20 Temmuz 2007 Sayı: 2007/28(28)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzenin seçim oyununu bozalım,
mücadeleyi yükseltelim!
  Hükümetin ABD’ye kafa tutma
maskaralığı!
CHP emperyalizme uşaklıkta kusur etmeyecek!
Sermaye düzeninin harcı devlet terörüyle karılmıştır!
Bağımsız sosyalist adayların tanıtım şenliklerinden...
BDSP’nin seçim faaliyetinden...
  Seçim çalışması üzerine BDSP temsilcisi İstanbul 1. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili adayı N. Şafak Özdoğan ile konuştuk...
  Ümraniye, Samandıra, Sultanbeyli’de seçim çalışması…
  Herkese sınavsız, parasız eğitim hakkı!
  KESK’te üye ve yetki kaybı...
  Mahkeme sendikacılık yapmaya çağırıyor!..
Yüksel Akkaya
  Sınıf hareketinden...
  Sermaye devleti ormanları da katlediyor
  Irak’ta ABD vahşeti sürüyor!
  İP çetesinin Mamak İşçi Kültür Evi’ne saldırısı püskürtüldü...
  Hüseyin Karabulut’u unutmayacağız!
  Binali Soydan’la dayanışmayı
yükseltelim!
  Yurtsever Kürdistan halkına!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Herkese sınavsız, parasız eğitim hakkı!

Düzen partilerinin seçim meydanlarında üzerine atıp tuttukları ÖSS’nin 2007 sonuçları 12 Temmuz günü açıklandı. Yine karşımıza bir sürü sıralama, birkaç çeşit puan türü, dershane tişörtü giymiş birinciler ve bolca sıfır çıktı. Oysa geçen sene ÖSYM 3. kez ek kontenjan açmasına rağmen üniversitelerin belirli bölümlerindeki boşlukları dolduramadığı için bu sene sınavı geçmiş yıllara oranla kolay hazırladığını iddia ediyordu. Kolay ya da zor, öğrencilerden yine 50 bine yakını sınav sonucunda sıfır aldıklarını gösterir bir belgeye kavuşmuş oldular. Kolaylaştırıldığı iddia edilen bir sınavda yine de geçen yılın iki katından fazla, 50 bine yakın öğrencinin sıfır puan alması ise ÖSS sisteminin dayandığı sınıfsal-sosyal yapının özündeki eşitsizliğin, eğitim hizmetinin niteliksizliğinin altını çizmiş oldu.

Toplumsal yaşamdaki sınıfsal eşitsizliğin doğrudan yansımasının görüldüğü ÖSS’de bu yıl da dereceye girenlerin bütününe yakını özel okul ya da fen lisesi mezunu. Yine bütünü en az 2 yıl dershaneye devam etmiş. Sıfır puan alanlara ilişkin bir inceleme yapılmaya gerek duyulmadığı için verilerle desteklenen cümleler kurulamıyor. Ancak herkesin bildiği üzere sıfırlar genelde işçi-emekçi çocuklarının sonuç belgelerine yansıyor. Dershane yüzü görememiş, özel ders alamamış, her türlü araç gereçten yoksun, çoğunlukla öğretmenleri bile noksan olan okullarda okuyan ve genelde çalışan öğrencilerin sıfır alan 47 binin ciddi bir bölümünü oluşturduğunu tahmin etmek için tek tek her sıfır alanın yaşamını incelemenin gerekli olmadığı açık.

Yine sonuçların açıklanması ile beraber her sene olduğu gibi bir iller sıralaması da yapıldı. Eğitim sistemindeki bölgesel farklılıklarla ilişkili olarak Kürt illeri bu yıl da son sıralarda birbirleriyle yarıştılar. Ancak bu yıl burjuva düzenin kendini aklayabilmek için hızla üzerine atladığı bir gelişme yaşandı: Diyarbakır’dan ilk kez bir birinci çıktı. Burjuva medya tarafından başarı öyküsüne çarşaf çarşaf yer verilen bu gencin elbette öne çıkartılan yanı okuduğu özel okul, gittiği dershane ve diğer maddi olanakları değil, Diyarbakır’da sınava hazırlanması oldu. Zira bu sayede Kürt illerindeki başarısızlığın sorumluluğu sermaye düzeninin üzerinden atılarak bu bölgelerden sınava giren gençlerin “kapasitelerinin zayıflığına”, “algı sorunlarına”, “ilgisiz ailelere” vb. yönlendirilebildi. Niye? Çünkü Diyarbakır’dan bir genç birinci olmuştu ve çalışan kazanırdı ne de olsa!

Düzenin kendini aklamak için aileleri, gençleri, kısacası kendi dışındaki herkesi ve herşeyi sorumlu ilan ettiği ilk örnek değil elbette bu. Liselerde şiddet tartışıldığında aileyi tek başına hedefe çakan düzen, ÖSS başarısızlığını “yeterince çalışmamaya” ve hatta sıfırları “zeka sorununa” indirgeyecektir. Ancak açık ki bu sayılan örneklerin her birinde ortak payda, sorunun kökeni sermaye düzeni ve onun eğitim dahil herşeyi piyasalaştırması, onun sınıfsal eşitsizliği gün geçtikçe derinleştirmesi, onun işçi-emekçi gençleri her daim ÖSS’nin süsü, çeşnisi olarak görmesidir!

Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından Eğitim-Sen adına açıklama yapan Alaaddin Dinçer’in “Sınava giren 1 milyon 615 bin adayın sadece yüzde 12’si 4 yıllık bir yüksek öğrenim kurumuna yerleştirilebilecek. Öğrencilerin, geleceklerini bağladıkları sınavın başarıdan çok başarısızlık ürettiği açıktır” sözleri ise ortada duran orta oyununu destekleyen bir veri olarak dikkate değerdir. Bildiğimiz, unutanlarımızın ise ÖSS sonuçları her açıklandığında tekrar hatırladığı bu gerçek; ÖSS ile pazara sürülenin gençlerin gelecek düş ve beklentilerinin olduğudur. Eğitim alanındaki dönüşümleri takip edenlerin bildiği başka bir gerçek ise 4 yıllık üniversite okuma şansına sahip olacak bu % 12’lik kesimin ciddi bir yüzdesinin üniversitenin kapısından güzel bir gelecek beklentisi ile girip, diploma sahibi işsizler olarak çıkacak olduğudur.

Gençlerin gelecek beklentilerini zerre kadar karşılayamayan ve dahası karşılayabilme olanaklarını da büyük ölçüde yitirmiş olan bu düzenin eğitim sistemi çökmüştür. 2007 ÖSS sonuçları yıllardan beri bilinen bu gerçeğin pekiştiği bir veri olmuştur.

Halihazırda ÖSS sonuçları ile beraber OKS sonuçlarında ortaya çıkan “teknik” hatalar ve yetkililerin büyütmeyin çağrılarının da aynı dönemde gündemleşmesi ve hatta bir ilköğretim öğrencisinin OKS sonuçlarının açıklanmasının ardından intihar etmesi ÖSS’ye, OKS’ye ve insanı eğitime yabancılaştıran sınavlara, sınavları dayatan sisteme, sistemi besleyenlere, kısacası bir bütün olarak sermaye düzenine karşı fitili ateşlemenin bir zorunluluk olduğunun göstergesidir. Zira 14 yaşındaki Büşra Önem’in ölümü basit bir intihar değil, tartışmasız bir cinayettir!

Sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra bir hafta içinde burjuva medyada yer alan reklam içerikli haberler de gösterdi ki sermaye düzeni yeni intiharlara hazırlanmakta gecikmemiştir. Dershaneler bir hafta beklemeye bile sabredemeden 2 milyar ile 30 milyar arasında değişen fiyatlarla kayıtlarını başlattılar. Kısacası 2008 ÖSS maratonunun startı verildi. Halbuki seçim meydanları ÖSS’yi kaldırmakla ilgili atıp tutanlarla doluydu! Düzen partilerinin boş vaadlerini dershane patronları da ciddiye almıyor anlaşılan!

2008 ÖSS maratonun başladığı şu günlerde özellikle liseli güçlere ama onlar kadar üniversiteli gençliğe, eğitim emekçilerine ve velilere çok iş düşüyor. Seçim meydanlarında fütursuzca verilen sözler birer boş vaad olmaktan başka anlam taşımıyor. Geçen yıl çeşitli illerde gerçekleşen ÖSS mitingleri, eylem ve etkinliklerinde atılan adımları büyütmek ve daha güçlü adımları örgütlemek bugünden başlayarak ertelenemez bir sorumluluk olarak kendini dayatıyor. Zira yeni cinayetleri önlemenin, işçi-emekçi çocuklarına dayatılan geleceksizliği dağıtmanın, gaspedilen haklarımızı geri almanın yolu uzun soluklu ve dişe diş mücadeleden geçiyor!

 


Burjuvazinin ÖSS sıfırları

Gençler kapitalizmi genç yaşta öğreniyorlar. OKS’den ÖSS’ye uzanan yarışmacı eğitim sistemi, gençliğe temelden rekabeti, yanındakini ezmeyi, bir şeyleri bütünsel değil de sonuca gidecek bir şekilde yüzeysel öğrenmeyi ve bilmeyi vb. yani kısaca kapitalizmin toplumsal yasalarını öğretiyor. Açıklanan ÖSS sonuçları aslında da bunun kanıtıdır.

160 puan alan 1 milyon 297 bin 749 kişi tercih hakkı elde ederken; yaklaşık 318 bin kişi elendi. Barajı geçen adaylardan da sadece, 185 puan ve üzerinde alan 1 milyon 30 bin 859 aday lisans (4 yıllık fakülte) tercihi yapabilecek. ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’ın ÖSS’den önce yaptığı açıklamada “Sorular daha kolay olacak” demesine karşın 2006’da 27 bin 864 olan sıfırcıların sayısı bu yıl 47 bin 587’ye çıktı. Sıfır alan adayların 19 bin 723 kişi artmasını değerlendiren Yarımağan, “Bu adaylar, genellikle soruları yapamayacağını anlayarak boş kâğıt verenlerden oluşuyor” diyerek sistemi savundu.

Başarı sırasında ise fen liseleri (yüzde 99.75), özel fen liseleri (yüzde 98.35), anadolu liseleri (yüzde 97.97), polis koleji (yüzde 96.06), yabancı dil ağırlıklı liseler (yüzde 95.29) ile ilk sıralarda yer alırken, düz liseler ve özellikle meslek liseleri sıralamanın en gerisinde yer aldı. Yine, ÖSS’de başarısız kentler Kürt illeri oldu. En başarısız iller arasında Hakkâri, Şırnak ve Ardahan yer aldı. Mehmetçik Dersanesi diye TSK’nın insancıl yüzü olarak ortaya koyulan projenin başarısı da böylece açığa çıktı.

Bu arada Van’da OKS’de başarılı olamadığını düşünen Büşra Önem intihar etti. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise, Büşra Önem’in intiharı üzerine yaptığı açıklamada “Bu bir sıralama sınavıdır. Birisi birinci, birisi 8 bininci olacak. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Gençlerimiz için hayat birçok fırsatlar vaadediyor. Ümit sahibi olanlar için hayat bir sürü fırsatlar vaadediyor” dedi.

Burjuvazi ne yaparsa bazı gerçekleri değiştiremiyor. Buna bugün ortaya çıktığı eğitim sistemi ve onun yarattıkları dahil. Bu sonuçlar burjuvazinin 85 yıllık tarihidir. Sıfırlar burjuvaziye aittir.