Edirne F Tipi Cezaevindeki devrimci tutsakların açıklaması...
Hiçbir tutsağın can güvenliği yok F tipi cezaevlerinde hiçbir tutsağın can güvenliği yoktur. Her an çeşitli gerekçelerle tecritte tutulduğumuz hücrelerden alınıp, daha farklı yaptırımlarla can güvenliğimizi tehdit eden saldırılarla karşı karşıya kalmamız önünde hiçbir engel yoktur. En son Edirne F Tipi Cezaevinde meydana gelen kaçırma ve gözaltında tutma olayı da bir kez daha F tipi cezaevi ve tecrit politikasının can güvenliğimizi tehdit eden bir uygulama olduğunu bütün yalınlığıyla ortaya koymuştur. 18 Aralık 2002de Edirne F tipi Cezaevinde Bekir Şimşek ve Muhammed Gücüm adlı arkadaşlarımız tecritte tutuldukları üçlü hücrelerden cezaevi idaresi tarafından doktor, kontrol için çağırıyor denilerek cezaevi revirine götürülmüş, güvenlik gerekçesiyle 2 gün boyunca kendi iradeleri dışında alıkonulmuşlardır. Sebebini öğrenmek istediklerinde canımız böyle istedi cevabıyla karşılaşmışlardır. Tamamen keyfi bir şekilde meydana gelen bu kaçırma ve gözaltında tutma olayında da görüldüğü üzere herşey cezaevi idaresinin elindedir. Her an doktor, savcı, mahkeme vb. denilerek tecritte tutulduğumuz hücrelerden alınıp, bilmediğimiz bir yere götürülüp sorgulanmaktan, işkenceye hatta öldürüp intihar etti denilmeye varacak saldırılarla karşı karşıya kalmamız önünde hiçbir engel yoktur. İki arkadaşımızın kaçırılıp, zorla gözaltında tutulma örneği de bu gerçeği ortaya koymaktadır. F tipi cezaevleri ve tecrit politikası can güvenliğimizi tehdit eden her türlü saldırıya ve keyfiliğe açık bir uygulamadır. Bu uygulama devam ettiği sürece cezaevlerinde yeni kaçırma, gözaltında tutma ve daha farklı saldırılar sıkça yaşanacaktır. Bu tür saldırıların önüne geçmenin tek yolu, F tipi hücre ve tecrit politikasına son vermektir. Kamuoyunu, karşı karşıya kaldığımız bu kaçırma ve gözaltında tutma olaylarının tekrarının yaşanmaması için F tipi cezaevleri konusunda daha fazla duyarlı olmaya, tecrit işkencesine karşı büyük bir kararlılıkla sürdürdüğümüz direnişimize destek olmaya çağırıyoruz. Ercan Kartal, Cemal Çakmak, Yunus Aydemir,
Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez! Faşist Türk devletinin üç yıl önce gerçekleştirdiği, F tipi saldırısına karşı direnen devrimci tutsaklara dönük tarihin en kanlı operasyonlarından biri olan 19 Aralık katliamı vesilesiyle Almanyanın Köln kentinde bir anma gerçekleştirdik. Devrimci tutsakların devrim tarihimize yüz ağartıcı yeni bir sayfa olarak eklenen direnişi hala sürüyor. Peşpeşe yeni ölümlerin yaşandığı, buna karşın rahatsız edici bir eylemsizliğin hüküm sürdüğü koşullarda yaptığımız etkinlik kuşkusuz anlamlı oldu. Etkinliğimize yüze yakın bir kitle katıldı. Etkinlik, ölümsüzlüğe ulaşan devrimciler ve onların şahsında devrim ve sosyalizm davası uğruna şehit düşenler için yapılan saygı duruşu ile başladı. Ardından bir yoldaş Ölüm Orucu direnişinin özellikle geleceğe dönük tarihsel anlam ve önemine dikkati çeken özlü bir konuşma yaptı. Ardından destansı bir direniş olarak tarihe geçen ve iki önder yoldaşımız Habip ve Ümit yoldaşların şehit düştüğü Ulucanlardan Ölüm Oruçlarına uzanan süreci sergileyen ve yorumlayan dia gösterimi sunuldu. Kitle her zaman olduğu gibi bu görsel anlatımı ilgiyle izledi. Dia gösteriminden sonra, 19 Aralık katliamını yaşamış, Ölüm Orucuna katılmış ve faşist rejimin tahliye manevrası sırasında serbest bırakılmış bir direnişçi sahneye çıktı. 19 Aralık katliamını, F tipi işkenceyi yaşamış biri olarak anlatıkları ilgiyle dinlendi. Konuşması tepkilere ve sloganların atılmasına yolaçtı. Bielefeldden bir grup gencin hazırladığı şiir dinletisi beğeniyle izlendi. Anmamıza güç veren bir diğer grup da, Anadolu Halk Kültür Merkezinden gelen Grup Serzenişti. Dayanışmacı dost grup söylediği direniş türküleri ile katılımcıları coşturdu. Etkinliğimiz Grup Serzenişin türküleri eşliğinde çekilen halaylarla sona erdi. Köln ve çevresinden TKİP taraftarları |
|||||