07 Ocak 2006 Sayı: 2006/01 (01)
  Kızıl Bayrak'tan
  Geleceğe umutla bakmak için devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltelim!
  MGK toplantısı, Sezer’in mesajı ve yeni “terör” yasaları
  Savaş kundakçıları halkların katili NATO ile birlikte İran saldırısına hazırlanıyor
  OYAK-Arcelor yağma ortaklığı
OYAK şirketleri Güney Kürdistan’da
  TCK’nın 301. ve 305. madde tartışmaları
Özel televizyonlarda Kürtçe yayın
  Özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi barikatı!
  DİSK Yönetim Kurulu’nun 2005 yılı değerlendirmesi ve 2006 yılı hedefleri üzerine / Yüksel Akkaya
  2005 yılında kamu emekçileri hareketi
  2005 yılı dünyasından bazı kesitler
  Yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde Kürt sorunu... İnkara dayalı devekuşu politikasına devam (Orta sayfa)
  YÖK’ün terör uygulamaları, faşist saldırılar, büyüyen ticari eğitim saldırısı!
  Kızıl Bayrak’ın örnek kullanımı
  Yeni yıl mesajları; Gelecek emeğin olacak!.
  Washington-Tel Aviv şefleri Suriye etrafındaki çemberi daraltıyor
  2005 yılını geride bırakırken.../2
  Hava-İş Eğitim ve ÖrgütlenmeUzmanı Munzur Pekgüleç ile röportaj
  Bültenlerden...
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Devrimi ve kültür
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İşçi Kurultayı'nın yarattığı güçlü irade ve kararlılıkla örgütlenme seferberliği!

4 ay önce ortak sorunlarımıza ortak çözümler üretmek için, Ümraniye'deki sınıf bilinçli işçiler olarak ilk adımlarımızı attık. Bu 4 aylık süre zarfında oluşturduğumuz komitelerde, gerçekleştirdiğimiz toplantı, piknik, panel vb. etkinliklerde, yaşadığımız sorunları, çözüm yollarını tartıştık. Nihayet 11 Aralık günü metal, petro-kimya, tekstil sektöründe çalışan öncü işçilerin katılımı ile kurultayımızı gerçekleştirdik.

Farklı sektörlerde çalışmamıza rağmen, sunulan tebliğler ve konuşmalar, sorunlarımızın bir olduğunu, birleşmek ve örgütlenmek dışında bir seçeneğimiz olmadığını bir kez daha gösterdi. İçimizdeki güvensizliklerin de, yaşanan olumsuzlukların da ancak kararlı, ısrarlı, sabırlı bir çalışma ile alt edilebileceğini anladık.

Aynı zamanda kurultayı sadece sorunlarımızı tartışmak için değil, tabandan örgütlenme adımlarını büyütmenin bir gereği olarak da gerçekleştirdik. Bugün sendikalarımızın kötürümleştiği yerde bağımsız taban inisiyatifini, taban örgütlülüğünü yaratmak öncelikli görevlerimiz arasında yeralıyor.

4 aylık çalışma sonrasında gerçekleşen işçi kurultayından güçlü bir irade ve somut kararlarla çıktık. Biliyoruz ki, daha yolun başındayız. Biliyoruz ki daha katetmemiz gereken çok mesafe var. Şimdi önümüzdeki görev, kurultayın, kurultayda yarattığımız birliktelik ve sınıf dayanışmasının gücüyle bölgede örgütlenme seferberliği başlatabilmektir.

Bu çerçevede kurultayımızın önümüzdeki dönem çalışmamıza yön verecek başlıca karar ve hedeflerini şöyle sıralayabiliriz:

* Bugün sınıfın dağınıklığı ve örgütsüzlüğü karşısında sınıfın birliğini sağlamak için İstanbul'un 5 bölgesinde daha benzer çalışmalar yürütülüyor. Yürütülen bu çalışmaları birleştirmek, bu çalışmalardan etkili ve kalıcı sonuçlar çıkarmak için Haziran ayında İstanbul'da merkezi bir işçi kurultayının gerçekleştirilmesi,

* Kurultayla birlikte bölgemizde yeniden bir örgütlenme seferberliği ilan ediyoruz. Bu çalışma doğallığında fabrikalardan ve atölyelerden başlamalıdır. Sesimizin ulaşmadığı tek bir işçi ve fabrika bırakmayacak bir çalışma yürütme hedefiyle davranıyoruz. Bu çalışmayı etkin ve yaygın sürdürebilmek ve kalıcı sonuçlara ulaştırabilmek için tabandan oluşturulacak örgütlülüklere ihtiyaç vardır. Bu amaçla, örgütlenme ve hak alma mücadelesini daha güçlü sürdürebilmek için işyeri komiteleri, sektör birimleri, bölge işçi platformları benzeri taban örgütlülüklerinin kurulması için adımlar atılması,

* Sendikal örgütsüzlüğün yaygınlığı karşısında sendikal örgütlenme çalışmalarına hız verilmesi; aynı zamanda sendikaları elinde tutan bürokratlara karşı amansız bir mücadelenin örgütlenmesi,

* Bugün sermaye çeşitli araçları kullanarak bizlerin sınıf bilincini köreltiyor, bizleri bireysel bir yaşama itip, bencilleştiriyor, yozlaştırıyor. Sermayenin bu tahribatına karşı birliğimizi ve dayanışmamızı güçlendirmek amacıyla eğitim çalışmalarına, panel, seminer vb. etkinliklere hız verilmesi,

* Asgari ücrete yapılan 30 milyonluk zamma karşı tepkinin örgütlenmesi. Asgari ücret belirlenmiş olmasına rağmen işyerlerimizde ücret sorunu karşısında mücadelenin örgütlenmesi, patronlar karşısında taraf olabilmek ve bu doğrultuda hak alıcı bir mücadele verebilmek için tüm olanakların seferber edilmesi,

* Bölgemizde gerçekleşen yerel işçi direnişlerine karşı aktif dayanışmanın örgütlenmesi,

* Somut sorunlarımız karşısında somut taleplerimiz uğruna mücadelenin yükseltilmesi...

Bugün attığımız bu adımların hayat bulması ve sınıfımızın kazanması için tüm öncü işçileri sorumluluğa davet ediyoruz. İnanıyoruz ki bu çabaları büyüttüğümüzde sınıfın gerçek gücünü açığa çıkartabilir, patronlara gereken yanıtı verebiliriz!

Ümraniye'den sınıf bilinçli işçiler

(OSB-İMES İşçi Bülteni'nin son sayısından alınmıştır...)

------------------------------------------------------------------------------------------

Öncü, bilinçli İMES işçilerini gücümüze güç katmaya çağırıyoruz!

Dört aylık yoğun bir çabanın ardından Ümraniye İşçi Kurultayı'nı gerçekleştirdik. Kurultay, bölgemizdeki işçilerin seslerini taşıdığı bir kürsü oldu. Bizler de İMES İşçileri Komitesi olarak İMES işçilerinin sesini kurultaya taşıdık. Kurultay hazırlık sürecinde konuştuğumuz, tartıştığımız İMES'teki işçi arkadaşlarımızın da düşünce ve önerilerini içeren bir tebliğ hazırladık. Hazırladığımız bu tebliğ tamamen İMES'in koşullarını ve bu koşullar karşısında İMES işçileri olarak neler yapılması gerektiğini içeriyordu.

Üç ana bölümden oluşan tebliğde, İMES'in çalışma koşulları, en yakıcı sorunları ve bütün bunlara bağlı olarak İMES'te nasıl örgütlenmemiz gerektiği vurgulanıyordu.

Tebliğ içerisinde İMES'te yaşadığımız en yakıcı sorunlar, düşük ücretler, ücretlerin ödenmemesi ve sigortasız çalışma olarak belirtildi. Önümüzdeki dönemde bu sorunlar karşısında yeni çalışmalar yapmak ve varolan çalışmalarımızı da hızlandırmak için bir planlama yapmaya başladık.

Bizler biliyoruz ki yaşadığımız sorunları hiç kimse bizden daha iyi anlayamaz. Dolayısıyla sorunlarımızın çözümünü de bizden başkası gerçekleştiremez. Yaşadığımız sorunları çözecek olan bizler olduğumuza göre, elini taşın altına koyması gerekenler de yine bizleriz.

Yeter ki birlikte hareket edebildiğimizde ne kadar güçlü olabileceğimizin de farkında olalım.

Son olarak Kurultay'da yaptığımız çağrıyı bir kez daha yineliyoruz!

İMES'te örgütlenmek ve haklarımızı alabilmek istiyorsak İMES'i tek bir fabrika olarak görebilmeliyiz. Ancak bu şekilde davrandığımız koşullarda İMES patronlarının saldırılarını geri püskürtebiliriz. Ortak bir şekilde hareket edebilmek, bizim tek kurtuluş yolumuz.

Bizler İMES İşçileri Komitesi olarak bu amaçla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Çalışmalarımızın bir sonuca ulaşabilmesi için duyarlı, öncü İMES işçilerini komitemize katılmaya, gücümüze güç katmaya çağırıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

İMES İşçileri Komitesi

(OSB-İMES İşçi Bülteni'nin son sayısından alınmıştır...)

------------------------------------------------------------------------------------------

Metal işçileri örgütleniyor!

Ümraniye İşçi Kurultayı tüm sektör ve alanlarda çalışan işçilere olduğu gibi biz metal işçilerine de bir kez daha örgütlenmekten başka bir seçeneğimiz olmadığını gösterdi. Sadece kurultay günü yapılan tartışmalarda değil, kurultay öncesinde yürüttüğümüz çalışmalarda da yaşadığımız sorunları tartışırken biraraya gelmenin önemini hatırlamış olduk.

Kurultayımız bizler için örgütlenme çalışmalarımızda yeni bir basamak anlamına geliyordu. Ve şimdi önümüzde bu çalışmaları Kurultay'dan aldığımız güç ile birlikte daha yoğun bir şekilde devam ettirme görevi duruyor. Düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, iş kazaları ve daha onlarca sorunumuzu çözmek için Kurultay'dan önce attığımız adımları daha da güçlendiriyoruz. Metal işçilerinin örgütlü bir bütün olarak hareket edebilecekleri bir platformu oluşturabilmek için çalışmalarımıza çoktan başladık. Kendi sektörlerimizden doğru atacağımız adımları ileriki dönemlerde diğer sınıf kardeşlerimizle birleştirip işçi sınıfının gerçek gücünü açığa çıkartacağımıza inanıyoruz.

Ve tüm metal işçisi arkadaşları bu çalışmaların aktif bir parçası olmaya, sınıfımızın kurtuluş davasına güç katmak için kendi sektörümüzden başlayarak harekete geçmeye çağırıyoruz.

Ümraniye'den sınıf bilinçli metal işçileri

(OSB-İMES İşçi Bülteni'nin son sayısından alınmıştır...)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Tersane İşçileri Kurultayı Hazırlık Komitesi temsilcisi ile konuştuk...

Tersane işçilerinin birliğini yaratmak için yola çıktık!

Bir grup tersane işçisi kısa bir süre önce Kurultay çalışması başlattılar. Amaç ve hedeflerini bültenimiz aracılığıyla duyurdular. Tersane İşçileri Bülteni olarak Kurultay çalışmasının başından beri içinde yeraldık. Tersane işçilerinin sorunlarını sayfalarımıza taşıdık. Kurultaya çağrı yapan işçilerin sesini tersane işçilerine duyurmaya çalıştık.

Bu sayımızda ise Tersane İşçileri Kurultayı Hazırlık Komitesi'nden bir işçi ile kurultayın amaç ve hedefleri üzerine yapmış olduğumuz röportajı yayınlıyoruz. Röportajın Kurultay'ın amaç ve hedefleri konusunda tersane işçilerini bilgilendireceğine inanıyoruz…

Kurultay fikri nasıl oluştu, öncelikle bize bunu anlatabilir misiniz?

Bildiğiniz gibi biz tersane işçileri olarak çok ağır koşullarda çalışıyoruz. Bu sorunlar hemen tüm işçiler tarafından biliniyor. İş cinayetleri, uzun çalışma saatleri, sigortasızlık, taşeron çalışma, sosyal haklardan yoksunluk bu sorunlarımızın başında geliyor. Bu saydığımız sorunlar neredeyse tüm tersane işçilerinin paylaştığı ortak sorunlar durumunda. Ortak sorunlara ise ancak ortak çözümler üretilebilir. Bizler öncelikle bu sorunlar karşısında tüm tersane işçilerini aydınlatmaya dönük bir çalışma içerisine girdik.

Tersane İşçileri Bülteni, Kurultay Hazırlık Komitesi'nde de yeralan bir grup işçi tarafından çıkartıldı. Bir yılı aşkın bir süredir yürüttüğümüz çalışmamız boyunca tersane işçilerini birleşmeye, hak ve talepleri doğrultusunda mücadeleye çağırdık. Bu sürecin bir ürünü olarak Kurultay fikri oluştu. Kurultay sürecinin tersane işçilerinin birliğinin sağlanması yönünde atılmış önemli bir adım olacağına inanıyoruz.

Kurultay ile neyi amaçlıyorsunuz?

Kurultay herşeyden önce tersanelerdeki duyarlı, öncü işçilerin sorunlarını tartıştıkları ve belli çözüm yolları ürettikleri bir tartışma platformu olacaktır. Ama biz Kurultay'ı salt bir tartışma platformu olarak görmüyoruz. Kurultay sonucunda nasıl bir mücadele programıyla ve hangi araçlarla örgütleneceğimizi kararlaştıracak, Kurultay'dan çıkan sonuçlar doğrultusunda tersane işçilerinin gücünü açığa çıkarmaya çalışacağız. Tüm tersane işçilerinin bildiği bir şey var; 20 bin tersane işçisinin gücü karşısında ne tersane patronları dayanabilir ve ne de onların örgütü GİSBİR! Demek ki, asıl hedefimiz 20 bin tersane işçisinin birliğini sağlamak.

Peki ama bunu nasıl yapacağız? Öncelikle öncü, duyarlı işçileri yanyana getirerek hem onlara güven verecek, hem de patronlar ve GİSBİR karşısında tersane işçilerini temsil edebilecek birliği yaratacağız. Tersanelerin kendine özgü koşulları tek tek tersanelerde sendika tarzında örgütlenmeyi neredeyse olanaksız kılıyor. Yevmiyelik işçilik, sigortasız çalışma ve taşeron uygulaması tersanelerdeki çalışma biçiminin temelini oluşturuyor. Bir tersane içerisinde onlarca taşeron var ve bunlar sürekli değişiyor. Yani tersanelerde kalıcı işçi çok az.

Tersanelerin yapısı fabrikalardan çok farklı. Bir işçi birkaç yıl içerisinde 37 tersanenin neredeyse hepsinde çalışmış oluyor. Az sayıdaki kadrolu işçi dışındaki binlerce işçi bini aşkın taşeron tarafından çalıştırılıyor. Bu işçiler bu taşeronların kalıcı işçileri de değil. İş bitince hem tersane, hem de taşeron değiştiriliyor. Demek ki işçinin tek bir patronu yok. Tersane işçilerinin karşısında patronların birliği olan GİSBİR var ve tersane işçileri de en temel taleplerini tek bir patrona değil, patronların tümüne yöneltmek zorunda. Yani kısacası tersane işçileri ancak binler halinde harekete geçebilirlerse taleplerini kazanabilirler. Tersanelerde sorunların ortak oluşu bunun olanaklarını sunuyor bize. 16 Haziran'da binlerce işçiyi ayağa kaldıran eylem hala hafızalarımızdaki yerini koruyor. İş cinayetleri karşısında binlerce işçinin eylemli tepki göstermesine karşılık bir sonuca ulaşılamamıştı. Hem eylem bir tepki eylemi niteliği taşıyordu, hem de bu tepkiyi tersane işçilerinin talepleri doğrultusunda bir mücadeleye seferber edebilecek bir irade bulunmuyordu. Tersane işçilerinin herşeyden önce, onların tepki ve öfkesini birleştirebilecek, talepleri doğrultusunda mücadeleye seferber edebilecek bir yapılanmaya ihtiyacı var. Demek ki tersane işçilerinin sendika öncesi bir örgütlenmeye ihtiyaçları var.

Eğer binlerce işçiyi ortak talepler etrafında biraraya getirecek bir yapılanma yaratılabilirse, buradan sendikalaşmaya gitmek çok daha olanaklı olacaktır. Tersane işçileri insanca çalışma ve insanca yaşama koşulları istiyor. Kadro, iş ve can güvenliği, sigorta, insanca yaşanabilir bir ücret vb. Eğer 20 bin işçiyi birleştirebilirsek bunları kazanmak pekala olanaklı olacaktır.

Bugüne kadar ne tür çalışmalar yürüttünüz?

Düzenli olarak gücümüz ölçüsünde tüm işçilere bülten, bildiri, broşür, afiş gibi araçlarla seslenmeye çalışıyor, hemen her gün onlarca işçiyle sorunları ve çözüm yollarını tartışıyoruz. Sigorta hakkı üzerine kapsamlı bir broşür hazırladık. 2 bin adet broşür dağıtıldı ve işçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştık. Önümüzdeki günlerde bir dizi bölgede kahvelerde, çay ocaklarında toplantılar düzenlemeyi planlıyoruz. Aralık sonlarında ise geniş katılımlı bir işçi toplantısı örgütleyeceğiz. Kurultayı Ocak sonlarına doğru düşünüyoruz. Anketler, imza kampanyaları vb. araçları da önümüzdeki günlerde devreye sokacağız.

Son olarak tersane işçilerine söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Bir avuç tersane patronu bizleri iliklerimize kadar sömürüyor. Canımız pahasına çalışıyor ve iş kazalarında arkadaşlarımızı kaybediyoruz. En küçük bir sosyal hakkımız bile yok. Aynı kaderi paylaşan, aynı sömürü koşullarını yaşayan, bizler için cehenneme dönen tersanelerde her türlü insani koşullardan ve sosyal haklardan yoksun olarak çalışan işçiler olarak tüm bu olumsuz koşulları değiştirebiliriz. Değiştirmek için ise dil ve elbirliği yapmamız yeterli. Birbirimize güvenmek, sıkı sıkıya kenetlenmek zorundayız. Bilinsin ki, 20 bin tersane işçisi kolkola girerse taleplerimizi kazanabilir, sigortasızlığa, taşeron uygulamasına, iş cinayetlerine, düşük ücretlere son verebiliriz. Yeter ki, yanyana gelelim ve gücümüzü görelim. Tüm tersane işçilerini Kurultay Hazırlık Komitesi adına hem Kurultay çalışmalarına, hem de Kurultay'a katılmaya çağırıyorum.

(Tersane İşçiler Bülteni'nin son sayısından alınmıştır...)

------------------------------------------------------------------------------------------

Tersane işçilerinden Kurultay'a çağrı…

Sömürünün en vahşisinin hüküm sürdüğü tersanelerde ortak sorunlarımıza çözüm üretmek için başlatmış olduğumuz Kurultay çalışmasına tüm işçi arkadaşlarımızın duyarlı olması gerektiği inancındayım. Tersane işçileri olarak Kurultay'a katılmak, ortak sorunlarımızı birlikte çözmek için örgütlü olmak zorundayız. Patronlar, işçilerden daha örgütlüdür.

Tersane işçileri olarak bulunduğumuz ortamlarda iş cinayetlerini konuşuyoruz. Genel olarak birçoğumuzun gündeminde bu sorun var. Her gün kazalara ve iş cinayetlerine tanık oluyoruz. Ölümü göze alarak çalışıyoruz. Ölümü göze alarak mücadele verdiğimizde ise kan emicilerin sonu gelmiş demektir.

Tüm tersane işçilerine çağrımızdır: Sömürüye, sigortasız çalışmaya, iş cinayetlerine ve taşeron uygulamasına dur demek için haydi Tersane İşçileri Kurultayı'na!

Erkal Tersanesi'nden bir işçi

***

Kurultay çalışmasını anlamlı buluyorum. Bugün tersanelerdeki çalışma koşullarına baktığım zaman, kuralsızlığın tek kural sayıldığını söyleyebilirim. Kötü çalışma koşullarına itiraz etmek, hakkını aramak işten atılmak demektir. Öyle ki yaşam hakkımızı dahi ellerinde tutmaktalar. Bu gidişe dur demek gerekiyor, bu azgın sömürüye dizgin vurmak lazım. Kuralsızlıklarını belli kurallara bağlamak gerekiyor. Onun için Tersane İşçileri Kurultayı'nı destekliyorum. Tüm işçi arkadaşları da kurultaya sahip çıkmaya çağırıyorum.

Bir tersane işçisi

***

Biz tersane işçileri olarak çok sayıda sorunla karşı karşıyayız. Sömürü öylesine çeşitli ki bunları sadece sıralamak dahi kocaman bir liste oluşturur. Sigorta primlerimiz yatmıyor, bu sorun dahi tek başına ele alındığında, bize sömürünün boyutlarını göstermektedir. İş güvenliğimiz yok. Sorunlarımızın çözümü çok karmaşık değil aslında. Çözüm örgütlü mücadeleden geçiyor. Havzada mücadele etmek içinse öncü ilerici işçilerin biraraya gelerek bir mücadele hattı oluşturması gerekiyor. Onun için bugün havzada örgütlenmek istenen kurultay çalışmasını önemsiyorum. Bu çalışmanın başarılı geçmesi biz tersane işçilerinin kurultayı sahiplenmesinden geçmektedir. Tüm işçi arkadaşlara çağrım kurultaya bulundukları her alandan destek olmalarıdır.

Çindemir'den bir işçi

(Tersane İşçiler Bülteni'nin son sayısından alınmıştır...)