29 Nisan 2006 Sayı: 2006/16 (16)
  Kızıl Bayrak'tan
   Güncel sorular, yakıcı sorunlar ve tarihsel önemde sorumluluklar
  ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın Türkiye ziyareti
  Rice'ı protesto eylemleri
  İlerici-devrimci güçlerden anti-emperyalist mücadeleyi yükseltme çağrısı
  İMF yeni saldırılar için geliyor
  Temiz bir çevre için sosyalizm!
Zehirli sanayi artıkları skandalında yeni halka: Dilovası'nda kanserli ölümler
Şemdinli savcısı düzen ordusunun gazabına uğradı
Van savcısı çeteci generale dokunduğu için görevden alındı
Sosyal Güvenlik Yasası mecliste kabul edildi
İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi'nin 1 Mayıs pikniği yapıldı
Küçükçekmece BDSP'nin 1 Mayıs çalışmaları
Pendik Kartal Maltepe İşçi Platformu'nun 1 Mayıs çalışmalarından
  Devrimci 1 Mayıs Platformu'ndan 1 Mayıs hazırlık sürecine ilişkin açıklama ve çağrı/ 1 Mayıs ayrışması;iki ayrı politik tutum, iki ayrı irade / (Orta sayfa)
  1 Mayıs'ta i ş bırakarak alanlara çıkma çağrısı
  Ankara Mamak'ta 1 Mayıs faaliyetleri
  1 Mayıs hazırlık çalışmalarından
  Rusya İran'a amborgo uygulanmasına karşı çıktı
  Nepal'de kitlesel eylemler devam ediyor
  İMF başekonomisti;"Ey dünya hiç bu kadar iyi olmamıştın"
  Üniversitelerde faşist saldırılar sürüyor
  İÜ Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri formasyon çalışması devam ediyor
  İLGP Lise Kurultayı Sonuç Bildirgesi
  İLGP Lise Kurultayı "Meslek Liseleri" tebliği
  İLGP Lise Kurultayı 1 Mayıs tebliği
  Biji 1 Gulan /Kürdistan Devrimci Sosyalistleri
  Nereye gidiyoruz? /Ergin Yıldızoğlu
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İlerici-devrimci güçlerden anti-emperyalist mücadeleyi yükseltme çağrısı

Basına ve Halklarımıza...

Üçüncü yılını dolduran Irak işgalinde 100 binin üzerinde Iraklının katledilmesi, onbinlercesinin tutuklanması, işkence görmesi, tecavüzler devam ederken bu katliamın yaratıcısı ABD ve AB emperyalizmi Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde yeni hedef olarak İran ve Suriye'yi seçmiştir. Bugün özellikle İran, emperyalizmin hedefindedir.

Emperyalizm dünyanın her yerinde halklara saldırmaya, suç işlemeye devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinde kurduğu, kurdurttuğu işkence merkezleri, CİA'nın işkence uçakları, işbirlikçi devletlerin oluşturduğu kontra örgütlenmeler... emperyalizmin dünya halklarına karşı nasıl bir savaş açtığının göstergesidir.

Demokrasi ve insan hakları adına ülkeleri işgal edip halkları katleden, işkencelerden geçiren emperyalizm aynı zamanda ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini,kültürlerini de yağmalamaktadır. Afganistan ve Irak işgalleri bu eşkiyalığın en somut örnekleridir.

Emperyalizmin suç dosyası kabarıktır. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kan dökmediği toprak yoktur. Afganistan'dan Somali'ye, Yugoslavya'dan Kamboçya'ya, Panama'dan Vietnam'a kadar birçok ülkede işgaller, katliamlar, işbirlikçileriyle düzenlediği darbeler, oluşturduğu kontra örgütlenmelerle, ambargolarla dünya halklarına açlık, sefalet, savaş, ölüm, kan ve gözyaşından başka bir şey vermemiştir.

Ortadoğu'nun demokratikleştirilmesi, özgürleştirilmesi gibi yalan ve demagojilerle Irak'ı işgal eden ABD ve AB emperyalistleri bugün İran'a saldırmanın hesaplarını yapmaktadırlar. Irak'ı işgal etmek için kullandıkları yalan ve demagojileri bugün İran için kullanmaktadırlar. Emperyalizmin bir kurumu olan BM Güvenlik Konseyi tarafından üst üste İran'a süreler verilmekte, tehditler savrulmaktadır. İran'ın uranyum zenginleştirme adı altında yapılan bu baskı ve tehdidin asıl sahibi olan ABD emperyalizmi dünyada tek atom bombası kullanan devlettir. Yine Ortadoğu'daki emperyalizmin “şımarık çocuğu” İsrail'in nükleer gücü tüm Ortadoğu ülkelerinden çok daha fazladır. Tüm bunlar da göstermektedir ki, sorun İran'ın silah üretimi değil Ortadoğu'daki ülkelerin birer birer BOP'ne uygun hale getirilmesi, yani teslim alınmasıdır.

Ülkemiz işbirlikçi iktidarı ise BOP'nde üzerine düşen görevi canhıraş yerine getirmeye çalışmaktadır. Bu yüzdendir ki, topraklarımız Ortadoğu halklarına karşı bir Amerikan üssü haline getirilmektedir. Yüzü aşkın ABD ve NATO üssü bulunan ülkemizde yeni üsler yapılmaya başlanmıştır. İzmir Urla, Trabzon ve İskenderun limanı ABD ve AB emperyalistlerinin hizmetine sunulmak üzeredir.

İşbirlikçi AKP hükümeti, MGK ve büyük sermaye emperyalizmin bir dediğini iki etmemekte, bir yandan işbirliğini daha da geliştirirken diğer yandan hak ve özgürlük mücadelesi veren, emperyalist işgale ve işbirliğine karşı çıkan halkın üzerinde terör estirmektedir. Emperyalistlerin güdümünde çıkardığı yasalarla, özelleştirmelerle uyguladığı baskı ve terörle halkı daha çok açlığa, sefalete mahkum etmekte, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı direnen devrimcileri, yurtseverleri F tipi tecrit hücrelerinde katletmektedir. Son dönemde Kürt halkı üzerinde baskısını arttıran, açıktan katliamlara yönelen işbirlikçi iktidar, kürt halkı üzerindeki imha, inkar ve asimilasyon politikalarında ısrar etmektedir.

Bizler, yaşanan tüm bu gelişmelerin birbirinden bağımsız olduğunu düşünmüyoruz. Emperyalistler ve işbirlikçileri halklara düşmandır. Onların varlık koşulu, halkların kanı ve sömürüsü üzerine kuruludur. Ancak bu ülke bir avuç işbirlikçi ve halk düşmanı azınlıktan ibaret değildir. Ülkemiz halklarının onurlu bir geçmişi vardır. 6. Filo'nun denize dökülmesi bu onurlu tarihin en kısa özetidir. Bugün de bizler o onurlu geçmişe sahip çıkmak için ülkemizin ABD ve AB emperyalizmine peşkeş çekilmesine karşı ortak mücadele hattı kurmak zorundayız.

Emperyalistler, işbirlikçileri ve siyonistler her türlü silahı üretebilir, bu silahları dünya halkları üzerinde kullanabilir, Filistin ve Türkiye'de olduğu gibi hapishanelere saldırılar düzenleyip direnen tutsakları katledebilir, kaçırabilir; IMF ve Dünya Bankası aracılığı ve ekonomik politikalarıyla halkları açlığa , sefalete mahkum edebilir; ülkeleri ‘Demokrasi götüreceğiz, özgürleştireceğiz' demagojileriyle işgal edebilir onların yer altı-yerüstü zenginlikleri ve kültürlerini yağmalayabilir ancak dünya halkları bunlara karşı direnemezler. İşte emperyalistler ve işbirlikçileri halklara karşı böyle yaklaşıyor, böyle bakıyorlar. Tarihimiz tanıktır, dün olduğu gibi bugün de emperyalist saldırganlığa karşı direnecek, boyun eğmeyeceğiz.

Bu nedenle aşağıda imzası olan kurumlar olarak ilan ediyoruz ki;

- Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin İran'a yönelik olası bir saldırısında asla sessiz kalmayacak, topraklarımızı kardeş halkların katledilmesinde kullandırtmayacağız.

- Ülkemizde bulunan ABD ve NATO üslerinin kaldırılması ve yenilerinin yapılmasını engellemek için mücadelemizi yükselteceğiz.

- BM dünya barışının değil, emperyalizmin dünya hakimiyetinin platformudur. İran'a süre vermesi kabul edilemez. Bu nedenle emperyalist kurumların hiçbir kararını tanımayacak ve bunlara karşı mücadele edeceğiz.

- Emperyalistlerin ve işbirlikçilerin ezilen dünya halkları, özelde Ortadoğu halklarına yönelik tüm saldırı politikalarına karşı çıkacak, ezilen dünya halkları ile dayanışma içinde bunlara karşı mücadelemizi yükselteceğiz.

Tüm anti-emperyalist, yurtsever, devrimci, demokrat, ilerici kurum ve kişileri emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı ortak bir mücadele hattı örmeye, anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

Katil ABD Ortadoğu'dan defol!

Emperyalizm yenilecek direnen halklar kazanacak!

Irak, İran, Surye ve Filistin halkları yalnız değildir!

21 Nisan 2006

IRAK'TA İŞGALE HAYIR KOORDİNASYONU,

BAĞIMSIZ DEVRİMCİ SINIF PLATFORMU,

KURTULUŞ PARTİSİ,

DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ,

PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ

---------------------------------------------------------------------------------------

Silah tekelleri Türk devletinin 10 milyar dolarlık ihalesini kapma yarışına girdi

Cumhuriyet tarihinin en büyük silahlanma hamlesi olan, Türk Hava Kuvvetleri'nin yeni nesil savaş uçağı alımıyla ilgili ihale kararının, bu yılın sonuna kadar açıklanacağı bildirildi. Türkiye'nin “100 adet yeni nesil savaş uçağı” için gelecek 20 yılda 10 milyar dolara yakın harcama yapmayı planlandığı açıklandı. Bu açıklama, ABD ile AB silah tekellerinin ihaleyi alabilmek için şimdiden “it dalaşı”na girmesine yolaçtı.

Silah tekellerinin iştahını kabartan ihalenin açılacağı, Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar tarafından, Amerikan-Türk Konseyi ve Türk-Amerikan İş Konseyi'nin geçen ayın sonunda Washington'da düzenlediği yıllık toplantılar sırasında yapılan konuşmada ilan edilmişti. Müsteşar, ödenecek rakamın yüzde 50'si karşılığındaki imalat işinin Türkiye'de yapılmasını şart koştuklarını da ifade etmişti. Görüldüğü üzere sermaye devleti, bu ihale ile, yakın zamanda tek çatı altında birleştirdiği silah şirketlerini de palazlandırmak istiyor.

Türkiye'nin açmaya hazırlandığı yeni silah ihalesi, ABD önderliğinde geliştirilmekte olan Joint Strike Fighter (JSF-Müşterek Av/Bombardıman Uçağı) ile batı Avrupa ülkelerinin ürettiği Eurofighter Typhoon uçağı arasında rekabeti alevlendirdi. JSF'nin baş üreticisi konumundaki Amerikan Lockheed Martin şirketinin, bu uçağın tercih edilmesi durumunda Türk savunma sanayiine değeri 3.5 milyar dolardan fazla üretim işi vermeyi önerdiği belirtildi. Lockheed Martin yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 2002 yılı rakamlarına göre 3.5 milyar dolar tutarındaki, değeri şu anda 4 milyar doları aşan bu teklif çerçevesinde, ağırlıkla JSF uçaklarının bir bölümünün gövde ve kompozit malzemelerinin üretiminin Türkiye'deki TAI tesislerinde yapılması öneriliyor. Türk yetkilileri, Lockheed Martin'in TAI için önerdiği imalat oranının tatmin edici bulunduğunu, ancak Türkiye'nin, Aselsan, Havelsan ve Roketsan şirketleri için de “ilave iş” talep ettiğini belirttiler.

İngiliz, Alman, İspanyol, İtalyan ortaklığıyla oluşturulan rakip Eurofighter şirketinin de Türkiye'ye yeni sunduğu planda “cazip” bir yerli üretim önerisinde bulunduğu belirtildi, ancak bu önerinin ayrıntıları henüz açıklanmadı.

Sömürü ve yağma düzeninin bekçileri, zenginliğin üreticisi işçi ve emekçilere işsizlik ve sefilliği reva görürken, muazzam büyüklükteki kaynaklarla kan tacirlerinin kasalarını doldurmaya hazırlanıyorlar.