PKK-Devrimci Çizgi Savaşçısı tutsaklar, 3 Aralıktan itibaren F Tipine karşı Süresiz Açlık Grevinde...
Halklarımıza ve devrimci demokratik kamuoyuna!..
Devlet uzun zamandır hazırlıklarını yaptığı F tipi cezaevi politikasını, tutsakların, demokratik kamuoyunun tepki ve uyarılarına rağmen bir kez daha gündemleştirmiş durumda. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, devlet kurumları hücre uygulaması temelinde yeni bir cezaevi yapılmasına hız vermiş durumdadır. Bir yandan 16. maddeyi yeniden düzenleme tartışmaları ile konunun özünü dikkatlerden kaçırmayı amaçlarken, öte yandan hücreleri kamuoyuna şirin gösterme çabaları ile gelebilecek toplumsal tepkileri yumuşatmayı ve etkisizleştirmeyi hedefliyor. Yine bazı cezaevlerindeki çetelerin devlet güdümlü isyanlarını hücre uygulaması zorunluluğuna bir gerekçe olarak göstererek, basın-yayın aracılığıyla F tipi cezaevlerini meşrulaştırma çabasındadır. Bütün bunlarla dünyada çoktan iflas etmiş ve tutsakların siyasal-toplumsal kimliğini yok etmeyi, ruhsal olarak tüketmeyi hedefleyen F tiplerini, çürümüş düzenlerini gizlemek için tüm topluma dönük bir tehdit olarak geliştirmek istiyorlar.
F tipi cezaevlerini reddettiğimizi, hücrelere girmeyeceğimizi, her türlü bedeli göze alarak direneceğimizi, siyasi ve insani kimliğimizi koruyacağımızı, daha önceden de defalarca açıkladık. Devleti uyardık. Ancak, tüm bunlara rağmen, devletin tavrında bir değişiklik olmadı.
Son olarak, önemli bir devrimci tutsak kitlesinin, Hücreler ölümdür ve hücrelere girmeyeceğiz. F tipi cezaevi politikasından tümüyle vazgeçilmelidir. 3713 sayılı terörle mücadele yasası kaldırılmalıdır. DGMler kaldırılmalıdır. Diyarbakır, Ulucanlar, Buca ve Burdur cezaevlerinde katledilen devrimci tutsakların sorumluları yargılanmalıdır. Tutsaklara dönük bir saldırı aracı olarak geliştirilen Üçlü Protokole son verilmelidir talepleriyle başlattığı Süresiz Açlık Grevine, gelinen aşamada 100ü aşkın devrimci tutsak tarafından Ölüm Orucuna dönüştürülmesine ve eylem ölüm sınırına gelip dayanmasına rağmen devletin duyarsızlığı devam etmektedir. Tutsakların, tutsak ailelerinin, ilerici, demokratik kamuoyu ve örgütlerin tüm uyarı ve direnişlerine rağmen, devlet hücrelerde ısrarlı olduğunu belirtmektedir. Tüm bunlara sessiz kalmamız düşünülemez. Devlet 100ü aşkın tutsağın girdiği Ölüm Orucuna karşı sessiz kalmamalı ve talepleri kabul etmelidir.
Biz PKK-Devrimci Çizgi Savaşçısı tutsaklar olarak, hücre tipi cezaevleri politikasını protesto etmek, devletin F tiplerini meşrulaştırma çabalarına geçit vermemek, Ölüm Orucundaki devrimci tutsakların eylemini desteklemek ve demokratik kamuoyunu ortak direniş cephesini büyütmeye çağırmak amacıyla, 3 Aralık 2000den itibaren Süresiz Açlık Grevine başlıyoruz. Bu konuda tüm kamuoyu, halklarımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Hücreler ölümdür, hücrelere girmeyeceğiz!
F tipi cezaevleriyle dayatılan siyasi ve insani kimliğimize dönük saldırılara karşı sonuna kadar direneceğiz!
Konuşan, hakkını arayan herkese dönük bir tehdit olan hücre politikasını içeride ve dışarıda birleşik, etkin ve örgütlü direnişlerle boşa çıkaracağız.
Cezaevlerinde bulunan
PKK-Devrimci Çizgi Savaşçısı Tutsakları
PKKli tutsaklar Ölüm Orucu direnişine destek amaçlı süresiz açlık grevinde!
Zindanlarda ölümüne süren büyük direnişe destekler hızla büyüyor. Son olarak PKKli tutsaklar çeşitli cezaevlerinde 10ar 20şer gruplar halinde 3 Aralık 00 tarihinde süresiz açlık grevine başladılar. PKKli tutsaklar adına Sabri Ok tarafından yapılan açıklamaya göre, PKKli tutsaklar yaptıkları eylemle ÖO Direnişine destek amaçlı olarak bu eylemi başlattılar.
Yapılan açıklamada; demokratik cumhuriyet yolundaki tartışmaların belli bir seviyeye geldiği ve hızla bu yönde adımlar atıldığı bir dönemde, F tipi dayatmasının bu süreci zedelediği belirtildi. Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: "F tipi tartışmaları ne Türkiye'nin çıkarlarına hizmet eden, ne de söylendiği gibi, 'cezaevi sorunlarına çözüm' getirecek olan bir adımdır. Çözümsüzlüğü daha da derinleştirmekten öte bir sonuca yol açmayacak olan F tipi cezaevlerinin ortaya çıkaracağı olumsuzluklara dikkat çekerek, dönüşümlü açlık grevleri ile bu konudaki tavrımızı geçmişte ortaya koymamıza rağmen, bu politikada halen ısrar edilmektedir. Gelişen olumlu süreci adeta boşa çıkartmayı amaçlayan bu politika, son dönemlerde gündemleştirilerek halklarımıza dayatılmaktadır."
PKKli tutsakların başlattıkları eylem, kuşkusuz süren büyük zindan direnişini güçlendirici bir etkide bulunacaktır. Tüm politik farklılıklara ve bu farklılığın beraberinde yaratacağı çeşitli sorunlara karşın, dışarıdaki PKKli tutsakların yakınlarının sürece aktif bir tarzda katılmaları da direniş cephesinin güçlenmesi açısından oldukça önemlidir. Bu, Kürt emekçi kitleleri içinde devrimci bir atmosferin yeniden oluşmasına da katkıda bulunacaktır.
İzmir İHD açıklaması:
Yeni ölümlere izin vermeyeceğiz!
12 Nisan 1991 tarihli 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 16. maddesi, Bu kanun kapsamına giren suçlardan mahkum olanların cezaları bir ve üç kişilik oda sistemine göre inşa edilen özel infaz kurumlarında infaz edilir ve bu hükümlülerin birbirleri ile irtibatına ve diğer hükümlülerle irtibatına engel olunur, demektedir. Görüldüğü gibi bu yasa ile getirilmek istenen yeni infaz sisteminin temel özelliği tecrit-yalıtmadır.
Aylardır kamuoyunda tartışılan ve demokratik kurumların-bilim çevrelerinin karşı çıktığı F tipi cezaevi projesinin yasal dayanağı Terörle Mücadele Yasasının bu maddesi olduğunu göre ve yasada tecriti öngördüğüne göre, ülke yöneticilerinin F tipi cezaevlerini lüks otel odası şeklinde tanıtmaları samimiyetten uzak bir yaklaşımdır.
F tipi cezaevleri projesinde kişinin sağlığının geliştirilmesi ilkesinin yok sayıldığı ve tam aksine kişinin yalnızlaştırılması, kimliksizleştirilmesi, bedenin ve belleğin esir alınmasının hedeflendiği, Türk Tabipler Birliği raporlarında da tespit edilmiştir.
Son 5 yılda yaşanan saldırı ve şiddet nedeni ile 27 kişinin öldüğü, 265inin yaralandığı, açlık grevi ve ölüm orucu sonucu 29 kişinin hayatını kaybettiği cezaevlerinde devletin otoritesinin tesisi ve denetimi sağlamanın tek çözümü olarak gösterilen F tipi cezaevi projesi infaz sistemi, insani ve sağlık yönleri sorunlu olan bir yapılanma içinde otoritenin yanlış kullanımının bir örneğidir. Türkiyenin de altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelerde, hükümlülerin sosyal yaşamları, havalandırma vb. gereksinimleri ayrıntılı olarak tanımlanmış ve bedensel cezalandırma, hücre cezası gibi insanlık dışı ve onur kırıcı cezalandırmalar yasaklanmıştır. Tutuklu-hükümlüyü tecriti ile hücre özelliğini taşıyan fiziksel, ruhsal sağlık açısından sakıncaları bariz olan ve tutuklu-hükümlülerin güvenliğini cezaevi görevlilerine bağımlı kılması nedeni ile ciddi tehlikeler içeren F tipi projesi, bu yönü ile uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Çağdaş infaz rejimi suç ve suçlu tipine göre cezaevi modelini kabul edemez. Hele hele hükümlü ve tutuklunun cezaevinde tecritini kesinlikle yasaklar... F tipi cezaevi uygulamasına ilişkin soruları yanıtlamaktan kaçınan ve sadece devlet otoritesi tesisi telaşına düşen Adalet Bakanlığı tüm bu uygulamalar ile büyük bir yanlış içindedir.
Ancak yaşanan bu büyük yanlışlık ve hukuk dışılık çok daha can alıcı bir noktaya gelmiştir. Çünkü 18 cezaevinde 816 siyasi tutuklu-hükümlü F tipi projesine karşı protesto amacı ile 20 Ekim 2000 tarihinde süresiz açlık grevi başlatmış ve 138 kişi bu eylemi ölüm orucuna dönüştürmüştür. Bugün itibari ile 44. güne giren protesto eyleminde her an can kaybı olabilir. 40lı günleri geride bırakan tutuklu ve hükümlülerin sağlık sisteminde geriye dönüşü olmayan sorunlar oluşacağı da bilinmektedir. Böylesi ciddi ve yakıcı bir sorun yaşanırken, temel görevi yaşam hakkını korumak olan devlet yetkililerinin F tipi yanlışını ve ölmekte olan bedenleri görmezden gelerek: Kritik noktada müdahale ederiz gibi bir anlayışla hareket etmesi bizleri daha çok kaygılandırmaktadır.
Çünkü: Daha dün Ulucanlarda, Burdurda, Bergamada yaptıkları müdahaleler ortadadır. On ölü, yüzlerce yaralı...
Biz İHD İzmir Şubesi olarak ülke yöneticilerine sesleniyoruz:
- Yaşanan bu umarsızlığa bir an önce son verilsin.
- Tutuklu ve hükümlülerin ölümlerine gerekçe olacak F tipi cezaevi projesi bir an önce durdurulsun.
- Cezaevlerinde insani ve özgürlükçü düzenlemelere gidilsin.
2 Aralık 00
İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu
|