Üniversitelerin açılmasıyla birlikte hareketli ve yoğun bir döneme girdik. Gençlik bir dizi eylem ve etkinlikle yeni dönemi başlattı. Kayıt paralarına karşı yapılan eylemler, üniversite resmi açılış protestoları, soruşturmalara, baskılara ve özelleştirmelere karşı yapılan protestolar bu hareketliliğin bazı örnekleri.

Bu yılın başında Çukurova Üniversitesi’nde de bu hareketli başlangıcın anlamlı örnekleri yaşandı. Resmi açılışlara müdahale edilmeye çalışıldı ve bu müdahale gözaltı terörüyle karşılandı. Daha sonra başlatılan yemekhane boykotu yüzlerce öğrencinin katıldığı ve ikibinden fazla öğrencinin dilekçeleriyle desteklediği bir eylem olarak gerçekleşti. Yemekhane boykotuna dönük polis saldırısı ve gözaltı terörü protestolarla karşılandı. İkinci kez yaşanılan polis saldırısı karşısında militan ve kararlı bir tutum alındı. İlerleyen günlerde bu hareketli süreç devam etti.

Bugün gençliğin en temel gündemlerinden biri 6 Kasım’dır. Çukurova Üniversitesi’nde 6 Kasım tartışmaları sonucu “YÖK ve Emperyalist İşgal Karşıtı Öğrenci Platformu” oluşturuldu ve platform çalışmalara başladı. Yapılan tartışmalar sonucunda birleşik bir 6 Kasım’ı örgütleme kararı alındı. 6 Kasım Platformu tarafından bir dizi eylem, etkinlik ve kitle çalışmasıyla örgütleniyor.

Gençlik talepleriyle alanlarda olacak!

Yemekhane eylemleriyle birlikte başlayın 6 Kasım tartışmaları sonucunda; emperyalist işgal ve ticari eğitim başlıkları ortak gündem olarak kabul edildi. Bu gündemlerin daha somut işlenebilmesi için bir dizi başka başlığın ayrıca işlenmesi gerekiyor. Yemekhane zamları, sözleşmeli öğretmenlik, yetkin mühendislik saldırısı, geleceksizlik ve tüm bu gündemlerin bir yansıması olarak soruşturma ve baskılar. Öte yandan emperyalist işgal ve saldırganlık, Türk askerinin bölgeye gönderilmesi de temel bir gündem olacak.

Süreci etkin bir tarzda örgütleyebilmek için bir dizi planlama yapıldı. Gençliğin geniş kesimlerini harekete geçirebilmek için ortaklaşma sağlandı. Bu çerçevede çeşitli öğrenci kolları ve klüplerle, TMMOB’un genç üyeleriyle görüşülecek. Bağımsız öğrencileri bu sürece katabilmek için yoğun bir çaba harcanacak.

Yapılan planlamalar doğrultusunda gençliğe taleplerimizi taşıyabilmek, onları sürecin etkin parçası haline getirebilmek için çalışmalarımızı fakülte önlerinde sürdüreceğiz. Çıkarttığımız afişler üniversitede yaygın bir şekilde kullanılıyor. Broşürler öğrencilere ulaştırılıyor. YADİM, Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakülteleri, Fen Edebiyat Fakültesi ve yemekhane önünde her gün standlar açılacak, ajitasyon konuşmaları eşliğinde broşürlerimiz dağıtılacak. Mühendislik fakültesinde yetkin mühendislik saldırısı, eğitim fakültesinde sözleşmeli öğretmenlik, yemekhane önünde yemekhane zamları işlenecek. Ayrıca standların etrafına özgün sorunları içeren dövizler asılacak. Amfi, sınıf ve kantin konuşmaları yaygın bir şekilde yapılacak.

6 Kasım günü saat 12.00’de Fen-Edebiyat Fakültesi önünden başlayıp rektörlük binasında bitirilecek bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Eylemde platform imzalı pankartlar açılacak, kitle bu pankartın arkasında tek bir kortej olarak yürüyecek, ortak talepleri ve şiarlar haykıracak. Eylemin hemen ardından; YÖK ve Emperyalist İşgal Karşıtı Öğrenci Platformu tarafından, İzzettin Önder’in katıldığı, “YÖK ve YÖK Stratejileri” konulu bir panel düzenlenecek. Saat 13.00’de Akif Kansu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirecek panel, afiş ve sınıf konuşmalarıyla duyurulacak.

Ayrıca 5 Kasım’da Eğitim-Sen ile, Eğitim-Sen önünden Uğur Mumcu Meydanı’na kadar sürecek fiili bir yürüyüş ve miting yapma kararı alındı. Bu mitinge diğer sendika, oda, DKÖ ve kurumları katabilmek için çağrı yapıldı. Katılım sınırlı oldu, ancak bu girişimi anlamlı bir adım olarak değerlendiriyoruz. 3 Kasım günü 12.30’da, İnönü Parkı’nda Eğitim-Sen bir basın açıklaması yapacak. Basın açıklamasında hem 6 Kasım üniversite eylemine hem de 5 Kasım mitingine çağrı yapılacak. Ardından topluca bildiri dağıtımı gerçekleştirilecek. 5 Kasım mitinginde en önde YÖK’ü teşhir eden ortak bir pankart açılacak. Üniversite öğrencileri ise, belirlenen platform pankartı ve ortak kortej biçiminde yürüyüşe katılacak. Ceyhan MYO öğrencileri de mitinge kendi pankartlarıyla katılacak.

Tüm eksikliklerine ve yer yer sergilenen dargörüşlülüğe rağmen geçmiş yıllara göre daha güçlü bir sürecin örgütlendiğini düşünüyoruz. Elbette sürecin başarısının ölçüsü geleceğe ne bırakacağı olacaktır. Ekim Gençliği olarak, bugün ortaya çıkan bu anlamlı zemini geleceğe taşıma sorumluluğu ile karşı karşıyayız.

Adana Ekim Gençliği

İÜ Avcılar Kampüsü’nde 6 Kasım çalışmalarından...

Üniversitelerde devrimci faaliyeti engellemeye yönelik saldırılar sürüyor. İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak “Siyaseti bitireceğim!” diyerek, nasıl bir üniversite özlemi içinde olduğunu göstermiştir. Üniversite yönetimleri, ÖGB’ler, resmi ve sivil faşistler, saldırı, tehdit ve baskılarla üniversitelerde devrimci faaliyeti engellemeye çalışıyorlar.

Avcılar Kampüsü’nde dönem başından beri afiş asmayı engellemeye dönük saldırılar, 6 Kasım çalışmalarının yoğunlaştığı bu hafta tırmandırıldı. Üç gündür, üniversite yönetimi ÖGB’leri göndererek afişlerin asılmasının yasak olduğunu belirtiyor ve indirmemizi istiyor. Bizler ise, bu afişlerin öğrencilerin taleplerini ifade ettiğini, afişleri indirmeyeceğimizi söylüyoruz.

Avcılar’da 6 Kasım söyleşisi

1 Kasım günü, Avcılar Kampüsü Veteriner Fakültesi Amfi-1’de “YÖK’ün kuruluşu, üniversitelerde yaşanan dönüşüm ve bugün öğrencilerin yaşadıkları sorunlar” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşiye konuşmacı olarak, Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere katıldı.

Tahsin Yeşildere konuşmasına ‘80 öncesi toplumsal mücadele ve üniversitelerdeki örgütlenmeler üzerine konuşarak başladı. Üniversitelerde öğrencilerin talepleri için yaptıkları boykot ve işgal deneyimlerini anlattı ve şunları söyledi: “80 darbesinden sonra YÖK kuruldu. YÖK askerin güdümünde kuruldu. İhsan Doğramacı YÖK’ün başına geçirildi. Amerikan modeli üniversiteler yaratmaya çalışıldı. Darbeyle, toplumdaki ve üniversitedeki sorunlarla ilgilenmeyen, sadece kendini düşünen gençlik yaratılmak isteniyordu ve bu gerçekleşti. Bugün öğretim üyelerinin kimliksiz, kişiliksiz olması aynı tipolojide öğrenciler yarattı. Her rektör başa geldiğinde aynı şeyi söyler, üniversitelerde radikal solcu öğrencileri toplasak ancak 200-300 öğrenci var, bunlar temizlendiğinde üniversite rahatlayacaktır. Görüyoruz ki üniversiteler bilimi, özgürlüğü, araştırmayı, toplumsal misyonunu bırakmış durumda...”

Söyleşinin sonunda, 6 Kasım’da Beyazıt’ta taleplerimizi dile getireceğimizi söyleyerek üniversite öğrencilerine çağrı yaptık.

Söyleşiye 45 kişi katıldı. Önümüzdeki günlerde de ortak bildirilerle üniversite öğrencilerini 6 Kasım Beyazıt eylemine çağırmaya devam edeceğiz.

Avcılar Ekim Gençliği

İÜ: Emperyalist işgale ve paralı eğitime karşı 6 Kasım’da Beyazıt’tayız!

Gençliğe yönelik saldırılar yalnızca eğitimin sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmesi, öğrenci gençliğin geleceğinin karartılması ile sınırlı değil. Bu saldırılara karşı mücadele edenlerin karşısına baskı ve zorla çıkılıyor. Soruşturmalarla, okuldan uzaklaştırmalarla geleceğine sahip çıkan öğrencilere gözdağı verilmek isteniyor.

Bu amaçla devrimci siyasetin bitirileceğini ilan eden İstanbul Üniversitesi yönetimi, yemekhanenin özelleştirilmesine karşı çıkan, baskılara boyun eğmeyen, ticari eğitime hayır diyen öğrencileri soruşturmalar sonucu okuldan atmaya çalışıyor. İstanbul Üniversitesi 6 Kasım’a böylesi bir süreçte hazırlanıyor. Atılan ve okuldan uzaklaştırılan öğrenciler her gün kapı önlerinde, üniversiteye girebilenler ise amfilerde, sınıflarda, koridorlarda emperyalist işgale, paralı eğitime hayır diyerek örgütlüyorlar 6 Kasım’ı.

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde bu hafta başından itibaren 6 Kasım’da Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilecek olan eylemin bildirileri yaygın bir şekilde dağıtıldı. Üzerinde taleplerimizin yer aldığı tişörtlerle yapılan bildiri dağıtımı ile birlikte 2 Kasım Perşembe günü yapılacak olan etkinliğin duyuruları dağıtıldı. İstanbul Üniversitesi’nde geçtiğimiz dönem birçok saldırının nedeni olan afiş asma yasağı 6 Kasım çalışmaları sırasında da karşımıza çıktı. Tüm baskılara rağmen afişler fakültenin dört bir yanına asıldı.

Saldırıların bu denli yoğun olduğu üniversitemizde 6 Kasım öncesi öğrenci gençliğin gündemlerini işleyen ortak çalışmaların sonraki süreçlere anlamlı kazanımlar bırakacağını düşünüyoruz. Merkez Fakülte’de de hafta başından bu yana afiş ve bildirilerle 6 Kasım eyleminin çalışmaları devam ediyor. 2 Kasım günü Hukuk Fakültesi’nde akademisyenlerin de katılımıyla YÖK’e ve paralı eğitime ilişkin bir panel gerçekleştirilecek.

Üniversitelerde yaşanan bütünlüklü saldırılar, atılan bu küçük ama kararlı adımlarla püskürtülecek ve mücadele gelişecek.

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği

Ege Üniversitesi’nde 6 Kasım çalışmaları

Gençliğin önemli gündemlerinden biri olan 6 Kasım süreci, İzmir’de de tartışılmaya başlandı. Başlangıç açısından oldukça olumlu geçen tartışmalarda 6 Kasım’ı biçimsel ve tarihsel gündemlerle boğmaktan özenle kaçınıldı ve kitle inisiyatiflerini açığa çıkarmak hedeflendi.

Yapılan toplantılar sonucu çalışmanın uzun vadeli bir çalışma olması gerektiği, dönemin en acil ihtiyaçlarından birinin birleşik hareket etmek olduğu, örülen bu süreci derhal akademisyenlerin ve öğrencilerin gündemine sokmak gerektiği herkes tarafından ifade edildi. Tartışmaları kitlelere açmak üzere bir çerçeve belirlendi ve kitle toplantısı için çalışmalar başladı.

YÖK, ticari eğitim ve emperyalist işgal başlıklı çerçevenin tartışılması için düzenlenen geniş kitle toplantısında faşist saldırıların, soruşturmaların, ticari eğitim saldırılarının yoğunlaştığına, böylesi bir dönemde birlikte ve kitlesel hareket etmenin önemine vurgu yapıldı. 6 Kasım öncesi yapılan kitle toplantılarını bir basamak olarak görmek ve bu toplantıları bir kültüre dönüştürerek geleceğe bir miras bırakmak gerektiği konusunda hemfikir olundu.

Kitle inisiyatifinin açığa çıkartılması, toplumsal ve akademik sorunların geniş kitlelerle tartışılması ve kitlelerin eylem süreçlerinin örülmesinde özne olabilmesi bakışının ilk sınavı olan 6 Kasım süreci yapılan kitle toplantısında uygun bir planlamaya konu edildi. Bu planlamaya göre 1 Kasım’da afiş ve ilanlarla duyurusunun yapılacağı daha geniş bir kitle toplantısı örgütlenecek. 6 Kasım’da bir aydının konuk edileceği bir panel gerçekleştirilecek. 8 Kasım’da ise okul içinde kitlesel bir eylem gerçekleştirilecek. Bunların dışında 6 Kasım haftası eylem ve etkinliklerle geçirilecek. 1 Kasım’da yapılacak kitle toplantısından sonra her fakültenin önünde kitlesel masalar açılacak ve eylem çağrıları yapılacak. Daha önce yapılan kitle toplantısında bu süre içerisinde materyallerin çıkartılması ve hocalarımızla görüşülmesi için bir teknik komite ve komisyon belirlendi.

Ege Üniversitesi’nde örgütlenecek 6 Kasım’ın birleşik ve kitlesel geçmesi açısından örnek olmasını hedefliyoruz.

Ege Üniversitesi Ekim Gençliği