07 Ocak 2006 Sayı: 2006/01 (01)
  Kızıl Bayrak'tan
  Geleceğe umutla bakmak için devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltelim!
  MGK toplantısı, Sezer’in mesajı ve yeni “terör” yasaları
  Savaş kundakçıları halkların katili NATO ile birlikte İran saldırısına hazırlanıyor
  OYAK-Arcelor yağma ortaklığı
OYAK şirketleri Güney Kürdistan’da
  TCK’nın 301. ve 305. madde tartışmaları
Özel televizyonlarda Kürtçe yayın
  Özelleştirme saldırısına karşı işçi-emekçi barikatı!
  DİSK Yönetim Kurulu’nun 2005 yılı değerlendirmesi ve 2006 yılı hedefleri üzerine / Yüksel Akkaya
  2005 yılında kamu emekçileri hareketi
  2005 yılı dünyasından bazı kesitler
  Yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde Kürt sorunu... İnkara dayalı devekuşu politikasına devam (Orta sayfa)
  YÖK’ün terör uygulamaları, faşist saldırılar, büyüyen ticari eğitim saldırısı!
  Kızıl Bayrak’ın örnek kullanımı
  Yeni yıl mesajları; Gelecek emeğin olacak!.
  Washington-Tel Aviv şefleri Suriye etrafındaki çemberi daraltıyor
  2005 yılını geride bırakırken.../2
  Hava-İş Eğitim ve ÖrgütlenmeUzmanı Munzur Pekgüleç ile röportaj
  Bültenlerden...
  Sınıf hareketinden...
  Ekim Devrimi ve kültür
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Washington-Tel Aviv şefleri Suriye etrafındaki çemberi daraltıyor…

Emperyalist saldırganlığın hedefindeki halklarla dayanışmayı yükseltelim!

Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin suikast sonucu öldürülmesini bahane ederek Suriye üzerindeki baskıyı yoğunlaştıran Amerikan emperyalizmi, Lübnan'daki işbirlikçileri, Hariri suikastını inceleyen Alman savcı Detlew Mehlis başkanlığındaki BM komisyonunun ardından, bu defa Suriye yönetiminin kilit mevkilerinde bulunan Abdülhalim Haddam'ı sahneye çıkardı. Beşar Esad yönetimini suçlayan Haddam'ın açıklamaları emperyalist/siyonist cenahta sevinçle karşılandı.

Anlaşılan, Alman savcı Mehlis'in dolandırıcılardan, ölülerden, tehdit edilmişlerden Hariri suikastıyla ilgili topladığı “sağlam deliller” yeterli bulunmamış. Bu açığı kapatmak için Haddam gibi birinden daha etkili bir figür bulunamazdı herhalde. Zira Haddam, 1984'te Suriye devlet başkanı yardımcısı olmuş, uzun yıllar Suriye yönetiminin kilit mevkilerinde yeralmıştır. Hafız Esad'ın Haziran 2000'de ölmesinin ardından geçici devlet başkanlığı da yapan Haddam, görevi Beşar Esad'a devretmişti. Haddam, bir dönem babasının yerine geçen Beşar Esad'ın da “sağ kolu”ydu.

Haddam, Lübnan kanalı El Arabiya televizyonuna verdiği demeçte; Suriye Devlet Başkanı Esad'ın, öldürülmesinden kısa bir süre önce Refik Hariri'yi tehdit ettiğini öne sürdü. Haddam, Beşar Esad'ın, öldürülmesinden birkaç ay önce Hariri'ye, “Lübnan'a yeni bir cumhurbaşkanı getirmek istiyorsun. Buna izin vermeyeceğim. Kararımızı değiştirmek isteyen kim olursa olsun, ezeceğim” dediğini iddia etti. Haddam, “Beşar Esad bana, Suriyeliler'in suikastın içinde olduğunu söyledi. Bu da, Esad'ın kendisinin işin içinde olduğu anlamına gelir” iddiasında da bulundu.

Haddam'ın sözleri tam da emperyalist-siyonist şeflerin duymak istediği türdendir. Ancak Haddam bunlarla da yetinmedi. 20 yılı aşkın süreyle kilit mevkisinde bulunduğu Suriye yönetimini de eleştirdi. Haddam, Suriye rejiminin yolsuzluğa battığını ve reformları gerçekleştirmesinin imkansız olduğunu ileri sürdü. Hariri suikastıyla ilgili soruşturmayı yürüten Birleşmiş Milletler Komisyonu'na güveninin tam olduğunu da söyleyen Haddam, Washington-Tel Aviv merkezli saldırgan ittifakı pek memnun etti. Nitekim Mossad'ın eski şeflerinden milletvekili Dan Yatom, Haddam'ın sözlerinin “Suriye'deki Alevi rejiminin çökertilmesi çabasına olağanüstü bir katkıda bulunduğunu” söyledi.

Haziran ayından bu yana yaşadığı Paris'te yaptığı bu açıklamaların yayınlanmasından sonra Baas Partisi'nden ihraç edilen Haddam'ın“vatana ihanet” suçundan yargılanması istendi. Suriye Parlamentosu da Haddam hakkında “vatana ihanet suçlamasıyla”' dava açılması çağrısında bulundu.

Zamanlaması dikkat çekici bulunan Haddam'ın açıklamaları, Suriye yönetimini zor durumda bıraktı. Haddam'ın açıklamalarından ilk vazife çıkaran ise Hariri suikastını soruşturan BM komisyonu oldu. Haddini aşan komisyon, Esad'ı sorgulamak istediğini duyurdu. Komisyon sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “Komisyon, diğer bazı yetkililerin yanısıra; Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Dışişleri Bakanı Faruk El Şara'yla da görüşmek için talepte bulundu” ifadeleri yeraldı. Bu arada Alman savcı Mehlis'in aniden görevini bırakması üzerine, BM Güvenlik Konseyi, komisyonun başına Belçikalı savcı Serge Brammertz'i atadı.

Batı başkentlerinde konumlanan “Suriye muhalefet”i de, Haddam'ın sözlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Diğerlerinin yanısıra Suriye Müslüman Kardeşleri'nin lideri Ali Sedrudin el Bayuni de, Haddam'ın açıklamalarının ardından “rejim değişikliği” olabileceğini ve “Suriye'nin demokratikleşebileceğini” iddia etti.

İşbirlikçi çevrelerin açıklamalarına Washington'dan da destek geldi. Şam yönetiminin işbirliği konusunda “inandırıcı olmadığını” ileri süren ABD Dışişleri sözcüsü Adam Ereli, “Komisyonun nasıl bir yol izleyeceği yeni şef Brammertz'e kalmış. Bunu Suriye etkileyemez” dedi.

Bu açıklamaların üstüste yapıldığı günlerde, Lübnan'da yayınlanan Ennehar gazetesine bildiri gönderen adı yeni duyulan bir örgütün ifadeleri ise tabloyu tamamlayacak türdendir. Gazetede çıkan habere göre, “Doğunun Özgürlüğü ve Birliği Savaşçıları” örgütü imzasıyla kendilerine gönderilen bildiride, Mehlis'in “zamanında istifa ettiği için çok geç olmadan ellerinden kurtulduğu”, Mehlis'in yerine geçecek Brammertz'in de “aynı sonuçla karşılaşabileceği” tehditleri yeralıyor.

Gelişmeler Suriye etrafındaki cenderenin daha da daraltılması için uygun ortamı hazırlarken, Haddam'ın kendini Beşar Esad'a alternatif olarak hazırladığı veya hazırlandığı görülmektedir. Görünen o ki Haddam, Beşar Esad yerine halef arayan Bush liderliğindeki savaş çetesi tarafından hizaya sokulduktan sonra bu görev için hazırlanmaya başlamıştır.

Şam'daki yönetimin gerici olması emperyalist-siyonist saldırganlığa karşı çıkma sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. Dolayısıyla Suriye halklarıyla enternasyonal dayanışma içinde olmak günün temel görevlerindendir.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Irak Sol Komünist-İşçi Partisi'nin açıklamaları:

Kerkük'te binlerce kişi yaşam pahalılığını ve yakacak yokluğunu protesto için gösteri yaptı

Kerkük'te binlerce öfkeli insan aşırı yaşam pahalılığı, elektrik ve yakacak yokluğu ve temel hizmetlerin olmamasından kaynaklanan kötü yaşam koşullarını protesto etti.

Gösteri, insanların Rahimava pazar yerine akan lağım suyunun oluşturduğu çamurlu su birikintilerini görmesi sonrasında başladı. Gösteri yürüyüşü Erbil'e çıkan anayola kadar sürdü. Saat 11:00'de başlayan gösteri akşama kadar devam etti. Göstericiler iki gaz istasyonuna ve İhvan Meydanı'ndaki Petrol Ürünleri Projeleri Yönetimi binasına saldırdı ve bunları ateşe verdi.

Polis ve ABD güçlerinin göstericilere müdahalesi ve ateş açmasının ardından göstericiler bir polis karakoluna taşlarla ve ellerine geçen herşeyle yeniden saldırıya geçti. ABD askerlerinin ve polisin ateşiyle 2 gösterici katledilirken birçok kişi de yaralandı. (Öldürülenlerden birinin Sabah Muhammed Ali olduğu tespit edilmiştir)

Irak Sol Komünist-İşçi Partisi olarak bizler düşük yaşam koşulları nedeniyle öfkeli olan ve haklarını savunan insanların gösterilerini destekliyoruz.

Gösteri özgürlüğünü tanımayarak baskıcı eylemlerde bulunan kukla hükümeti ve ABD askerlerini en sert şekilde kınıyoruz. (1 Ocak 2006)

Kerkük'te gösteriler devam ediyor

Kerkük'te gösteriler bugün de devam etti. Birçok sokakta lastikler ve plastikler yakıldı. Göstericiler, insanlara ateşle karşılık vererek en az iki kişiyi katleden ve dört kişiyi yaralayan baskı güçlerinin bir karargahına saldırdı. Görgü tanıklarına göre yaralıların sayısı dörtten fazla.

Süleymaniye'nin Mevlevi Caddesi'nde de polis at arabalı seyyar satıcılara saldırdı ve mallarına el koyarak alandan çıkardı. Bir polis aracı satıcılardan birinin arabasına el koyarken kalabalık bir kitlenin olay yerinde toplanarak polisi yüksek sesle yuhalamaya başlamasıyla polis aracı hızla olay yerinden uzaklaştı. (2 Ocak 2006)

Irak Sol Komünist-İşçi Partisi