel-teknolojik gelişmeler
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

Bush yönetiminin ilk icraatı

Bağdat’a emperyalist saldırı

Ocak ‘91’de Irak, emperyalist ülkeler ve bir kısım uşakları tarafından Kuveyt’i “kurtarmak” adı altında tahrip edildi. Yüzbinlerce Iraklı hayatını kaybetti. Bu pervasız saldırı CNN televizyonu aracılığıyla naklen yayınlanarak dünyaya izlettirildi.

Bu saldırıdan sonra emperyalistler Irak’ta uçuşa yasak bölgeler oluşturdular. 36. paralelin kuzeyinde Kürtler’i “korumak”, 33. paralelin güneyinde Şiileri “korumak” gerekçesiyle bu bölgelerde Irak uçaklarının uçması yasaklandı. ABD ve İngiliz uçakları ise rutin bir şekilde Irak’ı bombalamaya devam etti. Kuzey’i bombalayan uçaklar Adana İncirlik Üssü’nden kalkıyordu. Bu saldırılara ek olarak Irak’a ekonomik ambargo uygulandı. Bu ambargodan dolayı yüzbinlerce Iraklı çocuk besin ve ilaç yetersizliğinden öldü.

Çatırdayan emperyalist ittifak

‘91’de “uyumlu” olan emperyalist ittifak ‘98’deki “Çöl tilkisi” saldırısında çatırdadı. Ve ABD ezeli kuyrukçusu İngiltere dışında destek bulamadı. Geçtiğimiz Cuma günü Irak’a yapılan haydut saldırı ise artık açıkça ifade edilen tepkilerle karşılandı. Çin ve Rusya’nın tepkisinin yanısıra en sert tepki Fransa’dan geldi. ‘98’de “uçuşa yasak bölge” uygulamasından çekilen Fransa, Irak’a uygulanan ekonomik ambargonun kalkmasını talep etti. Fransız Dışişleri bakanı saldırının hukuki dayanağı olmadığını belirtti ve “uzun zamandır bu tür bombardımanın meşru temeli olmadığına inanıyoruz” açıklamasını yaptı. Kanada, İsrail ve Polonya dışında saldırıyı destekleyen ülke çıkmadı.

Ekonomik alanda değişik emperyalist mihraklar arasında rekabetin giderek keskinleştiği biliniyor. Ekonomik alandaki çıkar çatışmaları politik ve askeri alanda da yansımalarını buluyor. “Soğuk savaş” döneminde zorunlu olarak ortak hareket eden emperyalist güçler, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’nın yıkılışıyla birlikte, aralarındaki çelişkilerin üstünü örten temel etkenden kurtuldular. Emperyalist mihraklar arası çelişki ve çatışmalar açık ifadeler kazanmaya başladı.

Hala dünyanının en güçlü haydutu olan Amerikan emperyalizminin artık diğer emperyalist güçleri peşine takıp saldırı yapma dönemi kapanmıştır.

Uşak Türkiye’nin titrek tepkisi

Saldırının ertesi günü açıklama yapan Ecevit, emperyalizmin bu sadık uşağı, saldırıdan haberdar edilmemelerinden dolayı “rahatsızlığını” dile getirdi. Dahası, efendisine Irak politikasını gözden geçirme “çağrısı” yaptı. Ancak, İMF reçetelerini virgülüne kadar uygulayan bir hükümetin Irak konusunda farklı tavır koyması, emperyalist ağababasından ayrı politika izlemesi ne kadar mümkün?

Irak’a dönük ambargonun delinmesi ve gittikçe işlevsizleşmesi (ki saldırının nedenlerinden biridir) Türkiye egemenlerini de harekete geçirdi. Henüz emperyalistlerin tam paylaşamadığı Irak pazarından pay kapma çabasına girdiler. Son olarak Bağdat’a giden TBMM heyeti dört gün boyunca temaslarda bulundu. Gezi boyunca, Türk firmalarının Irak’ta etkin olması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi üzerinde duruldu.

Ancak efendinin Türkiye’ye ilişkin planı, Saddam’a karşı yürüteceği bozguncu eylemlerde “Irak Ulusal Konseyi”ne (INC) lojistik destek sunmasıdır. Ayrıca bir uşak olarak haddini bilmesi ve ABD’ye rağmen belli planları hayata geçirmek gibi heveslere kapılmaması gerekmektedir. ABD Irak’a yönelik son saldırı ile bu konuda da uyarıda bulunmuştur.

Keşif uçuşu adı altında İncirlik’ten kalkan uçakların Irak’ı bombalaması sonucu ‘98’den bu yana 300 insanın ölmesi ve çok sayıda insanın yaralanmasına sesini çıkaramayan Türk devleti, son saldırıyla beraber başbakanı aracılığıyla ABD’ye mesaj gönderiyor ve “barışçı” çözüm talep edebiliyor. Saddam rejimini devirme planı çerçevesinde yer alan Kuzey Kürdistan konusunda efendi-uşak arası görüş ayrılığı, bu talebin gündeme getirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Ama ABD bir efendinin küstahlığı ve pervasızlığı ile İncirlik’ten kaldırdığı uçaklarla Irak’a yönelik saldırısını sürdürüyor.

Sözde Irak muhalefeti ihanet batağında

ABD’de üslenen Irak Ulusal Konseyi (INC) bombardımanı hararetle destekledi. Saddam yönetiminden kurtulma umutlarını emperyalizme bağlayan bu uşak takımı, Bağdat bombalanırken Pentagon’da efendileriyle toplantı yapıyordu. Dünya halklarının düşmanı bu haydut devlet tarafından silahlandırılan ve finanse edilen, atacağı her adım CİA tarafından yönlendirilen INC, Saddam diktatörlüğünün yerine ABD uşaklığını üstlenecek kendi diktatörlüğünü geçirme hayalleri kuruyor. Türkiye’nin bu iğrenç planın hayata geçebilmesi için lojistik destek sunabilecek tek ülke olduğunu söyleyen CİA, Türk devletinin bu destekten kaçınmaması gerektiğinin altını çiziyor.

INC türü muhaliflerin Irak emekçilerine sunabilecekleri tek şey, kendi katilleri olan ABD emperyalizmine köleliktir. Piyonluktan öte bir iradeleri olmayan bu hainlerin, Irak halkını dikta rejiminden kurtaracakları iddiası ikiyüzlü bir yalandır.

Kosova’daki UÇK’nın ulusal baskıya karşı mücadele adına emperyalistlere sırtını dayaması, ardından Yugoslavya’ya yönelen saldırı ve tahrip edilen Kosova gerçeği, emperyalizmin nasıl bir “kurtarıcı” olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Kosova’da sorun çözülemediği gibi, ek olarak emperyalist ülkelerin işgali eklenmiştir. İşgalci askerlerin tecavüz ve cinayetleri gizlenememektedir. Yine Sırbistan’da muhalif kitleler aldatılarak, ABD desteğiyle Miloseviç devrilmiştir. Kendi halkını katleden haydutlara uşaklık eden yeni onursuz yönetim, şimdi ihanetini kitlelerden gizlemeye çalışmakta, bağımsızlığına düşkün Sırp halkına emperyalistlerden aldığı yardımı açıklama cesareti gösterememektedir.

***

Bağdat’ın bombalanması ABD emperyalizminin haydutluğunun yeni bir örneği olmuştur. Emperyalist odaklar Irak halkını düşündükleri için değil, ABD’nin Ortadoğu’ya dönük hesaplarından dolayı tepki göstermişlerdir. Türk burjuvazisi de aynı ikiyüzlü tutum içindedir. ‘91’de “bir koyup üç-beş almak” adına saldırıya tam destek veren iktidar, şimdi Irak konusunda kendi gerici çıkarları doğrultusunda politika değişikliği talep etmektedir. Aynı şekilde Arap devletleri de aynı ikiyüzlülükle saldırıya tepkilerini dile getirmek zorunda kalmışlardır. Ama emperyalizme uşaklığa devam etmektedirler.

Bu saldırıya karşı en samimi tepki Ortadoğu emekçilerinin anti-emperyalist tepkisi olmuştur. Emperyalist saldırganlığın önüne geçmek ancak bölgedeki emekçi halkların ortak mücadelesiyle mümkün olabilir. Başını yiğit Filistin halkının çektiği bu mücadelenin gelişip güçleneceğinden kuşku duyulmamalıdır.