ARSIVANA SAYFA
 
9 Aralık '00
SAYI: 46
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Emekçi hareketinin güçlü çıkışı
Onbinlerce emekçinin coşkulu eylemi
Ankara’da 1 Aralık
25 bin kişilik coşkulu katılım
Emekçiden kitlesel uyarı
Krizin katlanan faturası işçi ve emekçilere kesiliyor!
Kıbrıs’ta süresiz genel grev
Toplumun gündemine oturan Ölüm Orucu direnişi
“Ölüm hücreleri”ne geçit yok!
F tipi cezaevi ölümdür!
Ölüm Orucu’na destek eylemleri güçlenerek sürüyor
Ulucanlar’ın katliamcıları bir kez daha yargılandı!
26 Eylül tarihe bir faşist katliam günü olarak geçecek
Öleceğiz ama hücrelere girmeyeceğiz!
İçeride-dışarıda ölümüne direniş sürüyor
Yeni ölümlere izin vermeyeceğiz!
Ölüm Orucu direnişinin sesini duyurmaya devam edecek..
Ölüm Orucu direnişi devrimci öğrenci hareketini toparlayıp saflaştırıyor
Direnişin sesini Avrupa Parlamentosu’na da taşıdık
Zaferi bir kez daha biz kazanacağız!
Kadın sorununa yönelik bir anket çalışması
İşçilerle işçi sağlığı ve iş güvenliği üzerine
Direnç (öykü)
Vardiya (şiir)
Direnişçi yoldaşlarıma mektup
Mücadele Postası
 



 
 
Ölüm Orucu direnişini destek açlık grevimiz sürüyor

Zaferi bir kez daha biz kazanacağız!


Ölüm Orucu’nu desteklemek amacıyla başlattığımız destek açlık grevimiz devam ediyor. Süresiz olarak açlık grevi yapanlarımız bugün itibariyle 32. günü doldurdular.

Açlık grevi yaptığımız çadırın önüne kurduğumuz bilgilendirme standı, beklediğimizden de fazla bir ilgi görüyor. Ve bu ilgi her geçen gün artıyor. O kadar ki, imza vermek isteyenlere imza metni, bilgilenmek isteyenere materyal yetiştiremiyoruz. Dil konusunda sıkıntımız oluyor ama, yine de sermaye devletinin vahşetini belgeleyen panolalarımız üzerinden de, sürekli etkili bir bilgilendirme ve teşhir faaliyeti yürütüyoruz. Ki en fazla amaca hizmet eden faaliyette bu oluyor.

Son bir haftadır çadırın dışına yoğunlaşan çabanın içindeyiz. Hazırladığımız suç dosyaları ve diğer materyallerle pek çok kurum ve kuruluşa uğradık. Direniş, direnişin nedenleri, haklılığı ve meşruiyeti konusunda bilgiler verdik, destek için harekete geçmelerini talep ettik. İlk günlerdeki suskunluğu bu çabalarımızla aştık. Denilebilir ki ısrarlı çabalarımızın ürünlerini -belli imkanları da değerlendirerek- şimdi toplamaya başladık. Bizim çabalarımızın, ama asıl olarak da Ölüm Orucu direnişinin etkisi ie çadırımız uğrak yeri olmaya başladı.

Polisin ve Köln’ün faşist CDU’ya mensup belediye temsilcilerinin çadırımıza dönük saldırıları tümüyle boşa çıktı. Bunda PDS’li belediye meclis üyesi Şengül Şenol’ün büyük katkısı oldu. Şengül Şenol bizleri de davet ettiği meclis toplantısına sunduğu önerge ve belediye başkanına yönelttiği sorularla, haylı yararlı işler gördü.

Belediye meclisi toplantısı çadır alanını kalıcı hale getirdiği gibi, ayrıca bize toplantıya katılan farklı parti temsilcilerine materyallerimizi ve suç dosyalarımızı dağıtma fırsatı yarattı.

Şengül Şenol üzerinden değerlendirdiğimiz bir başka imkan da, üyesi olduğu PDS Köln bölge toplantısı oldu. Açlık grevcileri olarak bu toplantıya katıldık ve yaklaşık 20 dakikalık bir süre direniş ve seyri hakkında bilgiler verdik. Sorunu yerel ve federal parlamentoda gündeme getirmelerini ve etkin destek sunmalarını istedik. Yanımızda götürdüğümüz bildiri-açıklama ve suç dosyalarını aldılar, ciddi biçimde ilgileneceklerini söylediler.

Bir TV (WDR) açlık grevi yaptığımız çadıra geldi, röportajlar yaptı. Alman radyoları son günlerde Türkiye cezaevlerindeki süresiz açlık grevi ve ölüm orucundan sık söz etmeye başladılar.

Çadırımıza dayanışma ve destek amacıyla gelen bir başka kurum da Heyva Sor (Kürt Kızılhaç’ı) oldu. Heyva Sor temsilcileri özetle, direnişimizin haklı ve desteğe değer bir direniş ollduğunu, direnişçilere içten bir saygı duyduklarını belirttiler, artan bir destek sunacaklarını dile getirdiler. Grupla birikte gelen Doktor Radi bize Kürtçe ve Türkçe şiirler okudu. Heyva Sor temsilcilerine, yaşadıkları süreci şimdilik tartışmak istemediğimizi, dayanışmalarını anlamlı bulduğumuzu belirttik. Ayrıca, direnişimizin taleplerini toplumun ezilen-sömürülen, baskı ve zulme maruz kalan tüm kesimlerinin, bu arada Kürt halkının sahipleneceği/sahip çıkacağı talepler olduğunu, dolayısıyla destelemelerinin doğal olduğunu, tersinin düşünülemeyeceğini belirttik. Kürt halkının örgütlü ve kurumlaşmış bir toplum olduğunu, destek konusunda samimi bir tutum alınarak bu kurumların ve güçlerini direnişimize daha somut destekler için harekete geçirmelerini talep ettik.

Son olarak Medya TV de çadırımıza gelip açlık grevcileri ile röportaj ve çekimler yaptı.

Süreç kritik bir aşamaya gelmiş bulunuyor. Direnişimiz, ölüm orucu direnişi zafere doğru ilerliyor. Sermayenin faşist dkiktatörlüğünün ve onun her boydan temsilcileri, kuru sıkı tehdit ve şantajları bu inancımızı değiştiremez. Sermaye devleti bir kez daha yenilgiye uğrayacaktır. Bizler soluğumuzu tutmuş olarak zafer müjdesini bekliyoruz.

Köln’den TKİP taraftarları





TC’nin Essen Konsolosluğu önünde protesto eylemi

Katil devlet hesap verecek!


4 Aralık’ta, Ölüm Orucu İle Dayanışma Komitesi’nin aldığı bir kararla TC’nin Essen Konsolosluğu önünde bir protesto gösterisi gerçekleştirdik.

Sabahın erken saatlerinde destek açlık grevi yaptığımız çadırın önünde biraraya gelerek trenle konsolosluğun önüne gittik. Herhangi bir izin başvurusu yapılmamıştı, bu nedenle de hem polis ve hem de konsolosluk görevlileri hazırlıksızdı. Onların şaşkın bakışları arasında konsolosluğun önünde biriktik. Pencerelerden bizi gören ve sürekli gözetleyen konsolosluk görevlileri tedirgindi.

Polis anında harekete geçti, gösteri yapmamızı engellemeye çalıştı. Özellikle çok yakın mesafede durmamıza ve binanın ön kapısına protesto çelengimizi koymamıza izin vermeyeceğini belirtti. Üzerimizde Almanca açlık grevinde olduğumuzu belirten önlüklerimiz vardı ve çok öfkeliydik. Polisi dinlemeyip binanın on metre yanındaki alanda toplanarak, “Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Hücreler ölümdür girmeyeceğiz!” vb. sloganlarımızı gür bir biçimde haykırdık. Özellikle bir öfke patlaması halinde haykırdığımız “Katil devlet hesap verecek!” şiarı, kısa sürede binanın ve çevresinin resmi-sivil polis kordonu altına alınmasına yetti. Zırhlı araçlar dahi getirilmişti. Bu kuşatmaya aldırmaksızın gösterimizi sürdürdük.

100’ün üzerinde bir katılımla gerçekleştirdiğimiz konsolosluğu protesto gösterimizde, ayrıca Ölüm Orucu İle Dayanışma Komitesi’nin hazırladığı Almanca-Türkçe açıklama okundu. Bulunduğumuz güzergahta gelip geçenlere bildiri dağıtıldı.

Basından sadece Özgür Politika gösterimize ilgi gösterdi, resim çekti, röportajlar yaptı.

Sloganlar eşliğinde aralıksız sürdürdüğümüz protesto eylemimizi devrim ve sosyalizm kavgasında şehit düşenler için saygı duruşu ile sonuçlandırdık. Birlikte götürdüğümüz protesto çelengi ve hücre maketini konsolosluğun önüne bırakarak, yeniden açlık grevi çadırına döndük.

Köln’den TKİP taraftarları





Eylemin dışında kalanlar sürecin dışına düşüyorlar


Protesto gösterimizde akılda kalan ve bundan böyle çokça tartışmaların konusu olacak bir durum da vardı. Protesto eylemine Alınteri, Özgür Gelecek ve Barikat taraftarları da katılıp destek sundular. Bizimle birlikte “Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!” sloganını attılar. Sıkıntılıydılar, eziktiler. Bunun şaşılacak hiçbir yönü de yoktur. Bir kere eylemin sahibi değildiler. Aradan 46 gün geçmişti onlar hale bekliyorlardı! Türkiye’de ve uluslararası planda hemen her kesim Ölüm Orucu’na desteklerini dile getiriyorlardı. Destek eylemler örgütlüyorlardı, oysa devrimci hareket 5 günlük açlık grevinden başka somut ve güncel kayda değer çabanın içinde olmamıştı. Hala F tipi hücre cezaevlerini teşhir etmekle vakit geçiriyordu. En kısa anlatımla, devrimci hareketin bu durumu içler açısıydı. Bu saatten sonra izahı da yapılamazdı, yapılmaz da.

Dönem olağan bir dönem değil. Dönem “F tipi cezaevleri nedir, ne değildir” ekseninin de teşhir faaliyeti yürütme dönemi değil. Bu eksen üzerinde dolanıp durmak, bu çerçevede faaliyetlerle oyalanmak, temcit pilavı misali iki de bir talepler listesi yayınlamak ve bunun için 5 günlük açlık grevi yapmak, mücadelenin bugün ulaştığı düzeyden kopmak ve sürecin tümüyle dışına düşmektir. Bu sürecin gerektirdiği doğru ve devrimci duruşu ortaya koyma gücünden ve iradesinden yoksun hale gelmektir. Daha açık bir söyleyişle, ilan edilmemiş bir iflasın eşiğinde olmaktır... Devrimci hareketin Ölüm Orucu direnişinin dışında kalan kesimlerin anlamadığı, görmediği ya da görmek istemediği acı gerçekler işte bunlardır.

Söz bitmiştir. Dönem eylemli tepkiler örgütüleme, ortaya koyma dönemidir. En büyük söz Ölüm Orucu direnişinin kendisidir. F tipi hücre saldırısını teşhir olayı bugün Ölüm Orucu direnişi ile vücut bulmuştur. En etkili ve doğru propaganda, en etkili ajitasyon ve teşhir Ölüm Orucu direnişini desteklemektir. Bir kısım devrimci akımların “erkendir” diyerek katılmadığı Ölüm Orucu direnişimize, “gecikerek!”de olsa artık açıkça sahip çıkmalı, en aktif biçimde destek vermelidir. Yapmazlarsa eğer, bu durumu kendilerine bile izah edemezler ve siyasal iflaslarını ilan etmiş olurlar.

TKİP taraftarları/Köln





Köln/BİR-KAR’ın Ford işçilerine yönelik bildirisinden...


(...) Ölüm Orucu’ndaki siyasi tutsaklar adım adım ölüme yaaklaşmaktadırlar. Devlete “dur” denmezse eğer Türkiye cezaevleri bir kez daha “ölüm evlerine” dönüşecektir. Buna izin vermeyelim. Bizler BİR-KAR olarak Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu’na başvuran tutsakları desteklemek amacıyla 19 Kasım’dan itibaren Köln’de açlık grevi başlattık. Aynı amaç çerçevesinde başka dayanışmacılarla Ölüm Orucu ile Dayanışma Komitesi kurduk. Günlerdir Dom kilisesi meydanında kurduğumuz çadırda açlık grevi sürdürüyoruz. Çeşitli etkinliklerde bulunuyoruz. Türkiye’deki devrimci tutsakların tümü işçi-emekçi çocuklarıdır. Fabrikada birlikte çalıştığımız sınıf kardeşlerimizin yakınları, akrabalarıdır, onlara dönük saldırılar özünde işçilere dönük saldırılardır. Türkiyeli işçiler sizin sınıf kardeşlerinizdir.

Sınıf kardeşlerinizin, onların çocuklarının katledilmesine izin vermeyin. Türk, Kürt, Alman farketmez. Hangi ulustan olursanız olun sizler hep birlikte bir sınıfın üyelerisiniz. Sizleri aramızda görmek istiyoruz. Çadırımıza gelip bize destek olmanızı bekliyoruz, standımıza uğrayıp bir imza vererek, protesto faksları çekerek, yürüyüşlerimize katılarak bize katkı sununuz. Hep birlikte ölümleri engelleyelim.

Köln/BİR-KAR