Kızıl Bayrak'tan 6. ekip Ölüm Orucu direnişçisi Semra Başyiğit, 29 Temmuz 2002de şehit düştü. Bu şanlı direnişin 92. şehidi olan Semra, direnişin 648. gününde şehitler kervanına katıldı. Kendisinin direnişe başlamasının üzerinden ise tam 1 yıl geçmişti. Bir yandan direnişte yeni şehitler veriliyor, diğer yandan, yıl dönümlerinde 96 direnişçilerini anma etkinlikleri yapılıyor. Bu etkinlikler çerçevesinde, İstanbul Sarıgazide, Ali Ayatanın mezarı başında yapılan anmaya polis saldırdı. Yaklaşık 60 kişi jandarma tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 20si aynı gün akşam saatlerinde, kalanlar da ertesi gün savcılık tarafından serbest bırakıldı. İzmirde de Hücre Karşıtı Platformun düzenlediği etkinlikler çerçevesinde, 28 Temmuz günü Müjdat Yanat ve Tahsin Yılmaz mezarları başında anıldı. Ancak anma burada da devletin saldırı ve gözaltı engeline takıldı. Otobüsler jandarma tarafından durdurularak eylemcilerin mezar başında toplanması engellendi. TAYAD temsilcisi ve Genel-İş 3 Nolu şube sekreteri gözaltına alındı. Yine aynı gün, Tahsin Yılmazın Bornovadaki mezarını ziyarete gidenler jandarma tarafından engellendiler. Sadece aile üyelerinin mezarlığa girmesine izin verildi. Bu gelişmeleri 1 hafta kadar önceleyen bir tarihte ise katliamcı devletin katil memurları yeni bir cezaevi projesinin protokolünü imzalıyordu. L tipi adı verilen bu yeni proje ile, F tipinin tecriti ile angarya birleştirilmek isteniyor. Yani, adli mahkumlar da tıpkı siyasiler gibi hücre cezasıyla yola getirilmek isteniyor. Oysa görüldüğü gibi, F tipi işkence ve katliamın mimarları halihazırda bu saldırıya karşı yükselen direnişle başedebilmiş değiller. F tiplerini sadece siyasi mahkumlar nezdinde değil, toplumun gözünde de meşrulaştırabilmiş değiller. Uyguladıkları bunca vahşetin, akıttıkları kanın, aldıkları canın ardından, artık meşrulaştırma imkanlarını da tümden yitirmiş durumdalar. Ama varlıklarının devamını muhalefetin ne pahasına olursa olsun ezilmesinde bulanlar, toplumsal meşruluğa da ihtiyaç duymuyor. Aldıkları tüm kararlar, İMF programlarını uygulamaktan emperyalist savaşı desteklemeye kadar tümü, halka rağmen alınmış, dolayısıyla meşruiyetten fersah fersah uzak kararlardır. Devrimci muhalefetten F tipi katliamlarla kurtulmayı umanlar, toplumsal muhalefetten de savaş katliamıyla kurtulmak istemektedir. Sistemin ve devletin bugünlerde kotarmakla uğraştığı emperyalist savaş yıkımını engellemek için devrimci sınıf mücadelesinin yükseltilmesi zorunludur. Bunu engellemenin başka bir yolu da yoktur. |
|||||