2003e girerken...
Demokratikleşme görüntüsü altında baskı, terör ve yasaklara devam! 2002 yılı demokratik hak ve özgürlükler yönünden tüm dünyada emekçilere dönük saldırıların boyutlandığı bir yıl oldu. Özellikle 11 Eylül saldırıların ardından hak ve özgürlükler, güvenlik gerekçesiyle kısıtlanırken, pek çok ülkede yabancı düşmanlığı bu kez terör fobisi pompalanarak tırmandırıldı. Türkiyede ise, zaten yıllardır fiili bir sıkıyönetim uygulandığı için polisiye tedbirler hep yürürlükteydi. Kürdistan illerinde OHALi kaldırmak bu yasakçı, baskıcı ve teröre dayalı devlet politikasında fazla bir değişiklik yaratmadı. 2002 yılı boyunca sermaye iktidarı AB üyeliği için demokratikleşme makyajlarına devam etti. ABye uyum yasaları çerçevesinde bir dizi değişiklik yapıldı. İdam cezası kaldırılarak yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kondu. İdam cezası alan tutsaklar bu yeni düzenlemeyle 9 yıla kadar tek kişilik hücrelerde tecrit edilebilecekler artık. Demokratikleşme yalanlarına rağmen tablo ortadadır: 2002 yılının yalnızca ilk altı ayında, yargısız infazlar ve gözaltında işkence sonucu 25 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi gözaltında kaybedildi. Grevler ülke çıkarı ve güvenlik gerekçesiyle yasaklandı. Gösteriler keyfi biçimde yasaklanırken, binlerce insan coplanarak gözaltına alındı. Sözde gösteri ve yürüyüş kanununun sınırları genişletilmişti. Ancak kanun değişikliğinin hemen ardından, 20 Ekimde, Ölüm Orucunun 3. yılı vesilesiyle Galatasarayda yapılan eyleme saldıran polis 100ün üzerinde göstericiyi gözaltına aldı. 2002 yılı boyunca F tipi cezaevlerinden tabutlar çıkmaya devam etti. Tecritte ısrar eden sermaye devleti, cezaevlerindeki kimi aksaklıkların düzeltilmesi için verilen dilekçeleri, bu konuda yazan aydın ve yazarları cezalandırmaya devam etti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ÖOnu sürdürenlere zorla müdahaleye olanak veren düzenlemeyi onaylayarak devletin katletme politikasında ısrar edeceğini göstermiş oldu. 19 Aralık katliamında ve Ölüm Orucunda hayatını yitiren devrimci tutsakların sayısı 103u buldu. Bunlardan 5i AKP hükümeti döneminde şehit düştü. Cezaevlerinde, sokaklarda devlet terörü sürerken, derin devletin tetikçiliğini de yapan Alaaddin Çakıcı gibi mafya artıkları ve Cavit Çağlar, Murat Demirel gibi dolandırıcı ve hortumcular birer birer serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar yalnızca onlar değil tabii ki. İşkenceyi önlemek ve işkenceci polislere verilecek cezaları artırmak için yapılan propaganda sürerken, pek çok davada suçları sabit olan işkenceci polisler en fazla 11 ay gibi komik cezalara çarptırılarak aklanıp serbest bırakıldılar. Kürt halkının kurtuluş mücadelesi açısından da 2002 yılı teslimiyet ve yenilginin derinleştiği bir yıl oldu. ABye uyum yasaları çereçevesinde gündeme gelen anadilde eğitim düzenlemesi, fiilen kullanılanın ötesinde bir şey getirmedi. Dahası, bu fiili kullanımın bile sınırları daraltılarak, devletin kesin ve katı denetimine uygun kurallar konuldu. Tabii, bu arada anadilde eğitim hakkı isteyen öğrenciler ve öğretmenler de bölücülük yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı. Bu manzara gençlik cephesinden de aynen sürdü yıl boyunca. 12 Eylülden beri üniversiteli gençliğin başına çöreklenmiş olan YÖKün kuruluş yıldönümünde yapılın protestolarda öğrencilere azgınca saldırıldı. Bir öğrenci eyleminde depoya sokularak herkesin gözü önünde feci şekilde dövülen öğrencinin halkın tepkisi sonucu serbest bırakılması, olayı soruşturma konusu haline getirdi. Ancak soruşturma sonucunda öğrenciyi döven polisler aklanırken, serbest bırakan komiser suçlu bulundu. AKP hükümeti işbaşına gelmesinin üzerinden iki ay geçmeden, ABDye kölece bağımlılık ve sermayeye tam hizmet konusunda 57. Hükümeti aratmayacağını şimdiden ortaya koydu. Saldırılara kalınan yerden devam edeceğini gösterdi.
İHD verilerine göre Ocak-Haziran 2002 döneminde insan hakları ihlaleri Yaşam Hakkına ve Kişi Güvenliğine Yönelik İhlaller Cezaevleri Saldırılarda yaralanma-tecavüz
.................................
....: 28 Çalışma yaşamına yönelik ihlaller Siyasi ve ekonomik nedenlerle gerekçesiz işten çıkarılan
.........: 3390 Düşünce, ifade, örgütlenme ve inanç özgürlüğüne yönelik ihlaller Kapatılan kitle örgütü, siyasi kuruluş, İşkence yasağı: Tabloda görüldüğü gibi, İHD, 381 kişinin işkence gördüğüne ilşkin şikayeti ve veriyi saptamaktadır.
ODTÜde emperyalist savaş karşıtı çalışmalar... Okulumuzun sınav dönemine girmiş olması çalışmalarımızı yavaşlatsa da savaş karşıtı ajitasyon ve teşhir faaliyetimiz devam ediyor. Geçen hafta içerisinde yüzlerce Ekim Gençliği afişi yaptık, yaklaşık bin adet bildiri dağıttık. Bildirilerimizi dağıtırken konuşmalar yaparak, içine sürüklendiğimiz savaş sürecinin bütün kirli yönlerini tehşir ettik. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun seçim çalışmalarına katılmasından dolayı tutuklanarak Ulucanlar Cezaevine konulan arkadaşımız Nurbay Irmak için düzenlenen Arkadaşıma Özgürlük! kampanyası çerçevesinde yemekhanede bir stand açarak kartpostallar gönderdik. Ayrıca standda İşçi-Kültür Evinin çıkardığı takvim ve kartpostalların, Ekim Gençliği ve Kızıl Bayrakın son sayılarının satışını yaptık. Bu hafta da iki gün boyunca hazırlık binası önünde stand açarak çalışmalarımızı sürdürdük. Ekim Gençliği/ODTÜ |
|||||