1 Şubat '03
Sayı: 05 (95)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa ve saldırılara karşı sınıf savaşını yükseltelim!
  Yasağa rağmen binler Beyazıt Meydanı'ndaydı...
  Emperyalist savaşa karşı kitle hareketi ülke çapında büyüyor
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden...
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden..
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden...
  Emperyalist savaş üzerine İstanbul ÇHD Başkanı ile konuştuk...
  BM Silah Denetçileri raporu ABD'nin istediği doğrultuda...
  Sermayenin önündeki "mayınları temizlemek"!..
  Tuzla Carmen Çuval direnişte!
  Ciddiyetsizliğin son perdesi/6
  İsrail seçimleri ve Filistin soykırımı
  İslamcı basın hükümetin savaşa karşı olduğu yanılsaması yaratıyor...
  AKP hükümeti rüstünü ispatlıyor!
  Dünya Ekonomik Formu'nun Davos toplantısı kitlesel gösterilerle protesto edildi
  KADEK ve ABD
  Köln'de savaş karşıtı kitlesel gösteri
  İşçi Kültür Evi Bülteni'nden...
  Sabiha Gökçen hava limanı ABD emperyalizminin üssü olamaz!
  Trakya Üniversite'sinde polis terörü
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos toplantısı
kitlesel gösterilerle protesto edildi

Dünyanın en büyük tekellerinin katıldığı Dünya Ekonomik Forumu emekçi kitlelere yönelik yeni saldırı ve yıkım programları hazırlamak üzere 23-28 Ocak’ta Davos’ta toplandı.

Toplantı için İsviçre devleti aylar öncesinden hazırlıklara başladı. Uzun tartışmaların ardından yürüyüş izni verildi. Bunda demokratik ülke görünümü vermenin yanı sıra önceki yıl yaşananların ve bunun toplumda devlet aleyhine yarattığı tepkinin de payı oldu. Ayrıca izin verilip verilmemesinden bağımsız olarak gösterilerin olacağı ve bunun engellenemeyeceği gerçeğini İsviçre devleti de biliyordu. Bu durumda izin vermek, bu yolla protesto gösterilerini kontrol altında tutmak daha makul bir seçenek olarak kabul edildi.

Gösteri ve yürüyüş izni verilmesine rağmen İsviçre devleti büyük bir telaş ve olağanüstü bir güvenlik hazırlığı içindeydi. Güvenlik önlemleri için 14 milyon Franklık bir kaynağın kullanıldığı iddiası alınan önlemlerin düzeyi hakkında yeterli bir fikir veriyor. Gizli servis elemanları çoktan iş başındaydılar. Polis ve asker gücü seferber edilmişti. İsviçre basınında silahlı tatbikat yapan polis resimleri yayınlanıyor, medya üzerinden toplumu sindirmeyi ve katılımı sınırlamayı amaçlayan bir propaganda yürütülüyordu.

Davos’ta yapılacak Forum’u Forum karşıtları da yoğun bir hazırlıkla karşıladılar. Yapılacak olan protesto gösterilerinin hazırlığı 34 örgütün oluşturduğu “Olten Birliği“ tarafında örgütlendi. Bunu hemen tüm büyük merkezlerde oluşan yerel platformlar tamamladı ve tüm hazırlıklar “Olten Birliği” ile koordineli bir şekilde yürütüldü.

Basel’deki platform İsviçre İşçi Partisi (Neue PdA), TKİP ve Sosyalist Emek Hareketi bileşiminden oluşuyordu. Bu platform bir hafta önce Almanca ve Türkçe bir çağrı bildirisi dağıttı ve bildiri birçok internet sitesine gönderildi.

Olten Birliği ve yerel platformlar tarafından olası gelişmeler karşısında avukatlar tutulmuş, çatışma anında yaralılara olay yerinde müdahale edecek sağlıkçılar görevlendirilmişti. Haftalar öncesinde konferanslar, bilgilendirme ve tartışma toplantıları düzenlendi, film gösterimleri yapıldı ve bilgilendirme standları açıldı. Söz konusu birlik ve platformların dışında sendikalar, Yeşiller, Teoloji Hareketi vb. gruplar da ayrıca yürüyüş çağrısı yaptılar.

Son hafta güvenlik önlemleri özellikle yoğunlaştırıldı. Gösteri izinli olmasına rağmen sınırlar tutuldu. Zürich gibi bazı önemli kentlerde otobüs firmaları polis tarafından tehdit edildi ve tutulması engellendi. Davos’a girişler kapatıldı, tren seferleri durduruldu. Havada sürekli helikopterler uçtu, kontrol merkezleri cemselerle tutuldu vb. Sendikaların ve komitenin polisle yaptığı görüşmeler sonucu, kimlik kontrolü ve arama reddedilerek, sendika otobüsleri Davos’a girebildi.

Yaklaşık 3500 kişilik bir kitle Davos merkezinde gösteri yaparken, 4000 kişilik bir kitlenin, kimlik kontrolünü ve aramayı reddetikleri için, kente girişi engellendi. Bunun üzerine çatışma çıktı. Akşam dönüşünde polis Zürich kentinde özellikle de istasyonda yoğun güvenlik önlemleri almıştı. Bunun böyle olacağını bilen göstericiler “izine rağmen Davos’a sokulmadık, bunun bedelini Bern ödemelidir” diyerek Bern’e aktılar. Yaklaşık iki bin kişilik kitle gece geç saatlere kadar polisle çatıştı. Arabalar ateşe verildi, lüks otel ve dükkanlar harebeye çevrildi.

Protesto eylemine “Kahrolsun emperyalist savaş!”, “Sosyal ve demokratik hak gasplarına hayır!“ şiarlarının yazılı olduğu BİR-KAR imzalı pankartlarımız ile katıldık ve BİR-KAR adına hazırlanan bülteni yaygınca dağıttık. Bültene gösterilen ilgi dikkat çekiciydi.

BİR-KAR /İsviçre



Polis devleti uygulamaları her yerde!

Davos eylemine çağrı amacıyla İsviçre’nin bir çok bölgesinde afişleme çalışması yapıldı. Ekim Gençliği taraftarları olarak eyleme katıldık. Cenevre İstasyonu’ndan 300 civarında bir kitleyle sabah 06:00 trenine bindik. Türkiyelilerin katılımı oldukça sınırlıydı. İlk gözlemimiz katılımcıların çoğunun genç olmasıydı. Yolculuk boyunca sloganlar atıldı, bildiriler dağıtıldı, savaşa karşı imzalar toplandı.

Dikkatimizi çeken bir diğer nokta İsviçreli gençlerin sosyalizme ve değerlerine olan ilgileriydi. Hep beraber Enternasyonal ve işçi marşlarını söylediler, biz de onlara eşlik ettik. Zürich’teki kitleyle birleştikten sonra pankartlar açıldı. Özellikle Amerika, Bush ve savaş karşıtı pankartlar taşındı. Bizde “Emperyalist savaşa karşı birleşelim!” yazılı pankartı açtık ve sloganlar eşliğinde Davos’a gidecek trene bindik.

Davos’a 30 km. kala trenimiz durduruldu. O anda polislerin bir otobüsü geri çevirdiğini farkettik. Davos giden tek yol burdan geçtiği için tüm bölge kuşatma altına alınmıştı. Trenden iner inmez pankartlar açıldı ve sloganlar atıldı. Uzun bir süre bu bölgede kaldıktan sonra gerginlik ortamı artmaya başladı. Göstericilerle polisler arasında çatışmalar sürekli devam etti.

Kitlenin bir kısmı Davos’a girmeyi önceden başarmıştı. Uzun bir bekleyişten sonra yürüyüş komitesiyle polisler arasında yapılan pazarlık sonucu kitlenin Davos kentine girmelerine izin verecekleri, ancak bunun için eylemcilerin çantalarının aranması kabul edilidi. Bir süre sonra polis yapılan anlaşmaya uymayarak saldırıda bulundu.

Polisin bu tutumu protesto edildi. Bunun üzerine polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. Çatışmalar süresince polisler sürekli akrimojen gazı kullandılar. Davos’a girebilmenin mümkün olmadığı anlaşılınca, kitle Zürich ve Bern’de yürüyüş yapma kararı aldı. Kitlenin bir bölümü Zürich’e, diğer bir bölümü de Bern’e gitti. Tren hareket halindeyken bile, polisler plastik mermilerle trenin içine ateş etmeye devam ettiler.

Biz Bern’e gidecek olan trene bindik. Bern İstasyonu’nda 1500 civarında bir kitle coşkulu bir şekildi slogan atarak istasyonun dışına doğru yürüyüşe geçti. Polisler hemen etrafımızı sardılar. Yürüyüş engellenmek istenmesi üzerine bazı göstericiler kapitalizmi simgeleyen bankaların camlarını kırdılar. Polis tekrar üzerimize saldırdı. Bunun üzerine kitle yeniden istasyona doğru yöneldi. Dört bir yanımız polisler tarafından sarıldı. Çatışmalar yoğun bir şekilde burada da sürdü.

Böylece, kendisine “demokratik” ülke etiketini yapıştıran İsviçre, efendisi Amerikan’ın uşağı olduğunu polis devleti uygulamalarıyla bir kez daha net bir şekilde kanıtladı.

Ekim Gençliği/Cenevre