|
Kampanyamız semtlerde...
Sultanbeyli ve
Gülsuyu emekçileri ile buluştuk
Kampanya çerçevesinde oluşturulan imza metinlerimizi emekçi semtlerine ulaştırmaya devam ediyoruz. Öğlen saatlerinde emekçilerin yoğun olarak yaşadığı Gülsuyu Mahallesinde imza kampanyamıza başladık. Ev ev gezen yoldaşlarımız, analarımızı evlatlarının ABD için ölmemesi için imza atmaya çağırdılar ve son gelişmeler üzerine konuşmalar yaptılar. Kahvehaneleri gezen yoldaşlarımız da ajitasyon konuşmaları yaptılar ve imza topladılar. 15 kahvehaneye gidildi, herkes istisnasız imza verdi. Bazı kahvehanelerde farklı gündemlerle ilgili görüşlerimizi sordular, kampanyamız nedeniyle bizi kutladılar. Kahvehane konuşmaları sırasında bombalama olaylarının asıl sorumlularına işaret ettik ve şimdi de terör diyerek tüm haklarımıza saldıracaklarını, bu saldırıları boşa çıkarmak gerektiğini vurguladık. Gülsuyu Mahallesindeki kahvehanelerden 250, evlerden 150 imza toplayarak ayrldık.
Ertesi gün bir başka emekçi semti Sultanbeylideydi kampanyamız. Bir sonraki gün arife günüydü ve emekçiler bayram telaşındaydılar. Yine de sıcak karşıladılar evlere giden yoldaşlarımızı. Okuma yazma oranının düşük olması imza sayısına da yansıdı. Evlerden 45 imza toplayan genç komünistler yaklaşık 200 emekçi kadınla sohbet etme fırsatı buldular. Burada da kahvehanelerde ajitasyon konuşmaları yapıldı ve 200 imza toplandı.
Kampanya çalışmamız önümüzdeki günlerde diğer emekçi semtlerin de taşınacak.
İlk kapı, ikinci, üçüncü
Hayatın tam ortasında durup Buradayım! Varım! diyorsanız, bu kelimeler her durumda ve şekilde aynı anlama gelir. Yani sizin sesinizi, soluğunuzu, vaktinizi, yüreğinizi vermek istediğiniz ortadadır. Emeğinizi her an farklı durumlar için harcamaya hazırsınızdır. Buradayım! Varım!, Başka bir dünya mümkün! demek için, özgürlük, adalet, eşitlik ve kardeşlik için, kurmaya çalıştığınız dünyanın fotoğrafını çekmek için, yani yoldaşın dediği gibi küçük bir kibrit çöpü kadar bile yardım için kararlısınızdır. Bunu her durum için göstermelisinizdir.
Bir Cumartesi öğleden sonrası. Gençliğin sözü söz! adlı kampanyamız için kavgamızın ve işçi sınıfının başkenti İstanbulda bir emekçi semtinde tek tek kapıları çalarak, kahvehaneleri dolaşarak amacımızı dillendirip, imza topladık. Daha önce de insanlardan farklı konular için imza almıştım, ama bu daha çok üniversitede ya da sokak ortasında olmuştu. Bu semt deneyimi benim için bir ilkti. Daha önce hiç bu semtlere gitmemiştim, çocukların bayramlıklarına bakmamıştım. İs kokusunu ciğerlerime çekmemiştim. Ya derdimi anlatamazsam! Nasıl konuşmam gerekiyor. Doğru kelimeler hangileri? Tüm bu tedirginlikleri yaşarken, biraz geride durduğumu hissettim. Bunu başka bir yoldaş daha hissetti ki cesaretlendirici sözler söyledi.
İlk kapı, ikinci, üçüncü
Herkes aynı düşüncedeydi. Asker gönderilirse onların çocukları, kardeşleri, komşuları gidecekti. Okula gidemeyen, masrafları karşılayamayan onların çocukları ve aileleriydi. Üç kuruşla nefes almaya çalışan, işsizlikle boğuşan, işyerinde sömürülen onlardı. Bizi anladılar ve hak verdiler. Çoğu emekçi imza vermekten çekinmedi. Herkes gücünün farkına varmalıydı. Onlar işçiydiler, emekçiydiler. Yüzdüler, bindiler, onbindiler, milyondular ve ötekilerden çoktular. Geleceği kuracak onların elleriydi ve o ellerin sahipleri gençlikle birlikte söz verdi Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!
|