Kırşehir:
Ölüm Orucunu destekleme Açlık Grevine
katılım artıyor...
Ölüm hücrelerine geçit yok!
Faşist sermaye devleti, Ulucanlar ve Burdur Cezaevinde yaptığı katliam ve katliam provaları ile meşrulaştırmaya çalıştığı F tipi hücre cezaevlerini uygulamaya çalışmaktadır. Devrimci tutsakları kimliksizleştirme-kişiliksizleştirme, devrimci düşünce ve yaşam tarzından koparma amaçlı hücre hapishane dayatmasına karşı devrimci tutsakların 20 Ekimde başlattığı SAGa, 19 Kasımdan itibaren 134 devrimci tutsak ÖO direnişi ile zafere koşmaktadır. Bedenlerinden başka silahı olmayan devrimci-komünist tutsakların, barikat başlarında bedenleri hücre hücre erimektedir. Sayıları her geçen gün daha da artan ÖO direnişçilerinin taleplerini taleplerimiz bilip, dışarıda da mücadelenin ayağını gecikmiş de olsa örmeye çalışıyoruz.
Kırşehir İnsan Hakları Derneğinde 2 Aralık gününden itibaren açlık grevi eylemine başlandı. Dönüşümlü süresiz açlık grevi olarak planlanan eylemimize, yerel televizyonların gelmesiyle basın açıklaması yaparak başladık.
Kısa denilebilecek bir çalışma ile devrimci-demokrat, ilerici, insan hakları savunucularından oluşan 100ü aşkın bir kitleyle basın açıklaması yapıldı. Hücrelere izin vermeyeceğiz! sloganının atıldığı açıklamayı İHD Şube Başkanı okudu. Şimdilik 5 kişinin katılımı ile başlayan açlık grevine katılanların sayısı gittikçe çoğalmakta. Elimizden gelen desteği en üst düzeye çıkararak, kendimiz ve okurlarımızı açlık grevini katmaya çalışıyoruz. Şuna inanıyoruz ki; devrimci tutsakları hücrelere atmaya çalışan, daha da önemlisi, tutsakları devrimci inanç ve düşüncelerinden soyutlayarak devrim davasına darbe vurmayı planlayan faşist sermaye devleti, baltayı yine taşa vuracak.
Cezaevlerinde geleceksizleştirmenin adı olan hücrelere karşı direnen devrimci tutsakların bedel ödememeleri için, çeşitli şekillerde eylem veya etkinlikler yapmaya devam edeceğiz.
Hücreler ölümdür, izin vermeyeceğiz!
Kızıl Bayrak okuru
bir açlık grevi katılımcısı/Kırşehir
Kırşehirde zindanlardaki Ölüm Orucunu
desteklemek için açlık grevi...
Devrimci tutsakların talepleri taleplerimizdir!
Kırşehir İnsan Hakları Derneğinde, 20 Ekim 2000 tarihinde, devrimci tutsakların SAG ile başlayıp 19 Kasımda ÖOna çevirdiği direnişlerinin talepleri olan;
- F tipi hücre hapishaneleri kapatılmalıdır,
- TMY kaldırılmalıdır,
- Üçlü Protokol iptal edilmelidir,
- DGMler kapatılmalı, tüm sonuçları iptal edilmelidir,
- Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar ve Burdur operasyonlardaki ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olanlar kamuoyuna ilan edilmeli, derhal yargılanmalıdır,
- Özellikle 1996 Ölüm Orucu sonrası rahatsızlıkları süren, çeşitli operasyonlarda yaralanan ve tedavileri yapılmayanlar derhal serbest bırakılmalıdır,
- Halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesi önündeki tüm anti-demokratik yasalar iptal edilmelidir,
Taleplerini taleplerimiz kabul ederek, açlık grevine başladık.
Hücre ölüm demektir, izin vermeyeceğiz!
Bayrampaşa Hapishanesindeki adli tutuklulardan Ölüm Orucuna destek eylemi
... Bizler İstanbul Bayrampaşa Özel Tip Hapishanesinde bulunan 84 adli tutuklu ve hükümlü olarak, siyasi tutsakların Ölüm Orucu direnişlerini ve haklı taleplerini desteklediğimizi bir süre önce kamuoyuna imzalarımızla ilan etmiştik.
Hükümetin F tipi ölüm hücreleri konusundaki duyarsızlığını kınıyor ve siyasi tutsakların sürdürmekte oldukları Ölüm Orucu direnişlerini, haklı taleplerini desteklemek için bizler aşağıda imzası olan adli tutuklu ve hükümlüler olarak, 8 Aralık 2000 tarihinden itibaren bir günlük açlık grevi ile destek veriyoruz...
Ölüm Orucunu desteklemek için Açlık Grevi
Ölüm Oruçlarının 50'li günlere yaklaştığı bugünlerde hücrelere karşı mücadele de büyüyor, gelişip yayılıyor. Birçok yerde duyarlı kurum ve kişilerin çabasıyla oluşturulan mücadele platformları tek bir hedefe kilitlenmiş durumda: Hücreler yıkılacak!
Büyüyen çığlığa 48. günde Antalya'dan da bir ses eklendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Antalya Şubesi yönetiminden yedi kişi ve üç tutsak anası dernek binasında düzenledikleri basın açıklamasıyla tutsakların taleplerini sahiplenmek için 5 günlük dönüşümlü açlık grevine başladıklarını ilan ettiler. Basın açıklamasına yüzü aşkın bir kitle katıldı.
Açıklamada eyleme başlama nedenleri anlatılırken Demokratik kamuoyunun destek verdiği açlık grevleri ve ölüm oruçları ülkenin her yerinde hissedilmiş ve yayılmış durumdadır. Hükümetin bu vurdum duymazlığının devam etmesi durumunda geniş halk yığınları bu duruma sessiz kalmayacaktır. Hükümeti bir tür infaz sistemi olan F tipi cezaevlerinden vazgeçmeye, ölüm orucundaki tutsak ve tutsak ailelerinin taleplerini dikkate almaya davet ediyoruz denildi.
Açlık grevi 10 Aralık 2000 günü saat 14:00e değin dernek binasında devam edecek.
Kızıl Bayrak okurları/Antalya
Süresiz Açlık Grevindeki
TKİP ve TKP(ML) dava tutsaklarının yakınları
ile görüştük;
Çocuklarımız haklıdır,
çünkü hücre ölüm demektir!
-Hücre tipi cezaevleri hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
-Ölüm Orucu direnişçisi Cafer Tayyar Bektaşın kardeşi: Öncelikle bütün dostlara merhaba! Devlet bu hücreleri daha öncesinde planlamış ve uygulamaya yavaş yavaş geçmeye çalışmıştır. Devlet bu saldırıyı yoğun olarak 96da gündeme getirmiştir. 12 devrimcinin, bu güzel insanların ölümsüzleşmesiyle devlet acizleşerek geri adım atmak zorunda bırakılmıştır.
99 yılında Ulucanlarda yaşanılan katliamın altında yatan temel neden de hücre tipi cezaevleridir. Tabutlukları devlet yine karşımıza çıkarttı. Tutsakların yanıtı ise çok geçmeden geldi. 20 Ekimde başlayan süresiz açlık grevi, şu an 49. gününe gelen Ölüm Orucu direnişine dönüşmüş oldu.
- Devletin cezaevleri hakkındaki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Devletin hala, temel olarak geri adım attığını düşünmüyoruz. Ancak yumuşadığını söyleyebiliriz.
- Gazetemiz aracılığıyla neler iletebilirsiniz?
- Öncelikle onları tüm kalbimizle ve dışarda, yapabileceğimiz eylemliliklerimizle destekliyoruz. Sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz. Onlardan tek isteğimiz, bu onurlu direnişlerinde bedenleriyle de direnmeleridir. Kesinlikle pes etmesinler fiziki olarak. Bu süreyi olabildiğince, uzatabildikleri kadar uzatsınlar, dirensinler, onların daima arkalarında olacağız, daima yanıbaşlarında olacağız.
Onları kucaklıyorum, onları çok seviyorum.
Satı Ana: Ölüm Oruçlarının bitmesini, F Tipi cezaevelerinin kapatılmasını istiyoruz. Ama Adalet Bakanı bunu düşünmüyor. İnşallah kapanacak hücreler. Biz çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Direneceğiz. Ama onlar da vazgeçmesinler. Onları öpüyorum, seviyorum.
Ölüm Orucu direnişçisi Özgür Soylunun annesi Güzin Ana: Çocuklarımız haklıdır, çünkü hücre ölüm demektir! Ağır ağır hücrede öleceklerine, başları dik onurlarıyla bir defa ölürler. Direnerek ölecekler, ama teslim olmayacaklar. Biz çocuklarımızı çok seviyoruz, ama hücrenin ölüm olduğunu biliyoruz. Hücreler sadece çocuklarımıza değildir. Hücreler herkes içindir. Hücreleri kesin kapattıracağız. Ama umarım kayıp vermeyiz.
Zaferi kazanırsak yeni doğan çocuklar hücresiz bir toplumda yaşayacak. Bu kazanımlar onlar için de bir kazanımdır. Bu kazanım bence devrimin başlangıcıdır. Ben öyle düşünüyorum. Devlet kana doymamıştır. Biz kan akmasını istemiyoruz, ama devlet bu kana susamıştır. 10 evladımızı katlettiler.
Bu sefer biz kararlıyız. Eğer çocuklarımızdan öyle kötü bir haber gelirse, dışarıda da katillerin pek iyi bir durumda olacaklarını zannetmiyorum.
Son olarak, yavrularım direnin, sizi yalnız bırakmayacağız. Etlerimiz lime lime olsa da sizin yanınızdayız. Biz sizi çok zor büyüttük. Kolayından da kaybetmeyeceğiz. Sizi destekliyoruz, kanımızın son damlasına kadar.
|