12 Mayıs'01
Sayı: 08


  Kızıl Bayrak'tan
  Ülkenin satışı, emekçilerin yıkımı ve hücre saldırısı
  Direniş büyüdükçe katlıamcı devlet acizleşiyor, medya pislik kusuyor!
  Yaşamak ve yaşatmak için ölüyorlar!
  Direnişin gücü karşısında dize gelecekler!
  TELEKOM'da emperyalist talan!
  TELEKOM'da özelleştirme saldırısına tepkiler
  Sınıf hareketi
  "İş güvencesi" oyununun altından kıdem tazminatı saldırısı çıktı!
  Geleceği kucaklamak için
  "İşçinin en büyük silahı üretimden gelen gücüdür, bunu iyi kullanması gerekiyor"
  1 Mayıs'ın ışığında sınıf hareketi
  Katil devletten hesabı emekçiler soracak!
  Gençlik
  Kapitalizmde çocuk olmak
  Çocuk emeği, kapitalizm ve sosyalizm...
  Alnı kızıl yıldızlı baş secdeye varmaz!
  Kapitalizm ve çevre sağlığı
  Dünyadan kısa kısa...
  Basından...
  Mücadele Postası



Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Devrimciler Ölmez
devrim davası
yenilmez


Yaşamak ve yaşatmak için ölüyorlar!..


7 Mayıs’ta şehit düşen Cafer Tayyar Bektaş ölümsüzlüğe uğurlandı...

7 Mayıs’ta Ölüm Orucu Direnişi’nin 200. gününde şehit düşen TKP(ML) dava tutsağı Cafer Tayyar Bektaş hakkında yoldaşlarının yaptığı açıklamada şu bilgiler yer alıyor:

“Cafer Tayyar Bektaş, 1998’de Ankara’da tutsak düştü. İdamla yargılandı. Ulucanlar katliamında ağır yara aldı. Bu katliamla birlikte Bartın Hapishanesi’ne sevk edildi. 20 Ekim’de başlayan ve mevsimleri ardında bırakarak bugüne varan direnişte tereddütsüz yer aldı. 19 Aralık katliamıyla birlikte Sincan F tipi ölüm hücrelerine sürgün edildi. Burada durumu ağırlaşınca zorla tedavi için Ankara Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Ama tedaviyi kabul etmedi. Tekrar Sincan’a geri götürülen Bektaş, Ölüm Orucu direnişinin 181. gününde şehit düşen yoldaşı Endercan Yıldız’la birlikte tekrar hastaneye kaldırıldı. Bir kez daha direnişini kırmak için başvurulan zorla müdahale işkencesini kabul etmedi. Burda bilincini yitirdi. Yaklaşık 10 güne yakın makinaya bağlı olarak yaşam mücadelesi verdi.

“ ‘Tek kişi de kalsa bu kavgada,direnme, savaşma ve kazanma azmiyle doruklara kilitlenenler, eninde sonunda zafer halayı ile kucaklaşacaklardır.’ Cafer Tayyar Baktaş, yaşamını yitirmeden gazetemize gönderdiği mektupta böyle diyordu.

“Cafer Tayyar Bektaş, bu mektubunda Ulucanlar katliamında şehit düşen yoldaşı Mahir Emsalsiz ve Önder Gençarslan’ın mezarı yanına gömülme arzusunu da dile getirmişiti. Ailesi bu vasiyetinden hareket ederek yıllardır ayrı kaldıkları oğlu Cafer’i bir gece evlerinde konuk ettikten sonra vasiyetine uygun bir şekilde yarın saat 13.00’te Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda ölümsüzlüğe uğurlanacaktır...” (Devrimci Demokrasi gazetesinin yaptığı açıklamadan)

Cafer Tayyar Bektaş ölümsüzlüğe uğurlandı

7 Mayıs’ta Ölüm Orucu Direnişi’nin 200. gününde Numune Hastane’sinde şehit düşen TKP(ML) dava tutsağı Cafer Tayyar Bektaş, 8 Mayıs’ta güneşe uğurlandı.

Cenaze töreni için Sıhhiye Köprüsü’nün üzerinde toplanan 200 tutsak yakını otobüslerle önce Adli Tıb’ba giderek, Cafer’in düşünceleri uğruna ölüme yatırdığı bedenini teslim aldı. Burada cenazenin sloganlarla teslim alınmasından sonra, tekrar otobüslere binilerek mezarlığa doğru harekete geçildi.

Karşıyaka Mezarlığı’nda “Cafer Tayyar Bektaş yoldaş ölümsüzdür!” Devrimci Demokrasi Gazetesi ve “Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık!” Ankara TUYAB imzalı pankartlar açıldı. Ölüm Orucu şehitlerinin resimlerinin bulunduğu dövizler ve karanfillerle mezar başına yüründü. Ölüm Orucu ve devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından Cafer’in özgeçmişi okundu. Ve ardından partisinin bayrağına sarılarak toprağa verildi.

Törende “Cafer yoldaş ölümsüzdür!”, “Hüseyin Kayacı ölümsüzdür!”, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı. Tören olaysız bir şekilde sona erdi.

SY Kızıl Bayrak/Ankara


Hüseyin Kayacı 6 Mayıs’ta şehit düştü...


Umut gözbebeklerinde çocuklarımızın
Umut söylenen türkülerde
Omuz omuza halaylarımızda umut
Kavgada düşenin anısına, sıkılı yumruğumuz umut.
Acımasız sınıf kinimizde umut
Sol göğsümüzün altında umut.
Hüseyin Kayacı

Ölüm Orucu Direnişi’nin 148. Gününde yaşamını yitiren MLKP davası tutsağı Hüseyin Kayacı hakkında yoldaşları tarafından yapılan açıklamada şu bilgiler yer alıyor:

“Hüseyin Kayacı, Çorum ili, Osmancık ilçesi, Mehmetdede Obluk köyünden olup 1969 doğumluydu.
İzmir’de Tersane’de işçi olan Hüseyin Kayacı Limter-İş Sendikası üyesiydi. Yaşamını işçi sınıfı davasına adayan Hüseyin Kayacı, bu mücadele içerisinde yoğun baskı ve tehditlere uğradı. Tersane çıkışında gözaltına alınarak tecavüze uğradı. Tecavüze uğradığı anda bunu kamuoyuna açıklamaktan bir sakınca görmedi, aksine bunu, mücadelenin bir parçası olarak gördü. Kendisi katılamadığı için, Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Kurultay’a tebliğ göndererek örnek ve mücadeleci bir tutum takındı.

Hüseyin Kayacı, 1998 yılında Tersane çıkışında gözaltına alındı. Bergama hapishanesinde yatmakta olan Hüseyin Kayacı, bu hapishaneye düzenlenen bir operasyonla Buca hapishanesine götürüldü.
Hüseyin Kayacı 25 Nisan günü Yeşilyurt Hastanesine kaldırıldı. Durumunun ağırlaşması üzerine Turan Ustabaş ile birlikte 6 Mayıs saat 11.00’de acil bölüme kaldırıldı. Burada zorla müdahale edildi. Turan’ın bilinci yerinde olduğu için tedaviyi redderken bilinci kapalı olan Hüseyin Kayacı tedaviye karşı tepki veremiyor ve 6 Mayıs saat 21:00’de yaşamını yitiriyor.
Hüseyin Kayacı Ölüm Orucu Direnişi’nin 148. gününde yaşamını yitirdi. Yaşama hakkına yönelik F tipi saldırıya karşı, ölümüne direndi ve direnerek ölümsüzlüğe uğurlandı...”

***

Denizlerin katledilişinin yıldönümünde, 6 Mayıs’ta şehit düşen MLKP dava tutsağı Ölüm Orucu Direnişçisi Hüseyin Kayacı, vasiyetine uygun bir törenle ölümsüzlüğe uğurlandı.

8 Mayıs günü saat 10:00’da Bayraklı Adli Tıp’tan alınan Hüseyin Kayacı, polis baskısına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun dışına kadar sloganlar eşliğinde arabaya bindirildi.

Menemen Asarlık Mezarlığı’na gömülmek isteyen Kayacı’nın cenaze törenine katılmak için gelenler polis engeliyle karşılaştılar. Polis, katılımı engellemek için araçlar arasında mesafe açmaya çalıştı ve arabaların konvoy oluşturmasını engellemeye çalıştı.

Cenaze mezarlığa getirildiğinde araçların önü kesildi. Böylece Asarlık Cemevi’nde cenazeye katılmak üzere gelenlerle diğer kitlenin biraraya gelmesi engellenmiş oldu. Mezarlık girişinde oldukça provokatif davranan polis katılımı engellemek için insanlar üzerinde terör estirmeye çalışarak, bazı insanları gözaltına almaya çalıştı. Bu esnada Atılım gazetesi muhabiri Özgür Kaya gözaltına alınarak, polis otosunda dövüldü. (Polisin bu tutumu mezarlıktan ayrılırken de devam etti. Özgür Kaya Menemen’in çok uzak bir ovasında aynı gün serbest bırakıldı).

Mezarlık girişinde araçlardan inen insanlar kortej oluşturdu. En önde kızıl beze sarılı Hüseyin’in tabutu omuzlarda taşındı. Daha sonra sloganlarla yürüyüşe geçildi. Tabutun hemen arkasında Yaşamda Atılım, Özgür Genç, Limter-İş, İzmir Hücre Karşıtı Platform ve Ölüm Orucu’ndaki MLKP dava tutsaklarının çelenkleri taşındı. Kitle yürüyüş halindeyken Asarlık Cemevi’nde biraraya gelmiş olan insanların da katılımıyla sayı 300’ü geçti.

Ölüm Orucu’nda şehit düşen devrimci tutsakların fotoğraflarının taşındığı cenaze töreninde ayrıca “Ölüm Orucu direnişçisi Hüseyin Kayacı yoldaş ölümsüzdür!” pankartı açıldı. Mezarlığa varıldığında tüm devrim şehitleri için saygı duruşunda bulunuldu.

Törende, tutuklanmadan önce tersane işçisi olan Hüseyin Kayacı’nın üye olduğu Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kazım Bakış bir konuşma yaptı. Hüseyin Kayacı, vasiyeti üzerine MLKP bayrağına sarılarak defnedildi. Yoldaşları da Hüseyin Kayacı’nın mücadeleci ruhu ve devrimci kimliği üzerine konuşma yaptılar. Hüseyin’in babası Mehmet Kayacı oğluyla gurur duyduğunu ifade ederken, kızkardeşi Meliha Kayacı konuşmasının sonunda; “O bize mücadele etmeyi öğrettiği gibi, ailemize direnmeyi de öğretti” dedi. Şiirler ve en sevdiği türküler eşliğinde güneşe uğurlanan Hüseyin Kayacı’nın cenaze töreni Enternasyonal eşliğinde bitirildi.

SY Kızıl Bayrak/İzmir