07 Ocak 2006 Sayı: 2006/01 (01)
  Kızıl Bayrak'tan
  Geleceğe umutla bakmak için devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltelim!
  MGK toplantısı, Sezer’in mesajı ve yeni “terör” yasaları
  Savaş kundakçıları halkların katili NATO ile birlikte İran saldırısına hazırlanıyor
  OYAK-Arcelor yağma ortaklığı
OYAK şirketleri Güney Kürdistan’da
  TCK’nın 301. ve 305. madde tartışmaları
Özel televizyonlarda Kürtçe yayın
  Özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi barikatı!
  DİSK Yönetim Kurulu’nun 2005 yılı değerlendirmesi ve 2006 yılı hedefleri üzerine / Yüksel Akkaya
  2005 yılında kamu emekçileri hareketi
  2005 yılı dünyasından bazı kesitler
  Yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde Kürt sorunu... İnkara dayalı devekuşu politikasına devam (Orta sayfa)
  YÖK’ün terör uygulamaları, faşist saldırılar, büyüyen ticari eğitim saldırısı!
  Kızıl Bayrak’ın örnek kullanımı
  Yeni yıl mesajları; Gelecek emeğin olacak!.
  Washington-Tel Aviv şefleri Suriye etrafındaki çemberi daraltıyor
  2005 yılını geride bırakırken.../2
  Hava-İş Eğitim ve ÖrgütlenmeUzmanı Munzur Pekgüleç ile röportaj
  Bültenlerden...
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Devrimi ve kültür
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

2006'ya girerken çizilen pembe tablolar ve özelleştirme saldırısında gelinen son aşama...

Özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi barikatı!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) son günlerde ekonomik gelişmelerle ilgili açıkladıkları istatistiki rakamlar üzerinden pembe tablolar çiziliyor. Alışık olduğumuz ve her üç ayda bir açıklanan bu şişirilmiş rakamlara göre, ekonomi hem ihracat, hem ithalatta çifte rekorlar kırarak durmadan büyüyor!

Ancak ekonominin bu çifte rekorlu büyümesi emekçiler cephesinden hiçbir zaman hissedilmiyor. Türkiye'de istihdam edilen 22 milyon 566 bin kişinin yüzde 50.5'i kayıt dışı çalışıyor. İşgücüne katılım oranı ise yüzde 49'a geriledi. Ekonomide bu “çifte rekorlu büyüme”ler yaşanırken, işçiler yine sefalet ücretine mahkum edildi.

Bu pembe tabloların çizildiği aynı günlerde özelleştirme nedeniyle işten atılan, sonrasında ise başka yerlere yerleştirilen işçileri yakından ilgilendiren bir haber yansıdı gazetelere. Radikal'in 1 Ocak tarihli sayısında yeralan habere göre; “Bakanlar Kurulu'nun 31 Aralık'ta yürürlüğe giren kararı gereğince özelleştirme nedeniyle işsiz kalıp başka kurumlara geçici olarak atananlar tazminat, ücretli izin ve fazla mesai alamayacaklar.” Hatırlanacağı gibi gerek Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, gerek Tayyip Erdoğan ve diğer bakanlar özelleştirme nedeniyle fabrikalarına kapanarak direnişe geçen işçilere, kimsenin mağdur edilmeyeceği, bütün haklarının korunarak başka yerlerde istihdam edileceklerine dair söz vermişlerdi. Böylelikle dini imanı para olan, sahtecilikten kaçakçılığa birçok yolsuzluk suçundan defalarca aklanan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve partisinin sahtekarlığı bir kez daha açığa çıktı.

Bakanlar Kurulu kararına göre özelleştirme nedeniyle işsiz kalanlardan 21 bin 193'ünün geçici personel olarak kamu sektörüne atanması öngörülüyor. Düzenlemede bu çalışanların hakları ise şöyle belirlenmiş;

* İstihdam edilecek yüksekokul mezunlarına aylık 589 YTL, lise mezunlarına 519 YTL, ilkokul mezunlarına ise 458 YTL net ücret ödenecek.

* Geçici personele bu tutarlar dışında herhangi bir ad altında ücret ödenmeyecek.

* Geçici personel kendisine verilen görevleri çalışma saatine bağlı olmadan sonuçlandırmak zorunda olacak. Bu çalışma karşılığında ek bir ücret ödenmeyecek.

* Geçici personel her ay için bir gün ücretli izne hak kazanacak. Hastalıkları için dört ayda en fazla iki günü geçmemek üzere ücretli izin alabilecekler. Rapor süresinin iki günü aşan kısmı için ücret alamayacaklar.

* Personel işten çıkarıldığında ihbar, kıdem veya diğer isimler altında tazminat alamayacak.

Bu maddeler kölelik yasasının fiilen uygulanmasından başka bir anlam taşımıyor. Aynı zamanda önümüzdeki dönem sermaye devletinin emekçilere yönelik saldırılarını daha da azgınlaştıracağının açık ifadesi.

İşte Türkiye'de ekonomi böyle büyüyor. Özelleştirme, “reform” adı altında işçi ve emekçilerin cesetleri üzerinden büyüyen patronlar olmuştur. Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2005 yılı boyunca yaşanan durum budur. Peki 2006'da bu durum değişir mi? Durumun değişmesi işçi ve emekçilerin kendi kaderlerini ellerine almasına bağlıdır. Yaşanan her deneyim, her direniş işçi-emekçilerin hafızasına kazınıyor. Paşabahçe, SEKA, Seydişehir işçilerinin yaktığı direniş ateşi bize tutmamız gereken yolu gösteriyor. Sermayenin bu topyekûn saldırısını ancak topyekûn bir direnişle püskürtebiliriz. Her ne kadar sendikal ihanet, sınıf dayanışmasının yeterince örülememesi, öncüsünün yaratılamaması vb. nedenlerle sözkonusu direnişler yenilgiyle sonuçlansa da, bıraktıkları deneyimler gözardı edilemez.

2006'nın ilk kıvılcımını TEKEL işçileri çaktı. Adana TEKEL Sigara Fabrikası işçileri işyerini terketmeme eylemi başlattılar. Oybirliğiyle karar alarak fabrikaya kapanan 600 TEKEL işçisi, “Ölmek var dönmek yok!”, “TEKEL'den bizim ölümüz çıkar!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İş, ekmek yoksa barışta yok!” sloganlarıyla eyleme başladılar. Bu direniş, bugüne kadar özelleştirme saldırısına karşı yenilgiyle sonuçlanan direnişlerden öğrenerek özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi cephesini örebilme potansiyelini taşıyor. Sınıfın öncü güçleri, özelleştirme mağduru ve özelleştirme saldırısıyla yüzyüze olan işçiler başta olmak üzere işçi-emekçilerin önünde Adana TEKEL işçileriyle dayanışmayı büyütmek, özelleştirme karşıtı cepheyi güçlendirmek görevi duruyor.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Adana Eğitim-Sen'den Tekel işçisine destek...

“Tekel işçisi yalnız değildir!”

Tekel işçileri kapatılma kararına karşı fabrikayı terketmeme eylemi başlattılar. Eğitim-Sen Tekel işçilerine destek amaçlı bir eylem düzenledi. 4 Ocak günü saat 18:00'de Eğitim-Sen binası önünde meşalelerle toplanan 400 kişi E-5 güzergahından Tekel Fabrikası'na doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Coşkulu geçen yürüyüşte “Tekel işçisi yalnız değildir!”, “Tekel işçisi direnişin simgesi!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İşçi-memur elele genel greve!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Tekel Fabrikası'na yaklaşırken 50 Tekel işçisi “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Tekel işçisi yalnız değildir!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganıyla kitleyi karşıladı. İşçilerle birlikte Tekel Fabrikası kapısında bekleyen diğer işçilerin yanına gidildi. Tekel Fabrikası'ndaki coşku görülmeye değerdi. Burada işçiler hep bir ağızdan “Buradan bizim ölümüz çıkar!” sloganı atarak dostlarına ve düşmanlarına anlamlı bir mesaj vermiş oldular.

Tek-Gıda iş bölge temsilcisi Gürsel Diliçıkık kendilerine desteğe gelen Eğitim-Sen, DİSK, TTB, tüm DKÖ'lere ve devrimci kurumlara bu zor günlerinde yanlarında olduklarından dolayı teşekkür etti. Adana Eğitim-Sen Başkanı, Adana TTB Başkanı, Adana DİSK bölge başkanı ve Balcalı'da çalışan ve Dev-Sağlık İş'e üye bir işçi konuşma yaptı.

Tekel işçilerinin aileleri de eylemde yerini aldı. Tekel işçileri yapmış oldukları gemi maketini yakarak “Gemileri yaktık geri dönüş!” sloganı attılar. Eylemin coşkusu daha da yükseldi. Eylem bitiminde ziyarete gelenler sonuna kadar Tekel işçilerinin haklı mücadelesinin yanında olacaklarına dair söz verdiler.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu'nun yanısıra diğer devrimci gruplar da eyleme destek verdi.

Eyleme toplam 800 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

-----------------------------------------------------------------------------------------

Adana Tekel işçisi fabrikayı işgal etti...

Tekel işçisi direnişte!

Özelleştirme kapsamındaki Adana'daki Tekel Sigara Fabrikası'nın kapatılma kararının iptal edilmemesi işçileri harekete geçirdi. Fabrikadan çıkmama kararı alan Tekel işçileri “Buradan cesedimiz çıkar” diyerek kararlılıklarını gösterdi. Kurban bayramında da fabrikadan ayrılmayacaklarını belirten Tekel işçilerinin eylemine aileleri de destek verdi.

Tekel'in kapatılmasını protesto ederek, 700 işçiyle birlikte fabrikaya kapanan Tek Gıda-İş Sendikası Bölge Başkanı Gürsel Diliçıkık, Adana'daki sigara fabrikasının 2003 ve 2004 yılında ortalama kârının 14 trilyon lira olduğuna dikkat çekerek, “Özelleştirme mağduru 12 bin vatandaş hala işsiz geziyor. Yanlış karardan vazgeçilmeli ve Tekel Sigara Fabrikası tam kapasiteyle çalıştırılmaya başlanmalı” dedi.

Sıkıntılarını dile getirmek için Başbakan'ın otobüsünün önünü kesen işçinin ‘terörist' ilan edildiğini belirten Diliçıkık şöyle konuştu: “Kapatma kararı, tamamen sigara fabrikası işçilerine karşı alınmış haksız bir karar. Tekel Sigara Fabrikası çalışanları ve sendika yönetimi olarak kendimizi fabrikaya kapatma kararı aldık. Geleceğimizi karartmak isteyenlerin karşısında canımızı ortaya koyarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Kimse gücümüzü sınamasın. Tekel işçisi onurludur. Sadece Adana'daki değil, tüm Tekel kurumları tehdit altında. İşçilerin üzerindeki baskılar, özelleştirmeler, kapatmalar gösteriyor ki, Türkiye'de genel grev şartları oluşmuştur. Türk-İş ve Hak-İş'e teklif sunacağız. Hükümet ya erken seçime gidecek ve AKP sandığa gömülecek ya da işçiler genel greve gidecek.”

Karar iptal edilene kadar işçilerin ve ailelerin fabrikadan çıkmayacaklarını da ifade eden Gürsel Diliçıkık, Kurban bayramında da fabrikadan ayrılmayacaklarını sözlerine ekledi.

Kızıl Bayrak/Adana