15 Temmuz 2006 Sayı: 2006/27
  Kızıl Bayrak'tan
   Filistin halkıyla dayanışmanın anlamı
  İsrail ordusunun vahşi yıkım ve katliamları sürüyor...
  Irak’a komşu ülkelerin Dışişleri Bakanları Tahran’da toplandı...
  Filistin halkıyla devrimci dayanışmayı yükseltelim!
  İMF’ye yeni bir niyet mektubu daha gönderildi...
  Kıdem tazminatının gaspı ve bölgesel asgari ücret uygulaması yine gündemde...
AB’ye azalan destek ve yükselen milliyetçilik
Eylemlerden, direnişlerden...
KESK’in “dönemsel mücadele programı” üzerine
İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi ile kurultay üzerine konuştuk…
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - III Yüksel Akkaya
  Faşist baskı ve terör yasasına karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Sermaye iktidarı TÜBİTAK ortak yapımı yeni teknolojiler yolda...
  Meslek liseleri sermayenin talanına açılıyor
  Uluslararası hareket
  İsrail kanlı savaşı tırmandırıyor / Rohan Pearce
  Bir kara bayrak / Gideon Levy
  Hapishanelerde işkence devam ediyor
  AKP hükümeti patronlara uşaklıkta sınır tanımıyor…
  Uzun soluklu olmak…
  Rıfat Ilgaz: Toplumun karanlığını yırtan bir aydınlık
  TUYAB tutsak yakınlarının katılımıyla piknik düzenledi
  Radikal Jest-Bir Örnek
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Bir kara bayrak

Gideon Levy

Bir kara bayrak Gazze’de sürdürülen operasyonun üzerine çekiliyor. Operasyon sürdükçe bayrağın rengi daha da kararacak. Gazze’nin üzerine akıttığımız “yaz yağmurları” sadece anlamsız değil, en başta küstah ve gayrı meşrudur. 750 000 insanı elektrikten mahrum bırakmak meşru değildir. 20 000 insandan evlerini boşaltmalarını talep etmek ve oturdukları yerleri hayalet şehirlere çevirmek meşru değildir. Suriye’nin hava sahasına girmek meşru değildir. Bir hükümetin yarısını ve bir meclisin dörtte birini zorla kaçırmak meşru değildir.

Bu türlü adımlar atabilen İsrail devleti artık bir terör örgütünden farklı değildir. Adımlar kabalaştıkça, daha canavarca ve aptalca bir hale geldikçe, bunların ahlaki destekleri ortadan kalkıyor ve İsrail hükümetinin aklını kaçırdığına dair izlenim daha da güçleniyor. Şimdi Mısır veya başbakanı tarafından başlatılan hafta sonu sükunetinin radikal bir değişime yol açacağı umut edilmeli.

Gilat Shalit’in (1) serbest bırakılması için herşey yapılmalı. Şu an Gazze’de yaptıklarımızın onun özgür bırakılması ile hiçbir ilgisi yok. Bu tamamıyla ordudaki yüksek rütbelilerin kassamlar ve Filistinli gerilla hücumları karşısında hissettikleri çaresizliğin yarattığı hayal kırıklığından ortaya çıkmış, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Shin Bet’in (2) bir süredir yürütmek istediği türde, bir intikam hareketidir. Ordunun hayal kırıklığını gidermesi ile kaçırılan askerin zekice ve meşru bir hareketle özgürlüğe kavuşturulması arasında çok büyük bir fark var.

Ordunun istediği gibi çılgınca hareket etmesini önlemek için, güçlü ve sağduyulu bir politik süreç gerekmektedir. Fakat hayal kırıklığına uğramış olan orduyla, Ehud Olmert’in ve Amir Perez’in acemi rejimiyle, yüzyüze olmak çaresizlik ve talihsizliktir. Hafta sonu sükunetine kadar öyle gözüküyor ki ordunun ve Shin Bet’in her adımı doğrudan desteklendi. Bu durum, sadece Shalit’in serbest bırakılması için değil, aynı zamanda Hamas hükümeti kadar zayıf olduğu ortada olan hükümetin gelecekteki yönetimi açısından da kötü bir işarettir.

Tüm insanlar içerisinde duyulan tek aklı başında ve kontrollü düşünce, kaçırılan askerin babasının, Noam Shalit’inkiydi. Bu asil adam açık olarak geçirdiği en zor saat içerisinde televizyonda bir telefon konuşması yaptı. Masum Filistinliler’in ve askerlerin yaşamlarının zarar görmesi için değildi bu konuşma. İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) kontrolsüz hareketlerinin görüntüleri ve son şoven sözcüler Yoav Gallant(3) ve general Amos Gilad’ın(4) küstah açıklamaları karşısında kaçırılan askerin babasının açıklamaları boşlukta beliren bir çığlık gibiydi.

Binlerce insanı oğlunun hapsedildiği yerin arasında olduğu varsayılarak, evlerinden kilometrelerce öteye göndermek, diğer binlercesinin elektriklerini kesmek onun duygusal, hassas ricasında kastettiği şey değildi. İnsanlar arasında kimsenin ona kulak vermemesi utanç vericidir.

IDF operasyonunun meşru temeli operasyon başladığı anda ortadan kalktı. Kimsenin Kerem Şalom’a yapılan saldırıdan bir gün önce, IDF’nin iki sivili, bir doktor ve kardeşini, Gazze’deki evlerinden kaçırdığından bahsetmemesi bir rastlantı değildir. Onlar ve bizim aramızdaki fark nedir? Biz sivilleri kaçırdık, onlar bir askeri; biz bir devletiz, onlara ise terör örgütü deniyor. IDF sivilleri evlerinden kaçırırken, Shalit’in alıkonulmasının “gayrı meşru ve illegal” olduğunu söylediğinde mağrur Amos Gilad ne kadar da gülünç oluyor. IDF kesinlikle aynı yöntemleri kullanırken, nasıl savunma bakanlığının bir kıdemlisi yılanın başının Şam’da olduğunu iddia edebilir?

Doğru, IDF ve Shin Bet sivilleri evlerinden kaçırdığında, ki bunu sık sık tekrarlarlar, bu onları sonra öldürmek için değildir. Fakat bazen, hiç zorunlu olmamasına rağmen bu insanlar evlerinin kapılarında öldürülürler; ve bazen de, şimdi Lübnan’da milletvekilleriyle olduğu gibi, bu siviller pazarlık malzemesi olmaları için kaçırılırlar. Şayet Filistinliler İsrail hükümetinin üyelerinin yarısını kaçırsaydı nasıl bir gürültü kopardı? Ve biz onları nasıl damgalardık?

Toplu cezalandırma gayrı meşrudur ve bir parça bile zeka kırıntısı taşımaz. Beit Hanun(5) halkı nereye gidecek? Tipik merhametsizlikleriyle ordu sözcüleri, bu insanların evlerinden kovulmadıklarını, aslında kendi yaşamlarının yararı için gitmelerinin tavsiye edildiğini açıkladılar. Ve bu insanlık dışı adım neye sebep olacak? İsrail hükümetine bir desteğe mi? Shin Bet için işbirlikçilik ve habercilik gönüllülüğüne mi? Beit Hanun’daki ve Beit Lahia’daki(6) zavallı çiftçiler parça tesirli kassam roketlerine karşı bir şeyler yapabilirler mi? Zaten yıkılan bir hava alanını bombalamak askeri özgürlüğüne kavuşturacak mı yoksa bu bombalama manşetlere taşınsın diye mi yapıldı?

Kimse Suriye uçakları Suriye Başkanı’nın sarayının üzerinde şımarıkça vızıldayan İsrail uçaklarını düşürseydi ne meydana gelecekti düşündü mü? Suriye’ye de bir başka gayrı meşru savaş mı açacaktık? Gazze karartması Hamas hükümetini devirecek mi yoksa insanların onun etrafında biraraya gelmesine mi sebep olacak? Washington’un istediği gibi Hamas hükümeti düşse bile, ondan sonraki gün ne olacak? Bunlar kimsenin gerçek bir cevabının olmadığı sorular. Çoğu zamanki gibi burada: Sessiz olun, biz vuruyoruz. Fakat şimdi yalnızca vurmuyoruz. En kötü terörist gibi adam kaçırma ve kuşatma uygulayarak bombalıyoruz, karartıyoruz, yıkıyoruz, talan ediyoruz ve kimse soru sorarak sessizliği bölmüyor, ne için ve hangi hakla?

3 Temmuz 2006

Kaynak: www.zmag.org/weluser.htm

Çeviri: Kızıl Bayrak (Y. Kara)


1 Filistinli gerillalar tarafından kaçırılan İsrail askeri (ÇN)

2 İsrail yasalarıyla kendisine Filistinlilere işkence yapması konusunda tam yetki verilen İsrail iç istihbarat örgütü (ÇN)

3 İsrail Savunma Bakanlığı Danışmanı (ÇN)

4 Ordu sözcüsü (ÇN)

5 Filistinlilerin yaşadığı Gazze’nin kuzeyinde bir bölge (ÇN)

6 Gazze Şeridinin Kuzeyindeki kent (ÇN)