12 Mayıs'01
Sayı: 08


  Kızıl Bayrak'tan
  Ülkenin satışı, emekçilerin yıkımı ve hücre saldırısı
  Direniş büyüdükçe katlıamcı devlet acizleşiyor, medya pislik kusuyor!
  Yaşamak ve yaşatmak için ölüyorlar!
  Direnişin gücü karşısında dize gelecekler!
  TELEKOM'da emperyalist talan!
  TELEKOM'da özelleştirme saldırısına tepkiler
  Sınıf hareketi
  "İş güvencesi" oyununun altından kıdem tazminatı saldırısı çıktı!
  Geleceği kucaklamak için
  "İşçinin en büyük silahı üretimden gelen gücüdür, bunu iyi kullanması gerekiyor"
  1 Mayıs'ın ışığında sınıf hareketi
  Katil devletten hesabı emekçiler soracak!
  Gençlik
  Kapitalizmde çocuk olmak
  Çocuk emeği, kapitalizm ve sosyalizm...
  Alnı kızıl yıldızlı baş secdeye varmaz!
  Kapitalizm ve çevre sağlığı
  Dünyadan kısa kısa...
  Basından...
  Mücadele Postası



Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
İstanbul:

Ölüm Orucu Direnişi’ne destek etkinlikleri...


İHD önünde eylem: Katillere büyük öfke!

Hücrelerde, hastanelerde Ölüm Orucu direnişi tüm kararlılığıyla sürerken Ölüm Orucu’nun 200. gününde TKPL(ML) dava tutsağı Cafer Tayyar Bektaş ile 148. gününde olan MLKP dava tutsağı Hüseyin Kayacı ölümsüzlüğe kavuştu.

Bunun üzerine İHD İstanbul Şubesi tarafından 7 Mayıs akşamı, şube binası önünde mumlarla sessiz oturma eylemi yapıldı. Eyleme 300’ü aşkın kitle katıldı. Sessiz oturmanın ardından alkışlarla sık sık, “Yeni ölümler istemiyoruz!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Şehit namırın!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!” sloganları atıldı.

Kitle yine canlı bir şekilde sloganlarla ve alkışlarla, İstiklal Caddesi’ne çıkan sokak üzerinden yürüyüşe geçti. Kenarda bulunan insanlar alkış ve sloganlara katılarak kitleye destek verdi. Bu durum karşısında şaşıran devlet güçleri, hemen caddeye çıkan sokak başına yığınak yaptılar. Yürüyüşçü kitle caddeye yaklaşınca kendi tercihiyle dağıldı.

Kitlenin toplamı öfkeli ve canlıydı. Doğru dürüst çağrısı dahi yapılmayan böyle bir eyleme bu sayıda ve kararlılıkta insanın katılımı, dışarıda oluşan duyarlılığın çarpıcı bir göstergesidir. Bu, direnişin yarattığı geniş duyarlılığın harekete geçirilmesinin aciliyetini de göstermektedir.

Katliamcı Adalet Bakanı hakkında suç duyurusu

ÇHD, SES, KESK, DİSK, İHD, Mazlum-Der, ÖDP, HADEP, EMEP’in içinde yeraldığı kitle örgütleri 9 Mayıs günü, Ölüm Orucu’nda yaşamlarını yitiren tutsakların 22’ye yükselmesinden dolayı, Sultanahmet Savcılığı’nda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk hakkında suç duyurusunda bulundular.

Saat 12:30’da başlayan eyleme yaklaşık 80 kişi katıldı. Kitle örgütleri Adalet Bakanı Türk’ün bilerek ölüme sebebiyet vermekten yargılanmasını istedi. İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin yaptığı açıklamada, Hatice Yazgan’ın Ölüm Orucu’nu bıraktığı ve tahliye edildiği tarzında verilen haberin asılsız olduğunu belirtti. Hatice Yazgan’ın zorla müdahale sonucu kalıcı hafıza kaybına uğradığını ve bundan dolayı infazın 6 ay süreyle ertelendiğini söyledi. Ayrıca Anadolu Ajansı’nın verdiği yanlış bilgilendirmeyle kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını söyledi.

Topluluk daha sonra “Yeni ölümler istemiyoruz!” sloganları eşliğinde eylemi bitirdi.

TUYAB’lı ailelerden eylem...

9 Mayıs günü Beyoğlu Mis sokakta, TUYAB bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Devletin kolluk güçleri önce basın açıklamasına izin vermeyeceklerini söylemesine rağmen, eylemcilerin kararlı tutumu karşısında sonuçta açıklama gerçekleşti. Öncelikle şehit düşen Cafer Tayyar Bektaş ile Hüseyin Kayacı’ının özgeçmişleri okundu.

Yapılan açıklamada; “Bizler yeni ölümler istemiyoruz. Bu sessizliğin, suskunluğun kırılmasıyla, onların haklı taleplerine sahip çıkılmasıyla ölümlerin önüne geçileceğine inanıyoruz.” denildi. Eylemde dövizler ve Ölüm Orucu şehitlerinin resimleri taşındı. Basın açıklamasının ardından, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganı atılarak eylem bitirildi.

“Çocuklarımızın taleplerini biz de sahipleniyoruz”

TUYAB’lı aileler, Ölüm Orucu direnişini sürdüren devrimci tutsakların yanında olduklarını ve taleplerine sahip çıktıklarını göstermek amacıyla, 6 Mayıs günü saat 14.00’te Haseki Hastanesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Haseki Hastanesi bahçesinde buluşan aileler, ilk olarak Ölüm Orucu’nda olan devrimci tutsakların bulunduğu acil servis bölümüne giderek bir demet çiçek verdiler. Direnişi sürdüren devrimci tutsakları temsilen Sevgi Tağaç’a çiçeğin gönderilmesinin ardından, tekrar bahçeye gelen aileler, burada sözlü basın açıklaması yaptılar.

Aileler adına konuşan Berran Yıldırım; “Çocuklarımızın taleplerini biz de sahipleniyor, görüşmelerin derhal başlatılmasını talep ediyoruz. Şu ana kadar 50’nin üzerinde çocuğumuzu kaybettik. Daha fazla mezar kazmak istemiyoruz. Çocuklarımızın hepsi değerli insanlardır. Bir an önce görüşmelerin başlatılmasını ve ölümlerin durdurulmasını istiyoruz” dedi. Alkışlar ve zılgıtlarla basın açıklaması sona erdi.

SY Kızıl Bayrak/İstanbul




Direnişin gücü karşısında dize gelecekler!


Ne krizin etkisi, ne düzenin unutturma çabaları Ölüm Orucu direnişinin etkisini azaltmaya yetmedi. Kırma yönündeki çabaların boşa olduğu zaten biliniyordu. Katliama verilen tepki, zor yöntemleriyle çözümün imkansız olduğunu göstermişti. Sistem, bu direnişi toplumun gündeminden çıkarmak için çok çaba gösterdi. Ne var ki, kendi gündeminden çıkarması sözkonusu bile olamazdı, olmadı da. Gelinen noktada, katil Ecevit’in karşısına, hem de kendi partisinden birileri tarafından “asıl gündem” olarak dikiliverdi.

Artık düzen bu direnişten “kurtulmak” zorundadır.

Yasal düzenlemeler, müdahaleler, kimi ailelerle işbirliği, bunların hiçbiri direnişten kurtulmalarını sağlayamadığına göre, teslim olmak zorundalar. Bunun farkındalar ve bir bakıma postu pahalıya satmaya çalışıyorlar. Ne kadar taviz koparabilirsek kârdır mantığıyla hareket ediyorlar.

Direnişin böylesine uzaması bedelleri ağırlaştırdı. Gerek katliamlarla gerekse direniş sonucu onlarca devrimci yaşamını yitirdi. Ancak, aylar geçmesine rağmen direnişin süregitmesi dışarıdaki kitleleri içten içe işledi. Zulme karşı ve ne pahasına olursa olsun direnmenin mümkün ve zorunlu olduğunu belletti.

1 Mayıs gösterileri, direnişin kitleler üzerindeki bu etkisini de ortaya çıkarmış bulunuyor. İşçi ve emekçi kitleler, devrimci tutsakların direnişinden öğrendikleriyle güçlenerek, sistemin saldırılarına karşı direnme görüşünde giderek daha fazla birleşiyor.

Dolayısıyla rejim, ya Ölüm Orucu direnişini sona erdirecek, ya da bunun toplum vicdanında yarattığı sarsıntıya ve emekçilerin ve gençliğin mücadelesine olumlu etkisine katlanacaktır. Özellikle de sınıfa yönelik sıfır zam ve ihbar tazminatlarının gaspı saldırılarına giriştiği, sınıf cephesinden tüm tepkilere rağmen emperyalizme köleliği pekiştirecek yasa ve kararları ardardına çıkarma gayretini sürdürdüğü bir süreçte ÖO’nun sürmesi onu daha da zora sokacaktır.

Gerçi, devrimci tutsaklarla anlaşması, bu ikincilerden yakasını kurtarmasını sağlamayacaktır. Fakat, bu sayede üzerinden büyük bir basıncı kaldırmış, kısa süreliğine de olsa nefes almış olacak, yeni saldırı ve yeni çatışmalar için bunu bir imkana dönüştürmeye çalışacaktır.

Bu aşamada, devrimci hareketin ve sınıf hareketinin düzene bu soluklanma imkanını tanımamak için, direniş odaklarını çoğaltma ve büyütme çabasını yoğunlaştırması zorunludur. Zindanlarda ödenen büyük bedellerin büyük zaferlerin yolunu açması ancak böyle mümkün olabilir. Sınıf devrimcileri, devrimci direnişin kazanımlarını sınıfın kazanımı haline getirmek, direnişi dışarıya büyütmek için tüm güçleriyle seferber olmak zorundadır. Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların, ölümü tereddütsüze göğüsleyen tüm devrimcilerin fedakarlıklarının boşa gitmediği ancak bu yolla kanıtlanacaktır.




İspanyalı devrimci tutsaklardan
enternasyonal dayanışma


İspanya’da PCE(r) ve GRAPO tutsakları Türkiye zindanlarındaki Ölüm Orucu ve Açlık Grevi direnişiyle enternasyonal dayanışma çerçevesinde 25 Nisan’dan itibaren bir dizi hapishanede birer haftalık süreyle açlık grevine başladılar. Ayrıca Latin Amerika’daki tüm politik tutsaklara da benzer bir dayanışma eylemi için çağrıda bulundular.

İspanyalı devrimci tutsakların eylemi aşağıdaki sırayla başladı ve sürüyor.
23 Nisan-29 Nisan arası Sevilla Hapishanesi
30 Nisan-6 Mayıs arası Herrera de la Mancha Hapishanesi
7 Mayıs-13 Mayıs arası Brieva Hapishanesi
14 Mayıs-20 Mayıs arası Topas ve Soto Hapishanesi
15 Mayıs-27 Mayıs arası Puerto, Badajoz, Ocana ve Valdemoro Hapishaneleri