2 Mart 2007 Sayı: 2007/08(08)

  Kızıl Bayrak'tan
   Sağlık emekçileriyle elele, mücadeleye!
  ABD’de ikna edildiler, MGK’de karara dönüştürdüler...
  TTB’nin “Beyaz Eylem” takvimi
Tutuklanan DTP’liler serbest bırakılsın!
Saraylara savaş kulübelere barış!
Büyüyen açlık ve yoksulluk kaderimiz olamaz!
 8 Mart etkinlikleri...
  Anadolu Yakası’nda emekçi kadın çalışması
  “Eşit işe eşit ücret!” talebinin tarih sahnesine çıkışı
  İLGP’den “ÖSS’ye hayır!” kampanyası:
  İşsizlik: Kara ölüm mü? - Yüksel Akkaya
  Haluk Gerger: ‘Yurtseverlik ile
halk sevgisi iç içedir’
  Ortadoğu’da süreç kışkırtılıyor Abu -Şehmuz Demir
  İran’a saldırı hazırlıkları devam ediyor!
  Abdullah Gül Pakistan’daydı!
  Çocuklar, misket, bomba, kapitalizm!
  Büyük tekellerden geniş çaplı
tensikat saldırısı
  DİSK’in 40. yılı ve Çelebiler’in misyonu!
  Ulugay işçilerinin direnişi sona erdi
  Bültenlerden
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Anadolu Yakası’nda emekçi kadın çalışması

Anadolu Yakası’ndan sınıf devrimcileri olarak 8 Mart vesilesiyle bir süredir emekçi kadın çalışması yürütüyoruz. Çalışmalarımız miting günü yaklaştıkça hız kazanmaya başladı. Bugüne gelene kadar da bir dizi etkin araçla emekçi kadınlarla buluştuk. Çalışmayı önce kendi öz bileşenine kavuşturmak için bir komisyon oluşturmak ve yanısıra toplam araçların kullanıldığı ve bu çerçevede çalışmanın planlandığı bir süreç olarak kurguladık.


Komisyonun oluşması...

8 Mart çalışmasına bölgedeki çevre-çeper ilişkilerimizi katmak, çalışmayı kendi dar güçlerimizden çıkararak daha geniş ve etkin bir bileşenle örgütlemek hedefiyle hareket ettik. Bu çerçevede komisyonun oluşması için kendi güçlerimizin dışında çalışmaya güç verecek, emek harcayacak bir bileşenle ilk toplantıyı gerçekleştirdik. Yaptığımız toplantıyı dar bir pratik tartışmadan çıkarak öncelikle politik arka planını tartıştık.

Tartışmanın konu başlıkları, kadın sorununun bu düzende nasıl tanımlanması gerektiği ve yanısıra nasıl bir emekçi kadın çalışması yürütmek gerektiği üzerine kuruluydu. Özellikle çalışmanın bu cephesinin örülmesinde bizim merkezi metinlerimizin oldukça yol açıcı olduğunu söylemek gerekir. Öyle ki çalışma yürüten güçler politik planda asgari düzeyde bir açıklığa kavuştuğu ölçüde çalışmanın örülmesinde de pratikle uyum o çerçevede gerçekleşti.

Yaptığımız ilk toplantıda bu tartışmanın ardından çalışmanın nasıl ve hangi araçlar üzerinden örgütleneceği, imza kampanyası ve taleplerimiz, kadınlarla daha sıcak ilişkililer yakalayacağımız ve düşüncelerimizi daha rahat anlatacağımız ev toplantıları, eğitim seminerleri, paneller ve görsel araçların kullanılması üzerinden tartıştık. Ve bu çerçevede bir hareket planı oluşturduk. Öncelikle komisyon bileşenleri dışındaki ilişkilere ulaşmak amacıyla bir toplantı düzenlemek ve buradan planlayacağımız ev toplantılarını karara bağladık.


Ev toplantıları...

Bugüne kadar dört ev toplantısı gerçekleştirdik. Ev toplantılarına giderken temel yaklaşımımız çalışmamızı aktarmak, görsel olarak daha önce de yer yer kullandığımız kısa belgeselleri izletmek, buradan hareketle kadın sorunu üzerinden tartışmak ve ileri çıkan kadınları asgari ölçüde de olsa çalışmamızın bir parçası yapabilmekti.

Düzenlediğimiz toplantılar çoğunlukla yeni ilişkiler üzerinden şekilleniyordu. Ötesinde yol yürürken tartıştığımız temel bir sorun alanı da, çalışmada yeni olmamızın yarattığı bir takım olumsuzluklardı. Örneğin kimi zaman tartışırken genel bir ajitasyona boğulup sorunun özüne inemiyorduk. Bununla birlikte “mücadele etmek gerekir” dediğimizde çoğu kadın “iyi de nasıl” diye soruyorlardı. Bunun altını şu yüzden çiziyoruz; özgün bir alan olduğunu bilmemize rağmen henüz dünyalarına girip onlara uygun araçlar üretememek niyetten bağımsız genel bir çalışma olarak kalması sonucunu yaratıyor. Bu gerek ev kadınları gerekse işçi kadınlar için böyle. Politik bir açıklık olmamasından ziyade aslında talepleri somut pratiklere dökecek güç, olanak ve kısmen de zamandan yoksun olmaktan kaynaklandığını düşünüyoruz.


İmza kampanyası...

Bugüne kadar en etkin örgütlediğimiz çalışmanın imza kampanyası olduğunu söylemek gerekir. Emekçi semtlerinde kapı kapı dolaşarak imza toplamaya çalıştık, imza standları için emniyetten izin geç çıkmasına rağmen hemen hemen her gün imza standlarını açtık. Yanısıra çalışmaya pratik olarak katkısı olmayan tali güçlere ulaştırarak imza toplamalarını sağladık. Buna rağmen 700’e yakın imza topladık. Zamanın kısa olması ve çok yönlü araçları kullanmamızın etkisi olmasına rağmen çalışma yürütülen kitlenin yani emekçi kadınların bilinç düzeyi ve toplumsal yaşamdaki konumlanışları imza çalışmasının temel zorlayıcı yönüydü.

Bunun dışında en önemli kazanımımız kitle çalışmasında deneyimi olmayan güçlerin bu sayede pratik deneyim kazanmasıydı. Çünkü komisyon bileşenimizin yarısı daha önce böyle bir çalışmaya katılmamıştı ve kitlelerle bu kadar yakından temas içinde değildi. İlk olarak bir fabrikanın önünde imza toplamayı zorladık. 10 dakika içinde ajitasyon konuşmalarıyla 40 adet imza topladık. Bu da toplam bileşenlere pratik deneyimle birlikte oldukça iyi bir motivasyon kazandırdı.


Eğitici etkinlikler ve film gösterimleri

Çalışmanın başında 8 Mart sürecine kadar birden fazla eğitici etkinlik düzenlemek gibi bir fikir vardı. Ancak zaman daraldıkça sadece bir etkinlik yapabileceğimizi gördük ve bir avukat ve bir eğitimcinin katıldığı bir panel örgütledik. Nitelik olarak iyi ancak katılım açısından zayıf bir etkinlik oldu. Ev toplantılarında gerek kimi kadınların talebi olması gerekse kimi kadınların bilinç düzeyinin geriliği, sağlıktan çocuk eğitimine, yasalara ve tarihimizi öğrenmeye kadar bu tür etkinliklerin süreklileşmesi gerektiği sonucunu bir kez daha göstermiş oldu.

Bir kez de film gösterimi yaptık. Filmin kadınların oy hakkı mücadelesini canlı bir şekilde anlatması katılanların ilgiyle izlemesine ve beraberinde tartışma zemininin açılmasına neden oldu. Önümüzdeki dönemde de bu filmi tekrar katamadığımız kadınlarla birlikte izlemeyi ve dinlemeyi hedefliyoruz.


8 Mart Şenliği...

Çalışmanın başından itibaren tüm araçlarla birlikte örgütlediğimiz şenlik komisyon bileşenleri açısından en önemli deneyimlerden biriydi. Şenliği kurgularken kadının mücadeledeki yeri, alanlarda talepleriyle birlikte olmasının anlamı, sınıfsal özünün vurgulandığı ve daha çok bölgede kendi kitlemize sesleneceğimiz sıcak bir ortam yaratacağımız bir şenlik olarak kurguladık.

Şenliğin kendisine geçmeden önce ön hazırlık sürecine değinecek olursak, tüm kitle ilişkilerine ulaşıldı ve tüm araçları kullanırken şenliği temel bir yere koyduk. Şenliğin örgütlenme süreci ise tümüyle komisyon bileşenlerinin düşünsel planda da pratik planda da ortak bir emeğinin ürünüydü.

Bu çaba kendisini etkinlik alanında da gösterdi. Salonun düzenlenmesinden, programın düzenine kadar ortak bir emek vardı. Etkinlikte kimileri tesadüfî de olsa hiçbir teknik aksaklık yaşamadık. Program başından nasıl kurgulandıysa öyle gerçekleşti. Sunumundan, tiyatrosuna sinevizyondan, müzik grubuna, şiirlere salondaki fotoğraf sergisine kadar bir zenginlik içinde geçtiğini söylemek mümkün. Etkinliğin sonunda ise gelen kitleye 4 Mart çağrılarının olduğu karanfiller dağıttık. En önemli yönü ise tümüyle kadın inisiyatifinin ve emeğinin önplana çıktığı, uyum içinde geçen bir çalışmanın ürünü bir etkinlikti. Çalışmanın temel kazanımlarından biri olarak düşünüyoruz. Bu gerek bileşenlerin böyle bir çalışmada ilk defa yer almaları ve ilk defa bir etkinlik düzenledikleri gözetildiğinde kendi içinde profesyonellik taşıdığını söylemek mümkün.

Çalışmanın toplamına ve sonrasına ilişkin burada değinmeğimiz bir takım yönleri ise 8 Mart sonrasına bırakıyoruz.

Geldiğimiz son hafta ise tümüyle 4 Mart’a kilitlenmiş durumdayız. 28 Şubat gününden itibaren çağrı bildirilerimizi etkin olarak kullanıyor ve tüm ilişkilerimizi geziyoruz. Toplam çalışmanın gücüyle alanda taleplerimizle yer alacağız.

Anadolu Yakası Emekçi Kadın Komisyonu