18 Mart 2006 Sayı: 2006/10 (10)
  Kızıl Bayrak'tan
   Newroz gerçek özgürlüğe ve tam eşitliğe
bir çağrıdır!
  Şemdinli iddianamesi üzerine
  Şemdinli ve kontra medyanın postal yalayıcılığı
  Ordu tavrını açıkladı... Kontrgerilla faaliyetlerine tam hız devam!
Yeni saldırılar ve sınıf hareketi
  EP yönetiminin gönüllü işbirliği!
Sağlıkta yıkım politikası devam ediyor
Sağlık çalışanlarının 14 Mart eylemleri
  Gazi direnişinin yıldönümünde eylem ve etkinlikler...
  Gülsuyu’nda Gazi anması… Gazi’nin hesabı sorulacak!
Sözleşmeli çalışma devam ediyor!
  Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri
“Yetkin Mühendislik Yasa Tasarısı”na karşı biraraya geldi...
  Ortak açıklama; 2006 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü
politik ve pratik olarak kazandık!
  Gençliğin
devrimci hareketini büyütmek için! (Orta sayfa)
   Kentler ve yeni tehlikeli “sınıflar”/Yüksel Akkaya
   Emperyalist güçler siyonist ilhakçıların hizmetinde
   Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran’ın nükleer dosyasını Güvenlik Konseyi’ne sevketti...
  Dünyanın kanını emenlerin listesi yayınlandı!
  Fransız emekçiler sermaye temsilcilerine meydan okuyor...
  Kore işçi sınıfı uzun süreli bir genel greve hazırlanıyor
  AEG grevi sona erdi!
  Yurtdışında 8 Mart etkinlikleri...
  Gençliğin mücadelesinden...
  Has Alüminyum işçileriyle dayanışmaya!
  Ümraniye İşçi Platformu kuruldu!
  Cejna Newroz piroz be!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

AEG grevi sona erdi!

AEG'de bağımsız taban örgütlülüğünün zayıflığı, hain sendika bürokrasisinin ayak oyunları sonucu 46 gün süren direniş, 7 Mart günü sona erdirildi. 6 Mart günü yapılan oylama sendika bürokrasisi tarafından oldu bittiye getirilerek %81'lik evet oyu ile sonuçlandı. IGM Sendikası ve işyeri işçi temsilciliği tarafından grev bitirildi. Aslında IGM Sendikası Bayern eyaleti Genel Başkanı Werner Neugebauer, Nürnberg ikinci başkanı Jurgen Wechsler, AEG İşyeri temsilcisi Harald Dix, 27-28 Şubat tarihlerinde Münih'te Electrolux şefleriyle yapılan görüşmelerde işi bitirmişlerdi. Bu görüşmenin aracısı, Bayern eyaletinin eski ekonomi bakanı Otto Wiesheu, şu an Alman demiryolları başkanı ve binlerce işçinin işine son veren azılı bir işçi düşmanı. Ayrıca Alman tekelleri Bayern hükümetine yoğun baskı uyguladılar. Sendika ağaları da ileri boyuta taşınan bir direnişi göze alamadılar.

Üzerinde anlaşılan talepler şunlar; her işçi başına yıllık 1.8 aylık çıkış parası; çıkıştan sonra %67'lik ödemeli bir yıllık mesleki eğitim; 53 yaşını dolduranların emekliliklerinin garanti altına alınması. En önemli talep işyeri garantisi idi, maalesef 2007'de fabrika kapatılacak. Bu yılın Haziran ayına kadar 600 işçi, 2007'de 800 işçi ve geri kalanlar 2007'den sonra çıkartılacak.

Sonuçtan, emekliye ayrılacaklar ve sendika bürokatları dışında hiçbir işçi memnun kalmadı. Sendika bürokratları aslında Şubat'ın sonunda anlaşmayı bitirmişlerdi. Geriye işçileri ve kamuoyunu hazırlama kalmıştı. 50 kişilik anlaşma komisyonunu önce kandırmaları gerekiyordu. Komisyonu kandırmaları 3-4 gün sürdü. Toplantı yeri ve saatini hep değiştirdiler, ortalıkta görünmez oldular. İşçiler tam bir beklentiye terkedildiler. Sorulan sorular muhatapsız kaldı. Alttan alta bundan iyi anlaşma olamaz, bugüne kadar yapılan en iyi anlaşma, istemiyorsanız sendika olarak biz çekiliyoruz, anlaşmaları kendiniz yapın tehdidi ile işçileri köşeye şıkıştırdılar. Anlaşma komisyonu 46 evet, 2 hayır, 2 çekimser oyla anlaşmayı kabul etti. Ardından işçilerin oylamasına sunuldu. Toplam 900 işçi katıldı ve % 81 evet oyu çıktı, böylece grev resmen sonuçlanmış oldu.

Bazı öncü işçiler grevin devamı için çaba gösterdiler. Ancak sonucu değiştirmeye yeterli olmadı. Bizden bir takım yardım talebinde bulundular. Bizlerin müdahale ve çabası da sonucu değiştirmeye yetmedi. AEG, işçilerinin politik bilinci ve iç örgütlülüğü bakımından en zayıf fabrikalardan biri. Bu direniş bir parça bilinç sıçraması yaptı, en önemli kazanımı bu oldu.

BİR-KAR çalışanları olarak, 46 gün süren direniş boyunca gelişmeleri Kızıl Bayrak'a yansıttık. Süreç boyunca Almanca-Türkçe bildirimizi işlevli kullandık. Kızıl Bayrak'ta AEG ile ilgili çıkan haberleri çadıra astık, birkaç defa işçilere Kızıl Bayrak dağıtımı yaptık. Adana Tekel direnişinin mesajlarını ilettik. Canlı telefon bağlantısını yerel radyo evi üzerinden sağladık. Her gün işçilerin yanında olduk, saatlerce işçilerle direnişin geleceği, sonuçları, sendika bürokratlarının oyunları, mücadelelerinin bölge açısından taşıdığı önemini anlatmaya, onlarla bu sorunları tartışmaya çalıştık. Bulunduğumuz alanlarda maddi destek örgütledik. Grev ziyaretleri sırasında kültürel olarak da işçilere ulaşmaya çalıştık. Nazım'dan, Brecht'ten Almanca-Türkçe şiirler okuduk, politik konuşmalar yaptık. Almanca, “Ya kapitalist barbarlık, ya sosyalizm!” şiarının yazılı olduğu Bir-Kar imzali pankartımız direniş boyunca grev çadırında asılı kaldı. Ayrıca o güne kadar çıkan tüm Parti bildirilerini çadıra astık. Çadırı her ziyaretimizde işçiler sürekli olarak gelişmeleri bize aktardı, görüş ve önerilerimizi sordu. Direniş süresince 10'a yakın öncü işçi ile ilişki kurduk. Birçok işçiyle sıcak ilişki geliştirdik. Grev boyunca sunduğumuz sürekli destek bazı işçilerde güven oluşturdu. Grev boyunca etkili bir müdahale geliştirmiş olduk. Benzer desteklerin çok yönlü geliştirilmesi süreci olumlu etkileyebilirdi. Ancak dışımızdaki grev ziyaretleri sınırlı kaldı.

AEG işçisi hain sendika ağalarından hesap sormalıdır!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

BİR-KAR /Nürnberg

-----------------------------------------------------------------------------------------

Doğu Avrupalılar'ın sosyalizm özlemi artıyor

Macaristan'ın önde gelen araştırma kuruluşlarından Tarki Araştırma Enstitüsü tarafından eski “Sosyalist Blok” üyesi 11 ülkede yapılan bir kamuoyu araştırması, halkın dörtte birinin sosyalizmi özlediğini ortaya koydu.

Her ülkeden biner kişiyle gerçekleştirilen ankette, katılımcılardan “hangi toplumsal rejimde yaşamak istersiniz?” sorusuna cevap vermeleri istendi. Eski günleri yani sosyalizmi özlediğini söyleyenlerin oranı yüzde 24'e ulaştı. Rusya ve Bulgaristan'da ise, halkın yüzde 30'u “sosyalizm daha iyiydi” diyor.

Kapitalizm dışında bir toplumsal düzen istemeyi “analiz edilmesi gereken bir sorun” olarak yansıtan “uzmanlar”, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından bunca sene sonra ortaya çıkan rakamların “şaşırtıcı derecede yüksek” olduğunu dile getiriyorlar. Burjuvazinin paralı uşakları olan bu “uzman” takımı, ortaya çıkan sonuçlardan dolayı, belli ki, hizmet ettiği sınıf adına kaygılanıyor. Bu da doğal! Zira 17 yıl gibi, toplumlar tarihi açısından ancak bir “an” sayılabilecek süre içinde kapitalizmin iğrençliğini farkedip sosyalizmi istemek, kapitalist yağmadan pay alan her kesimi kaygılandıracak cinsten bir gelişmedir.