2 Mart 2007 Sayı: 2007/08(08)

  Kızıl Bayrak'tan
   Sağlık emekçileriyle elele, mücadeleye!
  ABD’de ikna edildiler, MGK’de karara dönüştürdüler...
  TTB’nin “Beyaz Eylem” takvimi
Tutuklanan DTP’liler serbest bırakılsın!
Saraylara savaş kulübelere barış!
Büyüyen açlık ve yoksulluk kaderimiz olamaz!
 8 Mart etkinlikleri...
  Anadolu Yakası’nda emekçi kadın çalışması
  “Eşit işe eşit ücret!” talebinin tarih sahnesine çıkışı
  İLGP’den “ÖSS’ye hayır!” kampanyası:
  İşsizlik: Kara ölüm mü? - Yüksel Akkaya
  Haluk Gerger: ‘Yurtseverlik ile
halk sevgisi iç içedir’
  Ortadoğu’da süreç kışkırtılıyor Abu -Şehmuz Demir
  İran’a saldırı hazırlıkları devam ediyor!
  Abdullah Gül Pakistan’daydı!
  Çocuklar, misket, bomba, kapitalizm!
  Büyük tekellerden geniş çaplı
tensikat saldırısı
  DİSK’in 40. yılı ve Çelebiler’in misyonu!
  Ulugay işçilerinin direnişi sona erdi
  Bültenlerden
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Kışkırtmalara karşı antifaşist eyleme yüzlerce öğrenci katıldı...

ODTÜ’de faşizme geçit vermeyeceğiz!

ODTÜ’de yeni dönemle beraber hem toplumun gündemine girmiş olan Hrant Dink’in katledilmesi olayı ve toplumda yükseltilmeye çalışılan şovenizme, hem de ODTÜ’de geçen dönem stadyumdaki DEVRİM yazısına gerçekleştirilen saldırıya, faşistlerin seslerini çıkartmaya çalışmaları üzerine “Yaşasın halkların kardeşliği!” şiarının öne çıktığı bir sürecin örgütlenmesi üzerine kararlar alındı. Bu sürecin ilk ayağı olarak bir yürüyüş gerçekleştirmeye ve Hrant Dink anısına bir fidan dikmeye karar verdik.

28 Şubat günü gerçekleştirilecek yürüyüş için afiş ve bildiri çalışmalarına erkenden başladık. Bizler bu çalışmayı sürdürürken okulda Azeri öğrenciler tarafından, Azerbaycan Talebe ve Mezunlar Birliği ve Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği imzalı, Ermeni halkını düşman olarak nitelendiren ve “Hocalı Soykırımı” için yapılacak olan eyleme çağrı yapan bildiri dağıtılmaya çalışıldı. Ancak bizler bildiride imzası bulunan derneğin BBP ile olan ilişkisinden dolayı ve faşistlerin çalışma yapmasına izin verilmeyen ODTÜ’de Azerileri kullanmaya çalışmalarını da anlatarak bildirileri topladık.

Halklar arasında düşmanlık yaratmaya çalışan, Ermeni halkını düşman olarak gören bildiriye karşı faşist düşüncelerin okulda barındırılmayacağını çok net bir şekilde anlattık. Bildiri dağıtmaya çalışan öğrencilerle de konuşarak dağıttırmayacağımızı ve faşist düşüncelere yaşama hakkı vermeyeceğimizi söyledik. Azeri öğrenciler dağıtmayacaklarına dair söz verdiler.

Ortak bir bildiri hazırlayarak halkların birbirine düşman olamayacağını, gerçekleştirilen katliamlardan sermayenin ve burjuva devletlerin sorumlu olduğunu vurguladık. Halklar arasında düşmanlık yaratmaya çalışanlara, bizleri karanlığa ve bataklığa çekmeye çalışanlara, üniversitemize girmeye çalışan Ogün Samastlar’a karşı mücadele edeceğimizi söyledik.

Bu olayların ardından 26 Şubat Pazartesi akşamı yurtlar bölgesine giderek yurtları gezdik. 2. yurtta bir grup Azeri öğrenci, Ermeni halkının savunulduğunu söyleyerek bildiriyi masalarında istemediklerini söylediler ve dağıtımı engellemeye çalıştılar. Net ve kararlı bir tutum sergileyerek bildirilerimizi ve orada ifade ettiklerimizi sahiplendik. Azeri öğrencilerden bir kez daha bildirilerimize el uzatmayacaklarına dair “söz” aldık. Azeriler’in temsilcisi olduğunu söyleyen kişiler kendi arkadaşlarının fevri davranışlar sergilediğini söyleyerek engel olacaklarını ifade ettiler.

Tüm bu gelişmelere rağmen bizler yurtları gezdikten ve okuldan çıktıktan sonra 30 Azeri öğrencinin bildirileri topladığını ve afişlerimizi yırttığını, bazı arkadaşlarımızı da tehdit ettiklerini öğrendik. Benzer tutumlarını 27 Şubat Salı günü de gün boyunca devam ettirdiler. Son olarak hazırlıkta okuyan Azeri bir öğrencinin arkadaşlarımızı tehdit etmesi üzerine yaklaşık 60 kişi toplu bir şekilde bildiri dağıtmak üzere Hazırlık binasına gittik. Daha önce arkadaşlarımızı tehdit ettiğini öğrendiğimiz Azeri öğrenciyi ders çıkışında yakaladık ve gereken cevabı verdik. ODTÜ’de hiçbir koşulda bildirilerimizin, afişlerimizin yırtılmasına, kafaların tokuşturulmasına, halklar arasında düşmanlık yaratacak ideolojilere, milliyetçiliğe ve faşizme izin verilmeyeceğini bir kez daha söyledik. Kendilerini son kez uyardığımızı hatırlattık. Daha öncesinde aldığımız karar gereği akşam saat 18:00’de yemekhanede buluşarak yurttlar bölgesine eylemli bir şekilde bildiri dağıtmaya gittik. Yemekhaneden yaklaşık 120 kişi çıkmıştık. Ancak son durağımız olan 2. yurda geldiğimizde sayımız 300’dü. Bütün yurtları gezerek bildirilerimizi dağıttık, afişlerimizi astık, ajitasyon konuşmaları yaptık. Sloganlarla tavrımızı net bir şekilde gösterdik. Eylemde “Türk, Kürt, Ermeni, yaşasın halkların kardeşliği!”, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Hepimiz Azeri, hepimiz Ermeni’yiz!” sloganları attık, marşlar söyledik. Ardından Azeriler’in yoğun olduğu 2. yurda girerek kantine oturduk. Yaklaşık 300 kişi hep bir ağızdan türküler ve marşlar söyledik, halay çektik. “Yaşasın halkların kardeşliği!” şiarını kaykırdık. 2. yurtta saldırgan tutum içerisine giren birkaç Azeriyle itişmeler yaşandı, yumruklaşmalar oldu. Ancak bu olaylar fevri davranışla açıklanamaz. Azeriler’in BBP ile olan ilişkisi bilinmektedir. BBP’liler Azerileri kışkırtarak devrimcilerin, solcuların üzerine salmaktadırlar. Dahası Azeriler’in arasında faşistlerin olduğu da bilinmektedir.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da faşistlere gereken cevap verilecektir. ODTÜ’de yıllardır mücadeleyle, kanla, dişle tırnakla kazanılmış mevziler geri verilmeyecektir. ODTÜ’de faşistlere faaliyet hakkı tanınmayacaktır. Hiç kimsenin bildirilerimizi, afişlerimizi yırtmasına izin verilmeyecektir. Bunları yapmaya çalışanlara karşı tavrımız nettir. Faşizmle tartışılmaz. Özgürlük ancak faşizme karşı mücadele ederek, onu ve onu yaratan koşulları ortadan kaldırarak kazanılabilir.

ODTÜ Ekim Gençliği


YTÜ: “Silahlanma için değil, insanlık için bilim”

Yıldız Teknik Üniversitesi yüz kızartıcı bir gelişmeye daha imza atıyor. Rektörlüğün daveti üzerine Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Özlü ile kara, hava ve deniz kuvvetlerinden görevliler 23 Şubat günü üniversitemize geldi. Buradan anlıyoruz ki alkışların ve patlayan flaşların, sıkılan ellerin ve kanlı kelimelerin karanlığında yeni bir işbirliğine daha gidilecek. Aslında pek de yabancısı değiliz üniversitelerimizle bu şekildeki dirsek temaslarının. Ama şimdi savaş sanayisi soluk alma hazırlığı içinde laboratuarlarımızda, koridorlarımızda, tam da yanı başımızda. ODTÜ’yü hedef seçen zihniyet, şimdi YTÜ sınırlarında. Amaç daha fazla para, daha fazla kâr, daha fazla silah, bomba, uçak, daha fazla kan, acı, ceset… Halkların üzerine sıkılacak kurşunlar, düşecek bombalar üniversitemiz içerisindeki mühendislerin elleriyle yapılacak.

Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar’ın kısa bir dönem önce “Üniversitelerden çok nitelikli mühendisler yetişiyor. Artık sanayicilerimiz doktora sahibi mühendisler aramaya başladılar” sözü bu şekilde karşılığını bulmaya çalışıyor.

Anlıyoruz ki eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tarihe kazınan “girişimci üniversite” tanımlamasını YTÜ hak etmek için elinden geleni yapıyor. Bizler kampüslerimizde, sınıflarımızda, “Yaşasın halkların kardeşliği!” derken, sermayeyi üniversitelerimizden kovmaya çalışırken, önümüze son teknoloji polis barikatları koyanlar, şimdilerde halkların üzerine düşecek karanlığın hesabını yapmaktadırlar.

YTÜ öğrencileri olarak bu tetiği tutan insanlar, pimi çeken parmaklar olmayı, döşenen mayınlar üzerinde izlerimizin olmasını reddediyoruz.

Üniversitelerin gerçek sahipleri olarak karanlığın karşısına tüm insanlık için bilim diyerek çıkıyoruz.

Bugün üniversitelerin savunma sanayi için silah üretmesini protesto etmek için YTÜ’lü öğrenciler olarak bir eylem gerçekleştirdik. Eylem öncesinde durumu teşhir eden duvar gazeteleri hazırladık ve bildiri dağıttık.

YTÜ Ekim Gençliği


Trabzon: Soruşturmalar geri çekilsin!

Öğrenci Kolektifleri 27 Şubat Salı günü Meydan Parkı’nda soruşturmalarla ilgili bir sokak tiyatrosu sahneledi. Oyunun ardından basın açıklaması gerçekleştirdi. KTÜ mahkemesinde öğrencilerin idamla yargılanmasını işleyen tiyatroya ilgi yoğun oldu.

Basın açıklamasında ise “Eşit, parasız, bilimsel eğitim!” talebini savunanlara yönelik baskı ve soruşturmalara değinildi.Basın açıklamasına 30 kişi katıldı.

Eylemde “Tüccarlar dışarı üniversiteler bizimdir! sloganı atıldı. Eyleme Ekim Gençliği, DPG, Kaldıraç, TKP Gençliği, Halkevi, İHD de destek verdi.

Ekim Gençliği Trabzon



Azeri öğrenciler kullanılıyor!..

Cebeci’de faşistlerle gerginlik...

Cebeci Kampüsü’nde, bu eğitim yılının başından itibaren eski yıllara göre artan faşist saldırılar hala sürüyor. Bu saldırılardan biri de dün yaşandı.

A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde faaliyet yürüten Azeri öğrencilerin kurmuş olduğu “Araz Topluluğu”, “Hocalı katliamı” konulu bir panel gerçekleştirdi. Bir gün önce aynı topluluğun ODTÜ’de devrimci öğrencilerin Hrant Dink eylemine çağrı yaptığı afişleri yırtması etkinliğin gergin başlamasına neden oldu. Gerginlik etkinliğin sonunda yapılan soru-cevap bölümünde iyice tırmandı. Gösterilen sinevizyonun sonunda ekrana üç hilal resminin yansımış olduğunu belirten öğrencilere cevap olarak bir faşist kalkıp tehditkar bir şekilde, bilgisayarın kendine ait olduğunu ve gerekirse çıkışta konuşabileceğini söyledi.

Bu faşistin bu çıkışının ardından etkinlikte bulunan bir grup faşist daha alkışlarla karşılık verdi. Tüm bu gerginlikler sonucunda etkinlik erken bitirildi, ancak devrimci öğrenciler çıkışta dağılmadan faşistlerin çıkmasını bekledi. Çıkan bir grup faşistin peşinden koşan devrimci öğrenciler kampus dışında faşistleri yakaladılar. Dışarıda bir arbede yaşandı. Okulun karşısında bulunan kafelerden çıkan bir grubun da olaya katılması dikkat çekiciydi. Faşistlerin üzerinde satır ve demir çubuklar bulundu. Kitlenin dağılmasıyla gerginlik sona erdi.

Daha sonra “Araz Topluluğu”nun Cebeci’deki temsilcileriyle görüşüldü. Temsilciler kendilerinin hiçbir örgütle ve ideolojiyle ilişkileri olmadığını iddia ettiler. Ayrıca ODTÜ’deki Araz Topluluğu’yla da bir bağlantılarının olmadığını söylemeleri dikkat çekiciydi.

Cebeci’de özellikle bu dönemde faşistler kendilerine örgütlenme alanları yaratmaya başladılar. Karşılaştığımız fiziki saldırılar da bunların bir sonucu. Geçmişinden bu yana devrimci bir geleneğe sahip olan Cebeci Kampüsü bundan sonra da bu geleneği elden bırakmayacaktır ve her türden faşist örgütlenmeye gereken cevap verilecektir.

Ekim Gençliği/Cebeci