07 Ocak 2006 Sayı: 2006/01 (01)
  Kızıl Bayrak'tan
  Geleceğe umutla bakmak için devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltelim!
  MGK toplantısı, Sezer’in mesajı ve yeni “terör” yasaları
  Savaş kundakçıları halkların katili NATO ile birlikte İran saldırısına hazırlanıyor
  OYAK-Arcelor yağma ortaklığı
OYAK şirketleri Güney Kürdistan’da
  TCK’nın 301. ve 305. madde tartışmaları
Özel televizyonlarda Kürtçe yayın
  Özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi barikatı!
  DİSK Yönetim Kurulu’nun 2005 yılı değerlendirmesi ve 2006 yılı hedefleri üzerine / Yüksel Akkaya
  2005 yılında kamu emekçileri hareketi
  2005 yılı dünyasından bazı kesitler
  Yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde Kürt sorunu... İnkara dayalı devekuşu politikasına devam (Orta sayfa)
  YÖK’ün terör uygulamaları, faşist saldırılar, büyüyen ticari eğitim saldırısı!
  Kızıl Bayrak’ın örnek kullanımı
  Yeni yıl mesajları; Gelecek emeğin olacak!.
  Washington-Tel Aviv şefleri Suriye etrafındaki çemberi daraltıyor
  2005 yılını geride bırakırken.../2
  Hava-İş Eğitim ve ÖrgütlenmeUzmanı Munzur Pekgüleç ile röportaj
  Bültenlerden...
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Devrimi ve kültür
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

TCK'nın 301. ve 305. madde tartışmaları...

Faşist yasaları çöpe işçi ve emekçilerin mücadelesi atacak!

Yeni TCK'nın 301. ve 305. maddeleri ile ilgili olarak hararetli bir tartışma sürüyor. Orhan Pamuk davası ve dava ile ilgili AB'nin aldığı tutum tartışmaların yaygınlaşmasına yolaçtı.

TCK'daki 301. ve 305. maddelerin içeriği ile ilgili eleştirilerde bulunduğu için AB parlamenterlerinden Joast Lagendijk hakkında soruşturma açılması ihtimalinin belirmesi üzerine başta burjuva basını olmak üzere düzen kurumları da tartışmalara katıldı. Burjuva basınında 301. ve 305. maddelerin kaldırılması tartışmaları öne çıkmaya başladı. Burjuva aydınları da bu tartışmada yerini aldılar, 301. ve 305. maddelerin kaldırılmasını içeren bir bildiri yayınladılar.

Başlangıçta Erdoğan bu tartışmalara sert tepki gösterdi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek sözkonusu maddelerin değişmeyeceğini ilan etti. AB'nin, 301. ve 305. maddelerin kaldırılması yönündeki tutumu ortaya çıkınca, “Bir bakalım, yavaş yavaş değiştiririz” sözleri ile sermaye hükümeti tutumunu farklılaştırdı.

301. ve 305. maddelerin içeriği ve yarattığı sonuçlar

TCK'nın 301. maddesi, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurum ve organlarını aşağılama” başlığını taşıyor. TCK'nın 305. maddesi ise “temel milli yararlara karşı hakaret” eylemini kapsıyor.

Bu maddeler, eleştiri amacı ile yapılan değerlendirmeleri suç kapsamına alıyor. Hrant Drink ve Orhan Pamuk davaları bu maddelerle ilgili hukuk terörünün en açık göstergesidir. Sermaye devletinin kurumlarından herhangi birini “masumca” eleştirenler bile yargı kıskacına alınabiliyor.

301. ve 305. maddeler gerekçe gösterilerek şu ana kadar yüzlerce dava açıldı. Onlarca insan hapis cezasına çarptırıldı. Yasayı tartışan avukatlar, “yargıyı etkilemek” gerekçisiyle yargılanmaya başlandı. 301. ve 305. madde dolayısıyla yüzlerce yıla varan hapis cezaları isteniyor.

Sermaye devletinin yargı terörü tarihi

Geçmişte de sermaye devletinin “demokratikleştirilme”si söylemi ile bağlantılı olarak TCK'nın birçok maddesi değiştirilmişti. Sermaye devletinin tarihi, terör yasalarının giderek ağırlaştırılmasından ibarettir. Tüm bu yasal düzenlemelerle devrimci, ilerici güçler, işçi ve emekçiler hedefe çakılmıştır.

1950'li, ‘60'lı ve ‘70'li yıllar TCK'nın 141. ve 142. maddelerinin emek mücadelesine karşı etkin olarak kullanıldığı bir döneme tanıklık etti. Bu dönemde sol yayınların okunması, komünist partisi üyesi sayılmak için yeterli kanıt olarak görülüyordu. Bu dönemde görev yapan polisler, savcılar, hakimler tam bir anlayış birliği içinde hareket ettiler. Onbinlerce insan bu maddeler gerekçe gösterilerek gözaltına alındı, işkencelerden geçirildi, yargılandı ve tutuklandı.

12 Mart askeri faşist darbesinden sonra 141. ve 142. maddeler ehlileşen reformist sola dönük kullanılırken, aynı dönemde devrimcilere yönelik hukuk terörü ayyuka çıktı. 141. ve 142. maddelerdeki fiillerden dolayı, devrimciler idam cezasını düzenleyen 146. maddeden yargılanmaya başlandılar.

1991'de çıkarılan TMY ile TCK'nın 141. ve 142. maddeleri kaldırıldı. Bu maddelerin kaldırılmasının yarattığı boşluk, 168, 125, 312. gibi ağır cezalar içeren maddeler ile dolduruldu. Son olarak 159. maddenin özü de 301. maddeye taşındı.

TCK'nın 301. ve 305. maddelerine yönelik tepkiler

Barolardan sermaye basınına kadar çeşitli kurum ve çevreler, 301. ve 305. maddelerle ilgili olarak eleştirel yaklaşımlarda bulundular. Özellikle yargı kararının eleştirilmesinin her vatandaşın hakkı olduğunun altını çizdiler. Yücel Aşkın davasını ve bu dava ile ilgili yaşananları öne çıkardılar, eleştirilerine bu eksende haklılık kazandırmaya çalıştılar. Tüm bu eleştirileri yaparken de yeni TCK'nın “devrim” niteliğinde değişikliklere imza attığı yalanını yineleyip durdular.

Hukukçular Birliği Derneği, MHP'nin damgasını vurduğu bir kurum olmanın şanına uygun davrandı.. Yönetici ve üyeleri arasında yedi TİP'linin ‘70'li yıllarda katledilmesinden sorumlu katillerin bulunduğu bu dernek TCK'nın 301. ve 305. maddelerini savundu.

Sermaye devletinin, “AB ile uyum sağlıyoruz, demokratikleşiyoruz” söylemini güçlendirmeye yönelik tüm düzenlemeler kağıt üzerinde kalmaya mahkumdur. Yasaların gerici özü her geçen gün daha da ağırlaştırılarak işçi ve emekçilerin başında Demokles'in kılıcı gibi sallanmaktadır. TCK'nın 301. ve 305.'i maddeleri üzerine yürütülen tartışma bu yalın gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur.

İşçi ve emekçiler bilmelidir ki; sermaye devletinin gerçek bir demokratikleşme adımı atmaya ne niyeti, ne gücü, ne de olanağı vardır. İşçi sınıfı ve emekçilere yönelik ekonomik-sosyal yıkım programlarında sınır tanımayanların hukuk teröründe de sınır tanımayacakları yeterince açıktır.

Başta yeni TCK olmak üzere tüm faşist yasaların çöpe atılmasının yolu, işçi sınıfı ve emekçilerin devrimci iktidar mücadelesini yükseltmesinden geçmektedir.

----------------------------------------------------------------------------------------

Küçükçekmece, Yenibosna, Güneşli çalışmalarımız aralıksız sürüyor

11 Aralık'ta düzenlediğimiz İşçi Kurultayı'ndan sonra çalışmalarımıza aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Asgari ücretin insanca yaşanabilir bir düzeye yükseltilmesi talebiyle başlattığımız imza kampanyamızı sürdürüyoruz. İmza standımızı işçi ve emekçilerin yoğun geçiş yaptığı Merter Keresteciler Sitesi, Merter Girişi, Topkapı Cevizlibağ olmak üzere üç ayrı noktada açtık. Standlara ilgi yoğun oldu. İşçi ve emekçiler %8'lik sefalet zammına tepkilerini sık sık dile getirdiler. Ajitasyon konuşmaları yaparak, AB'nin refah getireceği söyleminin koca bir yalan olduğunu, açlık sınırı 650 milyonken asgari ücretin 380 milyon olmasının anlamını, sefalet ücretini kabul etmeyerek insanca yaşanabilecek bir ücret için mücadele etmemiz gerektiğini vurguladık. İmza kampanyasında 550 imza topladık.

Tekstil İşçileri Platfomu olarak başlattığmız sigorta hakkı ile ilgili 16 bin bildiriyi işçi ve emekçilerle buluşturmaya devam ediyoruz. Dağıtımlarımız sırasında duyarlı tekstil işçileriyle tanıştık. Bu çalışmayı tüm Küçükçekmece, Yenibosna, Güneşli bölgelerinde ve semtlerinde tüm tekstil işçilerin gündemine taşıyana kadar çalışmalarımız sürecek.

Küçükçekmece'den sınıf devrimcileri

-----------------------------------------------------------------------------------------

Mamak'ta “halkların kardeşliği” eylemi

Mamak Şirintepe Mahallesi'nde 29 Aralık günü saat 18:00'de “Şemdinli'de katleden devlettir, katliamcılardan hesap soralım!” şiarlı pankartın açıldığı bir eylem düzenlendi. BDSP, İdilcan Kültür Merkezi, ESP, SDP, Pir Sultan Kültür Derneği Mamak Şube, Mamak Halkevi tarafından her hafta periyodik olarak düzenlenen eyleme 60 kişi katıldı.

Şirintepe 1. Cadde üzerinde başlayan eylem meşaleli yürüyüşün ardından Ortadoğu'ya yönelik emperyalist saldırganlığa vurgu yapan basın açıklamasıyla sona erdi. Eylemde “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Kahrolsun emperyalizm yaşasın mücadelemiz!” sloganları sıklıkla atıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara