15 Aralık 2006 Sayı: 2006/49 (49)
  Kızıl Bayrak'tan
   AB aldatmacasına karşı “işçilerin birliği, halkların kardeşliği”!
  Devrimci dayanışmanın kaynakları ve birleşik mücadelenin geleceği üzerine
  Faşist devlet terörüne karşı birleşik devrimci direnişi büyütelim!
  Devlet terörüne geçit vermeyelim, birleşik direnişi geliştirelim!
Faşist devlet terörüne karşı omuz omuza!
Asgari ücret kampanyası çalışmalarından...
Yapı-Yol Sen’den iş yavaşlatma eylemleri...
 Üç kapan ve devrimci sınıf hareketi - Haluk Gerger
  Gençlik geleceğine sahip çıkıyor!.. Sermayenin kölesi, diplomalı işsiz olmayacağız!
  Faşizmi protesto eylemine 500 öğrenci katıldı.....
  İLGP’den Erdal Eren’i anma haftası...
  Gençlikten...
  12 Eylül sonrasında MHP ve sendikacılık - Yüksel Akkaya
  Nepal Komünist Partisi/Maoist ile hükümet arasında sorunlar
  Bitmedi, sürüyor o kavga!..
  Kanlı diktatörün sonu!
  Irak Çalışma Grubu hezimetin raporunu açıkladı
  İran: Emperyalistler arası çekişme arenası
  AB üyeliği masalının çöküşü! - Yüksel Akkaya
  Irak Çalışma Grubu’nun raporu ve Güney Kürdistan - M. Can Yüce
  Asıl mahpusluk, esareti dışarıda
yaşamaktır!
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Sermayenin kölesi olmayacağız!

Geçtiğimiz aylarda Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu çıkarıldı. Bu yeni kanun kapsamında üniversitelerin sosyal bölümleri tasfiye edilirken, teknik bölümler sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendiriliyor ve “yetkinleştirme”, “uzmanlaştırma” adı altında eğitim süreci daha geniş bir alana yayılarak yeni bir piyasa oluşturuluyor. Bu yasayla, biz öğrenciler bir kat daha köleleştiriliyor ve geleceksizlik sorunu ile karşı karşıya bırakılıyoruz.

Eğitimin günden güne ticarileştirildiği ve öğrencilerin birer müşteriye dönüştürüldüğü bir uygulama ile karşı karşıyayız. İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde de bu uygulamalar tüm yakıcılığı ile hissediliyor. Ancak bu sorunlar karşısında sessiz kalmayacağız ve geleceğimizin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Bu tutumumuzun bir gereği olarak “Bildiriyoruz” başlıklı bir kampanya ile yaygın bir faaliyet örgütlüyoruz. Geçtiğimiz hafta başında çalışmalarına başladığımız kampanyamız hız kazanarak devam ediyor. Mesleki Yeterlilik Yasası’nı ve bu yasanın Fen-Edebiyat fakültelerindeki sonuçlarını anlattığımız haftalık bildirilerle çalışmalarımıza başladık.

Kampanya önlüklerimizle sınıf sınıf dolaşarak geleceğimizi karartan bu yasaları ve üzerimizde oynanan oyunları teşhir ettik. Ayrıca bir anket çalışmasıyla öğrencilerin bu gündeme dair düşünce ve önerilerini saptamaya çalışıyoruz. Bir yandan da “Bildiriyoruz” başlığı taşıyan “Sermayenin kölesi, diplomalı işsiz olamayacağız!”, “Mesleki yeterlilik yasalarına geçit vermeyeceğiz!” şiarlı afişlerimizle kampanyamızın propagandasını etkin bir tarzda yapıyoruz.

Bu hafta “Mesleki Yeterlilik Yasası nedir?” başlıklı bir Hergele Söyleşisi düzenleyeceğiz. Fakülte içinde yaygın bir çalışmaya konu ettiğimiz kampanyamız bir yandan da fakülte önlerinde devam ediyor. Bildiri dağıtımları ile başlayan çalışmamız önümüzdeki günlerde zengin araçların kullanımı ile devam edecek.

Bizler; geleceğimize sahip çıkıyoruz; üniversitelerde müşteri olmayacağızı, kölece çalışma koşullarına ve işsizliğe boyun eğmeyeceğimizi bildiriyoruz!

Gelecek ve özgürlük istiyoruz, alacağız!

İÜ Ekim Gençliği


Ankara’da faşist saldırılar sürüyor!

8 Aralık günü öğlen saatlerinde Cebeci Kampüsü’nde, daha önce Yurtsever öğrencilere de saldıran faşistlerden birinin okulun karşısındaki bir kafeteryada görünmesiyle hareketli anlar yaşandı. Faşistler, kalabalık bir grup halinde yanlarına gelen öğrencileri görünce kaçmaya yeltendiler, silahla havaya kurşun sıktılar. Olay sonucunda herhangi bir yaralanma olmadı.

Bir süre Cebeci Kampüsü’nde bekleyen öğrenciler akşam saatlerinde okuldan toplu çıktılar. Yaklaşık bir haftadır okuldan toplu çıkan Dil Tarih öğrencileri de Cebeci istikametine doğru yürüdüler. Kurtuluş’ta biraraya gelen grup sloganlar atarak kalabalık bir şekilde Yüksel Caddesi’ne geldi ve burada bir basın açıklaması yaptı. Eylemde sık sık “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Ankara faşizme mezar olacak!” sloganları atıldı. Basın açıklamasının ardından öğrenciler dağılmayarak TAYAD tarafından gerçekleştirilen meşaleli yürüyüşe destek verdi. Bu sırada kitlenin sayısı 500’e yaklaştı. Eylem oldukça coşkulu geçti.

Ekim Gençliği/Ankara


Çukurova Üniversitesi’nde polis-ÖGB terörü!

Çukurova Üniversitesi’nde son dönemde ÖGB-polis baskısı tırmanıyor. Okulların açılmasıyla birlikte başlayan soruşturma ve gözaltı terörü değişik biçimleriyle devam ediyor.

YÖGEH, 13 Aralık günü devletin gerillaya karşı gerçekleştirdiği operasyonları durdurması ve ateşkese yanıt vererek barış görüşmelerini başlatması için bir çalışma başlattı. Bu çalışma ÖGB ve polisin okula yığınak yapılmasıyla engellendi. Sabah etkinlik için getirilen ses düzeni okula alınmadı.

Bu gelişmelerin ardından YÖGEH’li öğrenciler, R1 derslikleri önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Altı dilde yazdıkları “Yaşasın barış!/YÖGEH” imzalı pankartı ağaçlara asarak halay çektiler. Bunun üzerine okula gelen çevik kuvvet terör estirmeye başladı. ÖGB şefi YÖGEH’lilerin yanına gelerek pankartın “yasadışı” olduğunu ve indirmedikleri taktirde müdahale edeceklerini açıkladı. Polis ve ÖGB’nin pankarta yönelik bir müdahalede bulunma girişimine karşı pankartı savunmaya hazırlandık. ÖGB şefi ikinci kez gelerek aynı tehditleri tekrarladı. Bu esnada öğrenciler polisin okulda bulunmasına tepki gösterdi. Muhtemel bir saldırıya karşı çevredeki tüm öğrenciler halaya çağırıldı ve yaklaşık 150 öğrenci halaya durdu.

Eylemde, “Katil polis üniversiteden defol!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları hep birlikte coşkuyla atıldı. Çevik kuvvet de saldırı için hazırlıklarını yapmaya başladı. Bunun üzerine YÖGEH’liler yeni bir karar alarak pankartı indirdi. Ancak kitle halay çekmeye devam etti. Ders saatinin başlamasıyla birlikte halay bitirildi ve polis okulu terketti.

Çukurova Üniversitesi Ekim Gençliği


Samsun: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

9 Aralık günü Samsun’da, Yürüyüş dergisi, Ozan Yayıncılık, İstanbul TAYAD, Bağcılar Karanfiller Kültür Merkezi, Temel Haklar Federasyonu ve bağlı 13 derneğin polis tarafından basılmasını ve gözaltı terörünü kınayan bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

HÖC, ESP, BDSP tarafından gerçekleştirilen ve devrimci, demokrat kurumların da destek verdiği basın açıklamasında, polisin devrimci kurumlara yönelik saldırısı kınandı ve bu saldıralara karşı tüm devrimci, demokrat, ilerici kişi ve kurumların birleşik ve ortak bir mücadele yürütmesi gerektiği vurgulandı.

Eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!, “ Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!” sloganları sık sık atıldı.

Kızıl Bayrak/Samsun


Yetkin Mühendislik: Sömürüye geçirilmiş bir maske!

Sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda mesleklerde yaşanan yeniden yapılandırma ve dönüşüm uygulamalarının mühendislik-mimarlık alanında özgünleşmiş bir ayağı olan Yetkin Mühendislik saldırısına karşı “Yetkin değil toplumcu mühendis olacağız!” şiarını yükseltmeye devam ediyoruz.

Avcılar’da dönem başından itibaren afişlerle, ozalitlerle, bildirilerle bu gündemin teşhirini yapıyoruz. Hafta başından itibaren de 6 Aralık günü düzenlediğimiz “Yetkin Mühendislik nedir, ne değildir?” başlıklı panelin çalışmasını yürüttük. Panele konuşmacı olarak Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Mustafa Aral ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Oğuz Gündoğdu katıldı.

Panel, bir arkadaşımızın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Yetkin mühendislik saldırısının arka planına değinildi ve bugün “yetkin değil toplumcu mühendis” olmak gerekliliği üzerinde duruldu. Ardından Oğuz Gündoğdu, mühendislik ünvanının kaldırılması ve bunun yansımaları üzerine konuştu. Bugün yaşananların AB uyum sürecinde ortaya çıkan dayatmaların karşısında tutum alınamamasının olduğunu vurguladı.

Mustafa Aral ise mühendislik mesleğinin gelişimini anlatarak şunları söyledi: “Üniversitelerdeki eğitimin yetersizliğini gerekçe gösterenler, mühendislik eğitimi alınması gereken yerin üniversiteler olduğunu unutmamalı, buradaki eğitime dönük müdahaleler yapılması gerektiğini gözardı etmemeliler. Bu uygulamalar Amerika ve İngiltere gibi ülkelerin eğitim anlayışının yansımasıdır ve sadece teknik mühendis yetiştirmeye dönüktür. 17 Ağustos depremini örnek vermekteler. Orada yeni mezun değil, en az 15 yıllık mühendislerin yaptığı binalar yıkılmıştır. Bu bilgi eksikliği değil, bilginin uygulanmamasıdır. TMMOB burada misyonunu hatırlamalı, bilgi ölçmenin görevi olmadığını, yapılan işi denetlemekle yükümlü olduğunu unutmamalıdır.”

Tartışma kısmında, bu yasalarla sermayeye ucuz işgücü yaratılmak istendiği, İMO’nun gerekçelendirmesinin boşa düştüğü, üniversitelerde eğitimin nitelikli hale getirilmesi gerektiği, uzmanlaşma olarak gösterilen bu sürecin sonunda yapılan sınavın genel bilgiyi ölçmeye yönelik olmasının çelişki olduğu, yetkin mühendisliğin farklı bölümlerde karşımıza çıkan mesleki yeterlilik uygulamalarının bir ayağı olduğu vurgulandı.

Yaklaşık ikibuçuk saat süren panele 30 kişi katıldı. Panelin ön sürecinde tanıştığımız arkadaşların yasa taslağı ve mühendislik eğitimi üzerine tartışmak istemeleri üzerine önümüzdeki hafta bir toplantı gerçekleştireceğiz.

Avcılar Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri


Eskişehir’de soruşturmalar protesto edildi

13 Aralık günü Eskişehir’de Adalar Migros önünde, Türkiye genelinde ve Osmangazi Üniversitesi’nde açılan soruşturmaları teşhir eden bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada,12 Eylül askeri faşist darbesinin uzantısı olan YÖK’ün hakkını arayan muhalif öğrencileri sindirmeye çalıştığı vurgulandı. Bu yıl Türkiye genelinde birçok öğrencinin soruşturma terörü ile yüzyüze kaldığı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 10, DTCF’de 4, Hacettepe Üniversitesi’nde 31, ODTÜ’de 27, Balıkesir’de 80, İstanbul Üniversitesi’nde 161 öğrenciye soruşturma açıldığı belirtildi.

En son Osmangazi Üniversitesi’nde 6 arkadaşımıza 2’şer hafta okuldan uzaklaştırma cezası verildi. Soruşturma ve cezalara gerekçe olarak okul içinde slogan atmak, bölücü müzik eşliğinde halay çekmek, okulun huzurunu ve düzenini bozmak gösterildi. Açıklamada Anadolu ve Osmangazi öğrencileri olarak eğitimin ticarileşmesine, eğitim hakkımızın engellenmesine, geleceğimizin çalınmasına, soruşturmalara karşı çıkıyoruz ve cezaları kınıyoruz. Soruşturma ve cezaların geri çekilmesini talep ediyoruz denildi.

Eylemde “F tipi üniversite istemiyoruz!”, “Soruşturmalar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Ferman devletin üniversiteler bizimdir!”, “Cezalar geri çekilsin!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek!” sloganları atıldı. Ekim Gençliği, DPG, Gençlik Derneği, DGH, EHP, Mücadele Birliği, SGD’nin örgütlediği eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı.

Ekim Gençliği/Eskişehir


YTÜ’de yemekhane boykotu sürüyor!

4 Aralık günü başlattığımız ve zam geri çekilene kadar devam edeceğini açıkladığımız yemekhane boykotu öğrencilerin katılımı ve desteği ile devam ediyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğu yemekhaneden yemek yemeyerek boykotu destekliyor. İçeriye yemek sokmakta her türlü zorluğu çıkaran YTÜ yönetimi ise boykotu provoke etmek için elinden gelen herşeyi yapıyor.

Eylemin dördüncü günü de benzer bir tavırla karşılaştık. Okulun etrafı çevrilmiş, kapılara polisten de destek alınarak yığınak yapılmıştı. Boykotu engellemeye dönük çabalara alışmıştık ancak 8 Aralık günü karşılaştığımız şey yeni bir barikat oldu.

Daha önceden yemeği okula soktuğumuz yere demirle bir barikat kurulmuştu. Öyle ki barikat, farklı renklerdeki demirlerin birbirine kaynatılması ile oluşturulmuştu. Bu tuhaflık sabah yemeği içeri sokmak istediğimiz sırada dikkatimizi çekti. Başka bir yerden yiyeceklerimizi içeri sokarak yemekhane önünde boykotumuza başladık. Masayı kurmakta geç kalmamız bazı öğrencilerin yemeğe girmesine yol açsa da, birçok öğrenci gişelerden dönerek boykota destek verdi. İçeriye giren yiyecekler güvenliğin, polisin ve yönetimin şaşkın bakışları arasında öğrencilere dağıtıldı. Sürekli yapılan anonslar ve müzik ile yüzlerce öğrenciye ulaşmış olduk.

***

Boykotun 5. gününde de okula yiyecek sokulması engellendi. Yine farklı yollardan yiyecekleri içeri soktuk. Yemekhane önüne açtığımız masa ve astığımız pankartlarla normal bir boykot gününe daha başlamış olduk.

Yapılan konuşmalar ve birebir diyaloglarla öğrencilere yemekhaneye gitmeme çağrısı yaptık.. Öğlen saatlerine doğru müzik bölümünden arkadaşlar davullarla bir gösteri sunmak istediklerini dile getirdiler. Bu gösteri ile yemekhane önü şenlik alanına dönüştü. Yaklaşık 200 öğrenci merdivenlerde, üst yolda ve yemekhane önünde toplanmaya ve yemekhane zammına karşı sloganlar ve alkışlarla tepkilerini dile getirmeye başladı. Bunun üzerine güvenlik ve okul idaresi, müzik bölümü öğrencisi arkadaşların YTÜ’den olup olmadığını sormak ve kimlik kontrolü yapmak isteklerini belirttiler. Doğal olarak istemleri yanıtsız kaldı.

Ekim Gençliği/YTÜ