İMF ve sosyal yıkım saldırısı konulu panele
bine yakın işçi ve emekçi katıldı...
Kocaelinde 18 Martta işçi mitingi var!..
İMF programının uygulamaları tam hızla sürerken, buna karşı tepkiler de yükselmeye başlıyor. Bu tepkilerin geldiği bir bölge de, programdan en çok zarar gören bölgelerden biri olan Kocaelidir. Programın uygulamalarıyla şimdiden onbinlerce işçi işsiz kalmış, ücretsiz izne çıkarılmış; yüzbinlerce işçiye beklenen enflasyon oranı ya da daha da kötüsü sıfır zam dayatılmış durumdadır. Ayrıca yeni özelleştirmeler sonucu onbinlerce işçinin işsizler ordusu saflarında yerini alması beklenmektedir. Tüpraş ve Petkim özelleştirmeleri gerçekleşirse, Petrol-İş'in bölgede bitmesi gündeme gelebilecek.
Kocaeli Sendikalar Birliği'nin eylem kararı
İşte bu tablo, Kocaeli Sendikalar Birliği'nin genişletilmiş işyeri temsilciler toplantısında eylem kararları almasına neden oldu. Bu arada Kartuşsan'da (karton üretiminde tekel konumunda bir işletme) 10lu günlerini yaşayan grev sürüyor. Önümüzdeki günlerde bölge yeni gelişmelere gebe gibi görünüyor.
Süreçle ilgili çarpıcı bir durumsa şu: Gerek kamu emekçileri sendikalarının, gerekse işçi sendikalarının genel merkezleri ve konfederasyonlar, Kocaeli Sendikalar Birliği'nin 18 Şubat panel ve 18 Mart miting eylemlerinden rahatsızlık duyduklarını bildirmiş, ya da belli etmişlerdir. Sendikal bürokrasinin dışında hareket olanağı olmayanların buna rağmen eylem kararı almasını, tabanda mayalanan mücadele isteği ve basıncı çerçevesinde kavramak gerekir. Kaçınılmaz gözüken hareketliliği kontrol altında tutmak isteğinin de bunda belli bir payı var.
18 Şubat'ta panel
Kocaeli Sendikalar Birliği'nin organize ettiği panele Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Ali Güzel ve Av. Murat Özveri katıldı. Beklenenin aksine katılımın işçi yoğunluklu olduğu panelde, kamu emekçileri cephesinden de yoğun olarak Eğitim-Sen'liler vardı.
Panelde konuşan Prof. Dr. Ali Güzel, Yeni Dünya Düzeninde egemenliğin uluslararası finans kurumlarının ve şirketlerin eline geçtiğini vurguladı. Dünyada şimdiye kadar uygulanan 237 İMF programının hiçbirinin emekçilerin sorunlarını çözmediğini; bu programların Arjantin, Endonezya, Malezya, G. Kore gibi ülkelerde sürekli yeni krizler yarattığını, işsizlik ve reel ücretlerde düşüş yaşandığını söyledi. Ülkemizde de programın aynı sonuçlara yolaçmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Prof. Dr. İzzettin Önder; İMF programlarının kapitalist gelişmenin doğal sonucu olduğunu belirterek; "İMF'yi kovsak sorun bitecek mi? Hayır! Bu nedenle olayı düşünürken devrimci düşünmeliyiz. Büyük canavar makinesinin istediği gibi düşünüyoruz. Sorun sistem sorunudur. Devlet kimin? Hukuk kimin? sorgulanması gerekir. Sendikalar ücret sendikacılığı yapıyor. Sınıf bilinciyle hareket etmeli oysa. Ücret mücadelesi elbette yapılmalı, ama kapitalizme karşı mücadeleyle birlikte ele alınmalı. İlerde sınıf sendikacılığı da yetmeyecek, sistem sendikacılığı yapılacak" dedi.
Av. Murat Özver ise, bölgedeki birçok sendikanın avukatı olarak ilginç olaylara değindi. "Grevlerin yasaklandığı günümüzde grev yoksa toplu sözleşme de yoktur; devlet toplu sözleşme özerkliğini yok ediyor" dedi. "Lastik grevi yasaklandığında Sabancı işçilerin çok maaş aldıkları ile ilgili ilan verdi. İşçiler buna karşı halka bordrolarını dağıtınca yargılandı" diyen Murat Özveri, sendikaların %51 sendikası olduğunu, bunu patronun da istediğini söyledi. Sendika %53-54'e geldiğinde adam çıkarıldığını, böyle bir durumda da grevlerin etkili olmadığını söyledi. Taşeronlaştırmanın yarattığı olumsuzluklara değinen Murat Özveri, buna Sabancı'nın bir fabrikasından örnek verdi.
Sabancı'nın bir fabrikasında, 7 yıl boyunca çalışmış bulunan taşeron işçileri, zam istediklerini söyleyerek patronla konuşuyorlar. Patron işçilerin isimlerinin olduğu bir çizelge çıkararak, bu koşullarda çalışmak isteyenlerin(+), istemeyenlerin (-) koymasını ister. Hepsi (-) koyar ve direnişe geçer. Pazartesi günü geldiklerinde 17. maddeden çıkarıldıklarını görürler.
Av. Özveri, patronların bu kadar rahat davranmasını işçilerin birlik olamamasına bağladı. Şu veciz söz ile bunu anlattı: Ağaç baltaya demiş ki; Sen beni kesemezdin, ama neyleyeyim sapın benden.
Prof. Ali Güzel, demokratik istemlerin sınıf çıkarlarıyla birleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak; örneğin F tipine yeterince karşı çıkılmadı; halbuki bir insan cezaevinde de olsa insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamak durumunda; tutukluların hayatları devletin sorumluluğundadır ve devlet bunu gözetmek zorundadır, dedi.
Prof. İzzettin Önder; "Programdan kaynaklanan borç bizim hepimizin diyorlar. Borç bizim değil! Gitsin Koçlar, Sabancılar ödesin. İşveren korkmuyor bizden, bütün bunları bu yüzden yapabiliyor. Bilinçlerin değişmediğini düşünüyor. Kapitalizmin içinde bunlar diyor. Bunun değişmesi lazım çünkü sorun sistem sorunu" dedi.
Soruların ardından panel bitirildi. Panele gösterilen ilgi ve önümüzdeki sürecin yakıcı sorunları, 18 Mart mitinginin güçlü geçeceğine bir işaret sayılmalıdır.
Adana Gazi Taşımacılıkta
toplu işten atmaya karşı direniş
Son dönemde giderek artan işten çıkarmalara bir yenisi daha eklendi. Adana Gazi Taşımacılıkta çalışan 27 işçinin işlerine son verildi. Gazi Taşımacılıkta toplam 40 işçi çalışmaktadır. Bunların 27si sendikalı, diğerleri işverenin işe aldığı kendi yakınlarıdır. İşçilerin kimi on, kimi yirmi yıldır bu işyerinde çalışıyorlar. Ağır çalışma koşullarının yanında, işçilerin hiç bir sosyal hakları yok.
İşçiler, 19 Şubat Pazartesi günü işyerinde toplanarak, sonuna kadar direneceklerini açıkladılar. Kapitalist işveren bu direnişi kırmak için işten attıklarının yerine başka işçileri getirip çalıştırıyor.
İMF, tüm politikalarıyla Türkiyeyi bir sömürü cenneti yapmak istiyor. Kapitalistler mevcut örgütlü mevzilere saldırıyor ve sendikalaşma çabalarına işten atmalarla karşılık veriyor. Adanadaki Gazi Taşımacılıkta çalışan 27 işçi de, sendika üyesi oldukları gerekçesiyle işlerinden çıkarıldılar. İşveren eğer çalışmak istiyorsanız sendikadan istifa edin ya da şu boş kağıdı imzalayın diyerek işçileri boyun eğmeye çağırıyor. İşçilerin direnişi ise sürüyor.
Kızıl Bayrak/Adana
Sınıftan kısa kısa...
Düziçinde sözleşme imzalandı
Genel-iş Adana 6 Nolu Bölge şubesi 16 Şubatta Osmaniyenin Düziçi İlçe Belediyesi ile sözleşme imzaladı. Genel-İş yaptığı yazılı açıklamada, 205 işçiyi kapsayan sözleşmeyle asgari ücret sınırında olan ücretlerde %50, sosyal haklarda da %100lük artış sağlandığını belirtti.
Çankaya Belediyesinde iş bırakma eylemi
Genel-İşe bağlı Çankaya Belediyesinde çalışan temizlik işçileri 3 aydır alamadıkları ücretler için bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. 20 Şubat Salı günü çöpleri toplamayan işçiler akşama doğru eyleme son verdi. Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçileri ise işçilere destek vermek amacıyla tüm birimlerde yemek boykotu yaptı. Çankaya Şubesi Sekreteri Galip Oral, Amacımız halkı zor duruma düşürmek değil. Taleplerimiz gerçekleşinceye kadar eylemlerimize devam edeceğiz dedi. Tüm Bel-Sen tarafından ise, Sınıf dayanışması bir zorunluluktur. Tüm Bel-Sen ve Genel-İş birlikte hareket edecektir şeklinde açıklama yapıldı.
Divriği maden işçilerinden özelleştirme karşıtı yürüyüş
Türkiyenin ikinci büyük maden cevher işletme yataklarından Divriği Maden İşletmelerinde çalışan yaklaşık 200 işçi, maden yataklarının özelleştirme kapsamına alınmasını protesto etti. Cevher-İş Sendikasına bağlı 200 işçi, Madenler halkındır satılamaz!,Özelleştirmeye hayır! yazılı pankartlarla yürüdü.
Kateks işçileri sendikalaşmayı başardılar
Urfada sendikaya üye oldukları için işten atılan Kateks işçileri, mahkemeye başvurarak, patronun yasadışı işçi çalıştırdığını tespit ettirdiler. Bunun üzerine Kateks işvereni sendikayı kabul etmek durumunda kaldı.
Kozluk Belediyesinde işçilerin oturma eylemi devam ediyor!
Belediye-İşe bağlı Batman Kozluk Belediyesindeki 170 işçi, 11 aydır maaşlarını alamadıkları için 19 Şubattan beri oturma eylemindeler. Türk-İş Bölge Temsilcisi Ramazan Ulaş Belediye işçileri aileleriyle birlikte perişan olmuş durumda. Türk-İş Diyarbakır şubeleri olarak Kozluk Belediyesi işçilerinin bu haklı çalışmama eylemini destekliyoruz dedi.
|