ARSIVANA SAYFA
 
14 Ekim '00
SAYI: 38
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Zafere kadar devrim!
“İşgüvencesi” aldatmacası üzerinden sergilenen orta oyunu
“İşgüvencesi”: Sinsi bir saldırı manevrası
“Kurtlar sofrası”nda muhabbet
ESK ihanetine geçit vermeyelim!
Belediye işçilerinin direnişi sürüyor
İşçi hareketinden kısa haberler
2000 Yılı Küresel Kadın Yürüyüşü
Ankara’da kadın mitingi
Teslimiyet platformunun geldiği yer
ABD’nin Ermeni soykırım kararı ve Kafkasya’da kirli oyunlar
Sinekten yağ çıkarma politikası
Ermeni sorunu ve Osmanlı mirası
Tarımda ücretli işgücü ve pamuk işçileri
Gençliğin örgütlü mücadeleyle buluşmasından duyulan korku
Dünya çocukları ve kapitalist barbarlık
Katliamcılardan hesap soralım!
Cezaevlerinde gerginlik tırmandırılıyor!
Onlara dair gecikmiş sözler
Partinin sınıf düşmanları karşısında yıkılmaz kalabilmesi için
Yunanistan’da gene grev
Bidon (öykü)
Parti, dava ve “küçük-burjuva yiğidi”
Mücadele Postası...
 
Tüm yazılar



 
 
TUYAB:

Cezaevlerinde gerginlik tırmandırılıyor!


F Tipi/Hücre cezaevlerinin hızla tamamlandığı ve bunu kabul ettirmek için sinsi hazırlıkların sürdüğü ( TMY’sındaki gözboyayıcı değişiklik, Af yasa tasarısı vb.) bugünlerde, cezaevlerinde de provokasyonlar biribirini izliyor. Bu yılın başında çıkarılan “Üçlü Protokolü” de bahane olarak kullanan devlet bir dizi cezaevinde gerginlik yaratmaya çalışıyor. Son günlerde Ceyhan ve Ermenek cezaevlerinde yaratılan gerginlik ve katliam provaları bunun örneğidir. Bunu hücrelere geçmek için yapılan hazırlıkların göstergeleri saymak gerekiyor.

Son olarak Ümraniye Cezaevi’nde de benzeri bir gerginlik yaşandı. TUYAB’lı aileler bu provokasyonlara karşı tepkilerini, 7 Ekim 2000 tarihinde yaptıkları basın açıklamasıyla gösterdiler.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Burdur ve Bergama’daki katliam girişimleri ile devlet, çocuklarımıza ve bizlere yeni katliamlar dayatacağının mesajını veriyor. Devletin hapishanelere yönelik uyguladığı sistemli politikalar, bugün daha da boyutlandırılarak F Tipi olarak karşımıza çıkarılmıştır. Çocuklarımız hücrelere konularak yalnızlaştırılmak, kişiliksizleştirilmek ve teslim alınmak istenirken, aynı zamanda devrimci tutsaklar üzerinden tüm toplumun yaşamı hücreleştirilmek isteniyor. İradeleriyle, bilinçleriyle, biz de aynı kararlılıkla hücrelere koydurtmayacağız.

Devlet, bu politikalarını yaşama geçirmek amacıyla provokasyonlar yaratarak, katliam provaları yapıyor. Buca’da, Ceyhan’da, Ermenek’te arama bahanesiyle gerginlik yaratıyor.

Son günlerde de Ümraniye Hapishanesi’nde, Cezaevi İdaresi, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve Cezaevi eski savcısı Ertaç Giray’ın biraraya gelerek yaptıkları toplantı, Ümraniye Hapishanesi’ne bir operasyon hazırlığı yapıldığının, katliama alt yapı oluşturulduğunun sinyallerini veriyor.

Daha önceki cezaevi savcısı Ertaç Giray tarafından koğuşların dinlenmesi amacıyla müşahade (arşiv) bölümünden başlayarak D-5, D-6 koğuşlarına kadar uzanan bir tünel kazıldğı ortaya çıkıyor. Yine son günlerde hapishane çevresinde dozerlerle yapılan kazılar, kesilen ağaçlar hapishane üzerinde sık sık askeri helikopterlerin dolaşması, yine mavi berelilerin de hapishane etrafında dolaşarak gerginlik yaratması, yaptıkları hazırlıkların, planların bir göstergesidir.

Son olarak aldığımız bilgilere göre; en son gecen hafta rutin aramaların dışında tünel bahanesi ile asker araması dayatıldığı, çocuklarımız tarafından asker aramasının kabul edilmemesinin ardından, cezaevi idaresine ve gardiyanlara bir seferliğine mahsus olmak üzere bu zamansız aramayı yapmalarına izin verilmiştir. Tüm bu gelişmelerden dolayı biz aileler büyük bir endişe duyuyoruz.

Daha dün Ulucanlar’da, Bergama’da katliam nedenine dönüştürülen “tünel var” iddiası bugün de Ümraniye Hapishanesi’nde gündeme getirilerek katliamlara gerekçe yaratılmak isteniyor.

Bizler tutsak yakınları olarak bu tür provokasyonlara karşı tüm devrimci-demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz ve olası katliam girişiminden İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Alay Komutanı’nı, Cezaevi İdaresi’ni, Adalet Bakanlığı’nı ve Cezaevi eski savcısı Ertaç Giray’ı sorumlu tutuyoruz.

Hücre ölümdür, izin vermeyeceğiz!
Anaların öfkesi katilleri boğacak!

TUYAB (Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği)





Ümraniye Cezaevi’nden devrimci tutsaklar:

Filistin halkının yanındayız!


İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında yıllardır süren İntifada, onyıllar boyu süren silahlı mücadelenin çocuğu olarak doğdu, yayıldı ve öne geçti. İntifada’nın Ortadoğu'daki gerici devletler ve emperyalizm için tehlike oluşturduğu bir zamanda ise, emperyalizm tarafından Filistin halkına emperyalist ve gerici çözüm dayatıldı. Barış söylemleri altında Filistin halkı teslim alınmak istendi.

Ama son yaşanan örnekte de olduğu gibi, İsrail'in giriştiği her saldırıya Filistin halkı, İntifada’yı yeniden ve yeniden yükselterek cevap verdi. Onlarca ölüm pahasına da olsa asla teslim olmayacaklarını, zafere kadar savaşacaklarını her defasında ortaya koydular. Emperyalist teslimiyet politikasına verilmesi gereken cevabı gösterdiler.

Ortadoğu'da devrimci hareketleri yaymak, devrimci mücadeleyi geliştirmek Filistin devrimiyle eylemsel dayanışmadan geçiyor. Ortadoğu'da yıllardır devrim ocağı olan Filistin devriminin başarılı ilerleyişi, tüm bölgedeki halkları etkileyecek ve ileri itecektir.

Yıllarca Filistin halkının gerek fiili gerekse moral desteğini almış ve onunla dayanışmaya girmiş olan halklarımızı, tüm devrimci güçleri; tüm dünya gericiliğine karşı ayağa kalkmış olan Filistin halkıyla eylemsel dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki, Enternasyonal görevlerini yerine getirmeyen bir halk, tüm dünya gericiliğiyle birleşmiş olan düşmanını asla yenemez ve zafer yüzü göremez.

Bizler, 02.10.200 tarihinde akşam sayımını vermeyerek emperyalizme, İsrail'e ve bölgedeki tüm gerici güçlere karşı ayaklanan Filistin halkının yanında olduğumuzu, kinlerini ve intikam yeminlerini paylaştığımızı ilan ediyoruz.

Ümraniye Hapishanesi'ndeki DHKP-C, TKP(ML), TİKB, TKP/ML, TKEP/L, MLKP, MLSPB, TKİP, TDP, TKP-Kıvılcım Davası Tutsakları





Buca’dan devrimci tutsaklar:

Saldırı ve provokasyonların sonu gelmiyor


Bergama Cezaevi’nde gerçekleştirilen saldırı sonrası 29.07.2000 tarihinde sevk olduğumuz Buca Cezaevi’nde yaşadığımız sorunlar çözülmediği gibi, basına yapılan açıklamalarda hakkımızda da doğru olmayan suçlamalar yapılmakta, yeni saldırılara zemin hazırlanmaktadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun tarafından 5 Ekim 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan açıklamada, tedavisi yapılmayan Ali Mitil kastedilerek “... ancak tutuklu yasa, tüzük ve genelge hükümlerine göre yapılması gereken aramaları örgüt kararı gereğince protesto ettiklerini belirterek üst araması yaptırmayacağını ve üst araması yapılmadığı takdirde tedavi olmak istemediğini beyan etmiştir” denilmektedir. Bulunduğumuz Buca Cezaevi’nde bulunan herhangi bir tutuklunun bu yönlü bir beyanı olmamıştır.

Cezaevine giriş ve çıkışlarda yapılan aramalara herhangi bir itirazımız yoktur. Ama buna ek olarak koğuş kapısında ikinci-üçüncü bir aramanın dayatılması, güvenlikle ilgili değil, tamamen keyfi bir uygulamadır. Bu keyfiyet sonucudur ki; Buca Cezaevi’ne sevk edildiğimiz günden bu yana aile görüşüne, doktora, avukat görüşüne çıkmamakta, banyoya gidememekteyiz. Bu keyfi uygulamaya karşı çıkmak, kabullenmemek “örgüt tavrı” değil, insanlık onurumuza dönük bir saldırıyı kabullenmemektir. Gerçek durum bu olduğu halde, cezaevi idaresi ve Adalet Bakanlığı sorunlara bir çözüm getirmeyerek birçok ağır rahatsızlığı olan arkadaşımızı ölüme terketmiştir.

Var olan saldırı ve hak gasplarıyla yetinmeyen Cezaevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun “aramayı kabul etmiyorlar” gibi demagojik söylemlerle, yeni katliam ve saldırılara zemin yaratmaya çalışmaktadır. Cezaevi idaresi ve dış güvenlik 04.10.2000 tarihinde daha önce Ulucanlar, Burdur ve Bergama’da yapılan saldırılarda kullanılan gaz bombalarıyla tatbikat yaparak, yeni katliam saldırılarına hazırlanmaktadır. Atılan gaz bombası sonucu adli tutuklulardan etkilenip hastaneye kaldırılanlar olduğu basında yer almıştır. Bulunduğumuz koğuş havalandırmalarına da dolan gaz sonucu göz yaşarması, sürekli öksürük, kusma gibi rahatsızlıklar yaşanmıştır.

Buca Cezaevi’nde gelişebilecek herhangi bir katliam saldırısının sorumlusu Cezaevi İdaresi, Cezaevleri Genel Müdürü ve Adalet Bakanlığı olacaktır. Kamuoyunu duyarlı davranmaya, yeni katliam hazırlıklarına, F Tipi (hücre) saldırısına karşı tavır almaya çağırıyoruz.

06.10.200
Devrimci Tutsaklar/Buca Kapalı Cezaevi





Uşak Cezaevi’nde baskılar sürüyor


İHD İzmir Şubesi Uşak Cezaevi’nde yaşanan sorunlarla ilgili, Uşak Cezaevi’nden yeni tahliye olan Yıldız Yılmaz’ın katılımıyla bir basın açıklaması yaptı. İHD tarafından Uşak Cezaevi’yle ilgili olarak hazırlanan rapor da basın mensuplarına dağıtıldı. Şube Başkanı Günseli Kaya’nın okuduğu basın açıklamasında, Uşak Cezaevi’nde 1996’da başlayan ve halen sürmekte olan saldırılara değinildi, cezaevindeki kötü sağlık koşullarından, anti-demokratik insanlık dışı uygulamalardan bahsedildi.

Ayrıca yeni tahliye olan Yıldız Yılmaz da yaptığı kısa konuşmada; Uşak Cezavi’nde bayan tutsakların bulunduğu, idare tarafından yapılan uygulamaların cinsel kimliklerine de bir saldırı oluduğunu dile getirdi. Tutsaklara en doğal insani talepleri noktasında bir sürü keyfi zorluk çıkarıldığını belirten Yıldız Yılmaz, oysa Uşak Cezaevi’nde tatilini geçirmekte olan çete mensuplarının silahlarıyla birlikte dolaşıp gardiyanları garson olarak kullandıklarına dikkat çekti.

Kızıl Bayrak/İzmir