20 Temmuz 2007 Sayı: 2007/28(28)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzenin seçim oyununu bozalım,
mücadeleyi yükseltelim!
  Hükümetin ABD’ye kafa tutma
maskaralığı!
CHP emperyalizme uşaklıkta kusur etmeyecek!
Sermaye düzeninin harcı devlet terörüyle karılmıştır!
Bağımsız sosyalist adayların tanıtım şenliklerinden...
BDSP’nin seçim faaliyetinden...
  Seçim çalışması üzerine BDSP temsilcisi İstanbul 1. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili adayı N. Şafak Özdoğan ile konuştuk...
  Ümraniye, Samandıra, Sultanbeyli’de seçim çalışması…
  Herkese sınavsız, parasız eğitim hakkı!
  KESK’te üye ve yetki kaybı...
  Mahkeme sendikacılık yapmaya çağırıyor!..
Yüksel Akkaya
  Sınıf hareketinden...
  Sermaye devleti ormanları da katlediyor
  Irak’ta ABD vahşeti sürüyor!
  İP çetesinin Mamak İşçi Kültür Evi’ne saldırısı püskürtüldü...
  Hüseyin Karabulut’u unutmayacağız!
  Binali Soydan’la dayanışmayı
yükseltelim!
  Yurtsever Kürdistan halkına!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

HÖC, 12-14 Temmuz şehitlerini andı...

Haklar ve Özgürlükler Cephesi 12 Temmuz günü Karacahmet Mezarlığı’nda yaptığı eylemle 12-14 Temmuz 1991 tarihinde ev ve işyeri baskınlarında şehit düşenleri mezarları başında andı. Saat 13.15’te Karacaahmet Mezarlık Girişi’nde “Kahramanlar ölmez halk yenilmez!” pankartı açarak toplanan HÖC’lüler şehit fotoğrafları ve “12-14 Temmuz şehitleri ölümsüzdür!” dövizleriyle yürüyüşe geçtiler.

Yürüyüş boyunca; “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “12-14 Temmuz şehitleri ölümsüzdür!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Kahramanlar ölmez halk yenilmez!”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş!” sloganları atıp, “Gündoğdu” ve “Bize ölüm yok!” marşlarıyla şehit mezarlarına geldiler.

Burada yapılan kısa bir konuşmanın ardından 12-14 Temmuz şehitleri ve tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu. Anma şiir ve müzik dinletisiyle son buldu. Anmaya, yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


İnsan Hakları Derneği 21 yaşında

İHD, 17 Temmuz 1986’da 98 devrimci ve demokrat insanın emeğiyle kuruldu. İHD’nin kuruluşunun üzerinden 21 yıl geçti.

İHD İstanbul Şubesi, kuruluşunun 21. yılında, 17 Temmuz günü Sultanahmet Adliyesi önündeki parkta konu ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

“İnsan Hakları Derneği 21 yaşında!” pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Rıza Dalkılıç yaptı.

İHD’nin 21 yıldır ezilenlerin, yok sayılanların, horlananların dışlananların sözcüsü olduğunu, 21 yılda birçok kazanım sağladıklarını, acılar yaşandığını, 13 üye ve yöneticilerinin katledildiğini vurguladı. Yanısıra işkencelerle, tutuklamalarla cezaevlerine atıldıklarını belirtti.

Açıklama “İnsan hakları ihlalllerinin olmadığı, demokratik ve sivil bir dünyada yaşamak en büyük ütopyamız. Bu ütopyamıza kavuşuncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. İnsan Hakları Derneği’ne ihtiyaç duyulmayacak günleri hep birlikte görmek dileğiyle” sözleriyle sona erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

****

Sermaye düzeninde “kayıt dışı” genç olmak!

Ankara Ticaret Odası (ATO) geçtiğimiz aylarda “Kayıtsız Gençler” adlı bir istihdam raporu yayınladı. Bu rapordaki verilere göre çalışma hayatında yer alan 15–19 yaş grubundaki her yüz gençten 82’si, 20–24 yaş grubundaki her yüz gençten 54’ü kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyor. Kayıt dışı çalışan gençlerin %43’ü haftada 60 saatten fazla çalışmak zorunda. Lise altı eğitime sahip gençlerin %78’si, lise mezunu gençlerin %49’u, yüksek okul mezunu gençlerin %20’si kayıt dışı istihdam ediliyor.

Bu rapor tam anlamıyla gerçekleri yansıtmasa bile, yaşam mücadelesi verdiğimiz bu sömürü düzeninde nasıl bir çalışma ve yaşam koşullarına mahkûm edildiğimizi tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermeye yetiyor.

Bu sömürü düzeninde en az masrafla en çok kâr edebilmenin yolları aranmaya başlandığı zaman ilk akla gelen, ucuz emek gücünün nasıl elde edileceği oluyor. Ve burada düzenin ucuz emek gücü olarak gördüğü genç işçiler devreye giriyor.

Sömürü düzeni daha az masraf etmek daha az ücret ödeyerek daha fazla kazanmak için, var olan işsizler ordusuna yenilerini ekliyor. Emekçilerin mücadele gücünü yarattığı işsizliği kullanarak daha aza indirgeyebiliyor. Ve böylece biz genç işçiler, bu sömürü ve talan sisteminde adeta çekilmez yaşam ve çalışma koşularına mahkûm ediliyoruz. Sanayilerde, fabrikalarda ve atölyelerde sağlıksız, güvencesiz, sigortasız, düşük ücretle, tüm sosyal haklarımızdan muaf bir şekilde 13-14 saat köle gibi çalışmak zorunda kalıyoruz. Bizleri azgınca sömürüyorlar.

Bu sömürü koşularında okuyanın da okuyamayanın da bir farkı yok. Bir fark olmadığını kendi raporlarındaki verilerde açıkça ortaya koyuyor. Okuyanlar diplomalı, okumayanlar diplomasız köle oluyor. Onlar da sigortasız sağlıksız koşullarda düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar. Biz işçileri, çalışanları bu koşullarda çalışmaya mahkûm edenlerin ceplerini doldurmalarına seyirci mi kalacağız? Yoksa bu yazgının böyle gitmeyeceğini artık açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm olmayacağımızı haykıracak mıyız?

Önümüzde bir seçim var. Ama bizlerin seçmesi gereken örgütlü mücadeledir. Çünkü yaşamımız ve çalışma koşularımız ancak böyle düzelebilir. Bizler örgütlü dursak ve yanıbaşımızdaki işçi kardeşimizle omuz omuza verirsek patronlar karşısında bir güç olabiliriz. Bu sayede de yaşamımızdaki kötü koşulları düzeltebiliriz. Bizler hayatı üretiyoruz. Bizim gücümüzde buradan geliyor. Biz bir gün üretmesek hayat o gün tamamen durur.

Bu gücün farkına varmamız gerek. Haklarımızı kazanmak için mücadeleye atılmamız gerek. Bu da ancak birlikte ve örgütlü bir şekilde olur. Bizler sendikalarda, işyeri komitelerinde vb. örgütlendikçe herşeyi değiştirebiliriz. Bunun için çalıştığımız alanlarda semtlerimizde her yerde örgütlü mücadeleyi yükseltelim.

Doğu Sanayi Sitesi’nden bir işçi


 

Gündem’e yayın durdurma kınandı

Gündem gazetesi’nin yayınının 15 gün süreyle durdurulması İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan, gazete çalışanları, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin katıldığı bir açıklamayla protesto edildi. 15 Temmuz günü yapılan açıklamada kararın amacının “bin umut adayları”nın meclise girmesini engellemek olduğu ifade edildi.

İlk olarak açıklama yapan Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Genç, Gündem’in yayınladığı bir seçim haberini gerekçe göstererek yayının durdurulduğunu belirtti. Bu saldırının seçimlerin demokratik bir ortamda yapılacağına dair kaygıları arttırdığını söyledi. Genç, Gündem gazetesinin yayınının 6 ay içinde üçüncü defa durdurulmuş olduğunu söyleyerek “demokrasi sınavının ne denli zorlu geçtiğinin pratik bir göstergesidir” dedi.

Bu saldırının Gündem’in ‘seçim hilelerini deşifre eden’ tutumundan rahatsızlık duyan çevrelerin işine yaradığına değinen Genç, “Biz ülkemizin demokratikleşme çabalarını ve emeğini hiçe sayan, seçimler üzerinde oynanacak oyunlarla farklının temsiliyetini sınırlayarak katılımcı demokrasinin önünü tıkamak isteyen bu kesimleri şiddetle kınıyoruz” şeklinde konuştu.

Gencin ardından söz alan reformistlerin İstanbul 2. bölge bağımsız milletvekili adayı Doğan Erbaş, Atılım gazetesi Yazıişleri Müdürü Ahmet Yaman ve Sine-Sen Genel Başkanı Yusuf Çetin yaptıkları konuşmalarda kararın “Bin umut adayları”nın meclise girmesini engellemek için alındığını ifade ettiler.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Güncel Gazetesi de kapatıldı!

Geçtiğimiz günlerde kapatılan Gündem Gazetesi’nin ardından devletin sansür engelini aşmak amacıyla çıkartılan ve yayın hayatına 16 Temmuz günü başlamış olan Güncel Gazetesi de kapatıldı. İstanbul Başsavcılığı’nın talebi ile İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 gün süreyle kapatılan Güncel Gazetesi ile ilgili verilen kararın gerekçesi ise gazetenin Gündem Gazetesi’nin devamı olması olarak ifade edildi. 12 gün süreyle kapatma kararı 16 Temmuz akşamı gazeteye tebliğ edildi. Yani çoğunlukla basit bir kararı vermesi bile ayları, yılları bulan mahkemeler bir anda şimşek hızıyla çalıştı. Konu Kürt hareketinin baskı altına alınması olunca bu hız ikiye katlanmış oldu!