ARSIVANA SAYFA
 
30 Eylül '00
SAYI: 36
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Mücadelenin durumu ve devrimci görevler
Bu hayalet yarın mezarınızı kazacak!
“Kahrolsun İMF! Kahrolsun emperyalizm!”
Kışlalı suikastı zanlısı yakalandı!
Halkın öfkesi artık sokaklara taşıyor!
Ulucanlar katliamının yıldönümünde Türkiye ekonomisi
Türk-İş, DİSK ve derinleşen ihanet
Belediye-İş’e kayyum şantajı
Çukobirlik işçileri direndiler ve kazandılar
“Tek başına kurtuluş olmayacağının bilincindeyiz”
Enerji emekçilerinin eylemleri ve gösterdikleri
Ermeni soykırım tasarısı ve perde arkasındaki gerçekler
Önce ABD güdümlü devlete köle kafanızı değiştirin!
Ulucanlar direnişinin yaktığı ateş hiç sönmeyecek!
Karadeniz: Bir halklar mozaiği-2
Anti-militarizm, askerlik sorunu ve gençlik mücadelesi üzerine
Ulucanlar’ı anma etkinliklerinin gösterdikleri
Ulucanlar anmasından notlar
Ulucanlar anması çalışmaları
Cumartesi eylemleri devam ediyor!
Katliamcılar hala yargı önünde değil
Anma, gözaltı ve direniş
Olimpiyatlar, görüntü ve gerçek
Liberal rüzgar gülü politikası
Partimizin programı üzerine notlar
Mücadele Postası...
 



 
 
Ulucanlar anması çalışmaları...

Yaygın ve planlı ön hazırlık çalışması


Bir yıl önce Ulucanlar’da devletin planlı saldırısıyla katledilen on yiğit devrimciyi anma hazırlıklarını günler öncesinden başlattık. Hücre saldırısı ile bu saldırının başlangıcı Ulucanlar katliamını, işçi ve emekçilerin gündemine taşımak için çeşitli propaganda ve ajitasyon araçlarını kullandık.

Ulucanlar katliamının hesabını sormaya çağıran bildirilerimizi, başta temel işletmeler olmak üzere, çeşitli fabrikalar ile emekçi semtlerine yaygın dağıtımını yaptık. Bunu sözlü propaganda ile mezar anmasına çağrıyla birleştirdik. Aile örgütlenmeleri imzası taşıyan anmaya çağrı amaçlı salon afişlerini, Rumeli yakasında bulunan onlarca sendika ve kitle örgütüne ulaştırdık. Salon afişleri bir çok sendika ve kurumun panolarına asıldı. Yine aynı çalışma içerisinde çağrı metinleri de yaygınca kullanıldı. Çağrı metinlerimiz diğer kurumların yanında Belediye-İş sendikası temsilciler kurulu toplantısının gündemine de taşındı. Çağrı metni sendikacılar tarafından okunarak imzaya açıldı. Toplantıdaki temsilciler imza verdiler.

Bu çalışmayı kendi iç etkinliklerimiz ile birleştirdik. Esenyurt İşçi Evi’nin düzenlediği Ulucanlar’da şehit düşenleri anma etkinliğinde anma çağrısı yinelendi. Kendi özgüçlerimizle Ulucanlar direnişinin anlamı üzerinden toplantılar düzenlendi. Çevre ilişkileri ile bizlere yakınlık duyan ve etkinliklerimize taşıdığımız çeşitli işletmelerdeki tek tek işçilerle de, gündem üzerine tek tek konuşmalar yapıldı. 24 Eylül’ de yapılacak anmaya katılım gerekliliği üzerine bilinç açıklığı sağlandı. Anma için belirlenen toplanma yerine nasıl gidileceği konusunda işbölümü ve görevlendirmeler yapıldı.

Tüm bu çalışmalar üzerinden anlamlı bir kitleyi anmaya taşımayı başardık. Anma sonrası süreçte coşkumuz ve kararlılığımız daha da arttı. Şimdi bize düşen görev, şehit yoldaşlarımıza verdiğimiz sözü tutmak ve örgütlü mücadeleyi yaratmak için, her zamankinden daha çok çalışmaktır.

Rumeli yakasından komünistler





Ulucanlar anmasına hazırlık çalışmalarımızdan..


Anma hazırlıkarına iki hafta önceden başlıyoruz. İlk haftayı F tipleri ve Ulucanlar yıldönümünde hesap sormaya çağıran bildiriler dağıtıyoruz ve gazete satışı yapıyoruz. Bildirilerimizi ve gazetemizi ulaştırdığımız herkese anmanın yapılacağı yeri, saati ve ayrıntılarını anlatıyoruz. İnsanlar genellikle geleceklerini ve bu konuda duyarlı olmak gerektiğini söylüyorlar.

İkinci haftayı ise gazete ve kitle ilişkilerimizi ziyaret ederek geçiriyoruz. Bu hafta da elimizden geldiğince çok insana ulaşmaya çalışıyoruz. Bizlere yakın olan dostlarımızı da çalışmanın içine katıyoruz. Onlar da çevrelerindeki tanıdıklarına anmaya gelinmesi ve şehitlerimize sahip çıkmamız gerektiğini anlatıyorlar. Diğer yoldaşlarımız sendikaları, kitle örgütlerini ve ilerici köy derneklerini dolaşıyorlar. TUYAB ve DETAK’ın ortak hazırladıkları anmaya çağrı yapan afişleri, DKÖ’lerin panolarına asılmak üzere bırakıyorlar.

Kartal ve Maltepe Demokrasi platformalarında bulunan tüm katılımcılarla anma eksenli çalışmalar yürütülmesini ve katılımın güçlü tutulması gerektiği konusunda konuşma ve tartışmalar yapıyoruz. Maltepe Demokrasi Platformu’nda, anmaya katılım noktasındaki çağrıyı devrimci çevreler dışındaki bileşenler (HADEP, EMEP, ÖDP, SİP) iyi karşılamıyorlar. Kartal Demokrasi Platformu’nda ise katılım kararı alınıyor. Cumartesi akşamı son hazırlıkları yapıyor, son kez görmemiz gerekenleri görüyoruz.

Anadolu yakasından komünistler





Ulucanlar salon etkinliği


Ulucanlar katliamının yıldönümünde, katliamı ve ondan ayrı düşünülemeyecek hücre saldırısını gündemleştirmek ve Ulucanlar şehitlerimizi anmak çerçevesinde, tutuklu yakını örgütlülükleri TUYAB ve DETAK tarafından bir anma etkinliği gerçekleştirildi.

Ulucanlar’da yitirdiklerimiz şahsında tüm devrim ve sosyalizm şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından, TUYAB ve DETAK tarafından ortak hazırlanan metin okundu. Metinde ailelerin kararlılığı şu sözlerle vurgulandı:

Evet, cezaevlerindeki mücadelelerde onlarca evladımızı yitirdik ve yüzlercesi de sakat ya da yaralı bırakıldı. Onlar tüm bu bedelleri öderken bir kez bile pişmanlık duymadılar, teslim olmadılar, olmayacaklar. Ulucanlar direnişinde bayraklaşan 10 canımız bunun kanıtıdır. Ve bu katliamın üzerinden 1 yıl geçti. Ulucanlar’da kurşunlara, bombalara, işkencelere karşı siper edilen bedenler, bizim bedenlerimizdir. Oradaki direniş ve isyan bizimdir. Bugüne kadar yitirdikerimizin hesabını soruyoruz ve soracağız.

Aile örgütlerinin metninin ardından hücre karşıtı platformların ortak metni okundu. Burada hücrelere girmeme ve katliamların hesabını sorma kararlılığı bir kez daha dile getirildi.

Salon, şehitlerimizin resimleri, katliamı ve hücreleri anlatan dövizlerimizle donatılmıştı. Yine Ulucanlar’ı ve hücreleri anlatan dia gösterisi ilgiyle izlendi.

Katliamı yaşayan ancak şans eseri kurtulan Yıldırım Doğan ve Hayriye Keskin yaşadıklarını, katliamın amacını ve önümüzdeki dönemdeki görevlerimizi anlattılar. Ümit Altıntaş’ın eşi Melek Altıntaş’ın yaptığı konuşmanın yanısıra, Ulucanlar Davası’nın hukuki sürecini ise Av. Zeynel Polat anlattı.

Grup Munzur, Grup Kutupyıldızı ve Göğün Yarısı müzik grupları etkinliğe katılırken, Tohum Kültür Merkezi tarafından “Ben Ulrike Bağırıyorum” isimli hücreleri, direnişi ve yaşamı anlatan tek kişilik bir oyun sergilendi.

Etkinliğin sonunda ise BEKSAV tarafından hazırlanan 75. gün adlı film gösterildi. ‘96 SAG ve ÖO sürecini ve sonrasını anlatan film, tabutluklara karşı mücadelede devrimci iradenin başeğmezliğini/kararlılığını bize bir kez daha göstermiş oldu.

Ulucanlar katliamı etkinliklerine çağrının yapıldığı etkinlik, mücadele alanlarında buluşma talebiyle sonlandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul





Stuttgart’ta devrimci tutsaklarla
dayanışma gecesi



24 Eylül Pazar günü Stuttgart Devrimci Tutsaklarla Dayanışma Komitesi’nin (DETUDAK) ‘96 SAG-ÖO ve ‘99 Ulucanlar katliamının anma gecesine 400’ün üzerinde bir kitle katıldı.

Stuttgart DETUDAK olarak F tipi hücre saldırılarına karşı uzun süreden beri (arada bazı kesintiler olmasına rağmen) kampanyamız sürmektedir. Haftanın her cuma ve cumartesi günleri, şehrin en kalabalık yerlerinde açılan standlar değişik materyallerle zenginleştirilmektedir. Ayrıca suç dosyaları oluşturulup çeşitli kurum ve kuruluşlara dağıtıldı. Yer yer düzenlediğimiz panel, yürüyüş ve mitinglerle, devletin cezaevlerine yönelik saldırıları protesto edildi.

Son olarak, 24 Eylül’de, ‘96 SAG-ÖO ve Ulucanlar katliamında şehit düşen devrimcileri anmak için bir gece gerçekleştirdik. Geceye ön hazırlık materyallerini ve çağrı bildirisini ev ev dolaşarak dağıttık. Afişlemeler yaptık ve gece biletlerini yaygın olarak sattık. Çalışmalar yer yer bazı zaaf ve yetersizlikler taşımasına rağmen, genelde ortak çalışmaya bir uyumluluk hakimdi.

Gecenin açılış sunusu yapıldıktan sonra, Grup Espere ve Onur Olgun’un söylediği türkü ve marşlar eşliğinde “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Devrimci tutsaklara kalkan elleri kıracağız!”, “Onurumuzu çiğnetmeyeceğiz!” sloganları sık sık atıldı. Daha sonra bir yoldaş DETUDAK adına gecenin politik konuşmasını yaptı. Ulucanlar katliamının dia ve sinevizyon gösterimi esnasında kitle katil devlete lanetler yağdırıldı. Adnan Yücel şiirlerini okuyarak geceye devrimci bir atmosfer taşıdı. Daha sonra Enternasyonal marşı eşliğinde gecenin kapanışı yapıldı. Bazı zaaf ve eksikleri taşıyan gece, önümüzdeki dönemin faaliyetlerine önemli deneyler sundu.

Önümüzde, bundan sonra yaşayacağımız ortak eylemlikleri daha etkin örgütlemek için, daha sıkı kenetlemek ve daha çok çalışmak sorumluluğu durmaktadır.

Stuttgart’tan TKİP taraftarları





Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!


Katledilişlerinin birinci yılında komünist ve devrimci tutsakların anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Katledilen ama direnen, teslim olmaktansa ölmeyi yeğleyenlerin, “varsa cesaretiniz gelin!” sloganlarını yükseltenlerin, “uğruna tereddütsüzce ölünecek dava uğruna” ölümü en önde ve yiğitçe kucaklayan partimizin önder kadrolarının, siper yoldaşlarımızın, mücadele manifestoları, beynimizde hiçbir zaman silinmeyecek bir direnişin tarihidir. Bu tarih kanla yazılmış, bedeli canlarla ödenmiştir. Habip, Ümit, İsmet, Önder, Halil, Abuzer, Aziz, Ahmet, Mahir ve Zafer, devrim ve sosyalizm davasına canlarıyla harç oldular.

ON’lar ölmediler, hergün yeniden doğuyorlar kavgada yetkinleşen işçilerle, ayağa kalkan emekçilerle. ON’lar hergün çoğalıyorlar, çocuklarımızın isimleriyle. Ve bilmeliler cellatlar: Katlederek yok edemiyecekler bizleri, nasıl yok edemedilerse Denizleri, Mahir’leri, İbo’ları, Sinan’ları. Nasıl yok edemedilerse Che’leri, Rosa’ları, Karl’ları.

Tarih tanığımızdır... Bu katliamlar yanlarına kâr kalır sananların kanlı düzenini gün gelecek yıkacağız. Ve bu düzenin eli kanlı katillerini asla affetmeyeceğiz.

Devrim ve parti şehitleri ölümsüzdür!

Berlin TKİP taraftarları