Orak-çekiçli kızıl bayrak ezilen uluslara
hep yol gösterecek!
Emperyalizmin saldırganlığının gittikçe arttığı, gerici şoven eğilimlerin, dünya halkları arasında düşmanlığı körüklediği bir dönemde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kuruluşunun 81. yıldönümünde dünya halklarına yol göstermeye devam ediyor. Halkların bir arada kardeşçe yaşayabileceğinin somut bir örneği olan SSCB, bu yanıyla günümüzdeki çekişmelerin ve düşmanlıkların emperyalist-kapitalist sistemin ürettiği sorunlar olduğunun da kanıtıdır. Ekim Devriminden önce Rusya, ulusal baskıların yoğun bir şekilde yaşandığı bir halklar hapishanesidir. Devrimden 5 yıl sonra, çevre ülkelerin de katılımıyla tüm ulus ve milliyetlerin tam hak eşitliğine sahip olduğu SSCB kurulmuştur. 30 Aralık 1922 tarihinde kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, tüm ulusların eşit hklara sahip olduğu çok uluslu devletin dünya tarihindeki tek örneğidir.
Ekim Devriminin hemen ertesinde yayınlanan Rusya Halklarının Hakları Bildirgesi ile ezilen ulus ve milliyetlerin üzerindeki ulusal baskıya son verilmiş; özgür iradeleriyle kendi kaderlerini tayin etme hakkı tanınmıştır. Bildirgede Rusyada ulusal sorunun çözümünde gözetilmesi gereken temel haklar şunlardı:
1) Rusyadaki halkların eşitliği ve egemenliği.
2) Rusyadaki halkların, ayrılma ve bağımsız devletler kurma hakkı dahil olmak üzere kendi kaderlerini özgürce belirleme hakkına sahip olmaları.
3) Ulusal ve ulusal-dinsel her türlü ayrıcalık ve sınırlamanın kaldırılması.
4) Rusyanın sınırları içinde yaşayan ulusal azınlıkların ve etnik grupların özgürce gelişmesi.
Bu ilkeler ışığında özgürleştirilen ve aralarındaki eşitsizlikler kaldırılan halkların da kendi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerini kurmasının ve bunların da bir birlik oluşturmasının yolu açılmış oldu. Bu dönemde Rus Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti dışında kurulan cumhuriyetler şunlardı: Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti. Günümüzde milliyetçi şoven çatışmalara sahne olan bir bölgede kurulmuş olan Ermenistan-Azerbaycan-Gürcistan Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri kendi aralarında birleşerek Transkafkasya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyetini (TSFSC) oluşturdular. Böylece TSFSCnin başlattığı birleşme süreci diğer üç Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin de katılımıyla SSCBnin oluşumunu getirdi.
Daha önce uluslararasında gerici çatışmalara sahne olan bir coğrafyada halkların kardeşçe yaşayabileceğine tanık olmamızı sağlayan SSCB, çeşitli ulusların işçi ve emekçileri arasında yaratılmaya çalışılan düşmanlığın yapay olduğunu, bunun sadece bu ülkelerdeki burjuvazinin işine yaradığını tüm dünyaya göstermiştir.
Ekim Devrimi ile kurulan sosyalist iktidarın siyaseti ve uygulamaları, ulusal sorunun tam hak eşitliği temelinde nasıl çözüleceğinin yolunu göstermektedir. Sovyet iktidarının ulusal sorundaki kazanımları kuşkusuz sadece siyasi eşitlikle sınırlı değildir. Daha önce bazı bölgelerin geri bırakılmasıyla yaratılan fiili eşitsizliğin ortadan kaldırılması için büyük bir çaba gösterilmiş ve bu noktada da büyük başarılar elde edilmiştir. Ekonomik gerek kültürel alandaki farklılıklar uygulanan politikalarla yok edilmeye çalışılmıştı. Örneğin Sovyetler Birliğinde anayasa ile güvencelenmiş bir şekilde 93 anadilde eğitim verilmekteydi. Oysa bugünün kapitalist Türkiyesinde bununla ilgili dilekçe vermek bile suç sayılıyor.
SSCB; yoksulluk, halklar arasında düşmanlık ve savaş demek olan kapitalizmin alternatifinin sosyalizm olduğunu göstermesi ve bu konuda somut bir örnek olması açısından günümüzde de dünya halklarının yolunu aydınlatıyor.
Emperyalizm savaş demektir, barış sosyalizmle gelecek!
|