15 Temmuz 2006 Sayı: 2006/27
  Kızıl Bayrak'tan
   Filistin halkıyla dayanışmanın anlamı
  İsrail ordusunun vahşi yıkım ve katliamları sürüyor...
  Irak’a komşu ülkelerin Dışişleri Bakanları Tahran’da toplandı...
  Filistin halkıyla devrimci dayanışmayı yükseltelim!
  İMF’ye yeni bir niyet mektubu daha gönderildi...
  Kıdem tazminatının gaspı ve bölgesel asgari ücret uygulaması yine gündemde...
AB’ye azalan destek ve yükselen milliyetçilik
Eylemlerden, direnişlerden...
KESK’in “dönemsel mücadele programı” üzerine
İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi ile kurultay üzerine konuştuk…
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - III Yüksel Akkaya
  Faşist baskı ve terör yasasına karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Sermaye iktidarı TÜBİTAK ortak yapımı yeni teknolojiler yolda...
  Meslek liseleri sermayenin talanına açılıyor
  Uluslararası hareket
  İsrail kanlı savaşı tırmandırıyor / Rohan Pearce
  Bir kara bayrak / Gideon Levy
  Hapishanelerde işkence devam ediyor
  AKP hükümeti patronlara uşaklıkta sınır tanımıyor…
  Uzun soluklu olmak…
  Rıfat Ilgaz: Toplumun karanlığını yırtan bir aydınlık
  TUYAB tutsak yakınlarının katılımıyla piknik düzenledi
  Radikal Jest-Bir Örnek
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

TMY yasalaşmadan ilk uygulamaları başladı...

Faşist baskı ve terör yasasına karşı mücadeleyi yükseltelim!

Yoğun tartışmalara neden olan Terörle Mücadele Yasası geçtiğimiz günlerde meclisten geçti. Ordunun ve emniyetin özel talebiyle, muhalefetin de zayıflığından güç alarak meclisten geçen yasa Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayı bekleniyor.

Her geçen gün çürüyen sermaye devleti, egemenliğini sürdürmek için faşist baskı ve terörünü daha da ağırlaştırma çabasında. Çıkardığı yeni TMY ve peşisıra hazırlıkları devam eden diğer yasalarla başta devrimciler olmak üzere tüm toplumsal muhalefeti ezmeyi hedefliyor. Yasa o denli ibretlik maddeler içeriyor ki, bırakalım ilericiler ve devrimciler, en ufak bir hak talebinde bulunan vatandaş bile bu yasa ile “terörist” sayılabilecek.

Ancak faşist sermaye devleti saldırganlığı artırmakta, kitleler üzerinde terör estirmekte o denli sabırsız ki, daha TMY onaylanmadan, keyfi uygulamaları artırdı ve saldırganlığını tırmandırdı. Geçtiğimiz günlerde açılan iki dava, TMY’nin pratik olarak uygulanmasının somut örneği niteliğinde.

İlk dava Ankara’da açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Türkiye çapında Kürtçe bildiri dağıtıldığı için, DTP’li Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk hakkında 2 yıl 6’şar ay hapis istemiyle asliye ceza mahkemesinde dava açtı. TCK’ya dayanılarak açılan davada iddianame “suçu ve suçluyu övmek” maddesine göre hazırlandı. Bir diğer saldırı da Antalya’da gerçekleşti. Yurtsever Cephe’nin ‘Anadolu Güneşi 06’ tatbikatını protesto eden basın açıklaması metnini okuyan Dr. Levent Tunçel, ABD’yi protesto ettiği için, “devletin itibarını düşürmek” “suç”undan dolayı görevinden uzaklaştırıldı.

Tek başına bu iki örnek, en ufak bir demokratik tepkinin dahi ağır saldırılarla karşılanacağının somut göstergesi. Yeni yasaya göre, devletin her türlü uygulamasına karşı sessiz kalacaksınız. Amerika’nın Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmesine ve Türk devletinin Amerika’ya taşeronluğuna gözlerinizi kapayacaksınız. Sermayedarların azgınca saldırılarını sineye çekeceksiniz. Böylece “yaşayabilmek” için üç maymunu oynayacaksınız.

TMY geçti, mücadele sürüyor!

TMY’nin gündeme gelmesinden yasalaşma sürecine kadar, bu denli kapsamlı saldırıya karşı güçlü bir muhalefet örülemedi. Saldırının hedefinde öncelikle devrimciler olmasına rağmen yasa tüm toplumsal muhalefeti hedeflemektedir. Ancak buna rağmen yasa karşıtı güçler mücadeleyi istenilen düzeyde örgütleyemedi.

TMY karşıtı mücadele, daha geniş kesimleri kucaklayamadığı gibi, mücadele inişli çıkışlı bir seyir izledi, yer yer parçalı bir tablo ortaya çıkardı. Mücadele devrimcilerin merkezinde olduğu güçler tarafından geniş kesimleri kapsayacak şekilde örgütlenemedi. Yasanın hükümleri devrimci irade ve kararlılıkla fiili tutumlar geliştirmeyi gerektirirken, “daha fazla kesimi kapsamak” adına mücadele giderek liberal bir çizgiye evriltildi. Kuşkusuz yasa tüm toplumu hedeflediği için en geniş kesimi harekete geçirmek önemlidir. Ancak bu, liberal tutumların merkezinde olduğu eylemliliklerle olamaz. Önemli olan yasayı fiilen uygulanamaz hale getirecek militan tutumları daha geniş kesimlere maledebilmektir. Yoksa daha geniş kesimleri kapsamak adına tutumları gevşetmek değil.

TMY daha henüz yasalaşmamışken sonuçları kendini hissettirmeye başlamıştır. Önümüzdeki günlerde çok daha kapsamlı saldırıların gelmesi kaçınılmazdır.

Sermaye devletinin bu yasayı uygulayıp uygulayamaması, karşısındaki muhalefetin gücüne göre belirlenecektir. Yasanın pratikte sokakta yırtılıp atılması başta devrimciler olmak üzere tüm ilerici güçlerin sorumluluğundadır.

Yasaları sınırlayacak olan kitlelerin fiili meşru mücadelesidir. Tarihte pek çok örnek vardır ki, kitlelerin mücadelesi sonucunda yasalar delinip geçilmiştir. Ya da kitlelerin meşru mücadelesi sonucu yasalar yeniden yazılmıştır.

Yasanın ilk sonuçlarına karşı etkin, kitlesel ve militan bir mücadele çizgisi izlendiğinde, güçlü ve tok yanıtlar verildiğinde yasa uygulanamaz hale gelecek ve delinecektir. Bunun için tüm ilerici devrimci güçlerin devlet terörüne ve faşist saldırganlığa karşı birleşik bir güç olarak hareketi kaçınılmazdır. Devrimci güçlerin birlikteliği kadar önemli olan bir diğer nokta da, saldırının muhatabı olan tüm ilerici güçlerin birlikteliğinin sağlanabilmesidir. Bugüne kadar oluşan muhalefet, yer yer inişli çıkışlı, yer yer de istikrarsız bir seyir izlemiştir. Gelişen süreçten dersler çıkartılmalı ve militan mücadele hattı izleyecek, en geniş kesimi hedefleyecek birliktelikler yaratılmalıdır.

Güçlü birliktelikler örülebilmesi, sermayenin politikalarının güçlü bir teşhirinin yapılabilmesi ve saldırılara karşı kararlı ve tok yanıtlar verilebilmesi, temel önemde sorumluluklarımızdan biri olarak önümüzde durmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------------

“TMY veto edilsin!”

Adana’da 6 Temmuz Perşembe günü biraraya gelen çeşitli DKÖ, kurum, reformist partiler ve sendikalar saat 13.00’te TMY karşıtı bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

İnönü Parkı’nda toplanan yaklaşık 100 kişilik kitle “TMY geri çekilsin!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Emekçiye değil çetelere barikat!”, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!” sloganlarıyla Merkez Postane önüne yüründü. Cumhurbaşkanı’na bir mektup gönderme eylemi yapıldı. Cumhurbaşkanı’na gönderilen mektupta TMY’nin Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin önünü tıkayacağı, temel insan haklarının önünün tıkanacağı ve güvenlik sorununun ancak söz, eylem, örgütlenme hakkının genişletilmesiyle çözüleceği vurgulanarak Cumhurbaşkanı’ndan yasayı veto etmesi istendi. KESK, DİSK, Adana Tabip Odası, TMMOB, TÜMTİS, ÇHD, DTP, EMEP, ÖDP, SDP, İHD, ESP, TUHAYDER, Alınteri ve ÇHKM tarafından gerçekleştirilen eylem mektubun gönderilmesiyle sona erdi.

Kızıl Bayrak/Adana