İstanbul:
Ölüm Orucu Direnişine destek etkinlikleri...
Hücrelerde, hastanelerde Ölüm Orucu direnişi tüm kararlılığıyla sürerken
Ölüm Orucunun 200. gününde TKPL(ML) dava tutsağı Cafer Tayyar Bektaş
ile 148. gününde olan MLKP dava tutsağı Hüseyin Kayacı ölümsüzlüğe kavuştu. Bunun üzerine İHD İstanbul Şubesi tarafından 7 Mayıs akşamı, şube binası
önünde mumlarla sessiz oturma eylemi yapıldı. Eyleme 300ü aşkın
kitle katıldı. Sessiz oturmanın ardından alkışlarla sık sık, Yeni
ölümler istemiyoruz!, Devrimci tutsaklar onurumuzdur!,
İçerde dışarda hücreleri parçala!, Şehit namırın!,
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz! sloganları atıldı. Kitle yine canlı bir şekilde sloganlarla ve alkışlarla, İstiklal Caddesine
çıkan sokak üzerinden yürüyüşe geçti. Kenarda bulunan insanlar alkış ve
sloganlara katılarak kitleye destek verdi. Bu durum karşısında şaşıran
devlet güçleri, hemen caddeye çıkan sokak başına yığınak yaptılar. Yürüyüşçü
kitle caddeye yaklaşınca kendi tercihiyle dağıldı. Kitlenin toplamı öfkeli ve canlıydı. Doğru dürüst çağrısı dahi yapılmayan
böyle bir eyleme bu sayıda ve kararlılıkta insanın katılımı, dışarıda
oluşan duyarlılığın çarpıcı bir göstergesidir. Bu, direnişin yarattığı
geniş duyarlılığın harekete geçirilmesinin aciliyetini de göstermektedir. Katliamcı Adalet Bakanı hakkında suç duyurusu ÇHD, SES, KESK, DİSK, İHD, Mazlum-Der, ÖDP, HADEP, EMEPin içinde
yeraldığı kitle örgütleri 9 Mayıs günü, Ölüm Orucunda yaşamlarını
yitiren tutsakların 22ye yükselmesinden dolayı, Sultanahmet Savcılığında
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk hakkında suç duyurusunda bulundular. Saat 12:30da başlayan eyleme yaklaşık 80 kişi katıldı. Kitle örgütleri
Adalet Bakanı Türkün bilerek ölüme sebebiyet vermekten yargılanmasını
istedi. İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin yaptığı açıklamada, Hatice
Yazganın Ölüm Orucunu bıraktığı ve tahliye edildiği tarzında
verilen haberin asılsız olduğunu belirtti. Hatice Yazganın zorla
müdahale sonucu kalıcı hafıza kaybına uğradığını ve bundan dolayı infazın
6 ay süreyle ertelendiğini söyledi. Ayrıca Anadolu Ajansının verdiği
yanlış bilgilendirmeyle kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını söyledi. Topluluk daha sonra Yeni ölümler istemiyoruz! sloganları
eşliğinde eylemi bitirdi. TUYABlı ailelerden eylem... 9 Mayıs günü Beyoğlu Mis sokakta, TUYAB bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Devletin kolluk güçleri önce basın açıklamasına izin vermeyeceklerini
söylemesine rağmen, eylemcilerin kararlı tutumu karşısında sonuçta açıklama
gerçekleşti. Öncelikle şehit düşen Cafer Tayyar Bektaş ile Hüseyin Kayacıının
özgeçmişleri okundu. Yapılan açıklamada; Bizler yeni ölümler istemiyoruz. Bu sessizliğin,
suskunluğun kırılmasıyla, onların haklı taleplerine sahip çıkılmasıyla
ölümlerin önüne geçileceğine inanıyoruz. denildi. Eylemde dövizler
ve Ölüm Orucu şehitlerinin resimleri taşındı. Basın açıklamasının ardından,
Devrimci tutsaklar onurumuzdur! sloganı atılarak eylem bitirildi.
Çocuklarımızın taleplerini biz de sahipleniyoruz TUYABlı aileler, Ölüm Orucu direnişini sürdüren devrimci tutsakların
yanında olduklarını ve taleplerine sahip çıktıklarını göstermek amacıyla,
6 Mayıs günü saat 14.00te Haseki Hastanesi önünde bir basın açıklaması
gerçekleştirdiler. Haseki Hastanesi bahçesinde buluşan aileler, ilk olarak Ölüm Orucunda
olan devrimci tutsakların bulunduğu acil servis bölümüne giderek bir demet
çiçek verdiler. Direnişi sürdüren devrimci tutsakları temsilen Sevgi Tağaça
çiçeğin gönderilmesinin ardından, tekrar bahçeye gelen aileler, burada
sözlü basın açıklaması yaptılar. Aileler adına konuşan Berran Yıldırım; Çocuklarımızın taleplerini
biz de sahipleniyor, görüşmelerin derhal başlatılmasını talep ediyoruz.
Şu ana kadar 50nin üzerinde çocuğumuzu kaybettik. Daha fazla mezar
kazmak istemiyoruz. Çocuklarımızın hepsi değerli insanlardır. Bir an önce
görüşmelerin başlatılmasını ve ölümlerin durdurulmasını istiyoruz
dedi. Alkışlar ve zılgıtlarla basın açıklaması sona erdi. SY Kızıl Bayrak/İstanbul
Direnişin gücü karşısında dize gelecekler!
Artık düzen bu direnişten kurtulmak zorundadır. Yasal düzenlemeler, müdahaleler, kimi ailelerle işbirliği, bunların hiçbiri
direnişten kurtulmalarını sağlayamadığına göre, teslim olmak zorundalar.
Bunun farkındalar ve bir bakıma postu pahalıya satmaya çalışıyorlar. Ne
kadar taviz koparabilirsek kârdır mantığıyla hareket ediyorlar. Direnişin böylesine uzaması bedelleri ağırlaştırdı. Gerek katliamlarla
gerekse direniş sonucu onlarca devrimci yaşamını yitirdi. Ancak, aylar
geçmesine rağmen direnişin süregitmesi dışarıdaki kitleleri içten içe
işledi. Zulme karşı ve ne pahasına olursa olsun direnmenin mümkün ve zorunlu
olduğunu belletti. 1 Mayıs gösterileri, direnişin kitleler üzerindeki bu etkisini de ortaya
çıkarmış bulunuyor. İşçi ve emekçi kitleler, devrimci tutsakların direnişinden
öğrendikleriyle güçlenerek, sistemin saldırılarına karşı direnme görüşünde
giderek daha fazla birleşiyor. Dolayısıyla rejim, ya Ölüm Orucu direnişini sona erdirecek, ya da bunun
toplum vicdanında yarattığı sarsıntıya ve emekçilerin ve gençliğin mücadelesine
olumlu etkisine katlanacaktır. Özellikle de sınıfa yönelik sıfır zam ve
ihbar tazminatlarının gaspı saldırılarına giriştiği, sınıf cephesinden
tüm tepkilere rağmen emperyalizme köleliği pekiştirecek yasa ve kararları
ardardına çıkarma gayretini sürdürdüğü bir süreçte ÖOnun sürmesi
onu daha da zora sokacaktır. Gerçi, devrimci tutsaklarla anlaşması, bu ikincilerden yakasını kurtarmasını
sağlamayacaktır. Fakat, bu sayede üzerinden büyük bir basıncı kaldırmış,
kısa süreliğine de olsa nefes almış olacak, yeni saldırı ve yeni çatışmalar
için bunu bir imkana dönüştürmeye çalışacaktır. Bu aşamada, devrimci hareketin ve sınıf hareketinin düzene bu soluklanma
imkanını tanımamak için, direniş odaklarını çoğaltma ve büyütme çabasını
yoğunlaştırması zorunludur. Zindanlarda ödenen büyük bedellerin büyük
zaferlerin yolunu açması ancak böyle mümkün olabilir. Sınıf devrimcileri,
devrimci direnişin kazanımlarını sınıfın kazanımı haline getirmek, direnişi
dışarıya büyütmek için tüm güçleriyle seferber olmak zorundadır. Habip,
Ümit ve Hatice yoldaşların, ölümü tereddütsüze göğüsleyen tüm devrimcilerin
fedakarlıklarının boşa gitmediği ancak bu yolla kanıtlanacaktır.
İspanyalı devrimci tutsaklardan
İspanyalı devrimci tutsakların eylemi aşağıdaki sırayla başladı ve sürüyor. |
|||||