18 Mart 2006 Sayı: 2006/10 (10)
  Kızıl Bayrak'tan
   Newroz gerçek özgürlüğe ve tam eşitliğe
bir çağrıdır!
  Şemdinli iddianamesi üzerine
  Şemdinli ve kontra medyanın postal yalayıcılığı
  Ordu tavrını açıkladı... Kontrgerilla faaliyetlerine tam hız devam!
Yeni saldırılar ve sınıf hareketi
  EP yönetiminin gönüllü işbirliği!
Sağlıkta yıkım politikası devam ediyor
Sağlık çalışanlarının 14 Mart eylemleri
  Gazi direnişinin yıldönümünde eylem ve etkinlikler...
  Gülsuyu’nda Gazi anması… Gazi’nin hesabı sorulacak!
Sözleşmeli çalışma devam ediyor!
  Toplumcu Mühendislik Mimarlık Öğrencileri
“Yetkin Mühendislik Yasa Tasarısı”na karşı biraraya geldi...
  Ortak açıklama; 2006 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü
politik ve pratik olarak kazandık!
  Gençliğin
devrimci hareketini büyütmek için! (Orta sayfa)
   Kentler ve yeni tehlikeli “sınıflar”/Yüksel Akkaya
   Emperyalist güçler siyonist ilhakçıların hizmetinde
   Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran’ın nükleer dosyasını Güvenlik Konseyi’ne sevketti...
  Dünyanın kanını emenlerin listesi yayınlandı!
  Fransız emekçiler sermaye temsilcilerine meydan okuyor...
  Kore işçi sınıfı uzun süreli bir genel greve hazırlanıyor
  AEG grevi sona erdi!
  Yurtdışında 8 Mart etkinlikleri...
  Gençliğin mücadelesinden...
  Has Alüminyum işçileriyle dayanışmaya!
  Ümraniye İşçi Platformu kuruldu!
  Cejna Newroz piroz be!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Emperyalist güçler siyonist ilhakçıların hizmetinde

Emperyalist güç odaklarıyla bölgedeki gerici işbirlikçileri, Filistin seçimlerinden galip çıkan Hamas'ı denetim altına alabilmek için, kirli yöntemler dahil her yola başvuruyor. ABD, AB ve taşeronları, Hamas'ı sistem içine çekmek için “havuç-sopa” politikası izliyor. Filistin'e dair sarfettikleri her söze, “Hamas şiddetten vazgeçmeli, İsrail'i tanımalı, geçmişte yapılan anlaşmalara uymalıdır” nakaratını tekrarlayarak başlayan riyakarlar cephesi, siyonist İsrail'in kesintisiz şekilde devam eden katliamlarını görmezden geliyorlar. Bu saldırıların son örneği, İsrail uçaklarının Gazze Şeridi'nde bir araca füze fırlatması oldu. Saldırıda biri 8 yaşında bir çocuk olmak üzere 5 Filistinli katledildi.

İsrail'in yeni ilhak planı

Irkçı-siyonistlerin Filistin halkı şahsında insanlığa karşı işlediği suçlar cinayetlerle sınırlı değil. Gerici güçlerin Hamas'la uğraşmasını fırsat bilen siyonistler, yeni bir ilhak planı hazırlığı içinde olduklarını ilan ettiler. Kasap Şaron'un selefi İsrail başbakan vekili Ehud Olmert, 28 Mart tarihinde yapılacak olan genel seçimlerde iktidara geldiği takdirde, İsrail ile Filistin arasındaki nihai sınırı dört yıl içinde belirlemeyi planladığını açıkladı. “İsrail'in 4 yıl içinde daimi sınırlarını, kendisini Filistin halkının çoğunluğundan ayıracak, önemli ve istikrarlı Yahudi çoğunluğu muhafaza edecek biçimde ayarlayacağını” söyleyen siyonist şef, bu planın parçası olarak, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında, Kudüs ile en büyük yerleşim merkezi Maaleh Adumim arasında yeni Yahudi yerleşim birimleri kurulacağını da söyledi. Bu plana göre, Batı Şeria'daki yasadışı Yahudi yerleşim birimleri Guş Etzion, Kudüs'ün çevresi, Ariel ve Maale Adumim yerleşim birimleri ile Ürdün vadisinin bir kısmı İsrail tarafından ilhak edilecek.

Kasap Şaron'un belirlediği politikayı sürdüren Ehud Olmert, Hamas'ın beklentilere yanıt vermemesi durumunda yeni duvar öreceklerini de söyleyerek, İsrail rejiminin ırkçı politikayı daha da derinleştireceği mesajını verdi. Oysa Uluslararası Adalet Divanı, 2004 yılında aldığı bir tavsiye kararında, duvarın uluslararası yasalara aykırı olduğunu ve yıkılması gerektiğini belirtmişti.

Kan dökücü siyonist takımının gündemindeki bir diğer konu ise, Hamas liderlerine ölüm tehdidi savurmak. Ehud Olmert, Hamas'ın başbakan adayı İsmail Haniye dahil Hamas liderlerini “meşru hedef” ilan ederken, savunma bakanı şaul Mofaz, “Hamas terör yolunu seçerse, siyasi ya da askeri liderler arasında ayrım yapmayacağız” tehdidini savurdu.

Hamas: İsrail planı bir savaş ilanıdır

Hamas'ın sürgündeki siyasi lideri olan Meşal, Şam'da Fransız haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, söz konusu planın sadece İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğunu ve Ortadoğu'ya barış getirmeyeceğini vurguladı.

Siyonistlerin planına tepki gösteren Meşal, “Sözkonusu olan bir barış planı değil, İsrail'in Batı Şeria'nın büyük bir bölümünde kalmasına, duvarı ve Yahudi yerleşim birimlerini elinde tutmaya devam etmesine, Doğu Kudüs ile ilgili ter türlü tavizi ve Filistinlilerin dönüş hakkını reddetmesine olanak sağlayan bir savaş ilanıdır” ifadelerini kullandı.

Bu arada BM'nin Filistin topraklarındaki insan haklarının durumuyla görevli bağımsız özel raportörü John Dugard da, Cenevre'de İnsan Hakları Komisyonu'na sunduğu raporda; “Doğu Kudüs'ün karakterinin Filistin mahallelerinden duvarın geçirilmesiyle önemli değişikliklere uğradığını, buradaki duvar inşasıyla bu bölgedeki Filistinlilerin Batı Şeria'ya nakledilerek sayılarının azaltılmasının amaçlandığını” belirtti. Raporda, “bu amacın bölgede ciddi insani sorunlar yaratacağı, ailelerin parçalanacağı, hastanelerden, okullardan ve işyerlerinden geri çevrilecekleri” uyarısında bulunuldu. Dugard, daha şimdiden 15 bin kişinin yerinden edildiğini hatırlatarak, ırkçı duvar inşaatının yeni bir mülteci dalgası yaratacağını vurguladı.

AB'nin ikiyüzlü politikası

ABD ile aynı çizgide ilerleyen AB hükümet kurma çalışmalarına devam eden Hamas'a “havuç” uzatırken, Bush liderliğindeki neo-faşist çete Hamas'ın koalisyon hükümeti kurmasını engellemek için uğraşıyor. Amerikan yönetiminin El Fetih liderleriyle Filistinli diğer örgütlere, Hamas ile hükümet kurmamaları yönünde dayatmalarda bulunduğu bildirildi. Filistinli kaynaklar, Washington'dan kendilerine gelen mesajda, “Hamas ile hükümet kurarlarsa, ABD'nin kendileriyle bütün ilişkileri keseceğinin” belirtildiğini söylüyorlar.

İsrail, Filistin yönetimi adına topladığı vergi gelirlerinin aktarılmasını, Hamas'ın seçim zaferinin ardından durdurmuştu. Bunun üzerine AB, geçen ay sonunda Filistin'e 120 milyon Euro “yardım” yapmayı karşılaştırmıştı. Ancak ABD ile birlikte AB, Filistin seçimlerinin galibi Hamas'tan, İsrail'i tanıması, şiddetten vazgeçmesi ve İsrail'le yapılan mevcut anlaşmaları kabul etmesini istiyor. Bu dayatmaları kabul etmesi için Hamas'a “yardım” konusunda şantaj yapmakla yetinmeyen AB, yeni aldığı bir kararla şantajı resmileştirdi. Hamas'ı uyaran AB Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner, “Gelecekteki Filistin hükümetine yardım sağlamak için bazı ilkeler belirledik” dedi. Ferrero-Waldner, barışı, barışçıl yöntemlerle aramadığı sürece yeni Filistin yönetimine para verilemeyeceğini söyledi.

Görüldüğü üzere “barış” savunucusu AB'nin gündeminde İsrail'in devlet terörüne son vermesi, ırkçı duvar inşaatına son vermesi veya işgal ettiği topraklardan çekilmesi gibi talepler bulunmuyor. Onlar, devletlerin terörünü savunur, hatta “demokrasinin gereği” sayarlar. Ancak işgale karşı direnenlerin “terör eylemleri”nden vazgeçmesini talep etmekte de bir sakınca görmezler. Politikalarını riyakarlık temeli üzerine şekillendiren AB elitleri, bu kaba çelişkiden rahatsız olmayacak kadar arsızdırlar.

İradesini emperyalist-siyonist zorbalara teslim etmeyen Filistin halkı, bu iğrenç şantajları boşa düşürecek kararlılığı da gösterecektir.

----------------------------------------------------------------------------------------

Gazze'de kıtlık

İsrail yönetiminin, Gazze Şeridi'ni dünyaya bağlayan Karni sınır kapısını 21 Şubat'tan bu yana kapalı tutması nedeniyle, kentte kıtlık başgösterdi. Bölgedeki kaynaklar, halkın büyük gıda sıkıntısı yaşadığını belirtirken, Gazzeliler de süt, şeker ve sebze bulamadıklarını ifade ettiler.

Konuya ilişkin bir açıklama yapan Filistin Ekonomi Bakanı Yardımcısı Nasır Sarac, “Birkaç gün içerisinde un da bitecek. Eğer bu olursa, kentte büyük bir isyan başlar. Fakat isyanın hedefi Hamas değil, İsrail olur” dedi.

Gazze Şeridi'ndeki askeri kontrol noktalarının 21 Şubat'tan bu yana, sadece 12 günlüğüne açıldığını belirten Sarac, “Gazze'deki un stoku kritik durumlara ulaştı. Sorun yakın zamanda çözülmezse, Filistinliler gıda bulabilmek için Erez kontrol noktasına yüklenmeye başlayacaklar. İsrail yönetimi, Gazze'nin elindeki stoklarla en fazla 3 hafta daha dayanabileceğini biliyor, fakat sınırın kapatılmasından kaynaklanan kıtlık ve ekonomik zararı sona erdirmiyor” diye konuştu.

Un ve şekerin birkaç hafta içinde biteceğini, pirinç stoklarının ise ancak birkaç gün dayanabileceğini belirten Sarac, “Taze süt yokluğu unlu mamullerin yapılamamasına ve bebeklerin sağlıklı beslenememesine neden oluyor. İsrail'in kontrol noktalarını kapatmasından sonra, karaborsaya düşen un ve şeker fiyatları yüzde 20 arttı” dedi.

Ekonomik kriz

Gazze'deki kıtlığın kentteki çiftçiler ile işadamlarını da olumsuz etkilediği ve ekonomik kriz yarattığı belirtildi. Kente çimento ve demir getirilemediği ifade edilirken, gübre sıkıntısının da çiftçileri mağdur ettiği ifade edildi. Yılın bu aylarında, biber, salatalık ve domates yetiştiren Gazzeli çiftçilerin, kıtlık nedeniyle 500 bin doları aşkın zarara uğradığı dile getirildi…

(Evrensel, 12 Mart 2006)