3 Kasım 2006 Sayı: 2006/43 (43)
  Kızıl Bayrak'tan
   Yeni Ekimler’le yeni bir dünya kurulacak, mazlum halklar sosyalizm bayrağı altında toplanacak!
  Depremlerde beton mezarlara gömülmemek için de sosyalizm!
  Kölelik bağlarını parçalamak için mücadeleye!
  Emperyalist işgalcilerin Irak batağından çıkış arayışları
Asgari ücretin tek taraflı belirlenmesine seyirci kalmayalım!
İstanbul İşçi Kurultayı hazırlık çalışmaları sürüyor
DİSK/Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 3 No’lu Bölge Başkanı Veysel Demir ile konuştuk...
İşçilerle mücadelenin ve örgütlenmenin önündeki engeller üzerine konuştuk.
 AL-CO işçisi Atilla Atalay’la sınıf hareketinin, örgütlenmenin önündeki engeller ve çıkış yolları üzerine konuştuk...
  Sermayenin saldırılarına karşı asgari ücret hakkını savunalım! (Orta sayfa)
  6 Kasım çalışmalarından...
  İstanbul Ekim Gençliği: Kampanyamız tüm hızıyla devam ediyor!
  Gençlik hareketinden...
  Vatikan ve CIA’nın çocuklarının yeni biçimi - Yüksel Akkaya
  10. yılında Susurluk gerçeği…
  OSİM-DER 2. Olağan Genel Kurulu gerçekleşti...
  NATO Afganistan batağında güç durumda!
  Oaxaca’da isyan devam ediyor!
  Eski Sandinistalar kilisenin hizmetinde!
  ESP’nin eylemlerinden
  İşçi sınıfının ruhu: Sovyetler/2 - Volkan Yaraşır
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu:

Vatikan ve CIA’nın çocuklarının yeni biçimi

Yüksel Akkaya


156 ülkede 241 üyesi ile 155 milyon çalışanı “temsil” eden Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UHİSK/ICFTU) ile 116 ülkedeki 144 üyesi ile 26 milyon çalışanı “temsil” eden Dünya Emek Konfederasyonu (DEK) 2004 yılında başlattıkları birleşme sürecini 1-3 Kasım tarihleri arasında Viyana’da yapacakları Kongre ile tamamlamış olacaklar. İki konfederasyonun birlikte kuracakları yeni sendikanın adı Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (USK) olacak ve 166 ülkeden 309 sendikanın üye olduğu 166 milyonluk bir emekçi kesimini “temsil” edecek. Sermayenin cephesine karşı böylesi bir birleşmenin anlamlı olacağı düşünülebilir. Ancak, bu konuda iyimser olmak için çok haklı gerekçelere de sahip olmamız gerekir. Bu nedenle dünden bugüne bu sendikaların kuruluş amaçlarına ve faaliyetlerine bakmakta yarar var.

Bugün ölü bir konfederasyon olarak kabul edilebilecek olan DEK, I. Dünya Savaşı ve Ekim Devrimi’nden sonra, 1920 yılında Vatikan’ın Kızıl Sendikalar Enternasyonali’ne karşı kurdurduğu ve işçi hareketini bölmeyi amaçlayan bir konfederasyondur. İlk adı Uluslararası Hristiyan Sendikalar Konfederasyonu olup, La Haye’de (Hollanda) kurulmuştur. 1968 yılında, Lüxemburg’da toplanan 16. Kongre’de Konfederasyon adını Dünya Emek Konfederasyonu olarak değiştirmiştir. Bu ad ile Üçüncü Dünya ülkelerinde de örgütlenmede kolaylık sağlanacağı düşünülmüştü. Sovyetler Birliği’nin çözülüp dağılmasından sonra eski Sovyetler Birliği coğrafyası ve Doğu Avrupa DEK tarafından yeni bir canlanma fırsatı olarak değerlendirildi. Polonya’daki Dayanışma Sendikası ile başlayan bu eski sosyalist topraklardaki örgütlenme girişimi Bulgaristan, Macaristan, Kazakistan, Litvanya, Makedonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Ukrayna ve Romanya gibi ülkeleri de kapsayarak genişledi. Ne var ki ilk kuruluş dönemindeki kadar etkili olamadı. Bu nedenle UHİSK ile birleşmeye daha sıcak bakar oldular. Üstelik yeni bir dönem başlıyordu, güçleri birleştirmekte yarar vardı.

UHİSK ise II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan sendikalarından AFL-CIO’nun öncülüğünde CIA’nın yürüttüğü bir operasyonla, bu kez Dünya Sendikalar Federasyonu’na alternatif olarak kurduruldu. Amaç, sosyalist işçi hareketini ve örgütlenmesini parçalamak, zayıflatmak ve emekçilerin sosyalist örgütlerle buluşmasını önlemekti. Tam bir Soğuk Savaş dönemi kurumu olup, bu Soğuk Savaş’ın önemli araçlarından biridir. Bugün, zengin kapitalist ülkelerin reformist, sosyal diyalogcu sendikalarının egemenliğinde politikalarını belirleyen, emek ile sermaye arasındaki çelişkiyi mücadeleden çok uzlaşma ile çözümlemeyi temel alan bir felsefeye sahiptir. Uluslararası Para Fonu (UPF/IMF), Dünya Bankası (DB/WB), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ/WTO) gibi sermayenin kurumları ile sosyal diyalog içinde emeğin haklarını koruyabileceğini düşünmektedir. Böylece, daha demokratik bir ekonomi yönetimi sağlayabileceğini ummaktadır.

Giderek derinleşen emek ile sermaye arasındaki çelişki çeşitli ülkelerde bu reformist, işbirlikçi sendikaların dışında önemli sayılabilecek alternatif örgütlenmelere yol açarken, G. Afrika’dan Filipinler’e, G. Kore’den Latin Amerika’ya kadar uzanan coğrafyada emekçilerin kararlı mücadelesine de yol açmıştır. Kuşkusuz, bu kıvılcım yeni bir sendikal mücadele ve örgütlenme açısından bakıldığında, UHİSK ve DEK için can sıkıcı bir olgudan başka bir şey değildir. Böylesi bir süreçte anti komünist amaçlı kurulmuş, işçi hareketini parçalamış olan iki konfederasyonun “birleşip”, güçlerini bir araya getirmesini anlamlı bulmak gerekir.

Vatikan’ın çocuğu DEK ile CIA’nın çocuğu UHİSK birleşerek, geç kalmış ortak mücadele hattını yeniden oluşturmuş bulunmaktadır. Latin Amerika’dan esen devrim rüzgarları yeni bir korkunun ürünü olan USK’yı mı yaratmaktadır? Yoksa, gerçekten söyledikleri gibi “küresel emek mücadelesini” mi örgütleyecekler? Peki, bütün kötülüklerin anası kapitalist sistemi ortadan kaldırmayı amaçlamayan bir “küresel emek mücadelesi”nin başarı şansı nedir? Sonuçlarla mücadele etmeyi temel ilke edinen USK, sonuçların nedenleri olan kapitalizmi yeniden rehabilite edebileceğini düşünmektedir. Oysa, emek tarihi bu mücadelenin düş kırıklıkları ile doldur. Geriye dönüp, bir kez daha olan bitene bakmakta yarar var.


Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde film gösterimi…

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu’nun düzenlediği film gösterimleri devam ediyor. 28 Ekim Cumartesi günü Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde ABD’li kadınların oy kullanma hakkı için verdiği mücadeyi konu alan “Demir Çeneli Melekler” adlı film gösterimini gerçekleştirdik.

Film,1920’li yıllarda, Amerika’da oy kullanma hakkını kazanmak için mücadele eden kadınların örgütlenmelerini, eylemlerini, her türlü baskı ve zor koşullarındaki direnişlerini yansıtıyor. İngiltere’de eğitim aldıktan sonra Amerika’ya gelen dönemin kadın önderlerinden Alice Paul’un ve destekçilerinin savaş yıllarında, başkan Wilson karşısında kadınların oy kullanabilmeleri için verdikleri mücadelelerinden kesitler sunan film oldukça etkileyici sahnelere sahip.

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu’nun çalışmaları İstanbul İşçi Kurultayı’nın öngünlerinde kültürel etkinlik ve faaliyetlerle devam edecek.

Küçükçekmece Emekçi Kadın Komisyonu


Yapı Yol-Sen 9 Kasım’da Ankara’da!

14 Eylül’de otoyol ve köprülerde yapılan iş yavaşlatma eyleminin taleplerinin değerlendirilmesi için Yapı Yol-Sen ve Bayındırlık Bakanlığı arasında yapılan görüşmeler sonucu oluşturulan komisyonların ücret talebi ile ilgili olan çalışmaları tamamlandı.

Bayındırlık Bakanlığı ek zam talebi için kanun taslağı hazırladı ve 12 Ekim tarihinde Başbakanlığa bu taslağı iletti. Diğer bir talep olan fiili hizmet zammının görüşmeleri ise devam ediyor. Her ne kadar görüşmeler olumlu yönde ilerlese de, Yapı Yol- Sen süreci ilerletmek için önceden duyurduğu iş yavaşlatma eylemlerini Aralık ayında hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Hazırlıklar çerçevesinde işyerlerinde toplantılar yapılıyor. Taslağın meclise taşınacağını göz önünde bulundurarak işyerlerinde toplanan imzalar 9 Kasım günü Ankara’da yapılacak basın açıklamasıyla Başbakanlığa verilecek.

Kızıl Bayrak/Kartal