15 Temmuz 2006 Sayı: 2006/27
  Kızıl Bayrak'tan
   Filistin halkıyla dayanışmanın anlamı
  İsrail ordusunun vahşi yıkım ve katliamları sürüyor...
  Irak’a komşu ülkelerin Dışişleri Bakanları Tahran’da toplandı...
  Filistin halkıyla devrimci dayanışmayı yükseltelim!
  İMF’ye yeni bir niyet mektubu daha gönderildi...
  Kıdem tazminatının gaspı ve bölgesel asgari ücret uygulaması yine gündemde...
AB’ye azalan destek ve yükselen milliyetçilik
Eylemlerden, direnişlerden...
KESK’in “dönemsel mücadele programı” üzerine
İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi ile kurultay üzerine konuştuk…
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - III Yüksel Akkaya
  Faşist baskı ve terör yasasına karşı mücadeleyi yükseltelim!
  Sermaye iktidarı TÜBİTAK ortak yapımı yeni teknolojiler yolda...
  Meslek liseleri sermayenin talanına açılıyor
  Uluslararası hareket
  İsrail kanlı savaşı tırmandırıyor / Rohan Pearce
  Bir kara bayrak / Gideon Levy
  Hapishanelerde işkence devam ediyor
  AKP hükümeti patronlara uşaklıkta sınır tanımıyor…
  Uzun soluklu olmak…
  Rıfat Ilgaz: Toplumun karanlığını yırtan bir aydınlık
  TUYAB tutsak yakınlarının katılımıyla piknik düzenledi
  Radikal Jest-Bir Örnek
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İzmir Aliağa işçilerinin işbırakma eylemi sürüyor...

“Birleşen işçi asla yenilmez!”

İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan Petkim’de Petrol-İş Aliağa Şubesi üyesi işçiler patronun kuralsız çalışma dayatması ve sendikayı etkisizleştirme çabalarına karşı süresiz iş bıraktı.

Sendika üyesi 1500 Petkim işçisinin eylemi 11 ve 12 Temmuz tarilerinde iki gün boyunca sürdü. Eylem 11 Temmuz günü işçilerin giriş kapısında toplanmasıyla başladı. İşçiler buradan Genel Müdürlük binası önüne kadar yürüdüler. Yürüyüş sırasında “Birleşen işçi asla yenilmez!”, “Gün gelecek, devran dönecek, hainler halka hesap verecek!”, “İşçi düşmanını asla unutmaz!” sloganları atıldı.

Burada işçilere hitaben konuşma yapan Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül, işverenin bildiğini okuduğunu ifade ederek, uzun zamandır işvereni uyardıklarını ancak taleplerine makul cevap alamadıklarını söyledi. Personel yetersizliğine rağmen, emekliliği gelen personelin emekli edildiğini belirten Doğangül, bu uygulamaya son verilmesini istedi. Patronun bu uygulamadaki amacının kadrolu işçilerin yaptığı işi taşerona devretmek olduğunu vurguladı. Ayrıca kurumun kötü yönetildiğini ifade eden Doğangül, PETKİM’in bu yönetim anlayışından kurtarılmasını istedi.

Doğangül sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’2006 Şubat ayında işbaşı yapan işçilere, asgari ücret düzeyinde maaş ödenmektedir. Üst düzey yetkililer, işlerini bırakıp sağlık raporu alan işçileri takip etmekte, ağır hasta olan işçilere rapor almamaları yönünde baskı yapmaktadır. Sağlık sorunlarının iyice arttığı işyerinde, bu sorunlarla uğraşıp çözmek için çaba sarf etmek yerine, ölümcül hastalıktan dolayı rapor alan işçilerle uğraşan işveren anlayışını kınıyoruz.’’

En son vardiya değişikliğinin geçen pazartesi gecesi yapıldığı fabrikada satış ve sevkiyatın yapılamadığı belirtildi. Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı Doğangül, sorunlar çözülünceye kadar eylemlerinin süreceğini belirterek, “Petkim işçisi istediği saatte mesaiye başlayacak, istediği saatte mesaiyi arkadaşına devredecek. Bunun kararını artık fabrika yönetimi değil, işçiler verecek” dedi.

-------------------------------------------------------------------------------------

Kalibre Boru işçilerinin militan tutumu kazandırdı

Uzun bir süreden sonra yeniden sendikalaşan Kalibre Boru işçileri bir süredir Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenme faaliyeti yürütüyor. Örgütlenme sürecinde daha önce Mart ayında 7 işçinin işine son verilmişti. Bunun üzerine işçiler işe iadesi davası açmıştı. Ancak bundan sonra da patronun baskıları bitmedi. Çeşitli vesilelerle işçilerin sendikadan istifa etmesi için baskı uygulayan patron geçtiğimiz günlerde bir işçiyi tazminatsız attı. Bir süredir sendilaştıkları için işçiler üzerinde baskı uygulayan patronun son saldırısı bardağı taşıran son damla oldu. İşçiler tazminatsız işten atılan arkadaşlarını sahiplendiler. Dayanışmanın, birlik ve beraberliğin en güzel örneğini sergileyerek işten atılan arkadaşlarının tazminatının ödenmesi, baskının sona ermesi ve taban ücretlerine zam yapılması talebiyle direnişe geçtiler.

Patronun vekilleriyle tartıştığı bahanesiyle kölelik yasasının 25. maddesine dayanılarak işten atılan işçi arkadaşlarını sahiplenen diğer işçiler 4 Temmuz gecesi kapıları kaynaklayarak fabrikayı işgal ettiler.

16:00-24:00 vardiyasının fabrikayı işgal etmesi üzerine patron 24:0-08:00 vardiyasındaki işçileri içeri almak istemedi. Yaşanan tartışmanın ardından 24:00-08:00 vardiyası içeri girebildi. 08:00-16:00 vardiyasında çalışan işçiler fabrika önüne gelerek içerdeki arkadaşlarına destek olmak için toplandılar. Fabrika yönetimi ve kolluk güçlerinin engellemeye çalışmasına rağmen işçiler militan tutumlarını sürdürdüler. Kapılardan atlayarak içerdeki arkadaşlarının yanına giden işçilere sözleşmeli ve taşeron çalışan işçiler de destek verdiler.

Eylemin bütün işçiler tarafından sahiplenilmesi üzerine patron gece geç saatlerde işçilerle görüşmeyi kabul etti. Fabrikanın patronu, üretim müdürü, patronun avukatı ile Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube Başkanı Ahmet Durak ve işyeri komitesinden üç işçinin katıldığı görüşmede patronun talepleri kabul etmesiyle eylem sonlandırıldı.

Patron işten atılan işçinin ihbar ve kıdem tazminatını ödemeyi, işsizlik sigortasını elden ödemeyi kabul etti. BMİS’in yetkisine itiraz eden metal patronlarının örgütü MESS’in de itirazını geri çekmesi konusunda anlaşmaya varıldı.

Ayrıca patron işçilerinin grup toplu iş sözleşmesi öncesi ücret farklarının giderilerek taban ücretinin yükseltilmesi talebini de kabul etmek zorunda kaldı.

Kalibre Boru işçilerinin militan tutumu bir kez daha tüm işçi ve emekçilere kazanmak için izlenmesi gereken yolu göstermiştir. Militan bir mücadele hattı ve kararlı bir direniş hakları kazanmanın biricik yoludur.

--------------------------------------------------------------------------------------

Beykoz Belediyesi’nde taşeron işçiler kazandı

2004 yılı Eylül ayında Beykoz Belediyesi’nin açmış olduğu temizlik ihalesini Serdil AŞ’nin yan kuruluşu olan Yön AŞ kazanmıştı. Beykoz Belediyesi’nde örgütlü Genel-İş Sendikası, Albayraklar’a yakınlığı ile bilinen şirket ile Beykoz Belediyesi arasında 21 Temmuz 2004 yılında yapılan anlaşmanın iptali için dava açmıştı. 5 Temmuz ‘06’da sonuçlanan dava sonucunda işçiler haklı bulundu. Belediyenin bu karardan sonra temizlik işlerini tekrar kendi bünyesine alması ve taşeron firmayla olan sözleşmeyi iptal etmesi gerekiyor.

Üsküdar İş Mahkemesi’nin aldığı karar şöyle: “Davalı belediyece temizlik işlerinin ihale edilerek alt işverene verilmesine ilişkin 21.07.2004 tarihli işlemin o tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı belediyeler yasasına ve o tarihte yürürlükte bulunan taraflar arasındaki toplu iş sözleşmesinin 24. maddesine aykırı olduğunun tespitine dair taraf vekillerinin yüzüne karşı sekiz gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen ekli gerekçeli karar açıkça okunup tefhim edildi.”

Karara ilişkin görüş bildiren Genel İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Durmaz, belediyelerde taşeronlaştırma yoluyla özelleştirme uygulamalarının özellikle AKP’li yönetimlerin gelmesinden sonra arttığını ifade ederek “başka belediyelere karşıda açılmış benzer davalarımız var. İlk sonuçlanan Beykoz oldu” dedi. “Tavrımız belli. Biz sendika olarak özelleştirmelere ve taşeronlaştırmalara karşıyız” diyen Durmaz, sürecin henüz bitmediğini, Yargıtay sürecinin başlayabileceğini ifade ederek geniş bir değerlendirme yapmak için mahkemenin gerekçeli kararının yayınlanmasını beklediklerini söyledi.

--------------------------------------------------------------------------------------

Büyükşehir Belediyesi TİS’lerinde anlaşma

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında süren TİS görüşmeleri anlaşma ile sonuçlandı. 7 bin işçi adına Büyükşehir Belediyesi ile görüşen Belediye-İş Sendikası arasında imzalanan anlaşmaya göre taban ücretlerine %10 zam yapıldı. Böylece taban ücretleri 41 Ytl’ye yükseltildi.

Belediyelerde yaygınlaştırılmaya çalışılan esnek çalışma dayatan maddeler ise kabul edilmedi.

Sendika görüşmenin anlaşmazlıkla sonuçlanması durumunda greve gideceğini duyurmuştu. Büyükşehir Belediyesi’nin işçilerin talebini kabul etmemekte ısrar etmesi halinde ise iş bırakacağını açıklamıştı.

Belediye-İş 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Ayrılmaz, anlaşmanın sağlanamaması durumunda greve hazır olduklarını, iki haftadır işyerlerinde toplantı yaptıklarını, taleplerine uygun bir teklifin gelmesi üzerine işyeri temsilcilerini topladıklarını ve onların da onayıyla sözleşmeyi imzaladıklarını ifade etti.

Belediyenin teklifi ise ücretlere yüzde 8 zam ve esnek çalışma maddelerinin geçmesi idi. Büyükşehir Belediyesi’nin dayatmada ısrar etmesi üzerine uyuşmazlık zaptı tutulmuştu.

Gözler şimdi diğer belediyelerdeki sürece çevrilmiş durumda. Zira Belediye-İş ve Genel-İş sendikaları 17 ilçede grev kararı almış bulunuyor.

--------------------------------------------------------------------------------------

Mito işçisi herşeye rağmen direniyor

Mart ayının sonundan itibaren DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşı karşıya kalan Mito işçileri Tuzla Aydınlı’da fabrikaları önündeki bekleyişlerinin dördüncü ayına giriyorlar. Mito işçileri, patronun çoğunluk tespitine itiraz etmesiyle devam eden yasal süreci bekliyorlar.

Direniş, işten atılan işçilerin özellikle maddi konularda yaşadıkları sıkıntılar ve sendika yönetiminin direnişe olan ilgisizliğinden dolayı oldukça zayıflamış durumda. Sendikadan aldıkları yol ve yemek ücretleri dışında kendilerini geçindirecek herhangi bir gelirden yoksun olan işçilerin büyük bir kısmı çalışmaya başlamış bulunuyor. Bunlara bir de fabrikanın başka bir bölgeye taşınması sorunu eklendi.

Yasal sürecin sessiz geçirilmesi ve direnişin eylemli bir süreçle işletilmemesi çoğu işçi üzerinde moral gerilik yaratıyor. Çadırları defalarca yakılıp yıkılan Mito işçileri şimdiye kadar direnişlerini sürdürdüler. Mito işçileri bugüne kadar sendikalardan, kurumlardan ve sınıfın diğer bölüklerinden sınırlı bir destek gördüler. Sendikanın direnişi güçlendirecek adımlar atmaması, yasal süreç beklenirken Mito işçilerinin birlik ve beraberliklerini güçlendirecek pratik bir hattan yoksun olunması işçilerin direncini kıran temel etmenler arasında. Direnişi güçlendirecek eylemlilik süreci geliştirilemediği taktirde direnişin daha da zayıflaması ve sona ermesi kaçınılmaz bir sonuç olarak görünüyor.

Kızıl Bayrak/Kartal

--------------------------------------------------------------------------------------

Seyhan Belediye işçileri eylemlerine devam ediyor

Seyhan Belediye işçileri iki ayı aşkın süredir direniyorlar. İşçiler direnişlerinin 66. gününde bir süredir yaptıkları eylemlerine yenisini eklediler. 12 Temmuz Çarşamba günü saat 12.30’da İnönü Parkı’nda toplanan yaklaşık 40 kişi sloganlar eşliğinde önce Seyhan Belediyesi önüne, ardından AKP il binasına yürüyüş gerçekleştirdiler. Burada yapılan basın açıklamasında, “Biz temizlik işçileri özelleştirmelere, işten çıkarmalara hayır diyor, direnişimizin süreceğini, yalan ve talan içerisinde olan belediye başkanının istifasını istiyoruz” denildi.

Eylemde “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

--------------------------------------------------------------------------------------

Seyhan Belediyesi işçilerinden eylem…

“Zafer direnen emekçinin olacak!”

İşlerinden atılan ve işe geri dönmek için iki aya yakın süredir eylem yapan Seyhan Belediyesi işçileri direnişlerinin 59. gününde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

5 Temmuz Çarşamba günü İnönü Parkı’nda toplanan işçiler buradan sloganlarla Seyhan Belediyesi önüne yürüdüler. Çarşı merkezinin en işlek caddelerinde yapılan yürüyüşe alkışlarla destek sunan oldu. Yürüyüş sırasında bir başka hak alma mücadelesi yürüten MENSA işçilerinin bulunduğu DİSK MENSA Şubesi önünden geçerken “Mensa işçisi yalnız değildir!” sloganı atan işçilere önce alkışlarla destek veren MENSA işçileri daha sonra eyleme katıldılar. “Direne direne kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Seyhan-Mensa omuz omuza!” sloganlarıyla Belediye önüne kadar gelen işçiler burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Açıklamada Miray Temizlik şirketinin paravan olduğu ve Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk ve yandaşlarının buradan kâr sağladığı belirtilerek şunlar söylendi: “Adana’da son aylarda yaşanan TEKEL’i özelleştirme çalışmaları, Seyhan Temizlik işçilerinin atılmasını, MENSA işçilerinin atılmasını, Seyhan Temizlik işçilerinin işten çıkarılacak olması ve bununla birlikte yaşanan ekonomik kriz bahane edilerek birçok sektörde önümüzdeki günlerde işten çıkarılmaların olacağının göstergesidir. Biz işten çıkarılanlar, işimizi geri dönmek, çalışanlar ise işten atılmamak için bir platformda buluşarak, özelleştirmeye, işten çıkarılmaya karşı bir cephe yapılanması içinde ortak mücadele anlayışını gerçekleştirmek ve işsizlik tecridini kırmak zorundayız.”

Yaklaşık 60 kişinin katıldığı basın açıklaması kısa süreli oturma eyleminin ardından son buldu.

Kızıl Bayrak/Adana

-------------------------------------------------------------------------------------------

Tekstiplik’te sendika ve patron elele...

İşçiler tazminatsız atılıyor, ücretsiz izne çıkarılıyor

Edirne’de kurulu bulunan Tekstiplik Fabrikası patronu bir süredir işçileri yasalara da uygun olmayan bir şekilde ücretsiz izne çıkartmaya çalışıyor. Belirsiz bir süre için üretime ara verdiğini ifade eden patron 3-4 ay önce de bazı işçileri tazminatsız işten çıkarmıştı.

Tazminatsız atılan işçiler, alacakları için yasal yollara başvurdukları ve davayı kazandıkları halde halen alacaklarıyla ilgili kendilerine ödeme yapılmadığı söylüyorlar. Halen çalışan işçiler ise, alacaklarından dolayı pasif direnişte olduklarını belirtiyorlar. İşveren ve işçi sendikası tarafından zorla ve yasal olmayan bir biçimde ücretsiz izne çıkarılmak istendiklerini, bunun için kendilerine baskı uygulandığını ifade ediyorlar.

Teksif Sendikası’nda örgütlü işçiler, iş kanununda da yeralan 65. maddeye dayanarak ekonomik sıkıntı sonucunda ücretsiz izne çıkmayı kabul ettikleri halde, farklı zorlamalarla ve kanunsuz uygulamalarla karşı karşıya olduklarını dile getiriyorlar.

Patron sendikasıyla birlikte işçilere baskı uygulayan işçi sendikası yönetimi ise patronun uzun süredir ödeme zorluğu çektiğini, firmanın mali sorunlar yaşadığını ve bu sorunların aşılmaya çalışıldığını söylüyor.

İşçiler, patronun saldırılarına ve sendika bürokratlarının ihanetine rağmen direnerek haklarını sonuna kadar savunacaklarını, zorlamalar karşısında bireysel de olsa iş mahkemelerine ve Çalışma Bakanlığı’na başvurarak mücadelede kararlı olduklarını ifade ediyorlar.

--------------------------------------------------------------------------------------

Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile konuştuk...

“Artık bıçak kemiğe dayandı!”

- Has Alüminyum eyleminde yaptığınız konuşmada artık bıçak kemiğe dayandı diye bir ifade kullandınız. Gerek geçmiş gerekse de bugünkü süreci üzerinden Has Alüminyum’u nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonrasına ilişkin sendika neler yapmayı düşünüyor?

- Bu “bıçak kemiğe dayandı” lafı Türkiye’de yaşanan sendikal hak ihlallerine karşı kullanılmış bir kelimedir. Gerçekten de bıçak kemiğe dayandı. Artık dayanma gücümüz kalmadı. Örgütlendiğimiz her işyerinden işçi çıkartılıyor. Bu hem bizi vicdanen rahatsız ediyor, hem o insanları gerçekten bir belirsizlik içerisine sokuyor. Çoluğunu çocuğunu aç bıraktırıyor. Artık tereddütlü davranmaya başladık, acaba burada örgütlenelim mi örgütlenmeyelim mi diye. İşçi çıkartılır mı, acaba buradaki gücümüz ne, bunu engeller mi? Böyle ikircikli davranmaya başladık. Bu anlamda söylüyorum.

Son süreçte biz DİSK olarak bıçak kemiğe dayandı lafının altını doldurmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz biz artık sosyal diyalog mekanizmalarından çekildik. Hükümetin verdiği hiçbir söz yerine getirilmedi. Sendikal yasalarla bağlantılı hiçbir söz yerine getirilmedi. Biz sosyal diyalog mekanizmalarından çekildik. ILO’yu protesto ettik, katılmadık. Kamu İstişare Komitesi’nden DİSK olarak çekildik, çünkü orada alınan kararları da biz hükümete gönderttirmiştik. Orada da sendikal hak ihlalleri ve ILO normlarına uygun sendikal yasalar çıkartılması istenmişti. O da dikkate alınmadı. Ekonomik Sosyal Konsey’den çekildik. Hatta hatta bugün Emek Platformu içerisinde hükümete yakınlık göstermeye çalışıp da mücadelesini engelleyen yapılar var. Emek Platformu’nun da gözden geçirilmesini ve emek dostlarıyla, gerçekten sınıfsal mücadeleye inanmış insanlarla beraber mücadele verilmesini doğru buluyoruz. Artık bu saatten sonra Türkiye’de, kendi gücümüze dayanarak, bu hukuksuzluklara, işten atmalara, sendikal hak ihlallerine karşı daha sert, daha keskin ve daha çok sesimizi çıkartacak bir mücadele başlatmamız gerektiğini düşünüyoruz. Kamuoyuna da zaten bunu deklare ettik. Bıçak kemiğe dayandı dememdeki gerekçe bu aslında.

- Peki bundan sonrası için Has Alüminyum üzerinden neler söyleyebilirsiniz?

- Has Alüminyum’da biliyorsunuz yetkiyi istedik, tespit çıktı (çoğunluk tespiti). İşveren itiraz etti. Bu, Türkiye’nin her tarafında karşımıza çıkan bir durum. Yetki geliyor, çoğunluk olsa bile itiraz ediyor. Bizi bir sene uğraştırıyor. Bir senenin sonucunda eğer gücü yetmemişse istifa ettirmeye çalışıyor veya işçinin tamamını atamamışsa sendikayla masaya oturmak zorunda kalıyor. Eğer gücü yetiyorsa bitiriyor bizi. Has Alüminyum’da, Mito’da, Bursa Grammer’de, Kocaeli’de Tabosan’da işten atmalara, hak ihlallerine karşı mücadelemiz devam ediyor. Has işçisini de gerçekten tebrik etmek gerekiyor. Bu sıcağın altında kararlı bir şekilde bekliyor arkadaşlar. Biz Birleşik Metal olarak gerken neyse yapacağız. Teşekkürler...

Kızıl Bayrak/Kartal

--------------------------------------------------------------------------------------

Tüm Bel-Sen’den proteso eylemleri

Tüm Bel-Sen yönetimi yerel yönetimler hizmet kolunda yetkili sendikanın belirlenmesi sırasında yapılan usulsüzlükler üzerine Çalışma Bakanlığı bürokratlarından oluşan komisyonla görüştü.

Tüm Bel-Sen yöneticileri komisyonda, 27 Haziran gününe kadar sunulan tüm tutanakları kabul ettiklerini, bu tarihe kadar ibraz edilen üye sayılarının incelenmesi gerektiğini dile getirdiler. Bu öneriyi Kamu-Sen’e bağlı Türk Yerel Hizmet-Sen de destekledi. Ancak Memur-Sen’e bağlı Bem Bir-Sen bu öneriyi kabul etmedi ve herhangi bir öneri de sunmadı. Çalışma Bakanlığı bürokratları da, “sendikaların kendi aralarında anlaşamadığı”nı ileri sürerek toplantıyı sona erdirdi.

Komisyondan bir sonuç çıkmaması üzerine Tüm Bel-Sen üye ve yöneticileri 5 Temmuz günü Çalışma Bakanlığı önünde biraraya geldi. KESK üye ve yöneticilerinin de destek verdiği eylemde KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir bir konuşma yaptı. Daşdemir, Çalışma Bakanlığı’nın mevzuata uymadığını, geçici ve gecekondu üyeliklerle Eğitim Sen’in yetkisinin de düşürüldüğünü ifade etti. Daşdemir, Tüm Bel-Sen’in yetkisinin elinden alınmasına izin vermeyeceklerini, gerekirse toplu görüşme masasını sokağa kuracaklarını söyledi.

Ertesi gün aynı konu üzerinden yapılan eylemde biraraya gelen Tüm Bel-Sen Sendikası yöneticileri Çalışma Bakanlığı müsteşarları ve Bilgi İşlem Daire Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundular.

Komisyon toplantısından sonuç çıkmaması üzerine Tüm Bel-Sen’liler Çalışma Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı.

Tüm Bel-Sen’in, Bem Bir-Sen’e fazladan üye yazıldığı, Tüm Bel-Sen’in de üyelerinin düşük gösterildiği yönündeki iddiaları önceki akşam, Çalışma Bakanlığı’nın üst düzey bürokratları, Tüm Bel-Sen, Yerel Hizmet-Sen ve Bem Bir-Sen yöneticilerinden oluşan komisyonda görüşüldü.

6 Temmuz günü KESK Genel Merkez ve bağlı sendikaların yöneticileri ile Tüm Bel-Sen yönetici ve üyeleri Ankara Adliyesi önünde eylem yaptılar.

KESK Genel Sekreteri Ahdurrahman Daşdemir, yetki belirlemesinde usulsüzlük yapıldığını ifade etti. Çalışma Bakanlığı’na yaptıkları itirazlara rağmen bir sonuç alamadıklarını dile getiren Daşdemir, bakanlık bürokratları ile Bem Bir-Sen yöneticilerinin birlikte çalıştıklarını dile getirdi. Usulsüzlüğe ve sahteciliğe göz yummayacaklarını, hukuki ve fiili mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

İstanbul’da Kadıköy Belediyesi önünde basın açıklaması yapan Tüm Bel-Sen üyeleri de yapılan usulsüzlükleri protesto ettiler.

Yetki haklarının gaspına izin vermeyeceklerini ifade eden belediye emekçileri, usulsüzlüklerin giderilmemesi halinde, yeni eylemler yapacaklarını bildirdiler. Tüm Bel-Sen 3 No’lu Şube Başkanı Fahrettin Ağdaş yaptığı açıklamada, Kadıköy Belediyesi’nde Tüm Bel-Sen’e üye olan 331 kişinin kayıtlara geçirilmediğini söyledi. Hükümete yandaş sendikaların yetkili kılınmaya çalışıldığını dile getiren Ağdaş, buna izin vermeyeceklerini belirtti.

--------------------------------------------------------------------------------------

Sağlık emekçilerinden basın açıklaması…

Balcalı Hastanesi’nde mücadele sürüyor!

Adana’da SES Şubesi ve Dev-Sağlık İş Çukurova Bölge Şubesi 6 Temmuz Perşembe günü SES Adana Şubesi’nde saat 12.30’da bir basın açıklaması gerçekleştirerek üniversite yönetiminin kendileri ile görüşmelere başlamasını talep ettiler. Açıklama öncesi Dev-Sağlık İş adına bir açıklama yapan Arzu Çekici son dönemlerde sağlığın piyasalaştırılmasından, sağlık hizmetinin sadece parası olana verilen ve alınan-satılan bir meta haline getirildiğinden bahsederek sağlık emekçilerinin bundan dolayı örgütlendiğine değindi. Sağlığın piyasalaşmasının sonuçlarına vurgu yapan Çekici, “sağlığın piyasalaştırılması ile kamu hastanelerine ödenek ayrılmıyor ve bununla birlikte sözleşmeli personel ve taşeron işçi uygulaması dayatılıyor. Bunun sonucu iş güvencesiz çalışma, düşük ücret ve kötü çalışma koşulları olarak kendini gösteriyor. Biz ortak hizmet üretiyoruz ve ortak mücadele edeceğiz. Balcalı örneği bunun bir yansıması” şeklinde konuştu. “İsteğimiz insanca yaşanacak bir ücret, insanca çalışacak iş ortamı ve adaletli bir döner sermaye sistemi. Tüm bu isteklerin maliyet hesapları daha önceki KİK görüşmelerinde idareye verilmiştir ve çok kolay yerine getirilecek şeylerdir. Rektörlük çalışma barışını bozan tutumundan vazgeçerek sorunların çözümü için barışçıl çaba göstermelidir. Bugünki tutumuna bir son verip, gerek SES ile gerek de Dev-Sağlık İş ile toplu pazarlık masasına oturmalıdır.”

Yapılan basın açıklamasına Eğitim-Sen, Tarım Orkam-Sen, DİSK Emekli-Sen, SES Urfa Şubesi, BES, TMMOB, BTS, Kültür Sanat-Sen, Adana Tabip Odası, ÖDP, CHP üye ve yöneticileri de destek verdiler. Basın açıklamasından sonra düzen partisi CHP milletvekilleri kısa birer konuşma yaparak sanki CHP işçi ve emekçilere dönük sosyal yıkım saldırılarının altına imza atmamış gibi AKP’yi suçlayarak, sağlık emekçilerinin yanında olacakları açıklamalarını yaptılar. Açıklama sonunda yapılacak olan TMY karşıtı basın açıklamasına çağrı yapıldı.

Kızıl Bayrak/Adana