Partimizin 24. kuruluş yıldönümü kutlu olsun!.. Bugün 27 Kasım. 27 Kasım 1978 Fis Toplantısının üzerinden 24 yıl geçti. Bu çeyrek asırlık süre içinde çok önemli gelişmeler, altüst oluşlar yaşandı. Bu çeyrek asırlık mücadele süreci, Kürt halkının kaderi üzerinde çok önemli bir etkide bulundu. Bunda kuşkusuz PKKnin yeri belirleyici bir öneme sahiptir. Partimiz derken bununla neyi anlatmak istiyoruz? PKK adı altında yürütülen ve gerçekleştirilen hangi pratiklere, hangi çizgiye, hangi değerlere sahip çıkıyoruz? Neyi reddediyoruz? Bize ait olan ne, bizden çalınan ne ve nasıl çalındı? Adımıza işlenen cinayetler, yapılan ihanetler, katliamlar, kötülükler nelerdir? Bunlardan kim, kimler sorumludur? Nasıl? Kısacası PKK tarihinin bütün boyutlarıyla sorgulanması, çözümlenmesi ve her bir ayrıntısının yerli yerine konulması, ayrıştırılması, sahip çıkılması gereken ile reddedilmesi gereken yönlerinin birbirinden kesin çizgilerle ayrıştırılması gerekir. PKK tarihinin yeniden yazılması bir zorunluluktur! Peki, bunu kim yapacak, nasıl, neyle, hangi sorumlulukla, hangi yetkiyle? Bu tarihin nasıl bir bakışaçısıyla, hangi yöntemle yazılması gerekir? Bu tarihimizin yazılmasında yöntem ve bakışaçısı çok önemli. Toptancı inkar ve ret yaklaşımlarının çeyrek asırlık tarihi doğru çözümlemeyeceği çok açıktır. Aynı şekilde Öcalanın resmi PKK tarih yazımı ve açıklaması da inkar ve ret yaklaşımının öteki yüzüdür! Bu nedenle doğru ve bütün çelişkileri, çelişik uçları kavrayan ve her bir ayrıntıyı yerli yerine oturtan bir yaklaşım esastır. Bu da sorumlu olmayı gerektirir. Tarih yazımı büyük bir sorumluluktur ve çok ciddi bir iştir! Sorumluluk duymak, herşeyden önce Kürdistanın, halkımızın kaderi, geleceği üzerine söz ve iddia sahibi olmak, bu konuda tutarlı bir eylem gücüne sahip olmak anlamına geliyor. Sorumlu ve ciddi tarih yazımı ile sırça köşklerinde ahkam kesmek birbirinden çok farklı şeylerdir. PKK adına işlenen olumsuzlukları, kötülükleri, cinayetleri, ihanetleri sıralamak, bunları tekrarlayıp durmak, dahası kendini bununla sınırlamak sorumlu, ciddi, verimli ve üretken bir tarih yaklaşımı, tarih yazıcılığı değildir! PKK tarihini doğru bir biçimde yazmak, onun adına işlenen kötülüklerin hesabını tarihimize, halkımıza ve halklarımıza vermek sorumlu olmayı gerektirdiği gibi, gerçek PKKliler için, gerçek devrimci yurtseverler ve devrimci sosyalistler için siyasal ve ahlaki-vicdani bir sorumluluktur! Bugünü ve geleceği doğru temellerde yeniden kurmak için bu vazgeçilmez bir zorunluluktur! Yöntem ve doğru bakışaçısı kadar bu tarihi muhasebeyi kim yapar, kimler yapar sorusunun yanıtı da çok önemlidir! Aydınların bireysel çalışmaları, bu konuya kimi katkılar sunsa da bu tarihi muhasebeyi tam anlamıyla yapamayacağı açıktır. Ortada onbinlerce şehidin, yaralının bulunduğu, binlerce köyün yakılıp yıkıldığı, bir ülkenin baştan başa viraneye çevrildiği, milyonların işkencelerden geçirildiği, yüzbinlerin zindanlara tıktırıldığı, sayısız direnişin yanında büyük ihanetlerin yaşandığı, devrim, yurtseverlik ve sosyalizm adına sayısız cinayetin işlendiği ve kötülüğün yapıldığı bir savaş ve siyasal mücadele tarihinin muhasebesini yapacak güç, ülke ve halk kaderi üzerine söz ve iddia sahibi, bu mücadele tarihinin mirasına dayanan ve onun içinden gelen siyasal kadrolar ve onların oluşturduğu devrimci bir çekirdek, siyasal bir parti olabilir. Başka bir ifadeyle 1978 devrimci çizgisine ve ruhuna sahip devrimci sosyalist ve devrimci yurtsever kadroların oluşturacağı ve geliştireceği bir çekirdek böyle bir çalışmayı başarabilir! Bu muhasebe, hukuki bir çalışma değil, geleceği yeniden kurma projesinin çok önemli bir dayanağı olacak siyasal bir çalışma olacaktır. Dolayısıyla ciddi bir tarihi muhasebeye ihtiyaç duymak, aslında, ciddi, tutarlı, samimi, her yönüyle geçmişi aşan bir örgüt, bir öncü çekirdek ihtiyacını duymak anlamına geliyor... Muhasebe ihtiyacı devrimci bir öncü çekirdek ihtiyacı ile birlikte dillendirildiği ölçüde anlamlı, tutarlı ve verimli bir yaklaşım olur. Partimizin 24. yıldönümünü kutladığımız bugün görev, böyle bir çekirdeği inşa etme ihtiyacını derinden hissetmek, bu doğrultudaki çalışmalara etkin bir biçimde katılmak ve desteklemektir! Günlük çalışmalarının odağında devrimci bir çekirdeği geliştirme hedefi olmayan bir çabanın, bir sözün fazla bir değerinin olacağını sanmıyoruz. Son üç-dört yıl içinde tek başına sözün anlamından ve değerinden çok şey yitirildiğinin kabul edilmesi ve üzerinde derinlemesine düşünülmesi gereken bir olgudur çünkü! Partimizin 24. kuruluş yıldönümü kutlu olsun! Partimiz" derken neyi kastediyoruz? Hangi PKK? Kutladığımız, sahip çıktığımız PKK, Bizim PKKdir! Yani 78 devrimci programında somut ifadesini bulan emekçilerin, sosyalistlerin PKKsi, zindan direnişlerini gerçekleştiren Mazlumların, Hayrilerin, Kemallerin PKKsi, 15 Ağustoslara imzasını atan Agitlerin PKKsi, serhıldanları gerçekleştiren emekçilerin, yoksulların, halkın PKKsi, kısacası direnenlerin, özgürlük, bağımsızlık ve sosyalizm davasına gönül verenlerin PKKsi. Bizim sahip çıktığımız, bizim olan PKK budur! Bu PKK, aslında bir bakıma partileşemeyen, organlaşamayan, III. Kongreden itibaren sistematik bir biçimde Öcalan tarafından çalınan, gaspedilen ve herşeyine el konulan PKKdir! Öyle olmasına rağmen bütün değerleri yaratan dabu PKKdir! Yaratan biz olduk, ama bir hırsız gibi yarattıklarımıza el koyan Öcalan oldu ve egemenlik sistemini kurdu, kendi sistemini, iktidarını devrimimizin, halkımızın ve geleceğimizin başına bela etti... İmralı Partisi KADEK, PKKyi 8. Kongrede, resmen feshetmesine ve PKK adını kullanmayı yasaklamasına rağmen yine utanmadan PKK adını kullanıyor, 27 Kasım kutlamalarını gerçekleştiriyor. Devrimci mücadelenin değerlerini tasfiye etmek için yine o değerlerin kendisini kullanmak, Öcalan sisteminin en temel yöntemlerinden biridir. PKK adını kullanarak, 27 Kasımı kutlayarak mevcut hain sistemlerini meşrulaştırmak, ihanet ve tasfiyeciliği gizlemek, her gün işledikleri iç infazları örtbas etmek, yarattıkları yanılsamayı, illüzyonu, sanal dünyayı sürdürmek istiyorlar... Bu da başka tür bir bilinçleri katletme, bellekleri silme ve ruhsuzlaştırma hareketinden başka bir şey olmuyor... Bu bilinçleri katletme, bellekleri silme ve ruhsuzlaştırma hareketini kırmanın, yaratılan sanal dünyayı parçalamanın yolu, öncü bir çekirdek yaratmaktan geçer... Yeni bir 27 Kasıma ihtiyacımız var... Ama kendisini tekrarlamayan, her açıdan kendisini aşan ve devrimci tarzda yenileyen yeni bir 27 Kasıma ihtiyacımız var! Şimdi görev yeni bir 27 Kasımı geliştirmektir! Partimizin 24. kuruluş yıldönümü kutlu olsun! PKK-Devrimci Çizgi Savaşçıları |
|||||