1 Şubat '03
Sayı: 05 (95)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa ve saldırılara karşı sınıf savaşını yükseltelim!
  Yasağa rağmen binler Beyazıt Meydanı'ndaydı...
  Emperyalist savaşa karşı kitle hareketi ülke çapında büyüyor
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden...
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden..
  Savaş karşıtı eylem ve etkinliklerden...
  Emperyalist savaş üzerine İstanbul ÇHD Başkanı ile konuştuk...
  BM Silah Denetçileri raporu ABD'nin istediği doğrultuda...
  Sermayenin önündeki "mayınları temizlemek"!..
  Tuzla Carmen Çuval direnişte!
  Ciddiyetsizliğin son perdesi/6
  İsrail seçimleri ve Filistin soykırımı
  İslamcı basın hükümetin savaşa karşı olduğu yanılsaması yaratıyor...
  AKP hükümeti rüstünü ispatlıyor!
  Dünya Ekonomik Formu'nun Davos toplantısı kitlesel gösterilerle protesto edildi
  KADEK ve ABD
  Köln'de savaş karşıtı kitlesel gösteri
  İşçi Kültür Evi Bülteni'nden...
  Sabiha Gökçen hava limanı ABD emperyalizminin üssü olamaz!
  Trakya Üniversite'sinde polis terörü
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

Savaş tüm dünyada temel gündem olmaya devam ediyor. Emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı emekçi halkların tepkileri giderek büyüyor ve yaygınlaşıyor. Geçen hafta sonu Ortadoğu ülkelerindeki emperyalist savaş karşıtları da sokaklara çıktılar. 26 Ocak’ta tüm dünyada gerçekleşen Irak halkıyla dayanışma eylemlerinde Amerikan emperyalizmi lanetlendi.

Savaşın doğrudan hedefinde olan bölge halkları ve emekçi yığınların emperyalist savaş karşısında alacağı militan bir tutum, haydutların en çok korktukları şeylerin başında geliyor. Bu korku boşuna değil. Kolayca girdikleri Ortadoğu’da kolay bir zafer kazanmak isteyen Amerikan emperyalizminin güçlü bir direnişle karşılaşması demek, onun dünya egemenliği hedefinin kökünden sarsılması ve buna dayanan hesapların boşa çıkması demek. Öyleyse, bölge halkları ve dünya işçi sınıfı tüm güç ve olanaklarını seferber ederek onların bu korkusunu gerçeğe çevirmeli, bu kanlı hesapları boşa çıkarmalıdır. Vietnam gibi Ortadoğu da emperyalizme mezar olmalıdır. Bunun bir dizi olanağı bugünden ortaya çıkmış bulunuyor.

Ülkemizde de oldukça yaygın eylemler gerçekleşiyor artık. Savaş bir anda en hareketsiz bölgelerde bile anlamlı bir kitle hareketini tetikledi. Kendiliğinden ortaya çıkan olanaklarla yetinmemek, her yerde yerel eylemler örgütlemek, bunları süreklileştirmek; bunun için de emekçilere dönük propagadayı güçlendirmek büyük bir önem taşıyor. Semtlerde, fabrikalarda, okullarda, iş yerlerinde savaş karşıtı tepkiler eylemli ve örgütlü bir niteliğe kavuştukça daha merkezi ve daha etkili mücadele biçimleriyle haydutların karşısına dikilmek son derece kolaylaşacaktır.

Bu konuda devrimci önderlik ve inisiyatif çok kritik bir yer tutuyor. Daha kararlı, daha sürekli ve daha militan kitlesel eylemler için mevcut olanaklar en iyi biçimde ve ivedilikle değerlendirilmelidir. Zira savaşa çok az bir zaman kaldı. Emperyalist haydutlar ve işbirlikçi uşak takımı artık tüm hatlarıyla Irak’a yükleniyor, somut savaş planlarını tartışıyorlar. Türkiye toprakları Amerikan emperyalizminin en büyük savaş üssüne dönüştürülüyor. Türk ordusu net biçimde savaş konumuna geçmiş bulunuyor. Böylece hala süren demagojik açıklamaların hiçbir inandırıcılığının olmadığı kitleler tarafından da görülüyor.

***

Avrupa’dan yola çıkan canlı kalkanlar 4 Şubat’ta Türkiye’de olacaklar. Irak halkıyla dayanışma ve haydutların savaşını engelleme amacıyla gündeme gelen bu türden eylemlerin, sembolik de olsa, bir anlamı var.

Kuşkusuz ki, haydut takımına en iyi yanıtı, üretimden gelen gücüyle, bağımsız sınıf tutumuyla sahneye çıkacak olan işçi sınıfı verebilir ancak. Eğer bu alanda biriken görev ve sorumlulukların hakkı verilebilirse, işçi sınıfının en ileri cepheden bu savaşa karşı mücadele edeceğinden hiçbir kuşku duymamak gerekir.

Kapsamı oldukça geniş bir bölgesel savaş, zorlu görevler ve çetin bir mücadele dönemiyle karşı karşıyayız. Bu çatışmalar aynı zamanda devrimci bir yükselişin de olanağı ve zemini demek. Bu bilinçle görevlerimize sarılalım.