26 Ocak 2007 Sayı: 2007/03(03)

  Kızıl Bayrak'tan
   Ermenilerin yüz yıllık yalnızlığında bir gedik açıldı... Gerisi mutlaka getirilmelidir!
  Hrant Dink’i uğurlama
töreninden yansıyanlar
  Cinayetin gerisinde devletin kirli ve karanlık odakları var!..
  Güvercin Kasapları’nın sefaleti - Haluk Gerger
Onbinler Hrant Dink’i uğurladı...
Yurtdışında Hrant Dink’in katledilmesi protesto edildi...
Mecliste Irak ve Kerkük için gizli oturum
 “Tecriti kaldırın, ölümleri durdurun!”
  Devlet sonunda geri adım atmak zorunda kaldı....
  Sınıf hareketi...
  Latin Amerika: 2006 yılından kesitler...
  Sendikal hareketin durumu/1
  İran emperyalist-siyonist saldırıya
karşı hazırlanıyor!
  Güney Irak’ta işgalcileri hedef alan saldırılar artıyor
  Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu 8 Mart’a doğru adımlarını hızlandırıyor…
  Bir emperyalist yeniden yapılandırma projesi: Geniş Ortadoğu İnisiyatifi-2
  2007’ye girerken/3
  Kendi uşağını asmak!
Mumia Abu-Jamal.
  Burjuva eğitim sistemi gençliğin gelecek özlemini öğütüyor!
  Havaya inat şarkı söylemek...
Bertolt Brecht
  Ruh halimin güvercin tedirginliği - Hırant Dink
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Şahintepe’de yıkımlara karşı panel

Bir süredir yıkım söylentilerinin dolaştığı Şahintepe’de “yıkım” konulu bir panel gerçekleştirdik. 21 Ocak tarihinde düzenlediğimiz panelin başlığını “Evlerimizi yıktırmayacağız, mücadele edeceğiz!” şeklinde belirledik.

Bölgemizde “Kentsel Dönüşüm Projesi” çerçevesinde evler yıkılmak isteniyor. Bizler de bugünden yıkım konusuna karşı nasıl bir mücadele hattı izlenmesi gerektiğini anlatmak istedik. Panel öncesinde 4 bin çağrı bildirisi dağıttık. Katılım beklediğimizin çok üstünde gerçekleşti. Kitlesel bir etkinlik gerçekleştirdik.

İlk sözü mahallede oturan Av. Zeki Soydan aldı. AKP hükümetinin bu projeyi rantsal dönüşüm alanı olarak planladığını söyledi. Bu yıkım sürecinde önemli olanın birliktelik olduğunu vurguladı.

Daha önce yıkıma karşı mücadele yürüten Aydos’ta çalışmalara katılmış arkadaşımız, hukuksal mücadele, komitelerin kurulması ve fiili mücadelenin önemini anlattı. Birlikte hareket ederek ortak mücadelenin yükseltilmesinin önemini vurguladı.

Son olarak Şahintepe İşçi Kültür Evi adına bir konuşma yapıldı. Kentsel dönüşüm projesinin mantığını anlatan konuşmacı bu mücadeleye herkesin atılması gerektiğini vurguladı. Kiracı-ev sahibi, tapulu-tapusuz kesimlerin, yani herkesin mücadeleye katılmasının önemine değindi. Konuşmalar kimi zaman alkışlarla kesildi. Birbuçuk saat süren paneli emekçiler ilgiyle dinledi.

Şahintepe İşçi Kültür Evi


 

Tersane İşçileri Birliği’nden eylem...

“Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!”

Tersane İşçileri Birliği, Tuzla Tersane havzasında işçilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin 21 Ocak günü Galatasaray Postanesi önüde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamadan önce İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Emek Sineması’nın önünde toplanan tersane işçileri ve aileleri, “Tersanelerde sigortasız çalışmaya ve iş cinayetlerine son!” pankartını açarak açıklamanın yapılacağı Galatasaray Postanesi’ne doğru yürüyüşe geçti. “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Katil GİSBİR hesap verecek!”, “Sigorta hakkı gaspedilemez!”, “Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!” sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca, en önde tersane işçilerinin çocuklarının yürümesi ve işçilerin yürüyüşe baretleri ile katılması ilgiyle karşılandı.

Galatasaray Postanesi’ne gelindiğinde her hafta mektup okuma eylemi yapmak için orada toplanan TAYAD’lı Aileler henüz açıklamalarını bitirmemişlerdi. Tersane işçileri de açıklamaya katılarak ailelere sloganlarla destek verdiler. TAYAD’ın eyleminden sonra Tersane İşçileri Birliği kendi açıklamasını yaptı.

Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu’nun yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi: “Buraya Tuzla tersaneler cehenneminden, işçilerin yaşadıklarını anlatmaya geldik. Tuzla’dan denizlere, okyanuslara açılan her gemide biz işçilerin kanları vardır. Ayda bir arkadaşımızı iş cinayetine kurban veriyoruz. Buraya ‘artık yeter’ ölmek istemiyoruz demek için geldik.”

Açılış konuşmasından sonra tersane işçisi Cahit Atakan basın açıklamasını okudu. “Tuzla tersaneleri kamuoyuna genelde iki vesile ile yansır. Bir tanesi gemiler indirilirken denize, eğer lüks bir yatsa indirilen ya da büyük bir gemi şatafatlı bir tören yapılır, devlet büyükleri katılır törene, akşam kokteyller verilir şampanyalar patlar. Bir de iş kazaları ile meşhurdur Tuzla tersane” dedikten sonra, tersanelerde yaşanan çalışma koşulları ile ilgili bilgiler verdi. Her ay ondan fazla iş kazasının meydana geldiğini ve bunlardan en az birinin ölümle sonuçlandığını söyleyen Atakan “Yasal zorunluluğa rağmen işçilerin önemli bir kısmı sigortasız çalıştırılmakta böylece her türlü sosyal güvenceden mahrum bırakılmaktadır. 2000 civarında taşeron bölgede faaliyet göstermekte, taşeronlar eli ile çalışma koşulları düzenlenmekte ve ‘saygın’ tersane patronlarının eli kirlenmemektedir. İşçi sağlığı ile ilgili hiçbir tedbir alınmadığı gibi işçilerin en basit insani ihtiyaçları (tuvaletlerde sabun, soyunma dolabı vb.) bile karşılanmamaktadır...”

Tersanelerde çalışma koşullarını gözlemlemek için tüm basın mensuplarını tersaneler cehennemine çağırdıkların belirten Atakan, bu sorunlara yönelik sınıf bilinçli işçiler olarak yaptıkları çalışmaları ve kampanyaları hakkında bilgi verdi. 6 ay önce Tersane İşçileri Birliği Derneği’ni kurduklarını, bugünler de sigortasız çalışmaya karşı bir kampanya yürüttüklerini ve bu çalışmayı iş cinayetleri ile ilgili çalışmayla birleştireceklerini söyledi.

Tersane işçilerinin sorunlarının çözümüne yönelik ilk elden yapılmasını istedikleri talepler ise şunlar;

* Tersanelerde gerekli iş güvenliği tedbirleri alınsın, işçi sağlığı ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılsın!

* Taşeronlaştırma yasaklansın!

* Sigortasız işçi çalıştırmaya son verilsin, sigorta primleri düzenli ödensin!

* Yevmiye üsülü kaldırırsın!

* Gerekli sosyal tesis düzenlemeleri yapılsın!

* İşçilerin oturduğu semtlere ücretsiz servis konulsun!

Tersanelerde sigortasız tek bir işçi kalmayana ve gerekli iş güvenliği tedbirleri alınıncaya kadar mücadele edeceklerini ifade eden Atakan’ın ardından tekrar söz alan Zeynel Nihadioğlu, Hrant Dink’e yapılan saldırıyı kınadıklarını ifade etti ve bir an önce F tipi hapishanelerde tecritin kaldırılmasını istediklerini açıkladı.

Mektup okuma eylemi için orada bulunan TAYAD’lı Aileler’in de topluca katılarak destek verdikleri eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı.

Tersane işçileri eylemin ardından AGOS gazetesine destek ziyareti düzenlediler.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Oktaş Oluklu Mukavva işçileri kazandı!

Oktaş Oluklu Mukavva işçileri yaklaşık bir yıl önce düşük ücretlere, sağlıksız çalışma koşullarına, hakaret, küfür vb. sorunlara karşı sendikalaşma faaliyeti başlattı. Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş’te örgütlendi. Fabrikadaki bütünlüğü sağlamaya yönelik yoğun çaba harcandı. İşçiler arası dayanışma ön plana çıkarıldı. Farklı mezhep ve milliyetten olmak hiçbir zaman soruna yolaçmadı.

Oktaş işçilerinin örgütlenme girişimi yanıbaşındaki Rowenta işçilerinin sendikalaşma sürecini de tetiklemiş oldu. Fabrikadaki işçilerin sendikalaşma süreci boyunca birlikte hareket ettiler.

Sendikanın tüm gerici ve yıpratıcı tutumuna rağmen Oktaş’ta sendikalaşma süreci tamamlandı. Sendika ayağına gelen işçileri üye yaparak hukuki süreci işletti. Ardından işçilerin iradesini hiçe sayarak temsilciyi kendilerinin atayacağını belirtti. Sendikanın temsilci seçimi yapılmayacağını söylemesi işçilerin tepkisiyle karşılaştı.

Oktaş Oluklu Mukavva işçileri patronun tüm oyunlarına karşı birlikte dişe diş bir mücadele yürüttü, sendikalı oldu. Sendika tabanın iradesini hiçe sayarak davranamaz. Oktaş işçileri bu anti-demokratik uygulamayı reddetmelidir. “Nasıl olsa sendikalaştık, herşey bitti” şeklinde bakmamalıdır. İşçiler bir yandan sendikal bürokrasiye karşı uyanık olmalı, diğer yandan patronun tüm oyunlarına, özellikle de işten atma saldırısına hazırlıklı olmalıdır.

Tüm sorunlara rağmen böylesi durgun bir süreçte sendikalaşan Oktaş Oluklu Mukavva işçilerinin kazanımı, işçi sınıfının kazanımıdır. Bir mevzi daha kazanılmıştır.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Güngör Plastik işçileri işbaşı yaptı!

Geçtiğimiz hafta işten atılan Güngör Plastik işçileri sergiledikleri kararlı tutum sayesinde işe geri alındılar. Topluca fabrikaya giden ve fabrika önünde eylem gerçekleştiren Güngör Plastik işçileri ve Lastik-İş Sendikası, Güngör Plastik patronunu görüşmeyi zorladılar.

Patron sendika ile görüşmeyi kabul etmezken, işçi temsilcileri ile görüşme gerçekleşti. Sergilenen kararlı tutum sonucunda işçilerin grup halinde işe geri alınmaları konusunda karar alındı.

İşçiler sendikal örgütlülüklerini korumak noktasında kararlı olduklarını söylediler.

Kızıl Bayrak/Ümraniye


Trakya Sanayi işçileriyle dayanışma etkinliği

Birleşik Metal-İş’te örgütlü Trakya Sanayi işçileriyle patron arasında 7 Haziran ‘06 tarihinde başlayan 2006-2008 dönemi toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanınca, işçiler 10 Kasım ‘06 tarihinde greve çıktı.

Grevde olan Trakya Sanayi işçileriyle dayanışmak amacıyla 27 Ocak Cumartesi günü İzmit Sahil-Antikapı’da saat 18:00’de dayanışma etkinliği düzenlenecek.