20 Temmuz 2007 Sayı: 2007/28(28)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzenin seçim oyununu bozalım,
mücadeleyi yükseltelim!
  Hükümetin ABD’ye kafa tutma
maskaralığı!
CHP emperyalizme uşaklıkta kusur etmeyecek!
Sermaye düzeninin harcı devlet terörüyle karılmıştır!
Bağımsız sosyalist adayların tanıtım şenliklerinden...
BDSP’nin seçim faaliyetinden...
  Seçim çalışması üzerine BDSP temsilcisi İstanbul 1. Bölge Bağımsız Sosyalist Milletvekili adayı N. Şafak Özdoğan ile konuştuk...
  Ümraniye, Samandıra, Sultanbeyli’de seçim çalışması…
  Herkese sınavsız, parasız eğitim hakkı!
  KESK’te üye ve yetki kaybı...
  Mahkeme sendikacılık yapmaya çağırıyor!..
Yüksel Akkaya
  Sınıf hareketinden...
  Sermaye devleti ormanları da katlediyor
  Irak’ta ABD vahşeti sürüyor!
  İP çetesinin Mamak İşçi Kültür Evi’ne saldırısı püskürtüldü...
  Hüseyin Karabulut’u unutmayacağız!
  Binali Soydan’la dayanışmayı
yükseltelim!
  Yurtsever Kürdistan halkına!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Adalette “son nokta”!

AKP’nin kavgalı olduğu tüm kurumların çetelerle ilişkileri ortaya seriliyor. “Vatansever”lerin ordu bağlantılı çetesinin ardından Yargıtay üyelerinin uyuşturucu çetesiyle ilişkileri ortaya çıktı. Düzen güçleri arasındaki kavga düzenin tüm pisliklerini ortalığa saçarken son çıkan çetenin yargıyı da kapsaması burjuvazinin adaletinin aslında ne olduğunu göstermiş oldu.

Polisin uyuşturucu parası paylaşımı yüzünden aralarında savaş çıkan iki çeteye karşı düzenlediği “Son Nokta Operasyonu”nda çete üyelerinin 3 savcı ve 1 hakime seks partileri düzenlediği ortaya çıktı. Olaya Yargıtay eski Genel Sekreteri Ercan Yalçınkaya’nın da adı karıştığı bildiriliyor. Yine çetenin dinlenen telefon görüşmelerinden yakalanan bir isim daha dikkat çekti. MLKP’ye yönelik “Gaye” adı verilen operasyonun emrini, Atılım gazetesi ile Gündem gazetesini kapatma kararını veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakimi Ali Kayaoğlu uyuşturucu çetesinin elemanı çıktı. Çete lideri Hasan Derya Soy’un adamlarının yargılandığı uyuşturucu dosyasına bakan Kayaoğlu’nun, çetenin düzenlediği seks partisine katıldığına dair telefon kaydı bulundu. Ayrıca çetenin Ankara Oran’daki Yargıtayevi ve Manavgat’taki Yargıtay Tesisleri’nin de işletmesini aldıkları ortaya çıktı.

Çete savaşları ele verdi

Hollanda-Almanya-Türkiye üçgeninde, 5 milyon dolar uyuşturucu parası yüzünden iki ayrı çete arasında başlayan ve 5 kişinin öldürüldüğü, 8 kişinin yaralandığı savaşı bitirmek için “Son Nokta Operasyonu”nu başlatan polisin savcılık talimatıyla başlattığı teknik takibe 4 savcı ile 1 hakim takıldı. İstanbul dışında görev yapan bir savcının çete üyeleri ile yaptığı telefon görüşmelerinde, Yargıtay’da bağlantılarının bulunduğunu, ileride sorun olacak dosyaların da devreye gireceğine dair konuşmalarının tespit edildiği bildirildi.

Dinlemeye takılan İstanbul’da görevli üç savcı ile bir hakimin, çete üyelerinin bulduğu kadınlarla İstanbul’da özel güvenlik şirketi tarafından korunan lüks bir sitede “çılgın partiler”e katıldıkları öne sürüldü. Telefon görüşmelerinde kadınlarla, yargı mensuplarının buluşacağı gecelere “konsey” adı verildiği bildirildi. Yargı mensuplarının çete liderlerinden kadın isterken “Konseyi toplayın, bu gece geliyoruz” diye şifreli konuştukları belirtildi.

Sekiz polis de işin içinde

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün düzenlediği operasyonda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli, aralarında rütbeli personelin de bulunduğu 8 polisin çete ile bağlantıları tespit edildi. Polislerden 3’ü dün gözaltına alındı.

Polis, çete savaşlarında ilk operasyonu 8 ay önce Ramazan Özaslan’ın liderliğindeki “Adıyamanlılar Çetesi”ne karşı yaptı. Aralarında bir de başkomiserin bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı. Atilla Önder, Fikret Eskin ve Hasan Derya Soy’un kontrolündeki diğer çete de, sekiz ay boyunca fiziki ve teknik takibe alındı. Çetenin Vaniköy’deki villasına, üç gün önce polis helikopterlerinin desteğinde 300 polisle düzenlenen baskında, Atilla Önder, Fikret Eskini ve Hasan Derya Soy’un da aralarında bulunduğu 29 kişi gözaltına alındı. Operasyonda 5 Uzi marka makineli tabanca, 1 el bombası ile çeşitli markalarda 8 tabanca ele geçirildi. Çete üyelerinin sorgusu Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde devam ediyor.

Savaş 2003’ten beri sürüyor

* 2003’te Ertuğrul Yılmaz, Hollanda’da öldürüldü. Atilla Önder, ortağı Ertuğrul Yılmaz’ın öldürülmesinden Adıyamanlılar çetesinin lideri Ramazan Özlaslan’ı sorumlu tuttu.

* Almanya ve Hollanda’da çıkan çatışmalarda 2 gruptan 4 kişi yaralandı.

* Atilla Önder’in işbirliği yaptığı Hasan Derya Soy ve adamları, 28 Ağustos 2005’te Bakırköy’de Ramazan Özaslan’ı silahlı saldırı düzenleyerek yaraladı.

* 9 Eylül 2005’te Ramazan Özaslan’ın adamları Hasan Derya Soy’u sahibi olduğu Beşiktaş’taki işkembe salonundan çıkışta silahla yaraladı.

* Ramazan Özaslan’ın adamları, 18 Ekim 2005’te Fikret Eskin’in eşi Berrin Eskin’in içinde bulunduğu otomobile ateş açtı. Eskin’in şoförü Sedat Atmaca öldürüldü. Berrin Eskin yaralanmadan kurtuldu.

* 21 Ekim 2005’te Zeytinburnu’nda Ramazan Özaslan’ın adamlarından Tolga Tekin silahla öldürüldü.

* İki gün sonra Hasan Derya Soy’un Büyükçekmece’deki villası Kalaşnikof’la tarandı. Şükrü Karagöz öldü, Erdoğan Volkan Marangozlar yaralandı.

* 1 Şubat 2006’da Hasan Derya Soy’a bağlı çalıştığı bildirilen, MHP ana davası sanıklarından Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’un katili Abdurrahman Kıpçak, Ümraniye’de kafasından vurularak öldürüldü.

Yargıya bir nokta da Çiçek’ten

“Son Nokta” operasyonu yargının kirli ilişkilerini gün yüzüne çıkarırken konuya ilişkin bir yorum da AKP’nin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten geldi. Seçim nedeniyle koltuğunu ‘bağımsız’ bir kişiye bırakan eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, çetelerin fuhuş partilerine katılan yargı mensuplarıyla ilgili haberler üzerine “Daha neler var neler. Bizim neler çektiğimizi bilemezsiniz” dedi ve ilginç iddiaları gündeme getirdi.

Hürriyet gazetesinin haberine göre eski Bakan Çiçek’in, söylediği bazı şeyler şöyle:

“Bu meslekte, bu dünyada eli öpülesi çok insan var; ama Türkiye’de kötünün dostu çok olunca, onların ayıklanması da zor oluyor. Neler var, neler. Bizim neler çektiğimizi bilemezsiniz… Ama herşey konuşulmuyor. Çünkü yargıyı korumak gerekiyor.

“…Örneğin, ben soruyorum, bankalarla ilgili davalara bakan 8’inci Ağır Ceza reisi niye 5’inci Ağır Ceza reisi oldu? Bunun araştırılması lazım. Bu işlerde sakat, kötü şeyler döndüğünü düşünerek başvurduğu yerde, davasına baktığı hortumcu bankacının kardeşi içeriden çıkıyormuş, deniyor. Yargının önünde böylesi kötü ilişkilerle ilgili sorun var; ama bence asıl sorun bilirkişi kurumudur. Bu kurum düzeltilmedikçe sorun giderilemez. Bu konuda açtırdığımız pek çok soruşturma var; ama elli mislini biliyor, bir şey yapamıyoruz. Çünkü bilgiyi belgelemek, delillendirmek o kadar kolay olmuyor.”

Bakan Çiçek’in sözünü ettiği bankacılık suçlarına bakan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Akın, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atanmıştı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yetkilileri, Akın’ın görev süresi dolduğu için görev yerinin değiştirildiğini belirterek, eski Bakan Çiçek’in suçlamalarını reddettiler.

Ar damarı çatlayan yargı burjuvazinin çürümüş sisteminin resmidir. Tüm muhalif güçlere azgınca saldıran devlet, uyuşturucu çeteleriyle iş yapıyor. Ortaya çıkan bu gerçekler yeterince açıktır. Devletin aşağı yukarı tüm kurumlarının karıştığı çeteler yaşanan çürümeyi göstermektedir. Tüm bu gelişmeler kapitalizmin asıl düşmanının işçi ve emekçiler olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.


 

“Rant projesi dışarıda bıraktı!”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Küçükçekmece Belediyesi, Küçükçekmece Ayazma-Tepeüstü mevkiinde uyguladığı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında kendilerine konut sözü vererek çadırlarda yaşamak zorunda bıraktığı 123 kişiye şimdi de ev vermeyeceğini söyledi. İBB’nin Ayazma sakinlerine kiracı ve ev sahiplerine eşit şartlarda verilmek üzere inşa ettiği TOKİ’nin en önemli çalışmalarından birisi olarak adlandırılan “Bezirganbahçe Konutları”nda ise sadece ev sahipleri oturuyor. Defalarca belediyeye gittiğini fakat bir yanıt alamadığını söyleyen Ayazma semti sakini Kasım Aydın, “Bize konut vereceklerine dair söz verdiler, belgeleri de elimizde. Kışın ortasında bizim evlerimizi yıktılar, çocuklar, yaşlılar mahvoldu. Şimdi de bize konut vermeyeceklerini ve çadırları boşaltmamız gerektiğini söylüyorlar” dedi.

AKP’nin “planlı kentleşme ve konut üretimi” programı kapsamında en büyük projelerinden birisi olarak adlandırdığı Küçükçekmece Ayazma-Tepeüstü Mevkileri Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında inşa edilen “Bezirganbahçe Konutları” için bekleyen 123 aile kiracı oldukları için mağdur ediliyor. Fabrika atık sularının arıtılmadan aktığı bölgede kurulan Çadırkent’te yaşayanlar, birçok kişinin hasta olduğunu belirtiyorlar.

“Kentsel dönüşüm rant projesidir”

Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Tores Dinçöz kentsel dönüşüm projelerinin dünyanın birçok ülkesinde uygulandığını fakat Türkiye’deki manzaralarla karşılaşılmadığını belirtti. Projelerin yapım aşamasında denetleme görevi gören sivil toplum kuruluşlarının da yer alması gerektiğini ifade eden Dinçöz, “İktidarın çözüm olarak gördüğü bu proje yanlış teşhistir. Kentsel dönüşüm alanları Türkiye’nin başına bela edildi. Bunun nedeni ise ranta açılmasıdır. Bu rant projesinden başka bir şey değildir” dedi. Dinçöz, sağlıklı ve güvenlikli bir projede yaşama ve barınma hakkının insanın en temel hakkı olduğunu vurgulayarak, hükümetin yurttaşlarına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Kızıl Bayrak/İstanbul